Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/996 E. 2021/362 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/996 Esas
KARAR NO : 2021/362

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava arasında İnşaat Yapım Sözleşmesi akdolunduğunu, iş bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin üzerine düşen tüm mükellefiyetlerini eksiksiz ifa etmiş olduğunu, ancak davalı tarafından sözleşme uyarınca kendisine ödenmesi gereken ödemelerin yapılmamış olduğunu, bunun üzerine müvekkili tarafından öncelikle borçlu-davalıya ihtarname keşide edilmiş olduğunu, ancak davalı tarafından gene ödeme yapılmamış olduğunu, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış olduğunu, ancak davalı tarafından takibe itiraz edilerek takibin durdurulmuş olduğunu, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının mallarını kaçırma ihtimali bulunduğunu, bu sebeple davalının tespit edilecek malları üzerine gerektiğinde teminat mukabilinde ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini beyanla; öncelikle tedbir taleplerinin kabulü ile takibe itirazın iptaline, borçlunun likit alacağa itirazından dolayı kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir sıfatını haiz olmadığını, kendi ikamet ettiği taşınmaz üzerinde ilgili sözleşmenin akdedilmiş olduğunu, müvekkilinin “tüketici” konumunda olduğunu, bu sebeple görevsizlik kararı verilmesini ve dosyanın Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, yine alacak ticari de olsa, tüketici işlemi de olsa arabuluculuk usulü uygulanmaksızın dava açıldığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında imzalanan İnşaat Yapım Sözleşmesine göre riskli yapı kapsamında olan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … parselde kayıtlı bina yıkılacak ve yerine yeni bir bina yapılacak olduğunu, sözleşme ekindeki Bağımsız Bölümler ve Ödeme Listesi başlıklı tablodan müvekkiline Bodrum Kattaki 1 nolu dairenin verileceğinin belirtilmiş olduğun, ancak bu süreçte müvekkilinin zararlarının söz konusu olduğunu, doğan zararlara dair Bakırköy Tüketici Mahkemesinde alacak davası açmak amacıyla arabuluculuğa başvurmuş olduklarını, açacakları davaya ilişkin TAKAS DEFİ’nde bulunduklarını, müvekkiline düşük metrekare (m²)’ li daire verilmesi sebebiyle uğranılan zararları bulunduğunu, müvekkilinin inşaat öncesi arsa payının …. olup diğer pay sahipleri ile arasında fahiş bir fark bulunmadığını, ancak inşaat sonrası diğer pay sahiplerine verilen dairelerin ortalama 100 metrekare (m²) iken, müvekkiline verilen bodrum kattaki 1 nolu dairenin 62 metrekare (m²)’ olduğunu, bodrum katta yer alan 1 ve 2 nolu dairelerin kullanım alanlarının bodrum kata 65 metrekare (m²)’ lik sığınak yapılması sebebiyle azaltılmış olduğunu, ancak müteahhit firmanın, sığınak bedelini binada paydaş olan tüm pay sahiplerine yansıtmış olduğunu, sığınak maliyeti 65 metrekare (m²) / pay maliki sayısı 14 = pay maliki başına 4,60 metrekare (m²) bedel tahakkuk etmiş ve tüm maliklerden tahsil etmiş olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin (ve diğer bodrum kattaki daire sahibi dava dışı …’ ın) dairesinin, sığınak yapılmasından ötürü çok düşük metrekare (m²) olarak verilmesi sebebiyle davacı müteahhit’in zenginleşmiş durumda olduğunu, sonrasında pay maliklerine müteahhit firma tarafından 15.05.2017 tarihinde mesajlar atılmış ve bodrum kattaki maliklerin (müvekkili ve …) bu sebeple doğan zararlarının giderilmesi gerektiğinin belirtilmiş olduğunu, ancak müteahhitin, müvekkilinin (ve diğer bodrum kattaki daire sahibi dava dışı …’ ın) bu zararını gidermemiş olduğunu, müteahhit firmanın, müvekkiline ve (ve diğer bodrum kattaki daire sahibi dava dışı …’ a) düşük metrekare (m²)’ li daire vermekten kaynaklı zararı vaat ettiği gibi gidermeyi düşünmemiş olduğunu, müvekkilini sürekli oyalamış olduğunu, müvekkiline düşük metrekare (m²)’ li daire verilmesi sebebiyle uğranılan zararların da tespit edilerek TAKAS edilmesini talep ettiklerini, halen teslim yapılmaması sebebiyle doğan emsal rayiç kira bedeli kayıplara olduğunu, sözleşmeki maddeye göre 90 günlük işe başlama ve 12 aylık işi bitirme süresi mevcut olup, sözleşmenin imzalandığı 15.05.2015 tarihinden itibaren işe başlama süresi olan 90 günlük süre 13 Ağustos 2015 te, bu tarihten sonra başlayacak olan işi bitirtme süresi olan 12 aylık süre de 13 Ağustos 2016 da sona erdiğini, ancak sözleşmenin imzalandığı tarihte taşınmazın tamamlanıp teslim edilememiş olduğunu, sonrasında hukuka aykırı bir şekilde eksikliklerle ve kendilerinin zarara uğratılarak 14.09.2018 tarihinde tapuda tescil yapılmış olsa da, kendilerine hukuken geçerli bir anahtar teslim yapılmış olmadığını, zira başkaca da teslim tutanağı tanzim edilmiş olmadığını, ilgili yer ile ilgili kat mülkiyeti kurulmamış ve iskan ruhsatı alınmamış olduğunu beyanla; öncelikle usuli itirazlarının gözetilerek görevsizlik kararı verilmesine ve dosyanın Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, yine arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine, aksi kanaatle davanın cevapları ve takas def’ileri gözetilerek esastan reddine, davacının % 20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan inşaat yapım sözleşmesi nedeni ile davalı tarafından ödenmesi gereken bedelin ödenip ödenmediği, davalı tarafa sözleşmeye aykırı olarak düşük metrekareli daire verilip verilmediği, teslimin geç veya ayıplı yapılıp yapılmadığına ilişkindir.
Esenler Vergi Dairesi müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davalının herhangi bir ticari faaliyetinden dolayı mükellefiyetinin olmadığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. Maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmü düzenlenmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: alış verişe konu olan taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılı, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayrimaddi malları; Satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Hizmet:bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu, Sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan veya hizmet sunanın adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi : mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser , taşıma , simsarlık , sigorta , vekalet , bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen, taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Somut olayda; davacı, taraflar arasında düzenlenen, inşaat yapım sözleşmesine konu bedellerin davalı tarafından yapılması gereken ödemelerin yapılmadığı iddiasıyla ödenmeyen bedellerin tahsili talebi ilişkindir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiği, davalının tesis edilen ilişkide tüketici konumunda bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmış olmakla davanın görev dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸