Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/912 E. 2021/840 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/912 Esas
KARAR NO : 2021/840

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 01/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 20/10/2018 keşide tarihli, 15/09/2019 vade tarihli, 5.000,00 TL bedelli bono üzerindeki imzaların müvekkili …’a ait olmayıp takipteki bono yönünden Küçükçekmece .. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile yaptıkları imza itirazı davasının kabul ile sonuçlandığını, mezkur icra mahkemesi kararının icra dosyasına ibraz edilerek icra dosyasından müvekkili namına konulan ihtiyati hacizlerin fekkinin talep olunduğunu, fakat müdürlük tarafından mevcut hacizlerin kaldırılmayacağına karar verildiğini, bu sebeple huzurdaki davayı açmak zaruri olduğunu, takibe dayanak bono üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığının sabit olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları mahfuz tutarak takip konusu senetteki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibinin davacı yönünden iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın imza itirazı ile takip dayanağı evrakı İİK 68 hükmünde belge olmaktan çıkarmış olduğundan huzurdaki davayı açmakta hukuki menfaati bulunmadığını, esasa ilişkin beyanlarında ise, kambiyo üzerinde bulunan tek imzaya borçlu itiraz ederek takibi durdurduğunu ve neticeden imzanın davacıya ait olmadığına dair kesin olmak üzere mahkemece verilen karar ile amacına ulaşıldığını, artık davaya konu takip dayanağı senetteki imzanın davacıya ait olmadığı hukuk aleminde aleniyet ve kesinlik kazanmış olduğunu bahse konu senetin davacı için kambiyo vasfını da kaybettiğini, davacı için işbu senedin İİK 68 niteliğinde bir belge olma hüviyeti kalmadığını, bu durumda elinde takip dayanağı belgeyi hükümden düşürecek bir ilama sahip olan borçlunun menfi tespit davacı açmakta hukuki yararı bulunmadığının kabul edilmediğini, davaya konu bono ve başkaca bonoların müvekkili davacı tarafından kaşelenerek ve imzalanığı izlenimi oluşturularak davacının müvekkiline olan borcu sebebiyle verildiğini, ancak müvekkilinin sonradan imza inkarı davasında bu senetlerin dava dışı … tarafından imzalandığını öğrendiğini, bu bonolardan bazılarının davacı tarafından itirazsız olarak ödendiğini, borçlu/ davacı … tarafından müvekkiline verilen senetlerden 20/10/2018 tanzim tarihli, 18/08/2018 vade tarihli. 5.000,00 TL tutarlı senetin müvekkili tarafından ciro edilerek verilen …Ürünleri tarafından yapılan senet tahsil talebi üzerine imza inkarında bulunduğu huzurdaki davaya konu senetteki imza ile yanı imzalı senedi, borçlu adı …, işlemi yapan kendisi açıklaması ile ödediğini, davacının bonoları ….’ya imzalatarak müvekkile verip sonrasında da bu bonoların sahte olduğunu ileri sürmesinin hukuk ile izah edilebilecek bir durum olmadığını, davaya konu senet ve diğer senetlerin dava dışı …’nın müvekkil ile yaptığı sözleşmeyle alakasının olmadığını, …’ın, farklı bir borç için verdiği senetleri dava dışı ….’nın taşınmazın alım satım mukavelesi ile ilişkilendirerek 2 borcun tek bir borç olarak ödenmesini; hatta tamamen 2 borçtan da kurtulması hedeflediğini, müvekkili tarafından cirolanarak …. Ürünlerine verilen 15/08/2019 tarihli senet ödendikten sonra davaya konu 20/10/2018 tanzim, 15/09/2019 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı senet ödenmeyip müvekkiline geri gelince tahsili için ihtiyati haciz talepli olarak icra takibine konu edildiğini, bir önceki senedi ödeyen davacının bu defa senetteki imzaya itiraz ettiğini beyanla, resen takdir edilecek hususlarda kötüniyetle açıldığını ve hukuki mesnedi bulunmayan iş bu davanın öncelikle dava şartı yokluğu sebebi ile reddine; esasa girişilmesi halinde ise davanın esastan reddine
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, icra takibine konu edilen senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığına ilişkin menfi tespit davası hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Davacının mahkememiz kaleminde oturarak ve ayakta, sağ ve sol el olarak imza örnekleri alınmış, davaya konu bononun tanzim tarihine yakın tarihlere ilişkin imza örneklerinin bulunabileceği kurumlardan davacıya ait ıslak imzalarının bulunduğu belge asılları celp edilmiştir.
Dava konusu bono üzerinde davacı adına atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti için grafolog bilirkişi aracılığıyla imza incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Grafolog … tarafından düzenlenen raporda, inceleme konusu 20.10,20183 tanzim, 15.09.2019 vade tarihli, 5.000 TL’lik senedin ön yüzünde davacıya atfen atılmış imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı …’ın eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
Davacı iddia ve delilleri, davalı savunma ve delilleri ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, dava Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 20/10/2018 keşide tarihli, 15/09/2019 vade tarihli, 5.000,00 TL bedelli bono üzerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığının tespitine ilişkin olduğu, davacının mukayeseli imza örneklerinin dosya arasına alınmasının ardından, imza incelemesi yaptırıldığı, Grafoloji Uzmanının 04/08/20211 tarihli raporunda davaya konu senedin ön yüzünde davacıya atfen atılmış imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacının eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığını bildirdiği, bu hali ile dava konusu senette yer alan imzanın davacının eli ürünü olmadığının kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup Her ne kadar davacı taraf, kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de, yasal şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜ İLE,
2-Davacının Küçükçekmece … İcra Müd.nün … E sayılı takibine konu edilen 20/10/2018 düzenleme, 15/09/2019 vade tarihli, 5.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
4-Alınması gereken 341,55 TL karar harcından peşin alınan 85,39 TL’nin tenzili sonucu eksik bakiye 256,16 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 139,79 TL, davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri 871,95 TL olmak üzere toplam 1.011,74 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, İstinaf yasa yolu yargısal miktar sınırının altında kalmakla kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2021 23/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır