Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/707 E. 2022/855 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/707 Esas
KARAR NO : 2022/855

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 10.07.2019 tarihinde müvekkili şirket tarafından müvekkili şirketin başka bir ildeki şubesine ulaştırılmak üzere kargoya verilen kıymetli evrakların (37 Adet Senet ve 14 Adet Çek) hırsızlanmış olup, gönderinin hiç bir zaman yerine ulaşmamış olduğunu, davanın konusunu oluşturan icra takibinin dayandığı, söz konusu çalınan senetlerden bir tanesi olduğunu, hırsızlık olayının yaşandığı, aynı gün 10/07/2019 tarihinde, müvekkili şirket tarafından İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile çalınan senetlerle ilgili olarak Kıymetli Evrakın Ziyai ve İptali Davası açılmış olduğunu, 14/02/2020 tarihinde ise, müvekkili şirkete senedin keşidecisi olan bayii tarafından müvekkili şirketten çalınan ilgili senede dayanılarak aleyhlerine olacak şekilde Bakırköy … İcra Müd.’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden takibe geçildiğinin bilgisinin alındığını, söz konusu kıymetli evrakları hırsızlayan şahısların sahte imza ve kaşe ile ilgili senetlerden birini cirolayarak icra takibine koyduklarının görülmüş olduğunu, söz konusu takipte alacaklı olarak gözüken tarafa ve ciro silsilesinde, adı geçen hiçbir tarafa herhangi bir borçlarının olmadığını, … Pazarlama A.Ş.’ye aitmiş gibi gözüken imza ve kaşenin de sahte olduğunu, alacaklı gözüken … adlı şahsı müvekkili şirketin kesinlikle tanımadığını, bununla beraber ciro silsilesinde, müvekkilinden sonra gözüken, hiçbir şirket ve şahsı müvekkili şirketin tanımadığını, ilk defa işbu takiple böyle kişilerden haberi olduğunu, alacaklı gözüken tarafın, her an basit bir taraf değişikliği talep dilekçesi ile söz konusu icra takibine müvekkili şirket … Paz. A.Ş.’yi de borçlu taraf olarak eklemesi tehlikesi mümkün olduğundan veya ayrı bir takip üzerinden müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı aldırıp doğrudan icra takibine geçebileceğinden, müvekkili şirketin büyük risk altında olduğunu beyanla; müvekkili şirket … Pazarlama A.Ş.’nin her an açılan takibe taraf olarak eklenebilecek olması veya her an müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı aldırılmak suretiyle icranın yıkıcı etkilerine maruz bıraktırılabilecek olması sebebiyle; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tüm taraflar adına tedbiren durdurulmasına, söz konusu icra takibine konu senedin müvekkili şirkete iadesine, takibin iptaline, müvekkili şirketin bono arkasında ciranta olarak isimleri geçen ve alacaklı gözüken son ciro alan, takipte alacaklı gözüken … ünvanlı gerçek ve tüzel kişilerin, hiçbirisine hiçbir borcu bulunmadığından dolayı müvekkili şirketin adı geçen gerçek ve tüzel kişilere herhangi bir borcunun bulunmadığına dair menfi tespit kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulünce tebligat yapıldığı, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık; 20.06.2019 tanzim, 24.08.2019 vade, 38.000,00 TL bedelli bonu nedeni ile davalılara borçlu olup olmadığının tespitine, senet üzerinde yer alan imza ve kaşenin davacı şirkete ait olup olmadığına, davalılardan … adında bir şahsın olup olmadığına, bahsi geçen senedin davacı tarafa iadesi hususlarındadır.
Davacı vekiline 18/02/2020 tarihli tensip tutanağının 9 nolu bendi ile; arabuluculuk tutanağının aslı veya onaylı suretini sunmak için 1 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde mahkememize ibraz edilmediği takdirde davanın usulden reddine karar verileceğine ilişkin süre verilmiştir.
Davacı vekili 19/02/2020 tarihli beyan dilekçesi ile; iş bu huzurdaki davada, herhangi bir para alacağının veya tazminatın tahsili taleplerinin olmamasıyla taleplerinin menfi tespit olmasıyla, işbu dava öncesi arabuluculuk müessesine başvurulmuş olmasının dava şartına tabi olmadığını, neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğunu, menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını beyanla tensip tutanağının 9 nolu ara kararından dönülmesini talep etmiştir.
6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
Somut olayda, dava menfi tespit talebine ilişkin olup, 6102 Sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrasına aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle 7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden REDDİNE karar verilmiştir.
Mahkememizin 24/02/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 25/09/2020 tarih ve … Esas… Karar sayılı ilamı ile; “6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı dikkate alınarak değerlendirme yapılmış olduğu, uyuşmazlığın; menfi tespit ve çek istirdadı davasında arabuluculuk dava şartının uygulanıp uygulanamayacağının tespitine ilişkin olduğu, 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmış olduğu, TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespit davaları alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyecek olup somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı, (Y.19HD’nin 2020/85 Esas, 2020/454 Karar sayılı, 13.02.2020 Tarihli ilamı da aynı doğrultudadır) açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkememizin … Esas, …. Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA” karar verilmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davalı … tarafından dava dışı … aleyhine 38.000,00 TL asıl alacak, 3.211,78 TL işlemiş faiz, 114,00 TL %0,30 komisyon olmak üzere toplam 41.325,78 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı anlaşıldı.
Dosyanın kül halinde ATK Fizik İhtisas Dairesine gönderilerek, bonoda yer alan imzanın davalı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olup olmadığının tespiti ile bilirkişi raporu tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi 16/05/2022 tarih ve … nolu raporda özetle; inceleme konusunun alacaklısı … Pazarlama A.Ş., borçlusu ”… MOBİLYA-…” olan, 20/06/2019 düzenlenme, 24/08/2019 ödeme tarihli, 38.000 TL bedelli senet olduğunu, mukayese belgelerin; …’e ait mukayese yazı/imzalarını içerir; 03/07/2013 tarihli resmi senet, 18/04/2019 tarihli resmi senet, 18/04/2019 tarihli talep ve taahütname, 23/06/2017 tarihli resmi senet, 25/04/2019 tarihli resmi senet, 04/07/2017 tarihli resmi senet, 19/04/2019 tarihli Kepsut Tapu Müdürlüğü başvuru belgesi, İstiktab Tutanakları, Bila tarihli … adına düzenlenmiş kimlik kartı fotokopisi, Bila tarihli imza sirküleri … Pazarlama A.Ş. Fotokopisi olduğunu, SONUÇ OLARAK; İnceleme konusu 1. cirantada ”… Pazarlama A.Ş.” kaşe izi üzerinde atılı imzanın ıslak mürekkepli kalem ile atılmış bir imza olmayıp kaşe imza olduğu, dolayısıyla söz konusu imzanın …’in eli ürünü olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılamadığı bildirilmiştir.
Takibe konu bononun incelenmesinde lehtarının davacı şirket şirket olduğu, borçlusunun dava dışı … olduğu, davacı şirket tarafından davalı … Ltd. Şti.’ne cirolandığı ve ciro silsilesinin devam ettiği görülmüştür.
Dava takibe konu bono nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ve senedin iadesi talebine ilişkindir. Senet üzerinde yapılan imza incelemesi ile senedin arka yüzünde yer alan 1. ciranta ”… Pazarlama A.Ş.” kaşe izi üzerinde atılı imzanın ıslak mürekkepli kalem ile atılmış bir imza olmayıp kaşe imza olduğu, dolayısıyla söz konusu imzanın …’in eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor düzenlendiği görülmüştür. Davacı şirket yetkilisinin ıslak imzasının senedin arka yüzünde yer almadığı, bu anlamda TBK m.15 hükmü gereği davacı şirket yetkilisinin ıslak imzasının yer almadığı senedin davacı … borç altına sokamayacağı, imzanın kaşe imza niteliğinde olması hususları bir arada değerlendirildiğinde davacı şirketin söz konusu bono nedeni ile borçlu olmadığını kabul etmek gerekmiştir. Davacı tarafın, senedin iadesi talebi yönünden ise, kambiyo senedinin illetten mücerret olması, senedin iadesine karar verilebilmesi için TTK m. 686 hükmü gereği senedi elinde bulunduranın kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispat edilmesi gerektiği, ne var ki dosya kapsamına bu nitelikte bir delil sunulamadığı görülmekle senedin iadesi talebinin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar kısa kararda davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine şeklinde hüküm kurulduğu görülmüş ise de, bu ifadenin hükmün icrasında karışıklığa sebebiyet verebileceği hususu nazara alınarak 28/07/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazedete yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik kapsamındaki HMK 305/A gereğince hükmün üçüncü satırına “takibe konu senet nedeni ile” ibaresinin eklenmesine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Davacı tarafın Bakırköy …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyanın davacı-borçlu şirket yönünden İPTALİNE, davacı tarafın takibe konu senet nedeni ile borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davacının senedin kendilerine iade edilmesi talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 2.822,96 TL harçtan peşin alınan 705,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.117,21 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 760,15 TL ile, tebligat, posta ve ATK masrafı 5.359,42 TL olmak üzere toplam 6.119,57 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸