Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/913 E. 2022/900 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/913
KARAR NO : 2022/900

DAVA : Sözleşmenin İptali ve Sözleşme Bedelinin İadesi
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 10/11/2022
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalının farklı tarihlerde tek sahibi olduğu … Anonim Şirketi’nin nama yazılı mevcut hisselerini aktif ve pasifi ile nominal değeri üzerinden müvekkiline payları şeklinde satışını taahhüt ettiğini, yapılan sözleşmeler gereğince müvekkillerinin üzerine düşen ödemeleri yerine getirmelerine rağmen ve 3 yönetim kurulu toplantısı geçirilmesine rağmen devre muvafakat edildiğini gösteren şirket yönetim kurulu kararını müvekkillerine sunmadığını, pay defterine isimlerini yazdırmadığını, davalı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirterek davanın kabulü ile sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, sözleşme gereği ödenen bedellerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla tarafları ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
YMMM … ile hukuk bilirkişis Prof. Dr. …. tarafından düzenen kök raporda, dava dışı şirketin defter ve belgeleri ibraz etmediği, dolayısıyla yapılan incelemelerin dosya muhteviyatı belgelere dayandığı, dava dosyasında da görüleceği üzere, 2016-2017-2018 yıllarına ait Genel Kurul Toplantısının 26.09.2019 tarihinde yapıldığı, 2019-2020-2021 yıllarına ilişkin İTO kayıtlarında herhangi bir Genel Kurul Toplantısı yapıldığına dair bilgiye rastlanmadığı, 26.09.2019 tarihindeki son Genel Kurul Toplantı tutanağında, şirket hisselerinin tamamının davalı … adına kayıtlı olduğu, dava dosyası bir bütün olarak incelendiğinde davacılar tarafından yapılan ödemelerin dava dışı şirkete ortak olmak amacıyla gerçekleştirildiği, dava dışı şirketin defterleri incelenemediğinden kuruluşta taahhüt edilen sermayenin tamamının ödenip ödenmediğinin belli olmadığı bu durumda ikili bir sonuca gitmek gerektiği, sermayenin tamamı ödenmiş ise: Dava dışı şirket esas sözleşmesinde bağlam hükmü bulunmadığı, bu durumda nama yazılı payların devir sözleşmesi ile devralana geçmiş olduğu, devrin yönetim kurulu tarafından onaylanması ve pay defterine işlenmesinin payın devri bakımından bir geçerlik koşulu olmadığı, davacıların pay sahibi sıfatını kazanmış oldukları, bu ihtimalin varlığında pay bedellerinin iadesini talep edemeyecekleri, sermayenin tamamı ödenmemiş ise: Davacıların pay sahipliği bakımından TTK md. 491’de yer alan kanuni bağlam hükümlerinin devreye gireceği, hisse devir sözleşmesi ile pay sahipliği sıfatı kazanılamayacağı, devrin şirket onayına tabi olduğu, dava dışı şirket yönetim kurulunda bu yönde bir onay kararına rastlanmadığı, bu durumda birlik teorisi gereği davacıların pay sahibi sıfatı kazanamadığı raporda açıklanan b bendindeki durumun kabulü halinde ve Mahkemenin dava dosyasına sunulan ödeme dekontları, hisse devir sözleşmeleri ve geçici ilmühaberlerin gerçekliğine karar vermesi halinde; davalı tarafından; davacı … ‘e toplam 205.000,00 TL, davacı ….’ya toplam 180.000,00 TL, davacı …’a toplam 129.284,00 TL, davacı …’ye toplam 200.000,00 TL, davacı ..’a toplam 129.284,00 TL, ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Davalı tarafa ticari defter ve belgelerini mahkememize ibraz etmek üzere kesin süre verilmiş, kesin süre dolduğunda ibraz edilmesi halinde ticari defterler de incelenerek tarafların itirazları irdelenmek suretiyle ek rapor tanziminine karar verilmiştir.
Aynı heyetten alınan ek raporda, dava dışı şirkete ait ticari defterlerin ibraz edilmediği, dolayısıyla yapılan incelemelerin dosya muhteviyatı belgelere, raporda açıklandığı üzere beyanname ve mizanlarda yer alan bilgilere dayandığı, dava dosyasında da gö üzere, 2016-2018-2018 yıllarına ait Genel Kurul Toplantısının 26.09.2019 tarihinde yapıldığı, 2019-2020-2021 yıllarına ilişkin İTO kayıtlarında herhangi bir Genel Kurul Toplantısı yapıldığına dair bir bilgiye rastlanmadığı, 26.09.2019 tarihindeki son Genel Kurul Toplantı tutanağında, dava dışı şirket hisselerinin tamamının davalı … adına kayıtlı olduğu, dava dosyası bir bütün olarak incelendiğinde davacılar tarafından yapılan ödemelerin dava dışı şirkete ortak olmak amacıyla gerçekleştirildiği, Kurumlar vergisi ekinde yer alan bilançoların incelenmesi sonucunda ödenmeyen sermayenin 2015 yılında 289.500.-TL, 2016 yılında 289.500.-TL, 2017 yılında 289.500.-TL, 2018 yılında 79.789.-TL olduğu, her ne kadar defterler ibraz edilmemiş ise de kurumlar vergisi beyannamesi ekinde yer alan bu bilgiye itibar edilebileceği, bu bağlamda hisse devir tarihlerinde sermayenin tamamının ödenmediğinin anlaşıldığı, dava dışı şirketin kuruluşta taahhüt edilen sermayenin tamamının 2018 yılı sonu itibariyle ödenmediğinin kurumlar vergisi beyannamesi ekinde yer alan bilançodan anlaşıldığı, mu durumda davacıların pay sahipliği bakımından TTK md. 491’de yer alan kanuni bağlam hükümlerinin devreye gireceği, hisse devir sözleşmesi ile pay sahipliği sıfatı kazanılamayacağı, devrin şirket onayına tabi olduğu, dava dışı şirket yönetim kurulunda bu yönde bir onay kararına rastlanmadığı, bu durumda birlik teorisi gereği davacıların pay sahibi sıfatı kazanamadığı, ortak olmak amacıyla yaptıkları ödemelerin ise ödünç sözleşmesi kapsamında iade edilmesi gerektiği, davacı … ‘e toplam 476.000,00 TL, davacı …’ya toplam 200.000,00 TL, davacı …’a toplam 129.284,00 TL, davacı …’ye toplam 350.000,00 TL alacaklı olduğu, davacıların 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlarda faiz talep edebileceği belirtilmiştir.
Dava, anonim şirket hisse devir bedeli ile giderlerin iadesi talebiyle açılmış olup, uyuşmazlığın, davacılar tarafından ödendiği belirtilen bedelin dava dışı şirketin hisselerinin devri için verilmiş olup olmadığı, hisse devrinin gerçekleşip gerçekleşmediği, davacıların iade taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı şirket ana sözleşmesinin tetkikinde payların nama yazılı olduğu ve devri konusunda herhangi bir bağlam hükmüne yer verilmediği anlaşılmaktadır. Nama yazılı pay senetlerinin devrini düzenleyen TTK’nın 490. maddesinde “Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda payın devri, şirketin onayı olmaksızın gerçekleşecektir. Anonim ortaklıkta payın serbestçe devredilebilirliği ilkesine kanun koyucu tarafından getirilen bir sınırlandırma TTK m. 491’de yer almaktadır. İsviçre BK. m. 685 hükmünden alınan ve kanuni bağlam olarak nitelendirilen 6102 sayılı TTK’nın 491/1 maddesinde “(1) Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar, ancak şirketin onayı ile devrolunabilir; meğerki, devir, miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra yoluyla gerçekleşsin” hükmü yer almaktadır. Bu maddede yer alan kanuni bağlam hükmüne göre bu payların devri için alacağın yazılı devri yeterli olmayıp devrin geçerli olabilmesi için yönetim kurulunun onay vermesi şarttır. TTK’nun 494/1 maddesi gereğince devir için onay verilmediği sürece hisse senetlerinin mülkiyeti ve paylara bağlı bütün haklar devredende kalır ve devreden tarafından kullanılır. Bu durumda şirket tarafından onay verilmeden payın ve ona bağlı hakların geçişi söz konusu olmayacağından ortak olmak amacıyla yapılan ödemelerin de iadesi gerekir. Davalı tarafa ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda verilen kesin süreye rağmen ibraz edilmediği, bilirkişi heyeti tarafından kurumlar vergisi ekinde yer alan bilançoların incelenmesi sonucunda ödenmeyen sermayenin 2015 yılında 289.500 TL, 2016 yılında 289.500 TL, 2017 yılında 289.500 TL, 2018 yılında 79.78 TL olduğu, dava dışı şirketin kuruluşta taahhüt ettiği sermayenin tamamının 2018 yılında ödemediği, pay sahipliği sıfatının kazanılması için gerekli yönetim kurulu onayı da bulunmadığından davacıların pay sahipliği sıfatını kazanamadıkları ve ödedikleri bedellerin iadesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Dosya kapsamı ve bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme ile tanzim olunan bilirkişi raporu ile davacı ….. tarafından 476.000 TL, davacı ….. tarafından 200.000 TL, davacı ….. tarafından 129.284 TL, davacı .. tarafından 350.000 TL ödendiği tespit edilmiş olup, açılan davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında dava dışı …Eğitim AŞ ‘nin hisselerinin devrine ilişkin sözleşmenin feshedildiğinin tespitine, davacı ….. yönünden 476.000,00 TL, davacı ….. yönünden 200.000,00 TL, davacı ….. yönünden 129.284,00 TL, davacı … yönünden 350.000,00 TL’nin dava tarihi olan 07/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
1-Taraflar arasında dava dışı … Eğitim AŞ ‘nin hisselerinin devrine ilişkin sözleşmenin feshedildiğinin tespitine,
2-Davacı ….. yönünden 476.000,00 TL, davacı ….. yönünden 200.000,00 TL, davacı ….. yönünden 129.284,00 TL, davacı … yönünden 350.000,00 TL’nin dava tarihi olan 07/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 78.917,45 -TL harçtan, peşin alınan 853,88- TL ve tamamlama harcı 23.315,63 TL’den mahsubu ile bakiye 54.747,94 -TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 24.223,91 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat, müzekkere ve bilirkişi sarf gideri toplam 4.194,60 TL’nin kabul red oranı üzerinden hesaplanan 3.424,01 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 140.422,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir edilen 39.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin 1.273,41 TL’sinin davalıdan, 286,59 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.
09/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır