Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/512 E. 2023/333 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/512 Esas
KARAR NO : 2023/333

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. San. ve Tic. A.Ş.’ye ait …. plakalı aracın müvekkili şirket tarafından …. nolu 17.10.2017-17.10.2018 başlangıç ve bitiş tarihli kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olduğunu, 12.04.2018 tarihinde, sigortalı aracın davalıya ait iş yerinin otoparkında park halinde iken, davalıya ait iş yerinin duvarının yıkılması sonucunda düşen molozlar ve davalının istifli halde bulunan plastik emtiaları sebebiyle hasar görmüş olduğunu, aracın üstüne düşen moloz ve kiremit parçalarının aracı kullanılamaz hale getirmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından ilgili poliçe gereği işbu trafik kazası sonucu zarara uğrayan sigortalıya 115.250,00 TL hasar ödemesi yapılmış olduğunu, hasar gören sigortalı aracın hurdaya çıkartılmış olduğunu, satılan hurdadan elde edilen sovtaj bedeli olan 33.580,00 TL’nin rücu miktarından mahsup edildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin rücuen tazmini için davalıya karşı İstanbul …. İcra Müd.’nün …. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyanla; davanın kabulü ile, itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama sonuna kadar alacak haklarının zayi olmaması için davalının menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda davalı müvekkili şirkete atfedilecek kasti bir hareket ve ağır kusur mevcut olmadığını, davalı müvekkili şirketin dava konusu olayın gerçekleştiği taşınmazın maliki olmadığını, taşınmazda kiracı olarak bulunulduğunu, davalı müvekkili şirketin adresinde belirtilen işyerinde muhtelif plastik madde üretimi ile iştigal etmekte olduğunu, bir duvarında yıkılma meydana gelen taşınmazda 3 işyeri bulunduğunu, bu iş yerlerinde üretimde kullanılan makineler, ekipmanlar, hammadde ve bir kısım mamul madde bulunmakta olup kiracı müvekkilinin işyeri duvarının sağlam olup olmadığını ve duvarın nasıl bir malzeme kullanılarak yapıldığını bilecek durumda olmadığını, kiracı müvekkili şirketin yıkılan duvarın zayıflığı, kalitesi ve yapım tekniğine uygun imal edildiğini bilecek konumda olmayıp kendisine atfedilecek kusur mevcut olmadığını, davalı müvekkiline atfedilecek kusur olmadığı gibi haksız fiil kastı da mevcut olmadığını, dava konusu olayın dava dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi müvekkili şirkete ait otoparkta değil bina dışında bir otoparkta gerçekleşmiş olduğunu, davacı şirketin İstanbul …. Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile … San ve Tic Ltd Şti. aleyhine icra takibi başlatmış olduğunu, ilamsız İcra takibinde ödeme emrinde borçlu olarak gösterilen … San ve Tic Ltd Şti nin müvekkili şirket ile ilgisi olmayıp, müvekkili şirket adresine çıkarılan ödeme emrine itiraz etmek mecburiyeti hasıl olduğunu, icra takibinde husumet ile icra takip konusu borcun doğumu, duvar yıkımı nedeni ile kusur olup olmadığı, kusur var ise kusurun derecesi ile hasar gördüğü ileri sürülen aracın olay tarihi itibarla hasarsız ve hasarlı halinin tespit ve bedeli ile olayın trafik kazası olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve davacının dava dışı üçüncü kişiye hangi kapsamda ödeme yaptığı, ödeme yapmış ise bu ödeme nedeni ile korunmaya değer menfaatinin olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirmekte olup icra takibine husumet ve içerik yönünden yapılan itiraz da kötüniyet mevcut olmadığını, davacının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibinde gösterdiği alacağın likit olduğunu öne sürmekle birlikte harca tabi değer gösterirken fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı olduğunu bildirmiş olup bu hususun usul ve yasaya aykırılık teşkil etmekte olduğunu beyanla; davanın reddine, davacı tarafın davalı müvekkiline %20 den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı sigortalı …. San. Tic. A.Ş.’ye ait …. plakalı aracın 12/04/2018 tarihinde meydana gelen davalı tarafa ait otoparkta duvarın yıkılması neticesinde araçta meydana gelen zarardan davalı tarafın sorumluğunun bulunup bulunmadığı, davacı şirket yönünden rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
İstanbul ….. İcra Müd.’nün … E. Sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 81.670,00 TL asıl alacak, 8.618,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 90.288,98 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili vasıtasıyla takibe itiraz ettiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, dava dışı sigortalı … San.a ait …. plakalı aracın 12/04/2018 tarihinde meydana gelen davalı tarafa ait otoparkta duvarın yıkılması neticesinde araçta meydana gelen zarardan davalı tarafın sorumluğunun bulunup bulunmadığı, davacı şirket önünden rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında olduğunun tespiti için dosya üzerinde GÜNSÜZ olarak Mahkememiz duruşma salonunda sigorta bilirkişisi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Sigorta Tahkim Hakemi Sigortacılık Uzmanı bilirkişi … 22.01.2021 tarihli raporunda özetle; Sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için, öncelikle, tazminat ödediği kişi ile sigortacı arasında zarar konusunu kapsayan bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması ve bu sözleşme kapsamında üçüncü kişiler tarafından zararın gerçekleştirilmiş olması gerektiğini, buna göre, zarar gören ile sigortacı arasında tazminat yükümlülüğünü doğuran bir sigorta sözleşmesi yoksa veya zarar konusu olay sigorta teminatı kapsamında değilse ya da zararı doğuran olay üçüncü kişilerce değil de sigortalı tarafından kasten gerçekleştirilmişse, sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü doğmayacağından rücu hakkıda olmayacağını, buna rağmen, sigortacının zarar görenlere ödeme yapmış olması halinde, ödediği tazminat için zarar veren kişilere karşı rücu davası açması mümkün olmadığını, bu açıklamalar doğrultusunda eldeki olayda, geçerli bir sigorta poliçesi olması ve rizikonun teminat kapsamındaki rizikolardan olması ile rizikonun poliçe süresi içerisinde gerçekleşmiş olması bakımından ilk şartın yerine gelmiş durumda olduğunu, sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için aranan ikinci şartın, sigortalının zarar veren üçüncü kişiden tazminat isteme hakkının mevcut olması olduğunu, zira, sigortalı, sigorta konusu menfaate zarar veren kişiden tazminat isteme hakkına sahip değilse, sigorta şirketinin de üçüncü kişiden tazminat hakkı olmayacağını, araç hasarına neden olan işyeri (duvar), kiracı kullanımında olup, burada sorumluluğun malikte mi olduğunun yoksa davalı kiracıda mı olduğunun irdelenmesi gerektiğini, Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre BK m. 69 (Eski BK m.58) madde hükmü uyarınca, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin malikinin, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurdan dolayı sorumlu olduğunu, bu maddedeki sorumluluğun, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk hali olduğunu, diğer …; özel hukuk sorumluluğu bakımından her zaman kusur (kast veya ihmal) unsurlarının bulunmasının zorunlu olmadığını, zararın, hukuka aykırı davranıştan doğması yani objektif koşulun gerçekleşmesi yeterli olup, ayrıca sübjektif koşula diğer anlatımla kusura ihtiyaç olmadığını, özellikle kusursuz sorumluluk hallerinde durumun böyle olduğunu, huzurdaki hadisede; daha önce verilmiş bir teknik görüş bulunmadığını, bina malikinin yasadan kaynaklanan kusursuz sorumluluk halinden kurtuluşunun gerçekleştiğinin tespit edilememesi halinde davacının davalı kiracıya rücu hakkından bahsedilebilecek olduğunu, rücu hakkının, sigorta şirketinin zarar görene ödediği tazminata bağlı olarak sigortacıya tanınan bir hak olduğunu, bu hakkın doğabilmesi için de, sigortacının poliçe kapsamındaki zararı sigortalısına ödemiş olması gerektiğini, dolayısıyla, sigorta şirketinin, henüz ödeme yapmadan rücu hakkını kazanamayacağını, nitekim, Yargıtay kararlarında da, sigortacının rücu hakkını kazanabilmesi için sigortalısına ödemede bulunmuş olmasının şart koşulmuş olduğunu, dosyada ödeme belgesi mevcut olduğunu, bu kapsamda; teknik görüş olmadığından davalı kiracının sorumluluğu bulunup bulunmadığının belli olmadığını, ancak; mahkememizce davacının davalıya rücu hakkının bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde; sigortacının, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettirene halef olabilmesi için öncelikle gerçekleşen riziko bedelini sigortalısına ödemesi gerektiğinden, sigortacının 3. şahsa rücu edebilme tarihinin, sigorta ettirene ödeme yaptığı tarih olduğunu, buna göre, temerrüt faizinin başlangıcının da sigortalıya ödeme yapılan tarih olacağını SONUÇ OLARAK; davalının kusurlu olup olmadığına ilişkin teknik görüşe ihtiyaç duyulduğunu, mahkememizce davacının rücu hakkının kabul görmesi halinde; davacı sigorta şirketinin, davalıdan, sigortalısına hasar ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini bildirmiştir.
Bilirkişi heyetine güvenlik uzmanı …’ın dahil edilerek dava dışı sigortalı … San.a ait … plakalı aracın 12/04/2018 tarihinde meydana gelen davalı tarafa ait otoparkta duvarın yıkılması neticesinde araçta meydana gelen zarardan davalı tarafın sorumluğunun bulunup bulunmadığı, davacı şirket önünden rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, Sigorta Tahkim Hakemi Sigortacılık Uzmanı bilirkişi … ve Güvenlik Uzmanı bilirkişi … 12/03/2021 tarihli raporlarında özetle; davacı … dosya kapsamına sunmuş olduğu belge ve bilgilerin olayın oluş biçimi ile ilgili yeterli belge ve bilgi ve duvara ait fotoğraf bulunmadığından, davalı … hasarın meydana geldiği yerde kiracı konumunda bulunduğundan, olayın oluş biçimi ile ilgili dosyaya sunulu belgelerin içerisinde olayın müsebbibinin (kök sebebin) ne olduğuna dair kesin bir kanıt (delil) bulunmadığından, bu şekli ile kusur değerlendirmesinin sağlıksız olacağı ve kesin bir delile ulaşılamadığını bildirmişlerdir.
Dosyanın davacı vekilinin sunmuş olduğu 22.03.2021 tarihli dilekçe ekindeki belgelerin değerlendirilerek uyuşmazlık konusu hakkında rapor tanzim edilmesi için bilirkişi heyetine tevdiine, olayın meydana gelmesinde kimlerin hangi oranda kusurlu olduklarının açıkça belirtilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 11/11/2021 tarihli ek raporlarında özetle; davacı … A.Ş. tarafından kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olan … San. ve Tic. A.Ş. tarafından kullanılmakta olan … plaka sayılı aracın davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. nin kiracı konumunda bulunduğu binanın otoparkında park halinde bulunduğu sırada duvarın çökmesiyle birlikte duvar molozları ve raflarda istifli lambrilerin aracın üzerine devrilmesi sonucu hasarlandığının anlaşılmış olduğunu, esasen duvar üzerinde raflarda istifli bulunan plastik lambrilerin ağırlık derecesi göz önüne alındığında bahse konu duvarın yıkılmasına ve araca bu denli hasar vermesine sebebiyet vermesinin mümkün olamayacağının değerlendirilmekte olduğunu, aracın bu denli yüksek hasar almasında asli kusurun duvarın ayıplı imal edilmiş olması nedeniyle çökmesi ve çöken duvar yıkıntıları ve beton parçaları ile oluşan molozların aracın ön kaput, cam, torpido ve tavan kısmında ağır derecede hasarlanmasına yol açtığının dosya kapsamına sunulu fotoğrafların incelenmesinden anlaşılmakta olduğunu SONUÇ OLARAK; hasara uğrayan aracın bu denli ağır hasar almasında duvarın inşaat tekniğine göre yapılmadığı ve ayıplı imal edilmesinden dolayı çöktüğü değerlendirilmiş ve olayda dava dışı kiralayanın (mülk sahibi) bahse konu duvarı yaptıran ve bina maliki olan dava dışı …San. ve Tic. A.Ş.’nin %70 oranında kusuru ve sorumluluğunun bulunduğunun değerlendirilmekte olduğunu, davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. nin ise, duvarın üzerine raf yaptırarak plastik lambrileri stokladığı, her ne kadar plastik lambrilerin doğrudan duvarın çökmesinde kök sebep olamayacağı, bina malikinin asli kusuru ve sorumluluğunun olacağı benimsenmiş ise de, plastik lambrilerin çöken duvarın üzerinde kısmende olsa bir ağırlık oluşturabileceği, bu durumda her ne kadar plastik lambrilerin ağırlığından kaynaklanan bir sebeple duvarın yıkılmasının mümkün olmayacağı değerlendirilmiş ise de zaten imalat hatası nedeniyle zayıf olan duvara monteli raflarda bulunan ve kısmen ağırlık yapan lambrilerin duvarın çökmesini hızlandırabileceğinden plastik lambrilerin dava konusu aracın üzerine düşerek araca kısmen zarar vermesine sebebiyet verdiği düşünüldüğünden hasarın oluşmasında %30 oranında etkisinin bulunduğunu bildirmişlerdir.
Davacı tarafa sovtaj bedeline ilişkin belgeleri sunmak üzere 2 haftalık süre verilmesine, …banka müzekkere yazılarak davacı tarafından dava dışı sigortalısına yapıldığı belirtilen ödemeye ilişkin dekont örneğinin istenmesine, eksiklikler tamamlandığında ekspertiz raporu, araca ait fotoğraflar, sovtaj bedeli ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davacı tarafından dava dışı sigortalısına yapılan ödemenin kadri marufunda bulunup bulunmadığı, değilse gerçek zarar miktarının ne olduğu, davacının davalıdan talep edebileceği zarar miktarı ve işleyecek faiz miktarının hesaplanması için bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, kök rapor ve ek rapor sunan bilirkişi heyeti 06/05/2022 tarihli ek raporlarında özetle; her ne kadar davacı ve davalı … bilirkişi kurulları tarafından düzenlenen 11.11.2021 tarihli ek raporda belirtilen tarafların kusuru ve kusur oranlarına itiraz ederek ..’den veya başka bir bilirkişi kurulundan rapor aldırılması yönünde itiraz edilmiş ise de; özellikle kusur ve kusur oranı yönünden mahkememizce alınan 18/01/2022 tarihli duruşma tutanağı ile verilen ara kararda “kusur konusunda rapor alınması taleplerinin dosya kapsamında yer alan diğer bilgi ve belgeler ile mahkememiz tarafından değerlendirme yapılabilecek olması sebebiyle reddine,” karar verilmiş olup, iş bu bilirkişi kurulu raporlarında kusur ve kusur oranları ile ilgili tarafların itirazları değerlendirilmeye alınmamış olup, bahse konu ara karar ile alınan diğer hususların incelenerek değerlendirilmiş olduğunu, mahkememizce verilen ara kararda her ne kadar zarar ve sovtaj hesaplanmasına karar verilmişse de heyetlerince araçta meydana gelen zararın hesabı (oto eksperi) konusunda uzman bir bilirkişi bulunmadığından bu hususta görüş verilememiş olduğunu, ne var ki; sigortacılık tekniği açısından; Sigorta Eksperleri Yönetmeliği 22. maddesi gereği eksperler tüm incelemesini tarafsızlık ile yerine getirmek durumunda olup; ekspertiz raporlarının ise, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu m.22/17 fıkrası son cümlesi uyarınca delil niteliğinde kabul edilmekte olduğunu, buna göre dosyada mübrez ekspertiz raporunun hükme esas alınması halinde ödeme tarihinden itibaren faiz işletilebilecek olduğunu, icra-inkar tazminatı hususunda takdirin mahkememize ait olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişi ek raporunda araçta meydana gelen hasarın hesaplanamadığı belirtilmiş olmakla, heyete makine mühendisi bilirkişi eklemek suretiyle yeniden rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, Makine Mühendisi bilirkişi …. 20/12/2022 tarihli raporunda özetle; 12.04.2018 tarihinde, İstanbul İli, Büyükçekmece ilçesinde meydana gelen duvar yıkılması olayında hasar gören dava konusu … plaka sayılı … marka, .. tipinde, …. model aracın hasarlarıyla ilgili Kasko Ekspertiz Raporu ve Hasar Fotoğrafları incelendiğinde; aracın ön cam, ön tampon, motor kaputu, sol ön çamurluk, sağ ön çamurluk, sağ ön kapı, sağ arka kapı, sol arka kapı, koltuk, sol far komple, sağ far komple, tavan döşemesi, sürücü hava yastığı, yolcu hava yastığı, ön göğüs, tavan sacı, direk sacı başta olmak üzere montaj malzemeleriyle birlikte toplam 29 kalem yedek parçada hasar meydana geldiğinin anlaşılmış olup, araçta meydana gelen hasarların olayın oluş şekli ile uyumlu olduğu kanaatine varılmış olduğunu, Kasko Ekspertiz Raporu incelendiğinde; değişmesi gereken hasarlı parçalar için KDV Hariç %10 iskontolu 71.917,43 TL, genel onarım işçilikleri için KDV Hariç 7.200,00 TL olmak üzere toplam KDV Hariç 79.117,43 TL hasar onarım bedeli belirlendiğinin görülmüş olduğunu, yedek parça kod numarasına göre yapılan araştırmada Ekspertiz Raporunda orijinal yedek parça bedelleri üzerinden belirlenen KDV Hariç 79.117,43 TL onarım bedelinin uygun bedel olduğunu, aracın kaza tarihinde henüz 1 yaşını doldurmaması sebebiyle orijinal yedek parça kullanılarak hasar bedeli hesaplanmasının uygun olduğu kanaatine varılmış olduğunu, Aralık 2022 … Sigorta Birliği Kasko Değer Listesi (https://www……) değerlerine göre dava konusu aracın kasko değerinin 523.461,00 TL olup, internet sitelerinde ve piyasada yapılan araştırmalarda 2022 yılında bu tip bir aracın ortalama 2.el piyasa rayiç bedelinin 640.000,00 TL olarak tespit edilmiş olduğunu, aracın kasko ve piyasa bedeli arasındaki sabit katsayı 523.461,00/640.000,00 = 0,82 olarak hesaplanmış olduğunu, bu aracın kaza tarihindeki kasko bedelinin 104.300,00 TL olduğunu, buna göre bu aracın kaza tarihindeki ikinci el rayiç bedelinin 104.300,00/0,82 = 127.000,00 TL olarak hesaplanmış olduğunu, Kasko Ekspertiz Raporu ve ödeme belgeleri incelendiğinde, sigorta şirketi tarafından günün koşullarına göre aracın rayiç bedelinin 115.250,00 TL olarak belirlendiğinin ve bu bedel üzerinden mutabakata varılarak ödeme yapıldığının anlaşılmış olduğunu, bu sebeple gerçek hasar bedelinin 115.250,00 TL üzerinden hesaplanmış olduğunu SONUÇ OLARAK; 12.04.2018 tarihinde, İstanbul İli, Büyükçekmece ilçesinde meydana gelen duvar yıkılması olayında hasar gören …. plaka sayılı … marka, … tipinde, 2017 model araçta meydana gelen hasarlar neticesinde gövde sentesi ve gövde bütünlüğü bozulduğundan araçtaki hasarlı olan kısımlar tamir edilse bile fabrikasyon çıkış kullanım emniyeti sağlanamayacağından dolayı can ve mal emniyeti bakımından aracın pert total işleminin yapılmasının tarafınca da uygun olduğunu, hasar tarihi itibariyle …. plaka sayılı araçta meydana gelen gerçek hasar bedelinin 81.670,00 TL olduğunu bildirmiştir.
Dava, sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tazmini istemine ilişkin olup dava dışı sigortalıya ait aracın 12.04.2018 tarihinde davalıya ait iş yerinin duvarının yıkılması sonucu zarar gördüğü ve dava dışı sigortalıya ödeme yapılmış olduğu hususu dosya kapsamı ile sabittir. Her ne kadar davalı taraf, olayın meydana geldiği iş yerinde kiracı olarak faaliyet gösterdiği ve oluşan zarardan sorumluluğunun bulunmadığı savunmasında bulunmuş ise de, alınan 11/11/2021 tarihli bilirkişi raporu uyarınca da tespit ediliği üzere, duvarın inşaat tekniğine göre yapılmaması ve ayıplı imal edilmesinden dolayı çöktüğü, olayda dava dışı kiralayanın (mülk sahibi) bahse konu duvarı yaptıran ve bina maliki olan dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’nin %70 oranında kusuru ve sorumluluğunun bulunduğu, bununla birlikte davalı şirketin ise, duvarın üzerine raf yaptırarak plastik lambrileri stoklaması, plastik lambrilerin çöken duvarın üzerinde kısmende olsa bir ağırlık oluşturabileceği, imalat hatası nedeniyle zayıf olan duvara monteli raflarda bulunan ve kısmen ağırlık yapan lambrilerin duvarın çökmesini hızlandırabileceğinden plastik lambrilerin dava konusu aracın üzerine düşerek araca kısmen zarar vermesine sebebiyet vermesi nedeni ile hasarın oluşmasında %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Yine dosya kapsamına uygun ve gerekçeli olduğu kanaat edilen makine mühendisi bilirkişi raporu ile araçta meydana gelen zararın, sigorta şirketi tarafından tespit edilen değer ile uyumlu olduğu, yapılan ödemenin kadri marufunda olduğu tespit edilmiştir. Buna göre yargılama sırasında sunulan ödeme dekontu, dosya kapsamı ile uyumlu ve gerekçeli bilirkişi ek ve asıl raporları ile davalı tarafın olayın meydana gelmesinde % 30 oranında kusurlu bulunduğu, oluşan zararın teminat kapsamına olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde ve yapılan ödeme ile davalı tarafın meydana gelen zararın oluşumundaki kusuru dikkate alınarak davacı sigorta şirketinin 24.501,00 TL rücu talebinin yerinde olduğu, buna göre ödeme tarihi ile takip tarihinde geçen süre dikkate alınarak 20.06.2018-30.06.2018 tarih aralığı için % 9,75 faiz oranı üzerinden hesaplanan 65,45 TL ve 01.07.2018-30.08.2019 tarih aralığı için % 19,50 faiz oranı üzerinden hesaplanan 5.563,07 TL olmak üzere toplam 5.628,52 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerektiği, alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama ile tespit ediliğinden icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığı kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Davalı tarafın İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE, takibin 24.501,00 TL asıl alacak, 5.628,52 TL işlemiş faiz üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-İcra inkar tazminatı talebinin alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama ile tespit edildiğinden REDDİNE,
3-Alınması gereken 2.058,15 TL harçtan peşin alınan 1.090,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 967,67 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden 440,48-TL’nin davalıdan, 879,52-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 1.144,88 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 2.495,20-TL yargılama giderinin kabul oranı (%33,37) ret oranı (%66,63) dikkate alınarak hesaplanan 832,65-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.625,51 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/04/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸