Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/667 E. 2020/656 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/667 Esas
KARAR NO : 2020/656

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalıların, müvekkili aleyhine İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün ……. Esas, ……. Esas, …… Esas sayılı icra takipleri başlattığını, müvekkilinin torununun hastalığı nedeniyle tebligatlardan bilgisi olmadığını ve icra takiplerinin kesinleştiğini, icra takiplerinden ….. Esas sayılı dosya üzerinden Büyükçekmece ….. İcra Dairesine talimat yazılarak …… Talimat ve Şiran İcra Dairesine talimat yazılarak …… Talimat sayılı dosyalardan müvekkili aleyhine hacizler yapıldığını, Büyükçekmece ….. İcra Dairesinden yapılan hacize ilişkin olarakta satış talebinde bulunulduğunu ancak müvekkilinin davalılara borcu olmaması sebebiyle menfi tespit davası açılmasının zaruri olduğunu beyanla açılan davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
25/09/2020 tarihli tensip ara kararı ile “İstanbul …… icra dairesi’nin ……. Esas sayılı dosyalarında icra takibinin dayanağını ve iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları açıklaması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmesine, davacı vekiline borçlu olmadığının tespitini istediği İstanbul ……. icra dairesinin dosyalarının her birinde hangi miktarda davalılara borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini açıklamak üzere ve belirtilen dava değerine göre harç yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, eksik bulunan harcın ikmal edilmemesi halinde Harçlar Kanunun 30. ve 31. maddeleri uyarınca müteakip işlemlere devam olunmayacağı, HMK’nun 150. maddesinde yazılı 3 aylık süre içinde harç yatırılıncaya kadar dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtarına” karar verildiği, davacı vekili sunmuş olduğu 12/10/2020 tarihli dilekçesinde özetle; davalıların müvekkil aleyhine başlatmış olduğu İstanbul ….. İcra Dairesinin …… Esas, ….. Esas ve …… Esas sayılı icra takiplerinin banka dekontlarına dayandığını, kabul etmemek kaydıyla İstanbul ….. İcra Dairesinin ….. Esas dosyasında 125.000 TL, ……. Esas dosyasında 216.000 TL ve ……. Esas sayılı dosyasında 343.000 TL’lik bedelleri ile takipler başlatıldığını, bu banka dekontlarının müvekkili hesabına geldiğini ve takip başlatıldığını, bedellerin ticari amaçla müvekkilinin oğluna gönderildiğini ve oluşan ticarete istinaden geri ödenme dekontları ve bedeller ile alınan tapular, buna ilişkin vekalet ve sözleşmelerin dava dosyasına sunulduğunu, taraflar arasında bir borç ilişkisi olmadığını e banka dekontlarının karşılığı olduğunu beyanla müvekkilinin, davalılara borçlu olmadığının tespit edilmesine, Büyükçekmece …… İcra Dairesinin …… Talimat sayılı dosyasında talep edilen satışın tedbiren durdurulmasına, İstanbul ……. İcra Dairesinin …… Esas sayılı icra takiplerinin ivedilikle durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalıların, davacı aleyhine İstanbul …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyalarında başlatmış olduğu ve itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleşen icra takipleri sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, davalıların İstanbul ……. İcra Müdürlüğünün…. Esas, …… Esas, …… Esas sayılı icra dosyalarında davacı aleyhine başlatmış olduğu icra takiplerinin dayanağının banka dekontları olduğunun davacı vekilinin beyanlarından anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken hususun söz konusu icra takiplerine dayanak yapılan banka dekontları sebebiyle davacının, davalılara borçlu olup olmadığının tespiti noktasında toplandığı, bu haliyle uyuşmazlığın çözümünde 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Açıklanan sebeplerle mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu tespitine, mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının istinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır