Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/933 E. 2021/626 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/933
KARAR NO : 2021/626

DAVA : Konkordatonun Feshi
DAVA TARİHİ : 03/09/2018
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 24/06/2021
DAVA; Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle; mahkememizin … esas sayılı dosyası ile davalı şirket hakkındaki konkordatonun tasdikine karar verildiğini, davacı vekili tarafından 14/10/2020 tarihinde beyan dilekçesi adı altında … esas sayılı dava dosyasına tomar halinde evrak sunulduğunu, evrakın alacağın temliki, borç tasfiye ve çok sayıda feragatnameden oluştuğunu, sunulan beyan dilekçelerinde alacaklılar arasındaki eşitliği bozan işlemler olduğunu, … Petrol’ün 01/10/2020 tarihli beyanı ile alacağın tamamını ödeme aracı olan teminat mektubu ile tahsil ettiğini ikrar ettiğini, adi alacaklı olmasına rağmen alacağının tamamının ödeme planı yok sayılarak ödendiğini, 12/10/202 tarihli mutabakat mektubunda … İnşaat AŞ’nin 100.271,14 TL ile alacaklı olmasına rağmen tamamını tahsil ettiğini ikrar ettiğini, İİK m.308/f hükümleri gereğince alacaklılar arasındaki eşitliğin bozulduğunu, konkordatonun kötü niyetle sakatlandığını, konkordatonun feshinin gerektiğini, bu kadar çok alacaklının alacağından feragat etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mahkemeye sunulan temlik sözleşmelerinin incelenmesinde bir tane temlik sözleşmesi hariç olmak üzere tüm temlik sözleşmelerinin tarafının … İnşaat Limited Şirketi olduğunu, beyanın ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, şirketin 972.330,34 TL alacaklı iken … şirketinin borçlarını temlik almasının hayatın olağan akışına ve mantık kurallarına aykırı olduğunu, her iki şirketin aynı iş kolunda aynı adreste faaliyet gösterdiğini, kuruluşundan itibaren gayri faal olan … Limited Şirketinin 2019 yılında aktif olarak faaliyetlerine başladığını, bu tarihin konkordato süreci ile paralellik gösterdiğini, şirketin yetkilisi … olarak gözükmekte ise de, internet sitesinde yönetim kurulu başkanı olarak …’ün yeraldığını, …’in … tarafından yönetilmekte olduğunu, borçlu şirketin aslında ödeme kabiliyetine sahip iken konkordato hükümlerini istismar ettiğini, konkordatonun sağladığı ödeme avantajlarından faydalandığını, bununla birlikti 3,şirket olarak gösterdiği … şirketinin borçlarını temlik alıyor izlenimi yaratmaya çalıştığını, … Petrol Ürünleri Nakliyat şirketi 23/09/2019 tarihli temlik sözleşmesi ile alacağını …’a, … Hazır Beton şirketi 08/01/2020 tarihli temlik sözleşmesi ile alacağını … şirketine, .. Oto Nakliyat 09/11/2018 tarihli temlik sözleşmesi ile … Şirketine, Kaş Sağlığı Limited Şirketi 14/10/2019 tarihli temlik sözleşmesi ile … şirketine, …/… 15/11/2018 tarihli temlik sözleşmesi ile alacağını … şirketine temlik etmiş olmasına rağmen halen alacaklı olarak göründüklerini, aslında alacağını tahsil etmiş ve alacaklı olmayan birçok şirketin alacaklı gibi gösterilerek oylama nisabına dahil edildiğini, alacaklılar listesinde yeraldığını, borçlu şirketin konkordatosunun çok daha önce kötüniyetle sakatlanmış olmasına rağmen tasdik aşamasından sonra belgelerin sunulmuş olması nedeniyle bu sakatlığın ortaya çıktığını, sayılan temlik sözleşmelerinin tarih kaydı düşülenler olduğunu, 14/10/2020 tarihinde sunulan temlik sözleşmelerinin tarihlerinin yazılmadığını, temlik sözleşmelerinin aynı kalemden çıkma, matbu olarak hazırlanmış sözleşmeler olduğunu, bu kadar çok sayıdaki alacaklının alacağından feragat etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 15/10/2020 tarihli kayyım raporundan anlaşılacağı üzere borçlu şirketin konkordato hedeflerine ulaşamadığını, sermaye artırımının yapılmadığını, net kardan sağlanacak kaynak elde edilmediğini, gayrimenkul ya da duran malvarlığı satışının yapılmadığını, …’ün davacı şirketten alacağını temlik aldığını, fakat proje vaatlerinden olan sermaye arttırımına gidilmediğini, konkordatonun tamamen feshinin gerektiğini, borçlu bilançosunda kabul ettiği alacaklara konkordato prosedürünün sonraki aşamasında itiraz hakkı olmayıp müvekkili bankanın alacağının bilançoda yer almakta olduğunu, borçlunun bilançosunda gösterdiği alacakların kayıtlı ve mahkeme önünde ikrar edilmiş alacak statüsünde olduğu ve çekişmeden izah olacağını, İİK m.302 kapsamında … firmasının konkordato projesi hakkındaki oylamada müvekkili banka alacağının tümü nispetinde oylama nisabına dahil edilmiş olup iltihak süresi içerisinde 1.952.538,36 TL alacak üzerinden kullandıkları ret oyu 20/01/2020 tarihli komiser heyetinin gerekçeli raporunda, yer almakta olduğunu, bilirkişi incelemesinden sonra düzeltme yapıldığını, son rapora kadar çekişmesiz, ihtilafsız banka alacağı 1.952.538,36 TL olması gerekirken 1.211.411.01 TL olarak gösterildiğini, 01/10/2020 tarihli banka alacağının eksik ödendiğini, konkordatonun müvekkili yönünden kısmen feshinin gerektiğini, izah edilen tüm sebeplerden dolayı İİK m.308/f maddesi gereğince konkordatonun tamamen feshine, tamamen fesih talebi kabul görmediği taktirde konkordatonun kısmen feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin düzenli olarak ödemelerini yaptığını, dava dilekçesindeki iddiaların yersiz olduğunu, dava dışı … şirketinin … ile ilgisinin bulunmadığını, … esas sayılı tasdik kararının yerinde olduğunu, dava dosyasında bulunan temliklerin tamamı yasal olup taraf iradeleri ile yapıldığını, komiser heyeti ve kayyumun bilgisi dahilinde olduğunu, ödeme tablosuna göre ödemelerini eksiksiz yaptığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, konkordatonun feshi istemine ilişkindir.
Temlik alan davacı … vekili olduğunu beyan eden Av… tarafından ibraz edilen 21/05/2021 tarihli dilekçesi ile davacı … Bankasının davalı … Zemin’den olan tüm alacaklarının …’ya temlik ettiğinden, iş bu davada davacı … Bankasının hiçbir hak ve alacağının kalmadığını, bu nedenle dava takip yetkisinin …’da olduğunu, dilekçe ekinde sundukları vekaletnamenin kabulü ile vekil olarak kaydının yapılarak müvekkili …’nun davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda “İşin reddi zorunluluğu” başlıklı 38/1. maddesinin (b) bendinde “Aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa” dedikten sonra fıkranın sonunda avukatın teklifi reddetmek zorunda olduğunu belirttiği görülmüştür.
Avukatın çatışan menfaatleri temsil yasağı nedeniyle, avukat, menfaat çatışması olan işte, her iki tarafın da haberdar olması, hatta rıza gösterilmesi halinde bile menfaati zıt olan tarafın vekâletini alamaz. Yasa maddesinde düzenlenen husus kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re’sen gözetilir.
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38/1-b maddesi gereğince avukatın ikinci vekalet talebini reddetmesi gerektiği, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen nazara alınacağı değerlendirilmekle işbu davada davalı vekili olarak görev yapmakta olan Av. ….’nın davacı vekili olarak dosyaya kaydı talebinin reddi ile feragat talebi hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, ibraz edilen vekaletname geçersiz sayılarak temlik alan …’ya başka bir avukatla temsil ettirmek ister ise vekaletname sunmak üzere mehil verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce temlik alan … adına tebligat yapılmış olup, temlik alan vekili duruşmaya katılarak davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.(HMK.307/1) Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (HMK.309/1) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK.309/2)
Temlik alan davacı vekili 23/06/2021 tarihli duruşmada davadan feragat ettiği beyan etmiş, vekilin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmış olmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
1-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince 59,30 TL karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden 39,53 TL’nin peşin yatırılan 54,40 TL’den mahsubuna, fazla yatırılan 14,87 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
2-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, temlik alan davacı …. vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 23/06/2021
Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI