Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/938 E. 2021/298 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/938 Esas
KARAR NO : 2021/298

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 19/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Müvekkili …’un hazır giyim ve konfeksiyon işi ile iştigal ettiğini, müvekkilinin kimlik bilgileri kullanılmak ve imzası taklit edilmek suretiyle bilgisi ve onayı olmaksızın 2006 yılında davalı şirketin müdürü olarak atandığını 14/04/2018 tarihinde İstanbul Ticaret Odasında işlem yapmak üzere gittiğinde öğrendiğini, davalı şirketin 27/11/2006 tarihli ortaklar kurulu kararında müvekkili ile birlikte … isimli şahsın şirketin kaşesi altında birlikte atacakları imza ile şirketi 5 yıl süre ile temsil ve ilzam etmelerine karar verildiğini, Büyükçekmece .. Noterliğinin 27/11/2006 tarih ve … yevmiye numaralı imza beyannamesinin hazırlandığını, imza beyannamesinde yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını, Noterlikte sahtecilik işlemi yapıldığını, müvekkilinin ne davalı şirket ortaklarını ne de birlikte temsil yetkisi verilen … isimli şahsı tanımadığını, müvekkilinin hiçbir zaman bu şirketin gerçek bir müdürü de olmadığını, 27/11/2006 tarihli ortaklar kurulu kararında müvekkilinin adresi olarak belirtilen adreste müvekkilinin hiçbir zaman bulunmadığını, müvekkilinin yasal ikametgahının yıllardır … ilçesinde olduğunu, davalı şirketin 2006 yılı Ağustos ayında 10, Kasım ayında 6 ve Aralık ayında 2 müdür değişikliği yaptığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve müvekkilinin müdür olarak atanması işlemlerinin de sahtecilik yolu ile gerçekleştirildiğine karine oluşturduğunu, müvekilinin kendisinden habersiz bilgisi ve onayı olmaksızın sahte belgeler ile şirket müdürü atandığını öğrendiğinde derhal Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığında suç duyurusunda bulunulduğunu, ceza zamanaşımının dolmuş olması nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini beyanla müvekkili …’un 2006-2011 yılları arasında davalı şirketin müdürü olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya davetiye çıkarılmasına rağmen davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmaya da katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının 2006-2011 yılları arasında davalı şirket müdürü olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık davacının 2006-2011 yılları arasında davalı şirket müdürü olup olmadığının tespiti hususlarına ilişkindir.
Dava dilekçesine ekli olarak sunulan 27/11/2006 tarihli, 2006-11 karar numaralı, şirket dışından müdür seçimi tescil ve ilamına ilişkin ortaklar kurulu kararına göre şirket ortağı …’in münferiden şirket müdürlüğünün devam etmesi kaydıyla şirket dışından iki kişinin 5 yıl süre ile müdür olarak seçilmesine karar verildiği, bunlardan birinin davacı, diğerinin ise dava dışı … olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın “İlamların ve resmî senetlerin ispat gücü” başlıklı 204/1 maddesinde düzenleme şeklindeki noter senetlerinin, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılacağı, aynı maddenin 2. fıkrasında ise ilgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağının düzenlendiği, somut olayda davacı Büyükçekmece … Noterliğinin 27/11/2006 tarih ve … yevmiye numaralı imza beyannamesinde yer alan imzaların kendine ait olmadığını, Noterlikte sahtecilik işlemi yapıldığını iddia etmiş olup resmi belgenin sahteliğinin iddia olunduğu böyle bir durumda Noterde düzenlenen söz konusu resmi belge sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli bir belge niteliğinde olduğundan aksinin aynı güçte yazılı delillerle kanıtlanması gerektiği, yine HMK’nın “Yazı veya imza inkarı” başlıklı 208/4 maddesinde resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiasının ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabileceğinin düzenlendiği, somut olayda davacının Noterde sahtecilik işlemi yapıldığını iddia etmesine göre böyle bir iddianın sabit görülmesi halinde bu durumun noterin Noterlik Kanununun 162. maddesi uyarınca hukuki sorumluluğuna da yol açabileceği dikkate alınarak söz konusu resmi belgenin sahteliği iddiasının noterin taraf olmadığı eldeki davada incelenmesi ve bir karar verilmesinin HMK’nın 208/4 maddesinde yer alan düzenlemeye de uygun düşmeyeceği, bu durumda sahteliği iddia olunan resmi belgedeki imzayı inkar eden davacının iddiasının bu belgeye resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanması gerektiği, davacı vekilinin dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarına göre Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ise de ceza zamanaşımının dolmuş olması nedeniyle takipsizlik kararı verildiği ve bunun dışında sahteliği iddia olunan söz konusu belgenin sahteliğine yönelik açılmış bir davanın da bulunmadığının belirtildiği, bu durumda sahtecilik iddiasının bu belgeye resmiyet kazandıran kişinin taraf olmadığı açılan işbu davada incelenip karara bağlanmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı tarafından açılan davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır