Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/807 E. 2020/753 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/807 Esas
KARAR NO : 2020/753

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili … ilçesi … mahallesi … ada …. parsel sayılı taşınmaz maliklerinden olan müvekkilleri ile davacı arasında Bakırköy … Noterliğinde 23.06.2017 tarihli ve …. yevmiye sayılı ile düzenlenmiş şeklinde kat karşılığı inşaat yapımı sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme ile yüklenicinin müvekkillere sözleşmeye konu arsa üzerinden sözleşmede açıklanan vasıf ve şartlara göre anahtar teslimi projesine uygun inşaat yapmayı ve sözleşme tarihinden itibaren 20 ay içinde tamamlamayı ve bunlardan 6 adet bağımsız bölümü teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ancak öngörülen süre içinde işin muhteviyatı tamamlanarak 23.02.2019 tarihinde iskanı alındığını. Anahtar teslimi arsa sahiplerine teslim edilmiş olması gerekirken halen teslim edilmediğini, sözleşmeye göre temerrüde düşmesi halinde inşaat tesliminde gecikilen her ay için bağımsız bölüm başına müvekkillerine aylık 2.000,00- TL ödemesi gerektiğini, bağımsız bölümlerin teslim edilmesi gereken 23 Mart 2019 tarihi ile dava tarihi arasındaki 19 ay için müvekkillerin davalıdan faizleri hariç toplam 228.000,00- TL birikmiş alacakları bulunduğunu, sözleşmeye göre ödemesi gereken ancak 21.07.2020 tarihine kadar ödenmeyen kiralar için, aylık 12.000,00- TL’den 16 aylık birikmiş 192.000,00- TL kira alacağı için davalı- borçlu hakkında Büyükçekmece …. İcra Dairesinde …. Esas sayılı dosyası ile 21.07.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu taraf vekili marifeti ile 13.08.2020 tarihinde borca itiraz ettiğinden haklarındaki icra takibinin durduğunu beyanla, dava konusu taşınmazda davalı şirketin hissesi üzerine takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davalının müvekkillere teslim etmediği bağımsız bölüm nedeniyle doğan aylık 12.000,00- TL ‘den 23.03.2019’dan itibaren 19 aylık toplam 228.000,00- TL kira alacaklarının faizleri ile birlikte davalıdan alınarak payları oranlarında müvekkillerine verilmesine, davalının, Büyükçekmece …. İcra Dairesi …. Esas sayılı dosyaya yapılan itirazın iptali ile icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız itirazı nedeniyle %20 icra inkarı tazminatının davalıdan alınmasına, arabuluculuk görüşmeleri dahil yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dava, taraflar arasında imzalanan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden kaynaklanan, davalı yüklenicinin inşaatı süresinde bitirmemesi nedeniyle davacı arsa sahiplerine her geçen ay için yoksun kalınan kira bedeli istemine ilişkindir. Davanın ve tarafların niteliği dikkate alındığında davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, TTK’nun 4/1. maddesi kapsamında bulunmadığı gibi aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisnalar kapsamında da yer almadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmekte olup HMK’nun 114/1.(c).b,115.Maddeleri gereğince davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi..17/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır