Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/515 E. 2021/789 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/515 Esas
KARAR NO : 2021/789

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 31/08/2015
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 31.08.2015 tarihli dava dilekçesinde, dava dışı sigortalıları … AŞ tarafından … İş Mak.Ltd.Şti.’ne kiralanan mobil vinç makinasının 10.09.2013-10.09.2014 tarihlerini kapsar şekilde sigortalandığını, 15.05.2014 tarihinde vinç davalıların ortaklığı ile …. ilçesi şantiyede park halindeyken vinç operatörü ….ün aracın üzerine inşaat çeliği düşürmesi sonucu zarar meydana geldiğini, zararın sigorta sözleşmesi kapsamında karşılandığını, kendilerinin sigortalılarının TTK’nın 1472.maddesi uyarınca halefi olduklarını belirterek 50.000,00 TL zararın 25.06.2014 tarihinden, 27.330,18 € zararın ise 23.02.2015 tarihinden itibaren faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde delillerini liste şeklinde göstermiştir.
Davalılar vekili cevabında, inşaatın dava dışı …. Sigorta AŞ tarafından sigortalandığını, kazada müvekkili şirketlerin kusuru olmadığını, hasarın hesaplanmasında yeterli araştırmanın yapılmadığını yazarak istemin reddini talep etmiştir.
Mahkememizde yapılan 22.02.2016 tarihli öninceleme duruşmasında davacı tarafa delil listesinde belirttiği ekspertiz raporu, vinç operatörünün ifade tutanağı, olay yeri tespit tutanağı, ödeme dekontları, kazaya ilişkin fotoğrafların aslı veya renkli fotokopisini ve hasar dosyasını sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin sürede sunmaması halinde bunlara ilişkin delillerinden vazgeçmiş sayılacağı da ihtar edilmiştir.
Ayrıca tensip tutanağının 8.maddesinde de delil olarak gösterilen belgelerin sunması için ihtarda bulunulduğu görülmüş, tensip tutanağı davacı vekiline 15.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda uyuşmazlığın 15.05.2014 tarihinde meydana geldiği iddia edilen davacının sigortaladığı vince ilişkin ödediğini iddia ettiği hasar bedelinin davalılardan rücuen tazmi edip etmeyeceği hususunda olduğu görülmüştür. HMK’nın 94/1 maddesinde kanunda belirtilen sürelerin kesin olduğu, 2.fıkrasında hakimin belirlediği sürenin kesin olduğuna karar verilebileceği, bu şekilde değilse verilecek ikinci sürenin de kesin olduğu ve yeniden süre verilemeyeceği yazılmış, 3.fıkrasında da kesin süre içinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalktığı açıkça hükme bağlanmıştır. HMK’nın 94/1 maddesinde kanunda belirtilen sürelerin kesin olduğu, 2.fıkrasında hakimin belirlediği sürenin kesin olduğuna karar verilebileceği, bu şekilde değilse verilecek ikinci sürenin de kesin olduğu ve yeniden süre verilemeyeceği yazılmış, 3.fıkrasında da kesin süre içinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalktığı açıkça hükme bağlanmıştır.
Somut olayda davacı taraf delil olarak dayandığı belgeleri dava dilekçesinde göstermiştir. Tensip tutanağında bu delilleri sunması ihtar edilmiştir. Ayrıca öninceleme duruşmasında da delillerini sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiştir. Ancak davacı tarafından belirtilen süre geçtikten sonra 04.04.2016 tarihinde bir kısım belgeler sunulmuştur. Sunulan belgeler kendi sigortalası şirketin noterde yaptığı finansal kiralama sözleşmesinin fotokopisi, bu sözleşmeye ilişkin proforma faturaların fotokopisi, noterde yapılan araç rehin sözleşmesinin fotokopisi, ….’e ait SGK belgeleri, 14.05.2014 tarihli olay yeri görgü tespit tutanağı, …’ün ifade tutanağı, poliçe bilgilendirme ve iptal öneri işlemleri değerlendirme formu, buna ilişkin e-posta yazışmaları fotokopisi, davacının sigortalısı ile yaptığı sigorta sözleşmesi olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından süresinde delilleri sunulmamış, süresi geçtikten sonra sunulan belgeler içinde de hasarın oluşumuna ilişkin ekspertiz raporu ve ekleri, hasarın tazmin edildiğine ilişkin ödeme dekontları, ibraname, davalılara rücu yazıları, fotoğrafların ve hasar dosyasının sunulmadığı görülmüştür. Bu durumda mevcut delil durumuna göre inceleme yapılmıştır. Ancak dosyadaki delillere göre hasarın oluşup oluşmadığı, davacının sigortalısına ödeme yapıp yapmadığı belgelenmemiştir. Yani davacının sigortalısına halef olup olmadığı bile ödeme belgesi sunulmadığı için ispatlanamamıştır. Sadece buna sigortalısı ile yapılan e-posta yazışmaları kesin süreden sonra ibraz edilmiştir. Bu durumda davacının iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmış, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 04/04/2016 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2018 tarih ve …. Esas … Karar sayılı ilamı ile; ” Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” karar verilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2018 tarih ve … Esas …. Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla; Yargıtay aynı dairesinin 09/06/2020 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile; davanın, sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu mahkememizce, kesin süre içinde ispata yeterli delillerin sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de davacının, davanın Uyap Avukat Portalı üzerinden açıldığını ve gerekçede olmadığı belirtilen delillerin Uyap ortamında gönderilen dava dilekçesinde ekli bulunduğunu ileri sürmekte olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 445/2. maddesinde elektronik ortamda, güvenli elektronik imza kullanılarak dava açılabileceğinin, harç ve avans ödenebileceğinin, aynı Kanun kapsamında fizikî olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgelerin güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanabilip gönderilebileceğinin, güvenli elektronik imza ile oluşturulan tutanak ve belgelerin ayrıca fizikî olarak gönderilmeyeceğinin, belge örneği aranmayacağının düzenlenmiş olduğu, Uyap sisteminde yapılan tetkikte, 31.08.2015 tarihli dava dilekçesinin Uyap üzerinden gönderildiğinin, dava dilekçesinin 3 ayrı başlık altında sisteme kaydedildiğinin, her bir kaydın altında eklerin bulunduğunun, bu ekler içinde de bir kısım delillerin yer aldığının anlaşılmakta olduğu, bu durumda mahkememizce, bu kayıtlar altında ibraz edilen delillerin fiziki ortama dökülerek anılan delillerin değerlendirilmesinden sonra ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği halde ekli belgelerin tümü çıkartılıp değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde olmadığı gibi mahkememizce 31.08.2015 tarihli tensip zabtının 11 nolu bendinde sigorta poliçesi, hasar dosyası ve ödemeye ilişkin bilgi ve belgelerin davacı sigorta şirketinden celbine dair ara karar tesis edilmiş ve ara karara istinaden aynı tarihli müzekkere hazırlanmış olup bu ara karardan usulünce rücu edilmediği halde müzekkere cevabı beklenmeden, gerekirse tekit müzekkeresi yazılmadan hüküm kurulmasının da yerinde olmadığı, davacı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairelerinni 19.09.2018 tarihli, … Esas- … Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkememizce verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 09/06/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı uyarınca yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, Sigortalı vincin arızalanmasında davalıların ve sigortalının kusurunun bulunup bulunmadığı, eksper raporunda belirtilen miktarın piyasa koşullarına uygunluğu, meydana gelen zarardan davalıların ve sigortalının ne oranda sorumlu olduğu, davacı tarafın rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, rücu şartları oluşmuş ise ne miktarda rücu edileceğinin tespiti için dosya üzerinde 12/04/2021 günü, saat 14.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Makine Mühendisi bilirkişi … ve Sigorta Hakemi bilirkişi …. 15/06/2021 tarihli raporlarında özetle; Sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için, öncelikle, tazminat ödediği kişi ile sigortacı arasında zarar konusunu kapsayan bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması ve bu sözleşme kapsamında üçüncü kişiler tarafından zararın gerçekleştirilmiş olması gerektiğini, buna göre, zarar gören ile sigortacı arasında tazminat yükümlülüğünü doğuran bir sigorta sözleşmesi yoksa veya zarar konusu olay sigorta teminatı kapsamında değilse ya da zararı doğuran olay üçüncü kişilerce değil de sigortalı tarafından kasten gerçekleştirilmişse, sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü doğmayacağından rücu hakkı da olmayacağını, buna rağmen, sigortacının zarar görenlere ödeme yapmış olması halinde, ödediği tazminat için zarar veren kişilere karşı rücu davası açması mümkün olmadığını, eldeki olayda, teminat içerisinde kalan bir riziko meydana gelmiş olduğunu, zira; kasko sigortası ile araçta meydana gelecek hasarlar için teminat verildiğinin görülmüş olduğunu, Sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için aranan ikinci şartın, sigortalının zarar veren üçüncü kişiden tazminat isteme hakkının mevcut olması gerektiğini, zira, sigortalı, sigorta konusu menfaate zarar veren kişiden tazminat isteme hakkına sahip değilse, sigorta şirketinin de üçüncü kişiden tazminat hakkı olmayacağını, yapılan teknik tespitler kapsamında kazaya … plaka sayılı vinç operatörü dava dışı …..’ün %100 oranında asli ve tam kusuru ile neden olduğunun tespit edilmiş olduğunu, adı geçen sürücünün şirkete bağlı vinç operatörü olduğunu beyan etmiş olduğunu, (Dosya kapsamında …..’ün hangi şirket/şirket ortaklığı nezdinde sigortalı olduğuna dair bilgiye rastlanmamıştır.) bu kapsamda davalıların sorumluluğu hususunda takdir tamamen Mahkeme’ye ait olduğunu, … plakalı aracın da ruhsatına dosya yığını belgeler arasında rastlanmamış olduğunu, rücu hakkı, sigorta şirketinin zarar görene ödediği tazminata bağlı olarak sigortacıya tanınan bir haktır. Bu hakkın doğabilmesi için de, sigortacının poliçe kapsamındaki zararı sigortalısına ödemiş olması gerekir. Dolayısıyla, sigorta şirketi, henüz ödeme yapmadan rücu hakkını kazanamaz. Nitekim; Yargıtay kararlarında da, sigortacının rücu hakkını kazanabilmesi için sigortalısına ödemede bulunmuş olması şart koşulmuştur. Dosya arasında … Bankası A.Ş. 23.02.2015 tarih, 27.330,18 EURO bedelli ve …bank A.Ş. 25.06.2014 tarih, 50.000,00-TL bedelli dekont sureti bulunduğunu, tüm bu haller karşısında; davacı sigortacının rücu hakkından bahsedilebileceğini, ancak; davalıların sorumluluğu bakımından nihai ve tüm takdirin Mahkeme’ye ait olduğunu sonuç olarak; dava konusu kazanın oluşumunda …. plaka sayılı vinç operatörü dava dışı …..’ün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, olay sırasında park halinde bulunan … plaka sayılı dava dışı vinç operatörünün kusurunun bulunmadığını, dava konusu .. plaka sayılı, … marka … tipinde … model vincin sigorta bedelinin, piyasa rayiç bedelleri ve onarım bedeli dikkate alındığında; vincin onarılmasının ekonomik olduğu ve rayicine uygun olarak yapıldığını (muafiyet tenzili 15.000,00 Euro düşüldüğünde tespit 45.051,88 Euro, TL cinsinden 128.600,59 TL), vinçte meydana gelen hasarların kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğunu, davacı şirketinden rücu hakkından bahsedilebileceğini, ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davacı, sigortalısına ait mobil vincin zarar görmesi sonucu sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi talep etmektedir. Davalı taraflar ise, kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığını, ödenen hasar bedelinin fahiş olduğu savunmasında bulunmuştur. Sigorta poliçesi, hasar dosyası ve ödemeye ilişkin bilgi ve belgeler davacı sigorta şirketinden talep edilerek dosya arasına alınmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği üzere zararın meydana gelmesinde davalı şirket çalışanının % 100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalılar meydana gelen zararın tamamından BK m. 66 gereği sorumlu olacaklardır. Yine yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının sigortalısına yapmış olduğu ödemenin kadru marufunda olduğu tespit edilmiştir. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Sigorta teminatı kapsamında ödenen 50.000,00 TL’nin 25.06.2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-3095 sayılı Sigorta Kanununun m.4/a hükmü uyarınca, 27.330,18 Euro bedelindeki zararın 23.02.2015 tarihinden itibaren işletilecek Euro para cinsinden mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 9.576,35 TL harçtan peşin alınan 2.394,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.182,26 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 2.421,79 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 1.899,50 TL olmak üzere toplam 4.321,29 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı …. Yapı İnş…..Ltd. Şti. tarafından yapılan masrafların davalı şirket üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 17.268,01 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 14/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸