Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/822 E. 2020/932 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/822
KARAR NO : 2020/932

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 31/12/2020

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan 17/07/2020 tarihinde üzerlerindeki tedbirin mahkemece kaldırılması sonucu sattığı 9 adet taşınmazın satış hasılatından 14/05/2015 tarihli hasılat paylaşımı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde lehine tahakkuk eden tespit edilebildiği kadarıyla 2.838.750,22 TL alacaklı olduğunun tartışmasız olduğunu, davalı şirketin müvekkiline olan borcu gibi kredi kullandığı bankalara olan borçlarını ve başkaca bir kısım borçlarını ödeyemediğini, davalının söz konusu “ödememe” halinin bir süredir devam etmekte olduğunu, davalının …bank AŞ’ye olan 90.000.000.00 TL borcunu da ödemediğini, belirtilen vakaların davalı şirketin borç ödemeden aciz haline düştüğü ve bu sebeple vadesi gelen borçlarını ödemeye yetecek nakit ve diğer ödeme araçlarından yoksun olduğu ve bu durumun önemli oranda borçlarına ilişkin olması nedeniyle genel bir nitelik arzettiği ve uzunca bir süre devam etmesi sebebiyle süreklilik kazandığının aleni ve tartışmasız hale geldiğini, ödemelerin tatilinin doğrudan iflas sebebi olduğunu, ödemelerin tatili koşullarının oluştuğunu belirterek davanın kabulü ile davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile derdest tapu iptal ve tescil davası açıldığını, yargılamanın devamında asıl sözleşmeye aykırı şekilde hareket eden tarafın yükleniciler olduğu, yüklenicilerin ciddi sayıda gizli satış yaptıkları ve müvekkili şirkete tekabül eden payları ödemediklerinin ortaya çıktığını, 17/07/2020 tarihli ara karar ile 10 adet bağımsız bölüm üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırıldığını, ihtiyati tedbirin kaldırıldığı 9 adet bağımsız bölümün işbu davanın konusunu oluşturduğunu, 26/10/2020 tarihli duruşmada 19 adet bağımsız bölüm üzerindeki ihtiyati tedbirin de kaldırıldığını, davacı şirketin 17/07/2020 tarihli ihtiyati haciz talebinin ise taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesinin adi ortaklık sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, adi ortaklığın tasfiye sürecine geçilmediği, tasfiye edilmeyen adi ortaklık yönünden ortakların alacağın sözedilemeyeceği, davacı tarafın henüz yargılama sürece devam eden ve tasfiyesi sonuçlanmamış adi ortaklıkla ilgili tahakkuk ettiği iddia edilen alacak yönünden muaccel bir alacaktan sözedilemeyeceği gerekçesiyle reddedildiğini, davacının muaccel bir alacağının bulunmadığını, aksine tarafların kurulan adi ortaklıktan alacakları bulunup bulunmadığının değerlendirileceğini, taşınmaz satışlarının muvazaalı olmadığını, müvekkilinin alacaklılarından mal kaçırma kastı olsaydı 19 adet taşınmazın da devredilmesi gerektiğini, davanın müvekkilinin ticari itibarını zedelemek amacıyla kötüniyetli olarak açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, İİK’nun 177/2 maddesinde düzenlenen ödemelerin tatil edilmesi hükmüne dayalı iflas istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın İİK’nun 177/2 maddesi gereğince iflas şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celbedilmiş olmakla tetkikinde davacı … tarafından davalı …. İnşaat…Ltd.Şti aleyhine taraflar arasındaki sözleşmelere istinaden tapu iptal, tescil ile davalı tarafından satışı yapılan bağımsız bölümler üzerinden bedelin tahsili, cezai şart alacağı istemli olarak dava açıldığı, yargılamanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye ikmalen cevap verildiği, iflas avansının davacı tarafça yatırıldığı anlaşılmıştır.
İİK 177 vd. maddesinde alacaklının takip yapmasına gerek olmadan borçlunun iflasını isteyebileceği haller düzenlenmiştir. Buna göre ilk olarak borçlunun yerleşim yerinin belli olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması, borçlunun alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması veya teşebbüs etmesi veya borçlunun haciz yolu ile yapılan takip sırasında mallarını saklaması, ikinci olarak borçlunun ödemelerini tatil etmiş bulunması, üçüncü olarak İİK 308. (eİİK 301. m.) maddesindeki halin mevcut bulunması ve son olarak ilama bağlı bir alacağın icra emri ile istendiği halde ödenmemiş olması doğrudan doğruya iflas nedeni olarak sayılmıştır.
Alacaklının İİK’nın 177 maddesi kapsamında borçlunun iflasını isteyebilmesi için, özellikle alacağının varlığını ve doğrudan iflas nedenini ispat etmesi gerekmektedir.
Davacı yan, Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan tedbirin kaldırılması akabinde satışı yapılan taşınmazların satış gelirinden 14/05/2015 tarihli hasılat paylaşımı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle alacaklı olduğundan bahisle işbu davayı açmış ise de, davacının alacaklı olup olmadığı hususunda yargılamanın devam etmekte olduğu, davacının dava tarihi itibariyle muaccel bir alacağının bulunmadığı, yargılaması devam etmekte olan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında davacı tarafça ihtiyati haciz talep edilmiş olup, talebin “davacı tarafın henüz yargılama süreci devam eden ve tasfiyesi sonuçlanmamış adi ortaklıkla ilgili tahakkuk ettiği iddia edilen alacak yönünden muaccel bir alacaktan da söz edilemeyeceğinden” bahisle reddine karar verildiği, bu haliyle İİK m.177 gereğince doğrudan iflas talebinde bulunmak için davacının “alacaklı” sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 30/12/2020

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı