Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/911 E. 2021/89 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/911 Esas
KARAR NO : 2021/89

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan dosya incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24/08/2019 tarihinde işe gitmek için sabah saat 07:10 da evden çıkıp otobüs durağına doğru hareket etmiş olduğunu, otobüs durağına giderken yoldan karşı karşıya geçeceği esnada henüz kaldırımda ikan yolu çift taraflı olarak kontrol etmiş olduğunu ve yolun karşısına geçmek için harekete geçmiş olduğunu, müvekkilinin yolun karışsına geçecekken aniden otobüs karşısına çıkarak müvekkiline çarpmış olduğunu, müvekkilinin aracın hızlı gelmesi nedeni ile kaçmaya fırsat bulamamış olduğunu, müvekkiline … plakalı şoför davalı …’un sevk ve idaresindeki İETT otobüsünün çarpmış olduğunu, müvekkilinin ayağının aracın lastiklerinin altında kalmış olduğunu ve bu esnada aracın hareket ediyor olması nedeni ile müvekkilinin ayağının üzerinden 2-3 kez geçmiş olduğunu, müvekkilinin ambulansla …. Eğitim Araştırma Hastanesine götürülmüş olduğunu, müvekkilinin parçalanmış olan 2 ayağına da dikiş atılmış olduğunu, halen daha müvekkilinin tedavisinin devam ettiğini, müvekkilinin kolunun alçıya alınmış ve 2 ayağı sargı ile sarılıp 10’dan fazla film ve MR çekilmiş olduğunu, müvekkilinin iki ayağının alttan destekli alçıya alınmış olduğunu, müvekkiline ameliyatının riskli olduğunun ve uzun vadede hiçbir zaman tam olarak sağlığına kavuşamayacağının bildirilmiş olduğunu, soruşturma dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre davalı … şoförünün %75 oranında asli kusurlu olduğunu, davalının dikkatsizlik ve tedbirsizlikle basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek ve vücutta kırığa sebep olacak şekilde yaralamaya sebebiyet vermesinin söz konusu olduğunu, müvekkilinin tekstil işçisi olduğunu, aylık gelirinin 4.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinden beri çalışamadığını beyanla; maddi tazminat yönünden davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile müvekkili lehine haksız fiil tarihi olan 24/08/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat ödenmesine ve hükmedilen tutardan davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmasına, müvekkili lehine haksız fiil tarihi olan 24/08/2019 tarihinde itibaren yasal faizi ile birlikte şimdilik 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusunun, sürücü sevk ve idaresindeki,… plakalı aracın yapmış olduğu kaza ile ilgili olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti ile azami 360.000-TL olarak sınırlandırılmış olduğunu, manevi tazminat taleplerinin müvekkili şirketten talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafın, sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu iddia ettiğini, ancak bu iddiayı destekleyecek somut deliller bulunmadığını, kusur dağılımının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesini talep ettiklerini, kusur oranının öğrenilmesinden sonra, davacının geçici/sürekli sakatlık iddialarının da araştırılması gerektiğini, kusur ve sakatlık oranının tespitinden sonra gerçek zararın varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için, aktüeryal hesaplama yapılması gerektiğini, davacı taraf; lehine hükmolunacak tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini beyanla; davanın reddine, görev ve yetli yönünden reddine, öncelikle genel şartlara uygun olarak tüm hasar evrakları ile birlikte usulüne uygun şekilde hasar başvurusu yapılması gerektiği, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle dava masraflarından, faizden ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespitine, sigortalı araç sürücüsünün aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığından reddine, mahkeme aksi kanaatte ise kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespitine, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespitine ve hesaplamanın TRH formülü ile yapılmasına, sağlık ve bakıci/tedavi giderleri yönünden müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığından bu husustaki davacı talebinin reddine, geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin reddine, müvekkili şirket açısından ihtiyati tedbir/haciz taleplerinin reddine, müvekkili şirketin temerrüdü bulunmadığından faizin yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğine, masraf, faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kaza meydana geldiği esnada aracın hızının 0-5 km arasında olduğunu v ve aracın çarptığı kısmın kör noktası olduğunu, kaza ile ilgili Trafik ekiplerince düzenlenen kaza tespit tutanağında her ne kadar müvekkili kurum şoförü %75 oranında kusurlu gösterilmişse de işbu raporu kabul etmediklerini, davalı kurum şoförünün beyanı ve kamera kayıtları incelendiğinde kaza olayının meydana gelmesine davacının KTK’nın 138. Maddesini ihlal ederek kendisinin sebebiyet vermiş olduğunu, gelir ve gelire bağlı hesaplanacak gelir kaybı ve zararının davacının SGK kayıtları esas alınmak suretiyle hesaplanması gerekeceğini, davacının talep ettiği manevi tazminat bedelinin fahiş olduğunu, davacının kendi kusuru ile sebep olduğu işbu kaza olayı ile ilgili müvekkili kurumun sorumlu tutulmasını kabul etmediklerini beyanla; davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, davaya sigorta şirketini de dahil ettiği için davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle mahkemenin görevine itiraz ettiklerini, arabulucuya başvuru yapılmadan işbu dava açıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğramış olduğunu, söz konusu trafik kazasında müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, dava konusu kazanın tamamen davacının kendi kusuru nedeniyle meydana gelmiş olduğunu, müvekkilinin, olay anında yola, trafiğin durumuna ve aracın özelliklerine uygun olarak seyir halinde iken, yaya geçidi bulunmayan bir noktada işe gitmek üzere kullandığı servise yetişebilmek için yolun sağ ve sol tarafını kontrol etmeden aniden yola atlamış ve müvekkilinin kullandığı otobüse çarpmış olduğunu, meydana gelen olayda müvekkilinin gerekli tedbirleri almış olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, manevi tazminat talebinde bulanabilmek ve manevi tazminat alacağına hükmedebilmek için kusursuz olma veya daha az kusurlu olmak şartı bulunduğunu, Somut uyuşmazlıkta müvekkilinin kusursuz olduğunu, davacının daha fazla kusurlu olduğu dikkate alındığında davacının manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini beyanla; kusursuz müvekkili yönünden davanın reddi ile yargılama giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın mahkememize Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
Davacı vekiline 11/12/2020 tarihli tensip tutanağının 1 nolu bendi ile; davacı vekiline dava açılmadan önce Arabuluculuğa başvuru yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise Arabulucuk son tutanağının aslı veya onaylı suretini sunmak için 1 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde mahkememize ibraz edilmediği takdirde davanın usulden reddine karar verileceğine ilişkin süre verildiği, ancak verilen kesin süreye rağmen dosya içerisinde sunulmuş olan bir arabuluculuk tutanağı bulunmadığı görüldü.
6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
Somut olayda dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, 6102 Sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrasına aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın reddi ile aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- 7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 204,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 145,63 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/01/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸