Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/520 E. 2021/1050 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/520 Esas
KARAR NO : 2021/1050

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu “….. Mah. … Cad. No:… Başakşehir/İstanbul” adresinde kain taşınmaz için davalı ….. Sigorta AŞ. tarafından 16.11.2019 – 16.11.2020 vadeli ….. numaralı Modüler Kurumsal Sigorta Poliçesi yapılmış ve bu poliçe ile yangın, cam kırılması ve 3.şahıs sorumluluk rizikoları teminat altına alınmış olduğunu, müvekkili tarafından dava dışı ….. İplik İç ve Dış Tic. San. Tic. Ltd. Şti.’ye kiralanan ve davalı ….. Sigorta A.Ş. tarafından yangın hasarına karşı sigortalanan “… Mah. …. Cad. No:… K:…. Başakşehir/İstanbul” adresinde 11.01.2020 tarihinde yangın hasarı gerçekleşmiş olduğunu, hasarın meydana geldiği taşınmazda tadilatın gerekli olması sebebiyle Küçükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 24.01.2020 tarihinde ….. D.İş sayılı tespit başvurusu yapılmış ve bu dosyada yangın uzmanı ve inşaat mühendisi bilirkişiler tarafından 27.01.2020 tarihinde yerinde yapılan keşifte yangın sebebi olarak işyerinde bulunan varilden bozma katı yakıt sobası belirlenmiş olduğunu, meydana gelen yangın neticesinde çatı katında yer alan işyerinin tavanında taşıyıcı olarak kullanılan çelik konstrüksiyon malzemelerin aşırı ısı ve hararete maruz kalarak eğilip bükülerek ağır derecede deforme olduğu, alev dillerinin çatı örtüsüne kadar uzanması nedeniyle gerek çatı karkası gerekse çatı örtüsünde aşırı ısı nedeniyle demirin özelliği kaybedildiğinden taşıma mukavemetini yitirdiği ve ağır deformasyonlara maruz kaldığı, binanın çatı çelik konstrüksiyon taşıyıcıları, çatı örtüsü, pencere kasaları ve camlar ile beden duvarlarında ağır derecede hasar oluştuğu, çatının tamamında ve duvarları ile pencerelerinde ısıl deformasyon hasarı ile birlikte zayiat oluştuğunun tespit edilmiş olduğunu, ayrıca müvekkili tarafından “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” gereği alınması gerekli tüm tedbirlerin alınmış olduğunu, tüm tedbirlerin yangın yönetmeliğine uygun olduğunun belirtilmiş olduğunu, hasar gören işyerinde kiracı olarak faaliyet gösteren dava dışı ….. İplik İç ve Dış Tic. San. Tic. Ltd. Şti.’nin taşınmazı 29.02.2020 tarihinde tahliye etmesi üzerine kapsamlı hasar tespiti yapılması için 02.03.2020 tarihinde Küçükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne … D.İş sayılı başvuru yapılmış ve 12.03.2020 tarihinde yerinde keşif ile müvekkilinin meydana gelen hasarda kusurunun olmadığı, yangından sonra yangın alanının temizlenmesi ve çatıda atılması gereken malzemelerin nakliye ve işçilik değerleri, yangından sonra taşınmazın eski haline getirilme değeri ve davaya konu taşınmazın keşif tarihi itibariyle inşaat maliyet değerleri olarak 1.902.085,00 TL zarar hesaplanmış, taşınmaza ilişkin dosyadaki bilgiler ve serbest piyasa değerlerine göre keşif tarihindeki inşai maliyet değerlerinin 7.760.364,00 TL olduğunun belirlenmiş olduğunu, yangına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü Başakşehir Bölge Grup Amirliği tarafından 14.01.2020 tarihinde düzenlenen …. sayılı yangın raporunda işyerinde kullanılan katı yakıt sobasından sıçrayan kıvılcımların yangına sebep olduğu, sandviç panel çatının çöktüğü, çatı ve duvarların kırıldığı, işyeri dahilinin tamamen islenmek ve ıslanmak suretiyle zarar gördüğü, alt katta yer alan işyerlerinin de yangında zarar gördüğünün belirtilmiş olduğunu, öncelikle yangının meydana gelmesinin nedeni ile kusurun belirlenmesi için yangın uzmanı, yangında meydana gelen zararların tespiti ve eski hale getirilmesi için bu kapsamda yapının onarım ve tadilat giderlerinin hesaplanması ayrıca bina değerinin tespiti için inşaat mühendisi, elektrik mühendisi bilirkişilerden oluşan bir heyet ile inceleme yapılmasını talep ettiklerini, müvekkilinin, maliki olduğu binanın gerekli bakım ve onarımını yaptırmış olup, müvekkilinin davaya konu hasarın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunmadığını, davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen Modüler Kurumsal Sigorta Poliçesi teminatında olan zarardan (Poliçe No: …..) davalı sigorta şirketinin sorumluluğu mevcut olduğunu, davalının müvekkiline hasardan dolayı ödeme yapmadığı gibi eksper raporunu dahi vermemiş olduğunu, aylardır müvekkiline ödeme yapmadan bekletmesine neden olarak da sözlü ve yazılı bir açıklama getirmemiş olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın çözümü için zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmış olup anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, uğranılan zararın tespiti sonrası artırılmak üzere şimdilik 1.000 TL tazminat alacaklarının hasar tarihi olan 11.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Kısmi alacak davasının ancak 6100 sayılı kanun kapsamında madde 109 uyarınca açılabilmesinin mümkün olduğunu, madde gerekçesi ve ilgili Yargıtay kararları da dikkate alındığında mevcut talepler bakımından bu yola başvurulmasının kabul edilemez olduğunu, bu bakımdan davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin davaya sebebiyet vermemiş ve müvekkili şirketin temerrütü söz konusu olmadığını, müvekkili şirket nezdinde, … no.lu Modüler Kurumsal Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı bulunan …ye ait ‘… Mah. … Cad. No:… Başakşehir/İstanbul.’ adresinde kain bulunan iş merkezinde, 11.01.2020 tarihinde, çatı katında kiracı olarak bulunan ….. İplik İç ve Dış San. Tic.Ltd.Şti. personelinin yakmış olduğu sobanın aşırı ısınması ve ortaya saçılan kıvılcımların, etraftaki kolay yanıcı ürünleri tutuşturması sebebiyle meydana gelen yangın sonucunda, sigortalı bina/iş merkezi kapsamında hasar meydana gelmiş olduğunu, bu hasar bildirimine istinaden müvekkili şirket nezdinde…. numaralı hasar dosyası açılmış olduğunu, bahsi geçen hasara ilişkin ihbarın müvekkili şirkete ulaşmasıyla birlikte vakit kaybedilmeksizin 13.01.2020 ve 14.01.2020 tarihlerinde ilk ekspertiz incelemeleri yaptırılmış olduğunu, hasarın kapsamını tespit amacıyla ikinci bir ekspertiz incelemesi yapılmak istenmişse de, sigortalı tarafından hasarın meydana geldiği katın mühürlendiğini belirtilerek mühür açıldığında müvekkili şirketin bilgilendireceğinin ifade edilmiş olduğunu, muhtelif zamanlarda sigortalıyla iletişime geçilmiş ancak olumlu yanıt alınamamış olduğunu, 24.04.2020 tarihinde ise, sigortalının müvekkili şirketle iletişime geçerek sigortalanan binada inşaat çalışmalarına başlandığını ve yakında tamamlanacağını bildirmiş, bunun üzerine 27.04.2020 ve 08.05.2020 tarihlerinde eksperler tarafından inceleme yapmak üzere sigortalanan binaya gidilmiş ancak hasarlı yapıdan herhangi bir şey kalmadığı ve enkazın kaldırıldığının tespit edilmiş olduğunu, sigortalının, atıf yaptığı tespit davalarında müvekkili şirket hasım olarak gösterilmediğinden, bu dosyalar kapsamında alınan bilirkişi raporlarının müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş ve müvekkili şirketin taraf olmaması sebebiyle raporlara itiraz etme imkânı da doğmamış olduğunu, raporlar incelendiğinde, gerek binanın hasar tarihindeki rayiç değerinin tespitinde gerekse de hasar miktarının tespitinde teknik hataların bulunduğunun görülmüş olduğunu, kabul anlamına gelmemekle, müvekkili sigortacı şirketin poliçe limitleri ve teminatları ile sınırlı olarak, eğer var ise ancak ispat edilecek “gerçek zarar” tutarından sorumlu tutulabileceğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkili şirketin söz konusu davadaki sorumluluğu, Sigorta Poliçesine dayanmakta olduğundan, müvekkili şirketin azami sorumluluk tutarının da, poliçe limitleri ile sınırlı olup, müvekkili şirketin ancak, poliçe teminatı kapsamında ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olabileceğini, ayrıca -yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile, davacı yanın, oluşan zararları kanıtlamak durumunda olduğunu, zararın kanıtlanamaması halinde, davalı müvekkili şirketin de sorumluluğu olmayacağını, huzurdaki işbu dava bakımından hasar miktarı ve zararın poliçe teminatları dahilinde olup olmadığının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, kaldı ki, söz konusu hasarın oluşumu bakımından, mal sahibi davacının “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” gereği alınması gerekli tüm tedbirlerin alınmış olduğu, tüm tedbirlerin yangın yönetmeliğine uygun olduğunun da tespiti gerekeceğini, davacı yana ait işyeri, müvekkil şirket nezdinde sigortalı olup, müvekkil şirkete davacı sigortalı tarafından yapılan hasar bildiriminden sonra müvekkil şirketçe, konusunda uzman ve bağımsız eksper tayin edilerek, bina üzerinde yapılabilen inceleme neticesinde tanzim edilen 10.07.2020 tarihli Ekspertiz Raporunda, sovtaj indirimi de uygulanarak 365.810.81 TL bina zararı tespit edilmiş olduğunu, dosya kapsamında yaptırılacak bilirkişi incelemesine bağlı olarak kesinleşecek olduğundan, zararın varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte, uzman eksper tarafından hazırlanan raporda tespit edilen ödenebilir en yüksek hasarın, dava konusu edilen tutarlar kadar olmadığının da açık olduğunu, ilgili raporlarda fahiş tespitlerde bulunulmuş olduğunu, sovtaj hesaplamasının da nazara alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle TTK.1447.maddesi hükmü gereği de tazminatta indirim yapılması gerekeceğini, müvekkili şirketin temerrütü söz konusu olmayıp, faiz, vekalet ve yargılama gideri istemlerinin reddi gerektiğini, hasara uğrayan sigortalı iş yerinin kiracı “….. İplik İç ve Dış Tic. San. Tic. Ltd. Şti.” tarafından kullanıldığı belirtilmiş bulunduğundan, ilgili şirkete davanın ihbarı talepleri mevcut olduğunu beyanla; davanın “….. İplik İç ve Dış Tic. San. Tic. Ltd. Şti.’ne” ihbarına, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, sigortalı iş yerinde meydana gelen yangın dolayısıyla uğranılan zararın poliçe kapsamında sigorta şirketinden tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, davacı tarafın maliki olduğu taşınmazda 11/01/2016 tarihinde meydana gelen yangın hasarında davacı tarafın gerçek zararını tespiti ile davalı sigorta şirketinin iş bu hasar nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığının meydana gelen yangın olayının poliçe kapsamında davalıının taziminin gerekip gerekmediğinin, oluşan gerçek zararının poliçe dahilinde olup olmadığı ile davacı tarafın talep edebileceği miktarın tespiti ile davalı taraftan tahsili ve davacı tarafa verilmesine ilişkin olduğunun tespiti için dosya üzerinde 04/01/2021 günü saat 14:30’da Mahkememiz duruşma salonunda sigorta bilirkişisi, inşaat mühendisi ve elektrik mühendisi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, İnşaat Mühendisi bilirkişi …, Sigorta bilirkişisi … ve Elektrik-Elektronik bilirkişisi … 21/06/2021 tarihli raporlarında özetle; meydana gelen yangın hasarında davacı tarafın gerçek zararının; Yangın hasarının giderilmesi için gerekli inşaat-elektrik-mekanik işler imalat bedeli toplamının 1.435.227,36TL olduğunun, yangın hasarı sebebi ile işyerinin 11/01/2020 ile 01/08/2020 tarihleri arası (6ay 13 gün) kiraya verilemediğinin, dosya içi kira sözleşmesine göre karşılığının 154.400,00 TL olduğunun tespit ve hesap edilmiş olduğunu, davacı yapısında meydana gelen yangın hasarı, 7.500.000TL teminat bedelli yangın teminatı kapsamında bulunmakta olup sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğunu, davalı sigorta firmasının poliçe kapsamında tazmini gerekli miktarın hesabında; İnşaat-elektrik-mekanik işler imalat bedeli hesabından 64.780,00 TL sovtaj bedelinin tenzil edilmesi gerektiğini, kira tazminatı hesabında poliçede kira kaybı teminatı üst limitinin 72.000,00 TL tanımlanmış olup, gerçek değer yerine tazminat hesabına bu değerin dâhil edilmesi gerektiğinin belirlenmiş olduğunu, davalı sigorta yazılarında ve eksper raporunda “eksik sigorta” durumu belirtilmiş, buna yönelik raporun Ek-2’de verilen şekilde Proje metraj ve maliyeti hesap tablosu oluşturulmuş, hesap içeriğinde denetlenebilirlik ve saydamlığın sağlanması adına kamu İdareleri birim fiyatları ile hesaplama yapılarak poliçe tarihi itibarı ile yapı projesine bağlı gerçek değerinin (yapı yaşına bağlı %15 yıpranma payı hesap edilerek) 6.955.869,80TL olduğunun hesap edilmiş olduğunu, poliçede yapı değeri 7.500.000TL olup, (teknik bilirkişilerin bina değerine yönelik tespitlerin kabulü halinde) eksik sigorta hususu bulunmayacağını, Poliçede hasar muafiyet oranı olmayıp oluşan gerçek hasar teminat limitleri içerisinde kalmakta olduğunu, poliçe dahilinde bulunduğunu, davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının; İnşaat-elektrik-mekanik işleri tadilat/imalat bedeli hesabında, yapıya yenilik katan imalatların ekspertiz raporunda yer alan şekilde %10 eskime payı tenzilatı ve 64.780TL sovtaj bedeli tenzilatı ile 1.304.580,22TL Kira tazminatı olarak poliçe üst limiti olan 72.000,00 TL olmak üzere toplam 1.376.580,22TL (Birmilyon üçyüzyetmişaltıbin beşyüzseksen Türk Lirası Yirmiüiki Kuruş) olduğunun tespit ve hesap edilmiş olduğunu bildirmişlerdir.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava, davacı gerçek kişi adına kayıtlı iş yerinde meydana gelen yangın olayı nedeni ile meydana gelen zararın davalı sigorta şirketi tarafından karşılanması istemine yöneliktir. Dava konusu olayda, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan kaynaklanan bir dava söz konusu değildir, davacı taraf, adına kayıtlı iş yerini kiraya verendir, dolayısıyla nispi olarak açılmış bir ticari davadan söz edilemez. Davacı gerçek kişinin tacir kaydının bulunması veya defter tutması iş bu davaya ticari dava niteliği kazandırmayacaktır. Meydana gelen hasar haksız fiil niteliğindedir. Bu hali ile TTK’nın 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari dava türünde bir dava olarak değerlendirilemez, netice itibariyle ticaret mahkemesinin görevine giren bir dava söz konusu değildir. Görevli mahkeme genel yetkili olan Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup resen, yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiğinden açılan davanın görev nedeniyle usulden reddine, talep halinde yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸