Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/983 E. 2022/919 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/983 Esas
KARAR NO : 2022/919

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, …. Ltd. Şti.’den ….. plakalı … model …. …. Sedan cinsi … tipli aracı Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile 189.000,00TL bedelle 26/06/2020 tarihinde aldığını, araç alınmadan önce 26/06/2020 tarihinde davalı ekspertiz şirketinde ekspertiz yapıldığını, müvekkilinin aracı aldıktan sonra şirketin bulunduğu Samsun iline gittiğini, aracın burada motor arızası vererek hareket etmediğini, müvekkilinin Samsun’da aracını tamire götürdüğünü, aracın motor beyninde arıza olduğunu, fren vakumu ve turbo valfinin değişmesi gerektiği, benzin pompası ve kaput fırlatma modülünün değişmesi gerektiği, direksiyon kutusunda arıza olduğu, aküsünün bitik durumda olduğu, ön amortisörlerin ve krank kasnağının değişmesi gerektiğini öğrendiğini, müvekkilinin aracını kendi imkanlarıyla Samsun’da tamir ettirdiğini ve toplamda 23.336,00TL masraf yaptığını, aracın satışından sadece 8 gün sonra aracın müvekkili tarafından yaptırılmaya başlandığını, 04.07.2020-24.07.2020 tarihleri arasında yukarıda belirtmiş oldukları müvekkilinden gizlenen kusurların müvekkili tarafından yaptırıldığını, araç satışından hemen sonra bu kusurların ortaya çıkması davalılardan araç satışını gerçekleştiren … Şti.’nin kusurlu olduğunun açık bir göstergesi olduğunu, müvekkilinin aracı satın almadan önce konusunda uzman ekspertize aracı muayene ettirdiğini ve ekspertiz raporu aldırdığını, ekspertiz raporundaki değerlendirmelere güvenerek aracı satın aldığını ancak aracı satın aldıktan kısa bir süre sonra araçta yukarıda belirttikleri ayıplar olduğunu öğrendiğini, bu durumda iş bu davaya konu olayda TBK’nın 223/2. maddesinin uygulanması gerektiğini, müvekkilinin araç alım satım işleri yaptığını, aracı bir an önce yaptırmak adına kusurlarını giderdiğini ihtarnameler ile durumu davalılara bildirdiğini, araçta bulunan kusurların ekspertiz raporunda da belirtilmediğini, araçta olağan bir gözden geçirme ile tespit edilebilecek nitelikte ayıbın olmadığı, araçta ağır kusur niteliğinde ayıbın bulunduğu, müvekkilinin kendi imkanlarıyla aracı tamir ettirdiği ve davalılara bu hususu bildirdiğinin görüldüğünü, Küçükçekmece Arabuluculuk Bürosu’nun … Dosya No … Arabuluculuk dosya numarası kapsamında yaptıkları başvuru neticesinde anlaşmanın sağlanamadığını, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulüne, araç satış tarihi olan 26/06/2020’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte araçta meydana gelen ve müvekkili tarafından yaptırılan zarar için şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa aidiyetine karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….Ltd. Şti. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava yetkili mahkemede açılmadığından, yetki itirazları bulunduğunu, davacının, müvekkili şirketten 26.06.2020 tarihinde …. plakalı …. model … sedan cinsi tipli bir araç satın almış olduğunu, aracın Bakırköy …. Noterliğinde araç satım sözleşmesiyle satılmış olduğunu, davacının aracı almadan önce ekspertiz raporu almak istemiş müvekkilinin de olumlu yanıt vermiş, davacının aracı …. Ltd.Şti ‘ye götürerek ekspertiz incelemesinden geçirmiş olduğunu, ekspertiz raporu sonucunda davacının dilekçesinde belirttiği araç satış sözleşmesine imza atmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından herhangi bir ayıbın gizlenmesi durumu söz konusu olmadığını, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, araca yapılan ekspertiz raporunda davacının gizli ayıp olarak nitelediği sorunların zaten var olduğunun açıkça görünecek olduğunu, ilgili raporda aracın motor yağ kaçak durumunun kötü olduğu, motor yağının eksik olduğu ve hangi kontrollerinin yapılmadığının açıkça yazmakta olduğunu, kontrollerin yapılmasının sorumluluğunun alıcıya ait olduğunu, davacının TTK’ya göre tacir olduğunu, ekspertiz raporunda var olan ayıbı görmezden gelerek diğer kontrolleri yapmayarak sözleşmeye imza atan davacı şirketin kendi kusurunu müvekkiline haksız yere yüklemekte olduğunu, müvekkili şirketin araç hakkında herhangi bir garanti taahhüdü bulunmadığını, müvekkili şirket ticari hayatında ve araç satım piyasasında tanınan, güvenilen, dürüştçe çalışan, müşterilerinin haklarını korumaya çalışan bir şirket olduğunu, davacının işbu dava dilekçesinin aslında kendi kusurlarının maddi sonuçlarının müvekkili şirkete haksız yere yükletme çabası olduğunu, davacının dilekçesinde sunduğu hususları kabul etmelerinin mümkün olmadığını beyanla; davanın reddine, yetki itirazlarının kabulüne, vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinin, gerçeğe aykırı ve soyut iddialar barındırmakta olduğunu, davacının iddiasına göre araç alındıktan kısa bir süre sonra (iddiaya göre 8 gün) aracın motorunun arızalanmış olduğunu, araçtaki arızanın bu sekiz gün içerisinde meydana geldiğinin ispat edilmemiş olduğunu, ayrıca, aracın ekspertizden kaç km sonra arıza yaptığının belgelendirilmemiş olduğunu, uzun yola giden bir aracın uzun süre kullanıldığının kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda, araçla ilgili bir çok kusur tespit edilmiş olduğunu, hazırlanan ekspertiz raporunda; aracın motor bölümünde kötü durumda muhtelif yağ kaçaklarının olduğunu, motor yağ seviyesinin eksik olduğunu, motor soğutma su kaçak kontrolünde hafif kaçak bulunduğunun, kayış seti ve gergi bilyalarının sorunlu olduğunun, turbo borularında oksitlenme tespit edildiğinin, aracın alt kontrollerinde ön ve arka düzenin iyi durumda olmadığının (vasat) tespit edilmiş olduğunu, yapılan tespitlerin yazılı olarak davacıya sunulmuş olduğunu, araçta bu arızaların bulunması sebebiyle, performans ve güç testi için olan dinamometre testi yapılmamış olduğunu, bu sebeple raporun sağ altındaki komponentler kısmının boş bırakılmış olduğunu, dinamometre testinin neden yapılmadığının ve komponentler kısmının neden boş bırakıldığının da davacıya anlatılmış olduğunu, araçtaki kusurların satın alındıktan sonra ve arıza çıkmadan önce davacı tarafından tamir ettirildiğine dair hiçbir bilgi bulunmadığını, araçtaki arızaları yaptırmadan aracı uzun süre kullanan davacının, ortaya çıkan zararlardan da sorumlu olması gerektiğini, TTK hükmünce basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gereken davacının, alması gereken tedbiri almamış olduğunu, aracın motorunda kötü seviyede yağ kaçağı varken aracın motor arızası vermesinin normal olduğunu, araçtaki motor arızalarının en önemli sebeplerinden birisinin yağlanma problemi olduğunu, dolayısıyla aracın motorunda meydana gelen arızanın da yağlanma kaynaklı olduğunun kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekkili şirketin motorun yağlanmasına ilişkin problemi davacıya bildirmişken, davacı da bunu tamir etmeden aracı kullanmaya devam etmişken, ortaya çıkan zarardan dolayı müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, iddiaya göre, davacının aracı arızalandıktan sonra özel bir ticari kuruluşta aracın tamirinin yaptırılmış olduğunu, aracın tamirinin yapıldığı firmanın, resmi ve tarafsız bir bilirkişi olmadığını, bu sebeple ticari bir işletme tarafından hazırlanan faturanın, mahkemede bilirkişi raporu gibi kıymet görmesinin mümkün olmadığını, mahkemeye sunulun bu faturaya itibar etmenin mümkün olmadığını, bununla beraber, servis tarafından hazırlanan faturaya itibar edilse bile, bu faturanın sadece, aracın arızalandıktan sonra (motor arızası sonrası) ne durumda olduğuna dair fikir verebileceğini, servis tarafından hazırlanan faturanın, aracın davalı müvekkili tarafından ekspertizi yapılırken ne durumda olduğunu göstermeyeceğini, göstermesinin de mümkün olmadığını, bu noktada tespit edilmesi gereken temel şeyin, araçtaki arızanın ne olduğu ve bu arızanın neden kaynaklandığı olduğunu, aracın hangi sebeple arıza çıkardığının belirsiz olduğunu, dolayısıyla aracın ekspertiz anında ayıplı olduğunu varsaymaları için hiçbir sebep bulunmadığını, aracın, davacıdan kaynaklı sebeplerden dolayı da arızalanmış olabileceğini, davacının, arızanın hangi sebepten kaynaklandığını tespit etmeden zararının giderilmesini istemesinin mümkün olmadığını, araçta var olduğu iddia edilen arızaların bazılarına ekspertiz raporunda da yer verilmiş olduğunu, davacı vekilinin iddiasına göre aracın motoru, motor beyni, fren vakumu ve turbo valfi, benzin pompası, kaput fırlatma modülü, direksiyon kutusu, ön amörtisorleri, krank kasnağı ve aküsünün problemli olduğunu, turbo borularında oksitlenme olduğunun raporda yazılı olduğunu, alt kısımdaki ön ve arka takımların (amörtisor ve krank kasnağı) iyi olmadığının raporda yazılı olduğunu, geriye sadece fren bakımı, kaput fırlatma modülü, benzin pompası, direksiyon kutusu ve akü kalmış olduğunu, resmi bir bilirkişinin bu arızaları tespit etmemiş olduğunu, iddiaya göre aracın yaptırıldığı için araçtaki arızaların da tespitinin de mümkün olmadığını, müvekkili şirketin sorumlu tutulabilmesi için, iddia edilen arızaların ekspertiz anında da var olduğunun ispat edilmesi gerektiğini, halbuki bu arızaların, davacı uhdesinde iken de gerçekleşmiş olabileceğini, burada ispat yükümlülüğünün davacı üzerinde olduğunu, davacının, aracını tamir ettirmiş olduğunu, bu durum da araçtaki arızanın ve arızanın hangi sebeple meydana geldiğinin tespit edilmesini imkansız hale getirmiş olduğunu, bu sebeple mahkememiz tarafından atanacak bilirkişinin araç üzerinde yapacağı tespitin, yargılamaya katkı sağlamayacak olduğunu, kaldı ki iddiaya göre arızanın gerçekleştiği tarihten itibaren 6 ay geçmiş olduğunu, arıza anından 6 ay sonra yapılacak bir tespitin, aracın müvekkili tarafından ekspertizi yapıldığında ne durumda olduğunu göstermesinin mümkün olmadığını, aynı şekilde hazırlanacak bu raporun, araçtaki arızanın ne olduğunu ve arızanın neden kaynaklandığını tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ekspertiz merkezlerinde araçların o anki durumu analiz edilip bilgi verildiğini, davaya konu olan aracın da 26.06.2020 tarihindeki durumunun ekspertiz raporunda belirtilmiş olduğunu, İkinci El Motorlu Taşıtların Ticareti Hakkında Yönetmeliğin 14. Maddesinin 5. Fıkrasında da “Ekspertiz raporunu düzenleyen kişiler, ekspertiz raporundaki bilgilerin taşıtın gerçek durumunu yansıtmamasından sorumludur” denilmiş olduğunu, yani ekspertiz raporunu hazırlayan firmanın yapacağı tek işlemin, taşıtın ekspertiz anındaki gerçek durumunu belirlemek olduğunu, bu tarihten sonra oluşacak hasar ve ayıplardan müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, müvekkili şirketin, aracın sonradan arıza çıkarmayacağının garantisini veremeyeceğini, sadece anlık ölçüm ve analiz yaptığını, bu sebeple iddia edilen arızaların ve arızaların ekspertiz anında var olduğunun ispat edilmeden müvekkili şirketin sorumlu tutulması mümkün olmadığını beyanla; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; … plakalı aracın davacının iddia ettiği şekilde ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliğinin ne olduğu(gizli-açık ayıp), muayene ve ihbar yükümlülüğünün davacı tarafça yerine getirilip getirilmediği, dava konusu araç iddia edildiği şekilde ayıplı ise bu ayıbın davacı tarafından aracın davalı ….’dan satın alındığı sırada mevcut olup olmadığı yada kullanım şartlarından kaynaklı olup olmadığı, ayıp sebebiyle davalıların bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, ayıp sebebi ile yapıldığı belirtilen masrafların davacı tarafça davalılardan talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecekse miktarı hususlarındadır.
Davacı vekili tarafından bildirilen tanıkların dinlenmesi için Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış ve talimatımız Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sırasına kaydı yapılmış ve tanıklar talimat mahkemesi aracılığıyla dinlenmiş olmakla; Tanık … beyanında; Benim taraflarla herhangi bir bağlantım yoktur, ben sanayide …. servisinde araç tamiri yapmaktayım, araç bize geldiğinde amortisörleri bozuktu, benzin pompası ve fren vakumu bozuktu, ayrıyetten direksiyon kutusunda arıza bulunmaktaydı, biz bizimle alakalı işlemleri yaptık, direksiyon kutusunda ilgili yere yönlendirdik, biz onarıma ilişkin davacıya fatura düzenledik,” benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir dedi. Davacı vekilinin tanık beyanına bir diyeceği olup olmadığı soruldu; faturada belirtilen işlemlerin tamamının yapılıp yapılmadığının tanıktan sorulmasını, aracın onarımdan sonra davacı müvekkil şirkete ne zaman teslim edildiği, ayrıca araçtaki hasarların olağan gözden geçirilmeyle anlaşılıp anlaşılamayacağıdır. Tanık …dan soruldu; biz faturada belirtilen bütün işlemleri araç üzerinde onarımını gerçekleştirdik, aracı 1 ay gibi bir süre zarfında davacıya teslim ettik, araçtaki hasarlar olağan gözden geçirilmeyle anlaşılabilecek hasarlar değildir, biz özellikle servise alıp gerekli testleri yapınca hasarları anladık dedi. beyanı okundu. İmzası alındı. Tanık … beyanda; Ben …. da servis onarım işlemleri yapmaktayım, araç bize Temmuzun başında geldi, araç geldiğinde arıza lambası yanıyordu, araçta çekiş yoktu, aracı getiren … bey di, araçta hasar olduğunu, arıza olduğunu, sebebini anlamadıklarını tespit etmemiz için aracı bize bıraktı, biz de detaylı tetkikleri yaptık, aracın motor beyninde sıkıntı çıktı, fren bakımında, turbo da, benzin pompasında, ön amortisörlerinde, kaput eirbeklerinde, direksiyon kutusunda arızalar tespit ettik, direksiyon kutusundaki arızalar ilgili servis tarafından yapıldı, biz bu onarımlara ilişkin fatura düzenlemiştik, aracı Ağustos başı gibi sahibine teslim ettik ” benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir tanıklık ücreti istemiyorum dedi. Davacı vekilinden tanık beyanına bir diyeceği olup olmadığı soruldu; öncelikle tanıktan akünün durumunun sorulmasını, akabinde araçtaki hasarların olağan gözden geçirme ile anlaşılıp anlaşılamayacağının sorulmasını talep ederiz dedi. Tanık … den soruldu; akü bir gün beklediği zaman marş basmıyordu, bu nedenle aküyü de değiştirmek zorunda kaldık, araçtaki hasarlar olağan gözden geçirme ile anlaşılacak şekilde değildi, biz detaylı şekilde inceleyip gerekli testleri yaparak arızaları tespit ettik dedi. Beyan okundu. İmzası alındı.
Mahkememizin 21/12/2021 tarihli celsesinin …. nolu keşif ara kararından davacı vekilinin 28/12/2021 tarihli dilekçesi gereği rücu edilerek, dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek “dava konusu … plakalı aracın davacının iddia ettiği şekilde ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliğinin ne olduğu(gizli-açık ayıp), muayene ve ihbar yükümlülüğünün davacı tarafça yerine getirilip getirilmediği, dava konusu araç iddia edildiği şekilde ayıplı ise bu ayıbın davacı tarafından aracın davalı … ‘dan satın alındığı sırada mevcut olup olmadığı yada kullanım şartlarından kaynaklı olup olmadığı, ayıp sebebiyle davalıların bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, ayıp sebebi ile yapıldığı belirtilen masrafların davacı tarafça davalılardan talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecekse miktarının tespiti” için dosya üzerinden … bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Makine Mühendisi bilirkişi …. 12/02/2022 tarihli raporunda özetle; dosya muhteviyatında bulunan 26.06.2020 tarihli … Yemiye Nolu T.C. Bakırköy … Noterliği Araç Satış Sözleşmesi incelendiğinde; dava konusu aracın 112.000,00 TL (dava dilekçesinde 189.000,00 TL bedelle) bedelle davalı … tarafından, davacı …’ne satıldığının anlaşılmış olduğunu, satış tarihinde aracın Kasko bedelinin 210.125,00 TL olduğunun belirtilmiş olduğunu, aracın motor bölümü ile ilgili yapılan ekspertizde; motor yağ kaçak kontrollerinde aracın kötü durumda olduğunun, motorda hafif su kaçakları olduğunun, kayışların sorunlu olduğunun, kayış seti ve gergi bilyasının kontrol edilmesi gerektiğinin, motor yağ seviyesinin eksik olduğunun, aracın alt kontrollerinde; ön düzen ve arka düzen kontrollerinde aracın orta seviyede olduğunun, motor muhafaza ve alt bakalitlerin sorunlu olduğunun, Kaporta/Boya kontrollerinde; aracın sağ ön çamurluğunun boyalı olduğunun, gözle görülen ezik ve çiziklerin olduğunun, diğer kaporta aksamlarının orijinal olduğunun ve işlem görmediğinin tespit edildiğinin görülmüş olduğunu, aracın satın alındıktan sonra arıza yapması sebebiyle yapılmış olan onarımlarına ilişkin faturalar incelendiğinde; aracın motor beyni onarımı ve kodlama işlemi yapıldığının, 1adet çıkma direksiyon kutusu takıldığının, 1adet fren vakumu, 1 adet turbo valfi değiştiğinin, benzin pompası ve kaput fırlatma modülü değiştiğinin, 1adet Varta marka akü takıldığının, 2 adet ön amortisör, 1 adet krank kasnağı, 10 lt motor yağı, 1 adet hava filtresi değiştiğinin anlaşılmış olduğunu, Ekspertiz Raporu’nda tespit edilen eksiklikler ile araca yapılan onarım işlemleri karşılaştırıldığında; aracın motor yağ kaçaklarına istinaden aracın motor yağının değiştiğinin, ön düzen ve arka düzeninin orta seviyede olduğunun tespitine istinaden ön amortisörlerin ve direksiyon kutusu değiştiğinin, kayış seti ve gergi bilyasının kontrol edilmesi gerektiğinin tespitine istinaden krank kasnağının değiştiğinin anlaşılmış olduğunu, onarımı yapılan diğer aksamlar incelendiğinde ise; motor beyninde, fren vakumunda, turbo valfinde, benzin pompasında ve aküde herhangi bir arızası olan aracın, satın alındıktan sonra İstanbul ilinden Samsun iline seyahat edemeyeceğinin, bunun yanı sıra satın alındığı tarihte 7 yaşında ve 196.000 km’de olan bir araçta bahsi geçen arızaların, periyodik bakımlarının zamanında yapılmaması sebebiyle ortaya çıkmasının olağan olduğu kanaatine varılmış olduğunu, özellikle belirli yaş ve kilometredeki araçların 2. El alım-satımlarından önce mutlaka bir ekspertiz firmasınca detaylı ekspertiz yapılmasının ya da yetkili servis tarafından kontrol ettirilmesi gerektiğini, yukarıda da belirtildiği üzere araçta bahsi geçen arızaların, aracın bakımlarının yapılmaması sebebiyle ortaya çıkabilecek arızalardan olup, 26.06.2020 tarihli ….Şti Ekspertiz Raporu incelendiğinde, servislerinde araçların periyodik bakım tespitinin yapılmadığının, bakımların zamanında yapılmamasından kaynaklı, ekspertiz sırasında ve sonrasında ortaya çıkabilecek problemlerden dolayı sorumlu olmadıklarına dair bilgilendirme bulunduğunun görülmüş olduğunu SONUÇ OLARAK; dava konusu … plaka sayılı araçta satın alındıktan sonra meydana gelen arızalara ilişkin yapılmış olan onarımlar incelendiğinde; değişimi yapılmış olan motor yağının, ön amortisörlerin, direksiyon kutusunun, krank kasnağı parçalarının, 26.06.2020 tarihli … Şti Ekspertiz Raporu’nda da durumlarının kötü olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla bu aksamlarda sorunlar olduğunun satış öncesi bilinmesi sebebiyle herhangi bir ayıptan söz edilemeyeceğini, motor beyni, fren vakumu, turbo valfi, benzin pompası ve akü değişimlerinin ise satın alındığı tarihte 7 yaşında ve 196.000 km’de olan bir araçta, periyodik bakımlarda değişmesi gereken parçalardan olup, bu yaşta ve kilometrede olan bir araçta bu arızaların ortaya çıkmasının olağan olduğu görüşüyle; aracın alım-satımı sırasında ayıplı olarak satılmadığının kanaatine varılmış olduğunu bildirmiştir.
Dosyanın aynı bilirkişiye tevdii ile davacı yan itirazlarına ilişkin ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi 16/08/2022 tarihli ek raporunda özetle; 12.02.2022 tarihli kök raporda da belirtildiği üzere; araç satın alındıktan sonra değişimi yapılmış olan motor yağının, ön amortisörlerin, direksiyon kutusunun, krank kasnağı parçalarının, 26.06.2020 tarihli …. Şti Ekspertiz Raporu’nda da durumlarının kötü olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla bu aksamlarda sorunlar olduğunun satış öncesi bilinmesi sebebiyle herhangi bir ayıptan söz edilemeyeceğini, tespit edilen arızaların haricinde, araçta değişen diğer aksamların aracın yaşı ve kilometresi dikkate alındığında yapılması gereken bakımlardan olduğu görüşüyle; aracın alım-satımı sırasında ayıplı olarak satılmadığı görüş ve kanaatinde bir değişiklik olmadığını bildirmiştir.
Dava, ayıplı olarak satıldığı iddia olunan araca yapılan masrafların aracın satın alınmış olduğu şirketten ve ekspertiz şirketten tahsili talebine ilişkindir. Davacı vekilince tanık deliline dayanılmış olduğu ve davanın ayıba ilişkin olması nedeni ile ihbar yükümlülüğünün gereğince yerine getirilip getirilmediğinin tespiti için tanık dinlenilmesi talebi kabul edilmiştir. Ne var ki dinlenilen tanık beyanlarında aracın açık olarak ayıplı olduğu veya davacı tarafça ihbar yükümlüğünün gereğince yerine getirilmiş olduğuna dair görgüye dayalı herhangi bir beyanın yer almadığı görülmüştür. Dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de, davacı vekilinin aracın satıldığına dair beyan dilekçesi dikkate alınarak dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davacı vekilinin aracın satıldığına dair beyanı üzerine dosya üzerinden yapılan bilimsel esaslara uygun ve gerekçeli bilirkişi ek ve asıl raporu ile aracın alım-satımı sırasında ayıplı olarak satılmadığının tespit edildiği görülmüştür. Davacı tarafın ayıp iddiasını ispatlamaya yarar usulüne uygun başkaca herhangi bir delil dosya arasında yer almamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle ispatlanamayana davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 54,40 TL peşin harç ile 400,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 454,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 373,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı (e-duruşma ortamında), davacı tarafın ve diğer davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸