Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/722 E. 2020/902 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/722
KARAR NO : 2020/902

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 23/12/2020
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20.09.2007 ile 20.07.2009 tarihleri arasında davalı şirketinde garson olarak çalıştığını, ancak Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü borçlusu olan davalı şirketten ayrıldıktan yaklaşık 11 yıl kadar sonrasında 05.03.2020 tarihinde şirketin borçlarına ilişkin adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiğini, müvekkilinin işbu ödeme emirlerinin tebliği üzerine davalı şirkette İTO kayıtları gereğince müdür olarak kaydedildiğini öğrendiğini, bu hususta dava açmak için müvekkilinin güncel meşru ve haklı hukuki menfaatinin bulunduğunu, aksi takdirde sadece işçi olarak çalıştığı bir şirkete ait tüm kamu borçlarının üzerine yıkılması, işçilikle kazandığı birikimine bloke konulması gibi telafisi imkansız mağduriyete yol açıldığını, müvekkilinin davalıya ait … (…. Cafe ) olan işyerinde çalıştığı tarihlerde belediyeye bildirilmek amacı ile işveren tarafından mesul müdür olarak kaydedildiğinin söylendiğini, işten ayrıldığı tarihte ise, Bakırköy Belediyesi Başkanlığı İktisat ve Küşat İşleri Müdürlüğü ‘ne 01.07.2009 tarihli dilekçe ile mesul müdürlük görevinin sona erdiğinin bildirildiğini, 20.07.2009 tarihinde müvekkilinin davalı şirkette garsonluk ve mesul müdürlük görevi sonlanmış, daha sonra …. Turizm Tekstil İnş Tic. Ltd Şti şirketinde garson olarak işe girdiğini, müvekkilinin en son …. Konfeksiyon Tekstil San ve Tic A.Ş. ‘de konfeksiyon işçisi olarak çalıştığını, müvekkili şirketteki iş akdinin sonlanması akabininde davalı şirket ile hiçbir hukuki ve organik bağı kalmadığını, müvekkilinin fesih işleminden yaklaşık 11 yıl sonrasında müvekkile ödeme emri düzenlenmesi ve borçlu gösterilmesi sebebiyle büyük bir şaşkınlık yaşadığını, işveren tarafından genel işlem koşulları anlamına da gelebilecek, içeriğini bilmeden, hatırlamadığı, imzasının taklit edilerek imzalanan belgelerden bu şekilde ciddi bir sorumluluk doğmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin kanunda limited şirketi müdürlerinin yapması gereken görev ve sorumluluklarını üstlenebilmesi görüldüğü üzere hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, beyanla 22.07.2007 TARİH, 337 SAYILI TÜRKİYE TİCARET SİCİL GAZETESİNDE davalı şirketin kuruluşuna ilişkin ilan detaylarında müdür olarak atandığı ve akabininde iradesi dışında alınmış tüm genel kurul kararlarının davalı şirketten celbedilerek öncelikle iptali, (TBK uyarınca genel işlem koşulları şeklinde işverence alınan imzaların ) irade sakatlığı mevcudiyeti ile TMK Madde 2 -dürüstlük kuralına, emredici kanun hükümlerine, kişilik haklarına aykırı kararın kamu düzeni dolayısıyla Sayın Mahkeme başkanlığınızca resen gözetilecek sebeplerle butlanı veyahut yokluğuna karar verilmesini,mahkeme aksi kanaatte ise, terditli davamızda son olarak içeriğini kabul anlamına gelmemek kaydı ile, telafisi imkansız zararların devam etmemesi adına Bakırköy Belediyesi Başkanlığı İktisat ve Küşat İşleri Müdürlüğü ‘ne 01.07.2009 tarihli mesul müdürlük görevinin sona erdiği bildirilmiş dilekçe ekinde yer alan şirketin Karar defterinden 2 Nolu – 20.07.2009 karar tarihli ”Şirket ortakları Şirket Merkezinde toplanarak aşağıdaki hususları karar altına almışlardır. Şirket ortaklarından … TC Kimlik numaralı ….’ın 20 yıl şirket müdürlüğüne atanmasına, şirket kaşesi altına atacağı münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmasına oy birliği ile karar verilmiştir. Süresi devam eden eski müdürlerden …’ün müdürlüğünün sona erdirilmesine oy birliği ile karar verilmiştir.” kararının, şirketin kötüniyetle İTO’ya bildirip ilan edilmediği anlaşılmakta olup, kararın re’sen tescili ve ilanınına karar verilmesini, Bakırköy Vergi Dairesine bildirimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı usule uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın, genel kurul kararlarının iptali olmadığı takdirde, yok hükmünde olduğunun tespiti, şirket müdürlüğünden ayrıldığının tespiti, tescil ve ilanı hususlarına ilişkin olduğu, uyuşmazlığın, davacının şirket genel kurul kararlarının iptal ve butlanının talep edip edemeyeceği, şirket müdürlüğünden ayrılıp ayrılmadığı, ayrıldı ise tarihinin tespiti, tescil ve ilanı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun 622. maddesinde “Bu Kanunun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır.” hükmüne yer verilmiş olup anılan madde uyarınca atıf yapılan TTK’nun 447. maddesinde “Genel kurulun, özellikle; a)Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b)Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c)Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” denilerek butlanı gerektiren haller, TTK’nun 445.maddesinde ise “446.maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler” denilerek iptal sebepleri açıklanmıştır. TTK’nun 446.maddesinde iptal davasını açabilecek olanlar pay sahipleri, yönetim kurulu ve kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri şeklinde açıklanmıştır.
Davacı taraf, şirket müdürü olarak atandığı ve akabinde iradesi dışında alınan tüm genel kurul kararlarının iptalini talep etmiş ise de, TTK’nun 446.maddesinde sayılan kişilerden olmadığı anlaşılmakla talebin aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf, genel kurul kararının iptali talebinin uygun görülmemesi halinde terditli olarak şirket müdürlüğü görevinin 20/07/2009 tarihli karar ile sona erdirildiğinin tespiti ile Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanını talep etmiş olup, davalı şirket ortaklar kurulu tarafından 20/07/2009 tarihinde alınan karar ile davacının müdürlük görevinin sona erdiği, yerine …’ın atanmasına karar verildiği anlaşılmakla davacının 20/07/2009 tarihi itibariyle şirket müdürlüğünden ayrıldığının tespitine karar verilmiştir.
Davacı tarafça Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescil ve ilan talep edilmiş ise de, TTK 28. maddesine göre tescilin sadece ilgililer veya mümessilleri yada hukuki halefleri tarafından yaptırılabileceği, TTK 34. maddesine göre TSM kararlarına karşı ancak ilgililerin mahkemeye itiraz edebileceği, Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 22. maddesine göre, tacirin tüzel kişi olması halinde ilgilinin onun yetkili organları veya temsilcileri olduğu, şirket müdürü olan ve istifa eden davacının, müdürlük görevinden ayrıldığını tescil ettirmenin yönetim kurulunun görevinde olduğu, davacının dava tarihi itibariyle şirket ortağı yada temsilcisi olmadığı, bu nedenle taraf ve dava ehliyeti bulunmadığı, davacının müdürlük görevinden ayrıldığının tescil ve ilanında hukuki yararı bulunmadığı sonucuna varılarak tescil ve ilan talebinin reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacının davalı şirket genel kurul kararlarının iptali ya da butlanı taleplerinin aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davalı şirket müdürlüğünden 20/07/2009 tarihinde ayrıldığının TESPİTİNE, Kararın bir suretinin ticaret sicil müdürlüğüne bilgi mahiyetli gönderilmesine,
3-Davacının kararın tescil ve ilanına ilişkin talebinin REDDİNE,
4-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafça sarf edilen 57,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 23/12/2020

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı