Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/930 E. 2021/1263 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/930 Esas
KARAR NO : 2021/1263

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 31/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile hiçbir borç ve dayanağı olmaksızın, İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesinden sahte senet dayanak gösterilerek ihtiyati haciz kararı alınmak suretiyle, davalı tarafından müvekkilinin adresinde haciz ve muhafaza işlemi uygulanmış olduğunu, müvekkili şirkette yapılan haciz işlemi sonrasında bu işlemin imzası müvekkiline ait olmayan, sahte olarak düzenlenmiş bir senetten kaynaklandığını öğrenmiş bulunduklarını, bunun öğrenilmesini takiben savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu, müvekkili aleyhine takibe konulan sahte senedin 20.02.2020 tanzim tarihli, 30.10.2020 vade tarihli ve 52.000,00-TL tutarlı olduğunu, buna karşın senet üzerinde bulunan imzaların müvekkili şirketin mevcut ve geçmişteki yetkililerine veya fiilen şirket adına işlem yapan hiçbir çalışana ait olmadığını, sahte senetlerin dayanak olarak gösterildiği takip sebebiyle müvekkiline haksız bir şekilde sahte senetler ile ihtiyati haciz kararı alınıp iş yerine hacze gelinmiş olduğunu ve bu haciz nedeniyle müvekkili şirketin büyük itibar kaybı yaşamış olduğunu, sahte senet nedeniyle Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından borca itiraz davası açılmış olduğunu, savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu, davalı tarafın sahte senedi dayanak göstererek ihtiyati haciz kararı aldığı dosyaya vekalet sunularak haciz kararına itiraz edilmiş ve menfi tespit davası açılmış olduğunu beyanla; İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki icra takip işlemlerinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, bu mümkün değil ise takdir edilecek teminat karşılığı tedbiren durdurulmasına, davanın kabulüne, müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, müvekkili aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan takip nedeni ile davalı aleyhine takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, sektörde tanınan ve güçlü bir firma olan müvekkili şirketin itibarının bu haksız haciz işlemi nedeni ile sarsıldığından dolayı müvekkili şirket lehine 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların eksik ve yanıltıcı bilgi içermekte olduğunu, öncelikle davacı firma ile müvekkili şirket arasında kiracı – kiraya veren ilişkisi mevcut olduğunu, bu kapsamda davacı firmanın, müvekkili şirkete ait …. Mah. …. Bulvarı No:…. K:4 Büyükçekmece / İstanbul adresindeki iş yerinin halihazırda kiracısı olduğunu, davacı firma ile önce 20.02.2016 başlangıç tarihli, akabinde ise 20.02.2020 tarihli kira sözleşmeleri akdedilmiş olduğunu, davacı tarafla akdedilen 20.02.2016 tarihli ilk kira sözleşmesinde aynı binanın birinci katının da kira sözleşmesine konu olarak davacıya kiralanmış, ancak davacının bu katı kullanamadığını beyan ettiğinden 20.02.2020 tarihli ikinci bir kira sözleşmesi ile birinci katın kira sözleşmesinden çıkarılmış, kira bedelinde de indirime gidilmiş olduğunu, ikinci kira sözleşmesi akdedilir iken davacı firma yetkilisi ….’un, kira sözleşmesini müvekkili şirket çalışanının huzurunda imzalamış, yeni kira sözleşmesi nedeniyle kendisinden talep edilen ve ikinci kira sözleşmesi ile aynı düzenleme tarihini taşıyan teminat senedini ise yanında hazır bir şekilde getirerek teslim etmiş olduğunu, davacı firma ile mevcut kira ilişkisine duyulan güven nedeniyle teminat senedinin huzurda imzalanmamasının sorun olarak görülmemiş olduğunu, Dünya gibi ülkemizi de etkileyen pandemi sürecinde davacı firmanın kira bedellerini ödemeyememesinin bir süre tolere edilmiş ve hatta kira indirimi dahi gündeme gelmişse de davacı firmanın taahhütlerini yerine getirmemesi ve müvekkilinin iyi niyetini suistimal etmesi üzerine aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı tahliye talepli icra takibi başlatılmış, davacı firmanın iş bu icra takibine karşı gerçekleştirdiği itirazında borca ve kira sözleşmesindeki imzaya itirazda bulunmuş olduğunu, davacı firma yetkilisinin, bu imza itirazını salt süreci uzatmak amacıyla gerçekleştirdiğini üçüncü şahıslara dile getirmiş olduğunu, bu imza inkarı nedeniyle özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının işlendiği iddiasıyla Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına …. Soruşturma sayılı dosyası üzerinden suç duyurusunda bulunulsa da savcılığın, olayın hukuki uyuşmazlık kapsamında kaldığına kanaat getirerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiş olduğunu, ayrıca davacı firmanın imza inkarı nedeniyle İcra İflas Kanunu kapsamında tahliye yoluna devam edilememesi nedeniyle Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali ve tahliye davası açılmış olduğunu, iş bu dosyada davacının icra takibine konu kira sözleşmesi üzerinde bulunan imzasının kendisine ait olup olmadığı incelemeye tabi tutulacak olup iş bu dosya yönünden bekletici mesele olarak kabulü talep edilmekte olduğunu, bu aşamada davacının halihazırda kira ödemeden kiralananı kullanmaya devam etmesi nedeniyle 200.000,00 TL’ye yaklaşan kira borcunu tahsil edebilmek adına ikinci kira sözleşmesine teminat olarak teslim ettiği dava konusu bononun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine konu edilmiş, ancak davacı firmanın daha önce yaptığı gibi iş bu bono üzerindeki imzaya yönelik de itirazda bulunarak müvekkilinin alacağını tahsil etmeyi geciktirme ve mümkünse engelleme arayışına girmiş olduğunu, dava konusu icra takibine konu olan bononun müvekkilinin gerçek bir alacağına istinaden icra takibine konu edilmiş olup, her ne kadar davacı taraf, dava dilekçesinde müvekkilini kötü niyetli olarak betimlese de iş bu uyuşmazlıkta esas kötü niyetli olanın davacı taraf olduğunu, müvekkili firmanın, bu aşamada mağdur durumda ve zararı gün be gün katlanmakta olduğunu beyanla; davanın esastan REDDİNE, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit davası olup, uyuşmazlık; davacı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasındaki takibe konu senetlerde yer alan imzanın davacı şirket temsilcisinini eli ürünü olup olmadığı, davacı tarafın başlatılan takip nedeni ile manevi zararının bulunup bulunmadığı, davacı ile davalı arasında kiracı-kiraya veren ilişkisi bulunup bulunmadığı, söz konusu bononun kira sözleşmesine teminat olarak verilip verilmediği, davacı tarafın İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasında davalı tarafa borçlu bulunup bulunmadığının tespiti hususlarındadır.
Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.(HMK.307/1) Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (HMK.309/1) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK.309/2)
Davacı vekili 31/12/2021 tarihli dilekçesi ile, davalı tarafından 31/12/2021 tarihinde UYAP sisteminden gönderilen feragati kabul beyanına ilişkin dilekçesi esas alınarak, işbu davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, davalı vekili ise 31/12/2021 tarihli dilekçesi ile, taraflar arasında 08.11.2021 tarihli sulh protokolü imzalanmış olduğunu, taralar arasında herhangi bir ihtilaf kalmamış olduğunu, davacının davadan feragat etitğini, davanın konusuz kaldığını, bu nedenle davacının dava konusu iddia ve taleplerinden feragat ettiğini, iş bu dava nezdinde vekalet ücreti ve masraf taleplerinin olmadığını beyanla, tarafların sulh olması ve davacının feragat beyanı doğrultusunda davanın konusuz kalması sebebiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiş olup; davacı vekilinin davadan feragat ettiği ve vekaletnamesinde de davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafça vekalet ücreti talebinde bulunulmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/12/2021

Katip ….
¸

Hakim …
¸