Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/745 E. 2021/112 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/745 Esas
KARAR NO : 2021/112

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2020
KARAR TARİHİ : 05/02/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, yetkilisi olduğu … adına 04/07/2018 yılında … Ev Aletleri ve Mühendislik Hizmetleri Anonim Şirketi’nden … Marka bir klima satın aldığını, müvekkili …’e ait taşınmazda 10/02/2020 tarihinde yangın meydana geldiğini, T.C. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü’nün 10/02/2020 tarihli yangın raporunda olayın çıkış sebebine ilişkin kullanılan klimanın elektrik kablolarındaki elektrik enerjisinin herhangi bir nedenle ısı enerjisine dönüşmesiyle yangın başlangıç olayının meydana geldiği kanaatinin bildirildiğini, taraflarınca Büyükçekmece .. Sulh Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespitine ilişkin dava açıldığını, Büyükçekmece … Sulh Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda yangının … Marka klimadan kaynaklandığı sonuç ve kanaatine varıldığını, müvekkilinin yangın sebebiyle uğradığı zararın ödenmesi için 21/07/2020 tarihinde arabuluculuk bürosuna başvuruda bulunulduğunu, 24/07/2020 tarihinde gerçekleştirilen arabuluculuk toplantısında davalı şirket ile anlaşma sağlanamadığını beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00- TL maddi, 40.000,00- TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı yana yüklenmesine talep etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacıların huzurdaki davayı Ticaret Mahkemesinde açtığını, somut olayda davacıların 4077 sayılı Kanun gereği tüketici sıfatına haiz olduklarından huzurdaki davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, yangının ürün kaynaklı değil, bağlantı kaynaklı meydana geldiğini, ürünün ikinci adrese taşınması sonrasında bağlantı işlemlerinin müvekkili şirket ve/ veya … Yetkili Servis tarafından gerçekleştirilmediğini, bu sebeple huzurdaki davaya konu olayda müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, davacıların, yangının meydana geldiği işbu ikinci adresteki klima bağlantısını ya bizzat gerçekleştirdiğini ya da bir başka firmaya gördürdüğünü, ancak her halükarda davacıların, bizzat bu işleri gerçekleştirmeleri ve basiretli bir tacir olmaları sebebiyle bağlantının düzgün yapılıp yapılmadığını kontrol etmeleri ve gerçekleşebilecek her türlü yangın, sel vb. afetlere karşı gerekli tedbir ve önlemleri almaları gerektiğini, yangının meydana geldiği esnada ilgili taşınmazda herhangi birinin bulunmadığının tespit edildiğini, taşınmazda kimse bulunmamakta iken davacıların işbu yangından manevi olarak etkilenmiş ve zarar görmüş olduğu yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bu sebeple davacıların fahiş nitelikteki manevi tazminat talebinin ve somutlaştırılmamış olan maddi tazminat talebinin de reddinin gerektiğini, kaldı ki tüketicinin uğradığını iddia ettiği bir hasar veya zarar söz konusu ise de tüketici bağlantı işlemlerinin hatalı yapılması sebebiyle bu zarara bizzat kendisi ve/veya bağlantı yapan kişi/firmanın sebebiyet verdiğini, dolayısıyla davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını beyanla fazlaya ilişkin talep ve cevap hakları saklı kalmak kaydıyla somut olayda Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan huzurdaki davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddine, aksi kanaatte olunması halinde ise davacının tüm talepleri açısından haksız ve kötüniyetli olarak açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, klimadan kaynaklandığı iddiası ile meydana gelen yangın sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşıldı.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/k.maddesine göre tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği, aynı Kanunun m. 3/l.bendine göre tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı; aynı Kanunun 83/2.maddesine göre taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, aynı Kanunun 73/1. maddesinde ise tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4. ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlığın iddianın ileri sürülen ve anlatılan niteliğine göre klimadan kaynaklanan yangın sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, klimanın faturası davacı şirket adına düzenlenmiş ise de
klimanın davacı …’ün evinde kurulu olduğu, yangın sebebiyle oluşan maddi zararın söz konusu evde meydana geldiği dikkate alındığında klimanın tüketim amacıyla alındığının sabit olduğu, ticari bir amacın bulunmadığı, bu nedenle davacının tüketici konumunda olduğu, buna göre uyuşmazlığın çözümümde Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması ve uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme olan Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği nazara alınarak göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/.1.(c).b, 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddi ile kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 05/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır