Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/84 E. 2023/142 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/84
KARAR NO : 2023/142

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2020
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından, davacı şirket aleyhine cari hesap alacağına dayalı olarak, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davacı şirketin, hakkında başlatılan bu icra takibinden 27.11.2019 tarihinde haberdar olması sebebiyle, icra takibinin kesinleşmiş, itiraz edememiş olduklarını, akabinde dosyayı incelemeleri neticesinde, davalı tarafın asılsız bir cari hesap ekstresine dayanarak takibe giriştiğini öğrenmiş bulunduklarını, davacı şirketin takibe konu bir borcu olmadığı gibi başkaca da borcu bulunmamakta, hatta davalı şirketten alacaklı konumda olduğunu, davacı şirketin, oto yedek parçaları alım/satımı alanında ticari faaliyet göstermekte olduğunu, davalı şirketin otomotiv yedek parça ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, çeşitli oto yedek parçalarını yurt dışından ithal ettiğini (Taraflar arasındaki alım/satıma konu malların tamamı ithal üründür.) öğrenmesi ve davacı şirketin de bu parçalara ihtiyaç duyması sebebiyle taraflar arasında ticari ilişki başlamış olduğunu, davacı şirket, ilk iki ticari alım/satımda, malların zamanında ve siparişe uygun olarak tesliminin gerçekleşmesi üzerine davalı şirkete güven duymuş ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmiş olduğunu, devamla davacının, 29.11.2018 tarihinde tanesi 127 € olan …. ürün referans numaralı ….. beyinden, 110 adet sipariş vermiş olduğunu, davacı şirket, ürünlerin toplam bedeli olan 14.000,00 € u 03.12.2018 tarihli ekte sunulan şirkete ait …bank hesabından yapmış olduğu EFT işlemi ile ödemiş olduğunu, davacının, sipariş verdiği bu ürünleri doğrudan müşterilere teslim etmesi konusunda davalıya sözlü talimat vermiş olduğunu, ancak davacının, toplamda 110 adet beyin siparişi vermiş olmasına karşın, davalı şirketin 75 adet ürünü getirebilmiş olduğunu, üstelik davacının sipariş ettiği beyinlerin, … marka (…, …, …, … ve benzeri) tüm araç modellerine uyan ve bu nedenle de seri numaralarının sonu 00 ile biten beyinler iken, davalı şirket tarafından ithal edilerek teslim edilen edilen beyinlerin seri numarasının sonu O7 ile biten ve yalnızca …. araçlara uyan beyinler olması sebebiyle müşteriler tarafından kabul edilmemiş ve iade edilmiş olduğunu, … marka/model araçlar, bu tarihte Türkiye’ ye yeni gelen ve bu nedenle henüz (İki yıllık) ….. kapsamında olan araçlar olduğundan, alım/satıma konu bu beyinlerin başka yerlere satılması veya başka şekilde değerlendirilmesinin mümkün olmamış olduğunu, bunun üzerine, 26.01.2019 tarih ve …. nolu faturaya konu bu ürünlerin, 26.01.2019 tarihli davalı şirket kaşe ve imzasını içeren teslim belgesi karşılığında, davalı şirkete iade edilmiş olduğunu, ancak, bu ürünlerin bedeli olan (110*127 Euro-13.970,00. -Euro) 14.000,00.-Euro’nun davalı şirkete ödenmiş olduğunu, yine davacının, 19.12.2018 tarihinde, tanesi 256,00.-TL olan …. ürün referans numaralı kompresörlerden 200 adet sipariş vermiş olduğunu, davacı şirketin, ürünlerin bedelini 60.416,00.-TL’yi 19.12.2018 tarihinde, …bank hesabından yapmış olduğu EFT ile ödemiş olduğunu ve 12.000,00.-TL’ yı da 19.12.2018 tarihinde davacı şirket yetkilisi …. ın ….. Bankası hesabından davalı şirket yetkilisi …..’un annesi …..’ un hesabına yapmış olduğu eft işlemi ile ödemiş olduğunu, ancak, davacı şirket tarafından sipariş edilen ve tamamının ödemesi yapılan bu kompresörlerin hiçbirisinin davacıya teslim edilmemiştir, getirilmemiş olduğunu, aynı tarihte, tanesi 244,00 TL olan …. ürün referans numaralı turbolardan elli adet sipariş vermiş olduğunu, davacı şirketin, ürünlerin bedelini 14.396,00.-TL’yı 19.12.2018 farihinde şirkete ait ….. Bankası hesabından yapmış olduğu EFT işlemi ile ödemiş olduğunu, ancak, davacı şirket tarafından sipariş edilen ve tamamının ödemesi yapılan bu turbolar getirilmişse de davacının sipariş verdiği ürünler olmadığından, bu mallar hurdadan zarar edilerek satılmış olduğunu, taraflar arasında gerçekleşen ticari alım/satım, yukarıda özetlenenlerle sınırlı olmadığını, ancak miktar ve önemleri itibariyle belirtilen alım/satımlara yer verilmiş olduğunu, davacı şirketin, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı icra dosyasında alacaklı olarak gözüken davalı şirkete, takipte belirtilen nitelikte ve miktarda bir borcu bulunmadığı gibi başkaca da bir borcu bulunmamakta olduğunu, aksine davacı şirketin, alacaklı olduğu iddiası ile takip başlatan şirketten 100.000,00.-TL’nın üzerinde alacaklı olduğunu, bu alacağının kaynağının ise, proforma/sipariş formu karşılığında bedellerini ödediği halde, davalı tarafça davacı şirkete teslim edilmeyen ve/veya eksik ve ayıplı olarak teslim edilen mallar olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin tamamı ve borç/alacak durumu yargılama aşamasında yaptırılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda net bir şekilde ortaya çıkacağını, ancak davalı tarafın, teslim etmediği ve hatta ithal dahi etmediği, (envanterinde/stoğunda bulunmayan) malları, davacı şirkete fatura etmiş olduğunu, ancak bu faturaların hiç birinin davacı şirkete tebliğ edilmemiş olduğunu, bu haliyle davalı şirketin, mali kayıtlar üzerinde kendisini alacaklı konuma getirmiş olduğunu, yine başlatılan takipte ödeme emrinin de (Bu adresin fiilen kullanılmadığı davalı tarafça bilindiği halde) ticari faaliyetin fiilen yürütüldüğü adrese değil, İTO’ da kayıtlı olan ve sadece tescil adresi olan, (çoğunlukla kapalı olan) adrese tebliğ edilmek suretiyle takibin kesinleştirilmiş olduğunu, eldeki davanın, kesinleşen takibe karşı, davacı borçlu tarafından açılan menfi tespit davası olduğunu, dava konusu olayda, icra takibinin bir belgeye dayanmamakta olduğunu, ödeme emrine itiraz edilmemesi sonucu ilamsız icra takibinin kesinleşmesinin, takip hukuku yönünden sonuç doğuracağını, bu hususun , borçlunun, borcu olduğunu ikrar ettiğine dair maddi hukuk yönünden bir karine teşkil etmeyeceğini, o halde, davalının, alacaklı davacı borçludan alacaklı olduğunu ispat etmekle yükümlü olduğunu, davalı şirketin, öncelikle davacının talep ettiği ürünleri getirip teslim ettiğini, ancak bedelini almadığını iddia ediyorsa; davacı şirkete fatura ve teslim ettiğini iddia ettiği malların irsaliyelerinin de davalı şirket tarafından sunulması gerektiğini, tüm bunlarla birlikte, satışı yapılan malın ya üretilmiş ya da satın alınmış olması, bu suretle satıcı şirketin stoğuna girmiş olması gerektiğini, bu kapsamda bu malların davalı şirkete girişine ilişkin bir belge/fatura olup olmadığı, yine ticari ilişkiye konu malların tamamı yurt dışından ithal edilen mallar olduğundan, ithalat beyannamesi ve yurt dışından ithal ettiği/satın almış olduğu firmadan kendisine kesilmiş fatura/lar olup olmadığı sorularını cevaplandırması ve varsa bunları dosyaya ibraz etmesi gerektiğini, açıklanan tüm bu hususların tespitinin, ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde ortaya çıkacağını, kanunda ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında, ticari davaların asli delilinin ticari defterler olduğunun açıkça vurgulanmış olduğunu, yine usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtların sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi gerektiğinin de açık olduğunu, nitekim, ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme neticesinde, davacı şirketin borçlu olmadığının açıkça tespit edileceğini, bu nedenlerle “Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi” konusunda, teminatsız olarak, Mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek teminat karşılığı ihtiyati tedbire hükmedilmesine, davacı şirketin, davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin iptaline, açıkça kötü niyetli olan davalı/alacaklının, takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı-Borçlu Şirket hakkında, cari hesaptan kaynaklanan alacak nedeniyle davalı alacaklı şirket adına 10 Ekim 2019 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürtüğü’nün ….. E. sayılı dosyası ile takip başlatılmış olduğunu, davalıya gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak şirketin ticaret sicilindeki kayıtlı adresine yapılmış ve davacı borçlunun süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi, borcu da ödememiş olduğunu, davacı şirket yetkilisine konuyla ilgili bilgi verilmiş, ödeme yapmayacağını beyan etmesi üzerine, 27 Kasım 2019 tarihinde davacı şirkete ait malların bulunduğu … Mah. … Cad. …. Merkezi Eski No:… Yeni No:…. Ataşehir/İstanbul adresindeki depoda, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürtüğü’nün … T. Sayılı dosyası ile haciz işlemi uygulanmış olduğunu, haciz sırasında davacı şirket yetkilisiyle defalarca telefonda görüşülmüş, kendisi kötü niyetle mal kaçırma saikiyle malların kendisine ait olmadığını iddia ederek tehditlerde bulunmuş ve haciz mahalline gelmeyi reddetmiş olduğunu, taraflar arasında sorunsuz ilerleyen ticari ilişkinin, davacı Şirketin, davalı Şirkete ait malları aradaki güven ilişkisine dayanarak alması ve daha sonra ödemelerini yapmaması, defaatle ihtar edilmesi üzerine tamamen kopmuş ve bu noktaya gelmiş olduğunu, davacının borçlu olmadığına ilişkin tespitine ilişkin sayın Mahkemenizde açmış olduğu işbu davaya konu iddiaların tamamen asılsız ve davalı şirketin alacağını geciktirebilmek amacıyla kötü niyetle açılmış olduğunu, davacı şirketin, 29 Kasım 2018 tarihinde sonu OO ile biten beyinlerden 110 adet sipariş ettiğini, bu ürünlerden tarafına 75 adet geldiğini ve sipariş ettiği ürünler olmadığını, bunun üzerine 26 Ocak 2019 tarihinde bu ürünleri davalı şirkete iade ettiklerini beyan etmiş olduğunu, davacının iddiaları kısmen doğru olsa da sonraki süreç saklanarak cari hesap tablosundaki alacağın büyük kısmını oluşturan konuların kötü niyetle açıklanmamış olduğunu, söz konusu sipariş konusunda tedarikçinin hatası sonucu sonu 00 ile biten beyinler yerine O7 ile biten beyinlerin, davacı Şirket’e gümrükte teslim edilmiş olduğunu, davacının, ürünlerin kendisine 75 adet geldiğini iddia etmiş daha sonraki beyanında ise 110 adet ürünü geri iade ettiğini belirtmiş olduğunu, teslim edilen ürün adedinin 82 olduğunu, söz konusu ürünlerin, davalı şirket’e iade edildikten sonra davacı şirket yetkilisinden gelen teklif üzerine tekrar kendilerine teslim edilmiş olduğunu, davacı şirket yetkilisi, sonu O7 ile biten ürünler için müşterilerinin olduğunu, adresini vereceği depoda kendisine bırakılırsa bu ürünleri piyasada satabileceğini belirtmesi üzerine davalı şirket tarafından güvenilerek ürünler 05 Mart 2019 tarihinde davalı şirketin tedarikçisinin elemanları …. ve …. tarafından …. Mahallesi …. Caddesi …. Apartmanı No:… Avcılar/İstanbul adresinde bulunan …. Market isimli işletmenin deposuna bırakılmış olduğunu, davacı şirketin, 19 Aralık 2018 tarihinde Davalı Şirket’e 200 adet kompresör sipariş verdiğini ve buna ilişkin aynı tarihte 60.416,00 TL ve 12.000,00 TL ödeme yaptığını iddia etmiş olduğunu, söz konusu ürünlerin yurtdışındaki tedarikçiden kaynaklanan sebeplerle teslim edilememiş, ancak bu ödemelerden 12.226,00 TL’lik bedelin kendisine geri ödenmiş olduğunu, davacı, yine 19 Aralık 2018 tarihinde 50 adet turbo sipariş verdiğini ve kendilerine teslim edilen ürünlerin hurda malı olduğunu ve hurdadan satılarak zarar edildiği iddiasında bulunmuş olduğunu, daha önce sipariş vermiş olduğu ürün yanlış gelince rahatça iadesini yapabilen davacının bu ürünle ilgili neden hiçbir bildirimde bulunmamış ya da iadesini sağlamamış olduğunun merak konusu olduğunu, davacının iddiasının asılsız olmakla birlikte, bir kimsenin yapmış olduğu ticarette kendisine ayıplı mal statüsünde teslim edilen hurda malları için bildirimde bulunmamasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, basiretli tacir kavramına da aykırı olduğunu, hurda olduğunu iddia ettiği ürünlerle ilgili hiçbir bildirimde bulunmayıp zararına satış yaptığı iddiasının davacının ne derece aykırı beyanlar vereceğinin kanıtı olduğunu, kaldı ki, hurda malların ithalatının kesinlikle yasak olduğunu ve bu ürünler incelemeden geçirilerek teslim alındığını, davacının, herhangi bir borcu olmadığı aksine alacaklı olduğu iddiasında bulunmuş olduğunu, davacının söz konusu iddiasının dayanaktan yoksun olduğunu, tamamen kötü niyetle hareket ederek davalı şirketi zarara uğratmayı amaçlayan davacının, elindeki kambiyo senedine şirketin sahte kaşesini basarak icra takibi başlatmış, bunun üzerine davalı şirket tarafından davacı Şirket yetkilisi hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan şikayette bulunulmuş (İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Sor. No: ….) ve başlatmış olduğu icra takibine itiraz edilerek tedbir kararı (İstanbul Anadolu …. İcra Hukuk Mah. … E. ) alınmış olduğunu, gerçekten alacaklı olan bir şirketin alacağı için neden sahte kaşe basma ihtiyacı duyduğunun ise merak konusu olduğunu, davacı, tarafından davalı şirketin stoğunda bulunmayan ürünleri fatura ettiğini ve bu faturaları tebliğ etmediği iddiasında bulunulmuş olduğunu, söz konusu iddianın tamamen asılsız olduğunu, bahsi geçen tüm ürünlerin davalının stoğunda bulunmakta olduğunu, ve buna ilişkin beyannameler ve belgelerin mahkememiz dosyasına sunulmakta olduğunu, faturaların tebliğ edilmediğinin ise tamamen asılsız olduğunu, tebliğ edilen faturaların davacı şirket yetkilisi tarafından kabul edilmemiş, adeta davalı şirketin ürünlerinin üzerine yatma gayesiyle hareket edilmiş olduğunu, sürekli bahsedilen güven ilişkisine dayanarak davalı şirketin ürünlerini kendi bünyesine geçiren davacının kendisine gönderilen faturaları kabul etmeyerek davalı şirketin ürünlerini bedelsiz bir şekilde elde etme amacıyla hareket etmiş olduğunu, davacı tarafından iddia edilen bir diğer hususun ise dava konusu icra takibinin şirketin Ticaret Sicilindeki adresine yapılarak kesinleştirilmiş olması olduğunu, Tebligat Kanunu m.35’e göre resmi kayıttaki adrese tebligat yapılması hükmü mevcutken davacının resmi kayıttaki adresine yapılan usulüne uygun tebligat için doğrusu bu değilmiş gibi beyanda bulunmasının anlaşılamamakta olduğunu, davacının adres değişikliğini bildirmemesi/değiştirmemesinin davalı şirketin sorumluluğunu doğurmamakta olduğunu, davacı, teslim edip bedellerini ödedikleri ürünlerin büyük kısmının teslim edilmediğini, teslim edilenlerin de hatalı/eksik edildiğini iddia etmiş ve davalı şirket tarafından teslim ettiği mallar neticesinde davacıya kesilen faturaların sunulması gerektiğini beyan etmiş olduğunu, yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davacıyla olan ticari ilişkiye konu tüm işlemlerde kompresörler hariç kendilerine teslim edilmiş olduğunu, hatalı getirilen ürünlerin talep doğrultusunda iade alınmış olduğunu, iddia edildiği gibi hurda olan ürünlere ilişkin ise davalı şirkete herhangi bir beyanda bulunulmamıştır ki söz konusu iddianın tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı şirkete teslim edilen ürünlere ilişkin faturaları ve teslimine dair elimizdeki tüm verileri mahkemeye sunduklarını, davacının olmadığını düşündüğü tüm belgelerin mevcut olmakla birlikte mahkeme dosyasına sunulmakta olduğunu, esas kusurlu ve kötü niyetli olan davacının borçlu olduğunu, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesinin mümkün olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle, yapılacak yargılama sonunda, davanın reddine, davacının %40 ‘dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup uyuşmazlık; taraflar arasında, davacının davalıdan bir kısım oto yedek parçaları satın aldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalının davacıya sattığı ürünlerin bedellerini tahsil edip etmediği, sipariş edilen ürünlerin eksik teslim edilip edilmediği ve teslim edilen ürünlerin bir kısmının gizli- açık ayıplı olup olmadığı, ayıp söz konusu ise davacının muayene ve ihbar yükümlülüğünü süresinde ve usule uygun yerine getirip getirmediği, davacı tarafça davalıya ürün iadesi yapılıp yapılmadığı, buna göre sonuç itibariyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarının ne olduğu hususlarına ilişkindir.
Mahkememizce alınan 02/11/2020 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Davacı ve davalı ….. 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı, davacı ….. incelenen ticari defterlerinde, davalı …., davalı ….. tarafından davacı ….. yapılmış icra takip tarihi olan 10/10/2019 takip tarihi itibariyle toplam 88.578,02 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından EUR kurlarından kaynaklı ve toplam tutarı 1.771,03 TL olan düzeltmeler ve davacı …..’ın davalı …..’a ….. Bankası’ndan göndermiş olduğu 10.000,00-TL’nin davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlara alındığında davacı …..’ın davalı ….. tarafından, davacı ….. yapılmış icra takip tarihi olan 10/10/2019 takip tarihi itibariyle alacağının 100.349,05 TL olacağı, davalı ….. incelenen ticari defterlerinde, davacı …., davalı ….. tarafından davacı ….. yapılmış icra takip tarihi olan 10/10/2019 takip tarihi itibariyle 77.165,43 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından düzeltme kayıtları yapılmış olduğunda, taraflar arasında cari hesap farkının 177.514,48 TL olduğu, bu farkın 01.09.2019 tarihinde davalı tarafından davacı tarafa …. numarası ile 177.514,48 TL’lik fatura düzenlemiş olmasından kaynaklanmış olduğu, taraflar arasında cari hesap farkının nedeni olan 01.09.2019 tarihli …. Numaralı 177.514,48 TL bedelli faturanın irsaliyesinin olmadığı, fatura içeriğinin 49 Adet Turbo, 100 Adet Enjektör ve 75 Adet şanzıman beyni satışı olduğu, işbu faturanın davacı tarafından kabul edilmemiş olduğu, bu ürünlerin davalı tarafından, davacı tarafa nasıl teslim edildiğine ilişkin bir irsaliyeye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, davacı …..’ın davasında haklı olduğu kanaati uyandığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce alınan 09/08/2021 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle; Taraflar arasında cari hesap farkının nedeni oları davalı tarafından davacı ….. düzenlenmiş 01.09.2019 tarihli ….. Numaralı 177.514,48 TL bedelli faturanın davacı ….., davalı ….. dosyaya sunmuş olduğu belgenin tarihinin 03.10.2019 olduğu, fatura düzenlenmesinden 1 ay sonra gönderilmiş olduğu ve belge üzerinde …. no.lu faturanın …. tarafından kabul edilmediğinin yazmakta olduğu, İşbu faturanın davacının 2019 yılı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, detayları ek raporda açıklanmış olduğu üzere kök rapor’da belirtilen tespit ve kanaatte bir değişiklik olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Davacı şirket yetkilisi … 27/01/2022 tarihli duruşmada isticvap davetiyesi üzerine hazır bulunduğu ve alınan beyanında; Bana göstermiş olduğunuz 30/04/2019 tarihinde No:…. teslim tesellüm belgesi altındaki …..’ı tanımam, ….. isminde bir çalışanımız da yoktur, beyanında bulunmuştur.
Davalı tanığı …. 20/10/2022 tarihli duruşmada; Ben davacı ve davalı şirketleri tanımam, benim eşimin üzerine ….. Temizlik Nakliye adında bir iş yerimiz vardır, dedi.
Davalının delil olarak dayandığı 30/04/2019 tarihinde No:…. teslim tesellüm belgesi gösterildi ve soruldu: Belge üzerindeki imza; benim imzama çok benziyor, üzerindeki telefon numarası benim eski telefonuma aittir, teslim tutanağının üzerindeki telefon numaram 4 yıl önceki numaramdır, belge üzerindeki adımın yer aldığı yazı bana aittir, biz nakliye firmasıyız, biz malları götürürken ve teslim ederken ne mal aldığımıza, adedine ve içeriğine bakmayız, böyle bir belgeyi imzaladığımı ve içeriğine ilişkin üzerinden süre geçtiği için bir şey hatırlamıyorum, dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; Sevk irsaliyesi ve e-fatura şeklinde olursa kaşe ve imza şeklinde teslim alıyoruz, biz aynı zamanda inşaat firmasıyız, biz malzeme geldiğinde adetlerine bakılır, bir nüshasını alır ve bir nüshasını da şoför arkadaşa veririz, herhangi bir imza atmayız, adetlerden karşılaştırma bellidir, fatura var ise karşı tarafın kaşe ve imzasını alırız, ben iki firmayla da hiç çalışmadım, mal bırakma olayı gerçekleşip gerçekleşmemişse de herhangi bir şey hatırlamıyorum, bana gösterdiğiniz belge içerisindeki malların teslimi ile alakalı hiçbir şey hatırlamıyorum, bizi nakliye hizmeti için firmalar arar, biz de o mahale gideriz, bize teslim edilecek ürünleri alır, teslim edilecek yere bırakırız, bize verilen kolileri açıp bakmayız, bu malları teslim alırken firma geçerli bir fatura veya belge sunarsa onun altına teslim aldığımı beyan ederim, numara ve kaşeyi basarım, teslim ederken de bastığım kaşenin bir nüshasını karşı tarafa veririm, bir nüshasını da kendim alırım, ortalama 9-10 yıl önce nakliye işine başlatım, ilk etapta kendi aracımla işe başladım, daha sonrasında eşimin adına firma kurunca firma kapsamında şuan da 3 adet aracım vardır, şoförlerimiz vardır, 2019-2020 yılından beridir nakliye araçlarını kullanmamaktayım, çalışanlarımız kullanmaktadır, otomotiv sektörüne benim hiç nakliye, taşıma işleri yapmayız, kayıtlarda da genelde işlerimiz inşaat, nakliye, moloz tarzındadır, dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; Bizim çektiğimiz mallar yüklü(ağır) mallardır, alçıpan, moloz tarzındadır, biz genellikle inşaata ve mimarlık şirketleriyle çalıştığımız için genelleme yapıyorum, bizi kolay kolay paket, koli vs. ince işlere çağırmazlar, bizim araçlarımız kamyon tarzında açık kasadır, bu nedenle ince işlere pek bizi çağırmazlar, biz bir yere gittiğimiz zaman enjektör mü taşıyacağız yoksa makine mi taşıyacağız bir bilgimiz olmaz, belge içeriğine ilişkin yazılar, telefon numarası bana aittir, imza da benim imzama benzemektedir, ancak firmalar belge içerisindeki 50 adet enjektörü bize bir belge ve e-fatura ile bize teslim etseydi biz kaşemizi basardık, daha önce de belirttiğim tarafları tanımamaktayım, benim bilgi ve görgüm bu kadardır, beyanında bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde :Dava, ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup bu kapsamda ispat yükü davalı/ alacaklı taraftadır. Davacı ve davalı ….. 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK İlgili hükümleri yönünden sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre davacı ….. incelenen ticari defterlerinde, davalı …., davalı ….. tarafından davacı ….. yapılmış icra takip tarihi olan 10/10/2019 takip tarihi itibariyle toplam 88.578,02 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından EUR kurlarından kaynaklı ve toplam tutarı 1.771,03 TL olan düzeltmeler ve davacı …..’ın davalı …..’a ….. Bankası’ndan göndermiş olduğu 10.000,00-TL’nin davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlara alındığında davacı …..’ın davalı ….. tarafından, davacı ….. yapılmış icra takip tarihi olan 10/10/2019 takip tarihi itibariyle alacağının 100.349,05 TL olacağı, davalı ….. incelenen ticari defterlerinde, davacı …., davalı ….. tarafından davacı ….. yapılmış icra takip tarihi olan 10/10/2019 takip tarihi itibariyle 77.165,43 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından düzeltme kayıtları yapılmış olduğunda, taraflar arasında cari hesap farkının 177.514,48 TL olduğu, bu farkın 01.09.2019 tarihinde davalı tarafından davacı tarafa … numarası ile 177.514,48 TL’lik fatura düzenlemiş olmasından kaynaklanmış olduğu, fatura içeriğinin 49 Adet Turbo, 100 Adet Enjektör ve 75 Adet şanzıman beyni satışı olduğu taraflar arasında cari hesap farkının nedeni olan 01.09.2019 tarihli …. Numaralı 177.514,48 TL bedelli faturanın irsaliyesinin olmadığı tespit edilmiş olup davalı tarafça sunulan 30/04/2019 tarihli teslim tesellüm başlıklı 50 adet enjektörlere ilişkin belgede ismi geçen Barış Piyar dinlenmiş ancak tanık beyanları belgede geçen davaya konu ürünlerin tesliminin ispatına elverişli olmadığı diğer davaya konu ürünlerin teslimine yönelik dosyaya ispata elverişli delil sunulmadığı bu kapsamda ispat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ” (HMK) 190.maddesine göre “ (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. ” hükmü dikkate alındığında taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davalı/alacaklı tarafça fatura konusu malların davacıya teslim edildiğinin mevcut deliller ile ispat edemediği bu kapsamda davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile; davacının Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, Davacının kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şek,ilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:

Açılan davanın KABULÜ ile;
1-Davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 5.271,17 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.317,80 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.953,37 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan dava ilk açılış harç gideri olan 1.380,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak toplam 1.556,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 12.346,47 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

8-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.16/02/2023

Katip … Hakim ….
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır