Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/50 E. 2022/853 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/50 Esas
KARAR NO : 2022/853

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2022

Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesi özetle; Dava dilekçesinde özeltle; davalı şirket ile müvekkili arasında…. Uygulama İşleri konulu eser sözleşmesinin imzalanmış olduğunu, sözleşme kapsamında yüklenici olan müvekkilinin tarafına düşen edimleri ifa ettiğini, davalının da sözleşme ücretini müvekkiline ödemiş olduğunu, bundan sonra müvekkilinden sözleşme sayılmayan bir takım işlerin de yapılması talep edildiğini, buna istinaden …. Uygulama Ek İşleri konulu Ek Protokol-1 adlı ikinci bir sözleşmenin imzalandığını, bu ek sözleşme bedelinin 55.307,00 TL olarak kararlaştırıldığını, ancak bu ek sözleşme ile yüklenen tüm edimlerin müvekkilince ifa edilmesine rağmen bakiye 14.605,00 TL’nin müvekkiline ödenmediğini, hakedişlerdeki tüm ölçülerin davalı personeli nezaretinde kontrol edildiğini, bütün imalatların davalının onayı alınarak yapıldığını, müvekkilince düzenlenen son hakedişten bu yana davalının bahane üreterek ödemeyi yapmamakta olduğunu, her ne kadar iki sözleşmede de karşı tarafın kaşe imzası bulunmasa da sözleşmelerin mail ile karşı tarafa gönderildiğini, şartlarda mutabık kalınmış ve müvekkilinin her iki sözleşmeye konu işleri ifa etmiş olduğunu, davalı tarafından davaya konu borca yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, davanın kabulü ile birlikte borçlunun asıl alacağa, işleyecek faize, faiz oranına ve ferilerine yönelik itirazlarının iptaline, takibin Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya üzerinden devamına, takibin devamına haksız itiraz eden borçlu şirket aleyhine alacağın %40’ından terdiden %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında şifahi bir sözleşme yapılmış olduğu, bu sözleşme uyarınca davacının müvekkiline ait villada bir kısım peyzaj işlerini KDV dahil 85.000,00 TL götürü bedelle üstlendiğini, davacı ile müvekkili arasında yapılmış yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, davacının sunduğu ve müvekkili imzası taşımayan sözleşmeyi kabul etmediklerini, müvekkilinin davacı ile anlaşmış oldukları ödemeleri yaparak edimini yerine getirmiş olduğunu, davacının ise edimini gereği gibi yerine getirmediğini ve ayıplı malzeme kullanmış olduğunu, ayıp sebebiyle bir kısım çimenlerin yandığını, bitkiler kurumuş olduğunu, traverslerin çatladığını ve zarar görmüş olduğunu, davacı tarafa söylenmesine rağmen bu ayıpların giderilmemiş olduğunu, müvekkilinin bu sebeple zararının söz konusu olduğunu, müvekkili ile davacı taraf arasında bir cari hesap ilişkisinin mevcut olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketten hiçbir alacağı bulunmadığını, davacının bu davadaki taleplerinin yanlış hesap yapmasından ve yanlış metraj almasından kaynaklı olduğunu, davacının müvekkilinden bir alacağı bulunmadığı için davacının davasının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olmaması sebebiyle ve davacının icra takibini cari hesaba dayandırması sebebiyle davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde davacının davasının ve tüm taleplerinin esastan reddine, davacı tarafın icra takibinde ve davasında haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle, davacının müvekkil şirkete %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. ( davacı tarafından dava dilekçesinde sehven …. esas numarası olarak bildirilen ) esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 14.605,00 TL toplam alacak yönünden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “Taraflar arasında düzenlenen … Ek İşleri Konulu Protokol Uyarınca Cari Hesaptan Kalan Bakiye” olduğu, davalı borçlu tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. … Esas – … Karar sayılı ilamı).
Somut olayda taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taraflar arasında peyzaj işlerinin yapımına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunup bulunmadığı, davacının, davalıdan yapmış olduğu iş karşılığında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davalının savunmasına göre kullanılan malzemelerin bir kısmında iddia edildiği şekilde ayıp olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliğinin ne olduğu(gizli-açık ayıp), muayene ve ihbar yükümlülüğünün davalı tarafça yerine getirilip getirilmediği ayrıca ayıp sebebi ile davacı taraf alacağından indirim yapılmasının gerekip gerekmediği, indirim yapılacaksa miktarının ne olduğu hususlarında toplanmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde “yüklenicinin bir eser meydana getirmesi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme” olarak nitelendirilmiş, sözleşmenin tarafları yüklenici ve iş sahibi olarak isimlendirilmiştir.
Sözleşmeye ilişkin bu temel unsurlar yanında her sözleşme türünün kendine özgü unsurları bulunmaktadır. Eser sözleşmesinin de kendine özgü olan iki temel unsuru vardır. Bunlar eser ve bedeldir. Bu sözleşme ile bir taraf (yüklenici) istenen özellikle sonucu (eser) meydana getirmeyi, diğer taraf (iş sahibi) ise bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi (bedel) üstlenmektedir.
Bu ilkeler doğrultusunda kural olarak eksik işlerin varlığını iş sahibi, giderildiğini ise yüklenici ispatlamalıdır. ( Örn Yargıtay 15 HD 10/02/2014 tarih 2013/626 Esas 2014/801 Karar ) Ancak bununla beraber yüklenicinin eserin teslim edildiğini ispat yükü de devam edecektir.
Dava konusu uyuşmazlıkta taraflar arasında sözleşmenin varlığı hususunda her iki taraf arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf “Taraflar arasında düzenlenen …. Ek İşleri Konulu Protokol Uyarınca Cari Hesaptan Kalan Bakiye” borcu bulunduğunu iddia etmekte iken davalı taraf davacı tarafa ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve davacı tarafından villadaki peyzaj işlemlerinin ayıplı olarak ifa edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkememiz dosyası 1 inşaat bilirkişi, 1 hakediş uzmanı bilirkişi ve 1 SMM bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 02/09/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacının huzurdaki davada yer alan talepleri ile ilgili olarak bilirkişi heyetimizce görüş belirtilip hesaplama yapılabilmesi için; davacı tarafça davalı şirketin de imzasını taşıyan (dolayısıyla kabulünde olan) sözleşme, protokol, hakediş, iş teslim tutanağı, geçici-kesin kabul belgeleri vb. tüm belgelerin dava dosyasına sunulması gerekeceği görüş ve kanaati bildirmişlerdir.
Alınan rapor taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı tarafça rapordaki hususlara ilişkin beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.6100 sayılı HMK ‘nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalının “Taraflar arasında düzenlenen … İşleri Konulu Protokol Uyarınca Cari Hesaptan Kalan Bakiye” kapsamında borcunun bulunduğu iddiasıyla takip başlatmış, ancak davacı yüklenici tarafından taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında yapılan işin davalıya eksiksiz ve anlaşmaya uygun olarak teslim edildiğine dair sözleşme, protokol, hakediş, iş teslim tutanağı, geçici-kesin kabul belgeleri vb. Belgelerin ıslak imzalı asılları dosyaya ibraz edilmemiştir. Yüksek Mahkeme içtihatlarına göre fatura düzenlenmesiyle imalatın yapıldığı ve eserin teslim edildiği kanıtlanamaz. Faturaya veya cari hesaba itiraz edilmemesi de akdi ilişkiyi ve teslim olgusunu kanıtlamaz. Bu doğrultuda davacı tarafından taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında yapılan işin eksiksiz bir şekilde davalı iş sahibine teslim edildiği mevcut bilgi ve belgelerle ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ ile;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 224,32 TL harçtan mahsubu ile bakiye 143,62-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya derhal iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 3/2. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleşiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca İstanbul Arabuluculuk bürosunun … numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı21/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır