Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/809 E. 2022/70 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/809 Esas
KARAR NO : 2022/70

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2022

Mahkememizde taraflar arasında görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile Sigorta Tahkim Komisyonu … Esas ve …. Sayılı kararına binaen ilamlı icra takibi başlatılmış olduğunu, müvekkiline başlatılan işbu haksız icra takibi neticesinde … E. sayılı dosyaya haciz tehdidi altında, 16.07.2020 tarihinde 1.305,00-TL ve 6.145,97-TL ödeme yapılarak borcun kapatılmış olduğunu, ilamlı takibin dayandığı Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen … sayılı kararın hukuka aykırı olduğunu, davalının, 28.01.2020 Tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurarak; … E…. Esas numaralı dosya ile …. plakalı araç ile müvekkili şirket nezdinde …. sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan …. plakalı aracın 30.08.2018 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası neticesinde aracının hasarlandığından bahisle aracında meydana gelen hasar tutarının ve değer kaybının tazminini talep etmiş olduğunu, davalının başvurusu doğrultusunda davalının aracında oluşan hasar nedeniyle … Sigorta A.Ş.’ye 28.11.2018 tarihinde 3.149,00-TL hasar bedeli ödemesi yapılmış olduğunu, icra takibine konu edilen kararlarda ise müvekkili şirket aleyhine 2.154,72-TL hasar tazminatı, 880,00-TL değer kaybı tazminatı olmak üzere toplamda 3.034,72-TL maddi tazminata, 3.034,72-TL vekalet ücreti ve 707,80-TL yargılama giderine hükmedilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalının Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yapmış olduğu başvuruya konu kazaya ilişkin olarak; 31.10.2018 tarihinde başvuru sahibi vekiline değer kaybı talebine yönelik olarak 629,00-TL, 28.11.2018 tarihinde başvurucuya ait aracın kasko sigortacısı … Sigorta A.Ş.’ye hasar bedeli talebine yönelik olarak 3.149,00-TL ödenmiş olduğunu, yapılan bu ödemelerin Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yapılan başvurudan önce gerçekleştirilmiş olup, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından kurulan … Esas ve … Sayılı kararda müvekkili şirketin … Sigorta A.Ş.ye yapmış olduğu 3.149,00-TL ödemenin maddi hasar tazminatından düşülmeden hüküm kurulmuş olduğunu, her ne kadar Heyet tarafından hüküm kurulurken maddi tazminattan 629,00-TL düşülmüşse de bu ödemenin maddi hasara ilişkin değil değer kaybına ilişkin olduğunu, müvekkilinin hukuken ve kanunen davalıya karşı hasar tutarı ile sorumlu olduğunu, daha önceden yapılmış olan bir ödemeye ilişkin olarak tekrardan hüküm kurulmasının mükerrer ödeme olmasına yol açmış olduğunu, davalıya başvuruda bulunularak ödeme yapılması talep edilmişse de taleplerinin reddedilerek ödeme yapılmayacağının taraflarına bildirilmiş olduğunu, bunun üzerine arabuluculuğa başvuru yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; taleplerinin kabulü ile; müvekkilinin cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 6.868,01-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretininn karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi, her ne kadar müvekkilinin kasko sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye 3.149-TL hasar onarım bedeli ödemesi yaptığını iddia etse de bu iddialarını Sigorta Tahkim Komisyonu … E. sayılı dosyanın hiçbir aşamasında dile getirmemiş olduğunu, davacının, Uyuşmazlık hakem heyeti aşamasında ödemeden hiç bahsetmediği gibi dekont da sunmamış olduğunu, davacı tarafın, cevap dilekçesinde özetle 629-TL hasar onarım bedeli ödediklerini ve yapılan işbu ödeme ile sorumluluklarını yerine getirdiklerini beyan etmiş olduğunu, bu beyanlarına ek olarak ne cevap dilekçesinde ne de daha sonraki beyan dilekçelerinde ödemeye ilişkin bir açıklama yapmamış olduğunu, 23.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda da bilirkişinin, sigorta şirketinin 629-TL hasar onarım bedeli ödediğini mütalaa etmiş, bakiye hasar onarım bedeli ve değer kaybı tazminatını 629-TL’yi mahsup ederek hesaplamış olduğunu, sigorta şirketinin rapora karşı ödeme dekontunu sunarak itiraz etmemiş olduğunu, 629-TL haricinde herhangi bir ödemeden bahsedilmemiş olduğunu, bu sebeplerle denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda dosyanın karara çıkarılmış olduğunu, söz konusu kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı sigorta şirketi, her ne kadar alıcısının … Sigorta A.Ş. olduğu bir ödeme dekontu sunmuş ise de söz konusu dekontun açıklama kısmında ödemenin hangi dosya için olduğu, hangi alacak kalemine ilişkin olduğu veya ödeme gerekçesini belirtmemiş olduğunu, bu haliyle sunulan dekont eksik ve hatalı olup işbu davada delil olarak dikkate alınmaması gerektiğini, söz konusu dekontun başkaca bir dosyaya ait olabileceği gibi dava konusu taleplerden farklı bir alacak için de ödenmiş olabileceğini, bu haliyle söz konusu dekontun hasar onarım bedeline ilişkin bir ödeme olduğu iddiasının ispatlanamamış olduğunu, ayrıca her ne kadar işbu davada 629-TL’nin değer kaybı bedeline ilişkin olduğu iddia edilmiş olsa da ne ödeme dekontunda ne de STK yargılaması sırasında verilen cevap dilekçesinde bu hususun belirtilmemiş olduğunu, ST Komisyonunda görülen tüm yargılama süresince sessiz kalarak itiraz etmeyen, dekont sunmayan ve gerekli açıklamaları yapmayan sigorta şirketinin icra dosyasına ödeme yaptıktan sonra işbu davayı eksik ve yetersiz delillerle ikame etmesinin kötü niyetli olduğunu, davacı sigorta şirketinin başlatılan takibe de itiraz etmemiş, İİK kapsamında hiçbir itiraz, şikayet ve dava hakkını kullanmamış olduğunu beyanla; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cebri icra tehdidi altında mükerrer ödeme yapıldığından bahisle ödenen bedelin faiziyle birlikte iadesi talebine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.

Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.

Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.

Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.

Somut olayda davalı taraf …. plakalı aracında meydana gelen hasar ve değer kaybının tazmini için kazaya karışan ….plakalı aracın sigortacısı olan davacı sigorta şirketine Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmuş olup Komisyon tarafından … Esas ve … Sayılı dosya ile davacı sigorta şirketi tarafından ödenen 629,00 TL mahsup edilerek 3.034,72 TL üzerinden işleyecek yasal faizi ile birlikte başvurunun kabulüne karar verildiği, bu kararın Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında takibe konu edildiği, davacı sigorta şirketinin, davalının Sigorta Tahkim Komisyonunda başvuru yapmasından önce 3.149,00 TL hasar ödemesi yaptığını, ancak bu miktar düşülmeden karar verilmesi sebebiyle cebri icra tehdidi altında ödeme yaptığından bahisle ödenen bedelin istirdadı talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararın hukuka aykırı olduğu iddia edilmiş ise de kesin olması sebebiyle artık kararın tartışılmasının mümkün olmadığı, bu noktada davacının mükerrer ödeme yapmış olduğu iddiasına konu bedeli genel hükümler dairesinde sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalıdan talep etmesi gerektiği, somut olayın mutlak yada nispi ticari dava ile ilgisinin olmadığı, talep ile ilgili genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin değerlendirme yapıp karar vermesi gerektiği, buna göre davaya bakma görevinin yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK’nun 114/.1.(c).b, 115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸