Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/8 E. 2021/907 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/8 Esas
KARAR NO : 2021/907

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2017
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … pantolon (kot pantolon) imal edip yurt dışı ve yurt içine satış yapan bir tekstil firması olduğunu, takipteki davalıların da akraba olup amca-yeğen aynı işyerini çalıştıran ortak olduklarını, sadece resmiyette iş yerinin … adına gözüken ancak birlikte çalışan ve … pantolon ve türevleri Fason dikim Atölyesi bulunan iş yeri sahipleri olduğunu, taraflar arasındaki iş anlaşmasına göre her bir parti için ayrı ayrı sözleşme ve fiyatla iş yapacak olduklarını, iki firmanın 2015 yılında çalışmaya başlamış olduklarını, tarafların verilen her iş için ve çıkan her model için ve her verilen parti işi için aralarında ayrı ayrı sözleşme yapmış olduklarını, bu sözleşmenin müvekkili firmaca hazırlanmış olduğunu, makbuu bir sözleşme olup, her iş ve her model çalışması için adet ve parça başı fiyatlandırmada yazılarak şüphelilere imzalatılmakta olduğunu, ancak firmaya ait dışarıda dikilen işlerin kalite kontrolünü yapan fason takipçisi bir davacı firma elamanını bu matbuu sözleşme koçanını davalı iş yerinde kaybetmiş olduğunu, ancak bu işin üzerine önem verilmemesi nedeni ile durulmamış olduğunu, bu arada davalı atölyesi ile müvekkili firmanın çalışmaya başlamış olduğunu, asıl ve taraflarca yapılan gerçek sözleşmelerin aslı müvekkili firmada örneği de davalı da olmak üzere, fakat davalı tarafından müvekkili şirketin kalite kontrol elamanından kanun dışı aldığı, kaybedilen bu boş sözleşme koçanı bitene kadar ilgili sözleşmeleri kendi kendilerine fiyatlandırma yaparak kendilerinin bu boş sözleşmeleri doldurarak kullanmış bitince de kendisine aynı sözleşmeden benzerini dışarıda bir matbaaya sahte olarak sözleşme bastırmış olduğunu, ancak bastırılan bu sözleşmenin müvekkili şirketteki gibi aynı olmadığını, yazı karakteri ve firma logosunda değişikliklikler olduğunun sonradan işin açığa çıkması ile yapılan araştırma ile belli olduğunu, … fason dikim nolu iş 833 adet anlaşılan 6,00 TL davalı 1 TL eklenerek 7,00 TL yapılarak toplamda o işte 833 TL müvekkilinden fazladan tahsilat yapmış olduğunu, … fason dikim nolu iş 684 adet ve anlaşılan 6,00 L davalı tarafından 7,00 TL yapılarak toplamda o işte 684 TL müvekkilinden haksız olarak fazla para alınmış olduğunu, …. fason dikim nolu iş 1.368 adet anlaşılan ücret 7,50 TL davalı yanca 0,50 TL eklenerek 8,00 TL yapmış o işte müvekkilinden 684 TL fazla para alınmış olduğunu, … fason nolu iş 1.257 adet anlaşılan 7,50 TL ancak şüphelilerce 1 TL eklenerek 8,50 TL yapılmış ve müvekkilinden o işten de 1.257 TL fazla alınmış olduğunu, bu şekilde yaklaşık 60 tane işlem gerçekleştirilmiş olduğunu, her biri ayrı ayrı değerlendirilerek dava konusu paranın ortaya çıktığını, davalının yaptığı bu kasıtlı ve mutemediyen yaklaşık 1 yıl devam eden bu suç doğuran haksız eylemlerinde müvekkili şirketten 2015 yılında 13.512 TL fazla para tahsilatı yapmış olduğunu, 2016 yılında ise 76.317,50 TL olmak üzere bu 1 yıl süre gelen mütemadi suç zincirlemesinde müvekkili şirketten toplamda 89.829,50 TL nitelikli olarak ve sahte sözleşme bastırmak sureti ile nitelikli olarak müvekkilinden dolandırıcılık yanmak üzere haksız ve fazladan para almış olduğunu, her ne kadar müvekkili şirketin 89.929,50 TL dolandırılmışsa da dolar kuru ile yabancı firmalarla iş yapan müvekkili şirketin kur farkı, ödediği faiz vs. ile zararının 100.000,00 TL’yi çok aşan miktarda zarar vermiş olduklarını, bu konuda İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun bu takibe itiraz ettiğini beyanla; itirazın iptali ile takibin davalı borçlu yönünden devamına, borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde müvekkilinin, davacı şirketi dolandırarak haksız kazanç sağladığı iddiasının asılsız olduğunu, müvekkilinin davacı şirket ile imzaladığı sözleşmeye uygun davranmış, sözleşmeye aykırı hiçbir işlem ve eylemde bulunmamış olduğunu, davacı tarafın müvekkili ile yapılan telefon görüşmesini, müvekkilinin bilgisi dahilinde kaydettiği iddiasının da asılsız olduğunu, müvekkilinin davacı şirket yetkilileri ile yapmış olduğu hiçbir telefon görüşmesinin kaydedilmesine izin vermemiş olduğunu, hangi telefon konuşmasından bahsedildiğini bilmediklerini, ancak, telefon konuşmasının hangi olayla ilgili yapıldığı hakkında müvekkilinin hiçbir fikri olmadığını, iş bu nedenle kendisinden izinsiz ve yasadışı olarak kaydedilen bu telefon görüşmesinin yasadışı kaydedilmiş olduğunu, delil olarak kullanılmasına da muvafakatlerinin olmadığını, davacıların iddialarının tamamı soyut, dayanaksız ve haksız olduğunu beyanla; davanın reddine, davacı aleyhine %20 icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 13/11/2017 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiş ve verilen kararın kesinleşmesinin akabinde dosya Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmiş, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi 12/01/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı karşı görevsizlik kararı ile mahkememizin görevli olduğuna ilişkin karar vermiş, verilen karar yargı yeri belirlenmek üzere İstinaf edilmiş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 23/12/2019 tarih ve 2019/1727 Esas 2019/3012 Karar sayılı ilamı ile; “6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince mahkememizin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE” karar verilmiştir.
İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu … ve dava dışı …. adına 89.829,50 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği anlaşıldı.
Davacı şirketin delil olarak dayandığı Bakırköy CBS’nın … Sor. sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekisinin İbrahim Doğan, şüphelilerinin davalı ve …. olduğu, suçun özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık olduğu, suçun unsurları oluşmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, taraflar arasında düzenlenen matbu sözleşmenin benzerinin sahte olarak düzenlenerek davacıya borçlandırıcı şekilde alacak tahsili yapılıp yapılmadığı, sözleşme üzerinden gerçeğe aykırı işlemler yapılıp yapılmadığı, davacının alacaklı olup olmadığı ve alacağın miktarının ne kadar olduğunun tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 22/02/2021 günü, saat 15.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi …. 05/04/2021 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın 2015-2016 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davalı tarafın 2015-2016 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davalı tarafın Ticari Defter ve Kayıtlarını 22.02.2021 tarihli defter inceleme günü düzenlenen bilirkişi yemin ve teslim tutanağında da belirtildiği üzere davalı tarafın muhasebecisi olduğunu beyan eden kişinin davalı tarafın 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerini incelemeye sunduğunu, sadece ticari defterlerin sahibi lehine delil niteliğine haiz olup olmadığının irdelenebildiğini, mahkememizce HMK 218. maddesi gereğince tarafına verilen yerinde inceleme yetkisine dayanarak, davalı vekili ile 23.02.2021-09.03.2021-16.03.2021-30.03.2021 tarihlerinde iletişime geçilerek/geçilmeye çalışarak davalı tarafın ticari defterlerin ürünü ve dayanakları olan cari hesap ekstresi, muavin döküm, belge ve evrakların vs. inceleme ve rapor için talep edildiğini, 30.03.2021 tarihinde …. yazışma ile yine davalı taraf vekilinden talebin yenilendiğini, fakat rapor teslim tarihi itibariyle tarafına herhangi bir dönüş yapılmadığını, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 2015 yılı: Davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 01.01.2015 tarihli 12.780,80 TL (A) tutarlı kayıt işlemi ile devir ile geldiğini, 31.12.2015 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 33.510,86 TL borçlu, 2016 yılı: 01.01.2016 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 33.511,36 TL borçlu olduğunu, 31.12.2016 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 30.570,92 TL borçlu olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu dosyada, davacı tarafın logosu ve bilgileri ile birlikte düzenlemiş FASON ATÖLYE SÖZLEŞMELERİNİN olduğunu, iş bu fason atölye sözleşmelerinin üzerine ASIL VE SAHTE olarak yazılmak suretiyle 2 suret olacak şekilde dosya muhteviyatına sunulduğunu, Fason atölye sözleşmelerinin üzerine matbu olarak atölye unvanı, adresi, vergi dairesi, sevk ve teslim tarihi, model adı, adet, fiyat ve ORDER NUMARASININ yazıldığını, ASIL VE SAHTE FASON ATÖLYE SÖZLEŞMELERİNİN üzerindeki fiyat kısımlarının birbirinden farklı olduğunu, davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği ve davacı tarafın ticari defterlerine kayıtlı olan faturaların SAHTE OLARAK NİTELENDİRİLEN FASON ATÖLYE SÖZLEŞMELERİ üzerinden bulunan birim fiyatları esas alınarak düzenlendiğini, davacı tarafın alacak talebinin, iş bu asıl ve sahte olarak nitelendirilen fason atölye sözleşmeleri arasında ortaya çıkan birim fiyatları üzerinden düzenlenen faturalardan kaynaklı olduğunu, bir başka deyişle davalı tarafından davacı tarafa sahte olarak nitelendirilen fason atölye sözleşmelerini esas alınarak düzenlediği faturalardan kaynaklandığını, olayı bir örnekle açıklamak gerekirse; davacı tarafından dosya muhteviyatına sunulan 11320-11322 order numaralı fason atölye sözleşmelerinin ASIL olan suretlerinde birim fiyatının 7,50 TL, SAHTE olan suretlerinde birim fiyatının 8,00 TL olduğunu, ASIL ve SAHTE olan fason atölye sözleşmesi arasında 0,50 TL farkın olduğunu, ASIL ve SAHTE olan fason atölye sözleşmelerinde adet miktarlarının aynı olduğu, toplam adet miktarının 1.036,00 adet (…. order numaralı sözleşme 605,00 adet + … order numaralı sözleşme 431,00 adet) olduğunu, ortaya çıkan 0.50 TL fark ile 1.036,00 adet miktarın ile çarpımıyla 518,00 TL farkın oluştuğunu, davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği 16.11.2015 tarihli, …. seri ve sıra numaralı faturada, miktar olarak 605,00 adet + 431,00 adet olmak üzere toplam 1.036,00 adedin, birim fiyatı 8,00 TL tutarın esas aldığını, KDV hariç tutarın da 8.288,00 TL olduğunu, 8.288,00 TL – 7.770,00 TL – 518,00 TL olduğunu, davacı tarafın iddiasına göre, ASIL VE OLMASI GEREKEN … örder numaralı fason atölye sözleşme ve …. order numaralı fason atölye sözleşmeler için davalı tarafın … order numaralı fason atölye sözleşme ve ….order numaralı fason atölye sözleşmesi düzenleyerek davacı tarafa KDV hariç 518,00 TL fazla fatura raporladığını, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu ASIL ve SAHTE fason atölye sözleşmeleri arasında 2015 yılında 11.707,00 TL (SAHTE 156.983,50 TL – ASIL 145.276,50 TL), 2016 yılında 76.066,80 TL (SAHTE 513.411,00 TL – ASIL 437.344,20 TL) ve toplam 87.773,80 TL (SAHTE 670.394,50 TL – ASIL 582.620,70 TL) olmak üzere davacı tarafın aleyhine olan bir farkın oluştuğunu, iş bu FASON ATÖLYE SÖZLEŞMELERİNİN ASIL VEYA SAHTE olmak üzere 2 ayrı surette düzenlenip düzenlenmediğinin, düzenlendiyse hangisinin asıl, hangisinin sahte olduğunun, kim tarafından düzenlendiğinin, asıl ve sahte olarak birbirinden ayırt edilebilmesinin veya tespitinin uzmanlık alanı olmadığını, bu teknik inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra mahkememizce davacı tarafın haklı bulunması halinde talep edilebileceği alacak tutarının 87.773,80 TL (2015 yılı için 11.707,00 TL + 2016 yılı için 76.066,80 TL ) olarak hesaplandığını bildirmiştir.
Dosyanın davalı taraf defterleri incelenerek davacı defterleri ile karşılaştırılmak ve davacı tarafın, davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti konusunda ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi 21/06/2021 tarihli ek raporunda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtları karşılıklı olarak incelendiğinde; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında, 2015 yılı: Davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 01.01.2015 tarihli 12.780,80 TL (A) tutarlı kayıt işlemi ile devir ile geldiğini, 31.12.2015 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 33.510,86 TL borçlu, 2016 yılı: 01.01.2016 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 33.511,36 TL barçlu olduğunu, 31.12.2016 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 30.570,92 TL borçlu olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında, 2015 yılı: Davacı taraf ile cari hesap ilişkisinin 01.01.2015 tarihli 19.312,30 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile devir ile geldiğini, 31.12.2015 tarihinde davalı tarafın davacı taraftan 42.287,35 TL alacaklı olduğunu, 2016 yılı: 01.01.2016 tarihinde davalı tarafın davacı taraftan 42.287,35 TL alacaklı olduğunu, 31.12.2016 tarihinde davalı tarafın davacı taraftan 633.823,66 TL alacaklı olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafın davalı taraftan alacağının bulunmadığının tespit edilmiş olduğunu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilmiştir. Davacı, davalının aralarında düzenlemiş oldukları matbu sözleşmenin benzerini sahte olarak düzenlediği ve her sözleşmede aralarında kararlaştırılan bedelden fazla bedel yazıldığı iddiası ile davalı taraftan yapmış olduğu fazla ödemenin tahsilini talep etmektedir. Taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme ile davacı tarafın, davalı taraftan alacaklı olduğu tespit edilememiştir. Davacı taraf, sahtelik iddiasına dayanmaktadır. Bunun tespiti ise ancak yazılı delil veya mahkeme kararı ile mümkün olabilmektedir. Davacı tarafın delil olarak dayandığı Bakırköy CBS’nın …. Sor. sayılı dosyasınında suçun unsurları oluşmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür. Davacı tarafın delilleri arasında yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 1.084,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.025,49 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 12.477,84 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸