Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/896 E. 2021/813 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/896 Esas
KARAR NO : 2021/813

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 17/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Davacının temizlik hizmeti sunan bir şirket olup birçok kurumsal firmaya düzenli olarak hizmet sunmakta olduğunu, davalı borçlunun da davacı şirketten müteaddit defa hizmet almış olduğunu, birtakım faturaların ödenmemiş olduğunu, davacı şirketin icra takibi kapsamında belirtilen 31.12.2019 düzenleme tarihli ve 260392 sayılı 4.947,48 TL bedelli, 31.01.2020 düzenleme tarihli ve …. sayılı 7.696,08 TL bedelli, 29.02.2020 düzenleme tarihli ve …. sayılı 10.689,00 TL bedelli, 23.03.2020 düzenleme tarihli ve …. sayılı 250,40 TL bedelli, 24.03.2020 düzenleme tarihli ve …. sayılı 5.130,72 TL bedelli faturalar nedeniyle bakiye toplamda 30.865,86 TL alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmaması üzerine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, borçlunun kendisine gönderilen ilamsız takipte ödeme emrine karşı borca haksız olarak itiraz etmiş olduğunu beyanla davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu borca haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, borçlunun alacak likit olduğundan %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, mevcut bir borç var ise bunların tümünün ödenmiş olduğunu, icra takibine konu edilen borcun var olmayan bir borç olduğunu, icra takibinin de itirazın iptali davasının da hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin, karşı tarafla arasındaki ticari ilişki gereği üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olduğunu, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi müvekkiline tebliğ edilip de ödenmemiş bir fatura borcunun da söz konusu olmadığını, karşı tarafça sunulan hizmete karşılık tüm ödemelerin yapılmış olup bu hususun tarafların ticari defterleri incelendiğinde de açıkça görüleceğini, davacının fazladan ve haksız yere kestiği bir fatura söz konusu ise bundan müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, davaya ve icra takibine dayanak olan faturaların müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında bulunmadığını, kanaatlerince davacı şirket içinde muhasebesel anlamda bir kopukluk söz konusu olduğunu, şimdiye kadar müvekkili şirkete tebliğ edilen ve müvekkili şirketin aldığı hizmetin karşılığı olan tüm faturaların günü gününe ödenmiş olduğunu, hiçbir hizmet sunulmadan kesilen ve davaya dayanak olan faturaları kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davacı tarafın işbu davanın açılmasında kötüniyetli olduğunu, haksız yere icra takibi başlatıldığını beyanla açılan davanın reddine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplamda 30.865,86 TL’nin tahsiline ilişkin yürütülen takipte davalı takip borçlusunun süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; Davacı yan tarafından incelemeye sunulan 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığını, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 17/09/2020 takip tarihi itibariyle 28.212,88 TL alacaklı olduğunu, davalı taraf ticari defterlerinin inceleme günü olan 21/06/2021 tarihinde 15.00’de inceleme için sunulmamış olduğunu, davacının alacağını oluşturan faturalardan 31.12.2019 tarihli 260392 numaralı 4.947,48 TL tutarlı faturanın davalı tarafa teslimine ilişkin bir teslim belgesinin dosyaya sunulması halinde davacının alacağının 28.212,88 TL olacağı kanaatine varılmış olduğunu, davacının alacağını oluşturan faturalardan 31.12.2019 tarihli 260392 numaralı 4.947,48 TL tutarlı faturanın davalı tarafa teslimine ilişkin bir teslim belgesi görülmemesi nedeniyle, davacının belgeye dayalı alacağının (28.212,88 TL-4.947,48 TL) 23.265,40 TL olduğu kanaatine varılmış olduğunu, davacı yanın 17/09/2020 tarihli icra takibinde 28.713,68 TL’lik fatura alacağına yıllık Adi Kanuni Faiz ile 2.152,18 TL işlemiş faiz talep etmiş olduğunu, TTK. 1530/4a maddesi gereğince tekrar işlemiş faiz hesabı yapılmış olup, davacının asıl fatura alacağının 28.212,88 TL olarak kabul edilmesi halinde işlemiş faiz tutarının 1.283,74 TL hesaplanmış olduğunu, bu durumda işlemiş faiz dahil davacı alacağının 29.496,62 TL hesaplanmış olduğunu, davacının asıl fatura alacağının 23.265,40 TL olarak kabul edilmesi halinde, işlemiş faiz tutarının 1.003,85 TL hesaplanmış olduğunu, bu durumda işlemiş faiz dahil davacı alacağının 24.269.25 TL olarak hesaplanmış olduğunu, davacı yan icra takibinde ödeme emrinde işlemiş faizin yasal faiz üzerinden hesaplandığını belirtmiş ancak 17/09/2020 tarihinden itibaren asıl alacağına hangi faiz oranını talep etmiş olduğunu belirtmemiş olduğundan bu nedenle davacı yan lehine karar alınması halinde davacının takip tarihinden itibaren alacağına yasal faiz veya ticari avans faizi uygulama kararının Mahkememize ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davalı usulune uygun yapılan tebligata rağmen inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış olup ticari defterlere delil olarak dayanan davacının usulüne uygun ve alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterlerinin lehine kati delil teşkil ettiği, 31.12.2019 tarihli ve 4.947,48 TL, 31.01.2020 tarihli ve 7.696,08 TL, 29.02.2020 tarihli ve 10.689,00 TL, 23.03.2020 tarihli ve 250,40 TL, 24.03.2020 tarihli ve 5.130,72 TL bedelli faturalar nedeniyle davacıya karşı toplamda 30.865,86 TL üzerinden icra takibi başlattığı, davacı tarafından davalıya 2019 yılında 30/11/2019 tarihli ve 3.664,80 TL ile 31/12/2019 tarihli ve 4.947,48 TL bedelli fatura kesildiği, bu faturalardan 30/11/2019 tarihli ve 3.664,80 TL bedelli olanının ödenmiş olduğu, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan 31/12/2019 tarihli ve 4.947,48 TL bedelli fatura ile birlikte 31.01.2020 tarihli ve 7.696,08 TL, 29.02.2020 tarihli ve 10.689,00 TL, 24.03.2020 tarihli ve 5.130,72 TL bedelli faturaların bedellerinin ise davacının ticari defterlerine göre ödenmemiş olduğu, yasal bildirim limitinin altında kaldığı için tarafların 2019 yılına ait BA-BS bildiriminin bulunmadığı, davacı tarafın 2020 yılı BS formuna göre 3 adet satış karşılığı olarak KDV hariç 23.100,00 TL (KDV dahil 23.515,80 TL), davalı tarafın 2020 yılı BA formuna göre 2 adet alım karşılığı olarak KDV hariç 18.060,00 TL (KDV dahil 18.385,08 TL) bildirilmiş olduğu, 24.03.2020 tarihli ve 5.130,72 TL bedelli faturanın davalı tarafından alım olarak bildirilmemiş olduğu, bu faturanın davalı tarafa E-Arşiv faturası olarak mail ile gönderilmesine rağmen işbu faturanın davalı tarafından iadesine ilişkin bir belgenin dosya kapsamında yer almadığı, 31.01.2020 tarihli ve 7.696,08 TL, 29.02.2020 tarihli, 10.689,00 TL, 24.03.2020 tarihli ve 5.130,72 TL ve 31/12/2019 tarihli ve 4.947,48 TL bedelli faturalar sebebiyle davacının, davalıdan alacaklı olduğunu sunmuş olduğu ticari defter ve belgeler, BA-BS formları ve tüm dosya kapsamı ile ispatladığı, ödeme iddiasında bulunan davalının işbu fatura bedellerini ödemiş olduğu hususunu ispatlayamadığı, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenen 23.03.2020 tarihli ve 250,40 TL bedelli faturanın davacının ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş olması sebebi ile bu faturadan dolayı davacının, davalıdan bir talepte bulunamayacağı anlaşılmakla icra takibine konu alacağın 28.212,88 TL’sinin BA-BS formları, davacı tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak açılan davanın kısmen kabul kısmen ile, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takip dosyasında davalı tarafından 28.212,88 TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına, 23.03.2020 tarihli ve 250,40 TL bedelli faturadan kaynaklı alacak ve davacı, davalıyı icra takibinden önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamadığından işlemiş faiz taleplerinin reddine, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına ilişkin talebin kabulüne dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN İLE,
1-Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında davalı tarafından 28.212,88 TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, bu miktar üzerinden TAKİBİN DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’sine tekabül eden 5.642,57 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.927,22 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 527,12 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.400,10 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Yapılan yargılama gideri olarak 527,12 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 109,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.490,52 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre (%91,40 kabul, %8,60 red) hesaplanan 1.362,33 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.231,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.652,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden kabul-red oranına göre (%91,40 kabul, %8,60 red) hesaplanan 1.206,48 TL’sinin davalıdan, 113,52 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır