Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/475 E. 2021/1255 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/475
KARAR NO : 2021/1255

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 29/12/2021

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin inşaat işleri ile iştigal ettiğini, bir süredir yeni bir iş yapmadığını, bu zamana kadar yaptığı inşaatlardan satış yaparak ayakta kalmaya çalıştığını, yönetim kurulunun ana sözleşmesine uygun olarak yapılmadığını, davalı şirketin % 33,3 hissedarı ve yönetim kurulu başkanı …..’in davalı şirketin kaynaklarını kendi lehine kullandığını, davalı şirketin maliki olduğu … Ada …. parsel sayılı taşınmazı ….. AŞ’ye 12/07/2018 tarihinde 6.000.000 USD’ye sattığını, satış değerinin tapuda % 8 kdv dahil olmak üzere 10.891.000 TL’üzerinden gösterildiğini, alıcı ….. AŞ’nin bu mülkün alımı için resmi gösterilen tutarın karşılığı olarak şirketin ….bank’daki banka hesabına 30/07/2018 tarihinde 1.800.000 USD ve davalı şirketin ….bank’daki banka hesabına 250.000 TL havale ederek resmi alım satım hesabını kapattığını, geriye kalan 4.150.000 USD’yi yönetim kurulu başkanı …..’in şirketten açıktan şahsına aldığını, akabinde açıktan aldığı paranın bir kısmını şirket hesabına şahsi alacak olarak ortaklar hesabına kaydettirerek şirketi ayrıca kendisine borçlandırdığını, yine …..’in davalı şirketin maliki olduğu … Ada … parseldeki bağımsız bölüm dükkandaki davalı şirketin % 18,9 oranındaki hissesini 19.000.000 TL’ye sattığını, satışı tapuda 10.000.000 TL olarak gösterdiğini, elden ve haricen 9.000.000 TL aldığını, bu 9.000.000 TL’nin şirket hesaplarına kendisi tarafından şirkete borç vermek suretiyle mi aktardığını ya da aktarıp aktarmadığını bilmediklerini, müvekkilinin şirketin muhasebe kayıtlarını incelemek istediğinde izin verilmediğini, davalı şirketin yüzlerce taşınmazın maliki olmasına rağmen kira gelirleri ve şatış gelirleri elde etmesine rağmen vergi dairesine verilen yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinde sürekli olarak zarar etmiş olarak gösterildiğini, bu şekilde vergi avantajı sağlandığının belirtildiğini, …..’in müvekkilinin şirket kayıtlarını istemesinden rahatsızlık duyarak şirket merkezine sokmak istemediğini, …..’in oğlu üzerinden başka bir inşaat şirketi kurarak davalı şirketin dışında inşaat işleri yaptığını, davalı şirketin kaynaklarını ve itibarını kendi şahsi menfaatleri için kullandığını, davalı şirketin uzun yıllardır temettü dağıtmadığını, şirket kaynaklarının çoğunluk pay sahiplerinin veya yetkili bir ortağın lehine kullanılmasının TTK m.531 hükmü anlamında şirketin feshi açısından haklı nedenler arasında sayıldığını, davalı şirketin pay sahipleri arasındaki şiddetli kişisel anlaşmazlıkların ortaklık ilişkisinin devamını objektif bakımdan katlanılamaz hale getirdiğini, ailevi ve kişisel nedenlerin de haklı sebep teşkil ettiğini belirterek TTK m.531 gereğince şirketin haklı nedenle feshine, mahkemece feshine karar verilmediği taktirde davalı şirketin malvarlığında bulunan gayrimenkuller ile menkul ve nakitlerin müvekkilinin şirketteki % 16,67 oranında davacı müvekkiline verilmek suretiyle şirketin bölünmesine, bu talebin de kabul görmemesi halinde davacıya ait payların karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değeri üzerinden davalı şirket ve/veya şirket ortakları tarafından satın alınmasına ve bu suretle davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; şirket ortağı ….’in vefatı ile geriye eşi, 2 oğlu ve 1 kızının mirasçı olarak kaldığını, davacının diğer erkek kardeşi …. ile 15/06/2016 tarihinde …..’in şirkette bulunan % 33,33 hisselerini satın almak suretiyle devraldığını, davacının bu şekilde şirketin % 16,66 oranında hissedarı olduğunu, …..’in diğer mirasçıları tarafından Bakırköy ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. esasına kayden davacı aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davası açıldığını, mahkeme tarafından hisseler üzerine devrin yasaklanmasına dair ihtiyatı tedbir kararı konduğunu, davanın kabul ile sonuçlanması halinde davacının hissesinin % 10’un altına düşecek olması nedeniyle işbu davanın açılma şartlarının oluşmayacağını, bu sebeple açılan davanın bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, şirketin feshi için haklı neden bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafından ortaklıktan çıkmak istemesi halinde resmi bir şekilde hesaplama yapılarak davacının payına düşen miktarın diğer hissedarlar tarafından verilerek hissesinin satın alınabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP; Davacı vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; bekletici mesele yapılması yönündeki talep ihtimallere dayalı olmakla bu talebin reddinin gerektiğini, tarafların anlaşma sağlamak üzere olduklarını belirterek dava dilekçesinin tekrarı ile davanın kabulünü talep etmiştir.
İKİNCİ CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan ikinci cevap dilekçesinde özetle; yönetim kurulu başkanı hakkındaki kötü yönetim iddialarının kabul edilemez nitelikte olduğunu, kural olarak yönetim ve temsil yetkilerinin yönetim kurulu üyelerinin tamamına ait olacağını, meydana gelen zararardan üyelerin birlikte sorumluluğunun sözkonusu olacağını, davacının da diğer yönetim kurulu üyeleri kadar sorumlu olduğunu, kanunen aranan % 10 pay sahipliği oranının davacı bakımından gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkereye ikmalen cevap verildiği, dosyanın celse arasında UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderildiği görülmüş olmakla tetkikinde .. ve ….. tarafından muris muvazaasına dayalı tapu iptal/tescil/tenkis talepli olarak dava açıldığı, yargılamanın devam ettiği, davacılardan …. tarafından ….’e karşı açılan davadan feragat edildiği, mahkemece bu dava yönünden tefrikine karar verilmiş olmakla birlikte tefrik edilen dosyada verilen kararın dosya kapsamında olmadığı anlaşılmıştır.
Bakırköy Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Mahallesi, … Ada …. parsel sayılı taşınmazın ….. AŞ’ye yapılan 12/07/2018 tarihli satışına ilişkin akit tablolarının ve Başakşehir Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Mahallesi … Ada … parsel sayılı taşınmazın H.11 numaralı bağımsız bölümün ….. İnşaat Turizm Aş tarafından satışına ilişkin akit tablolarının mahkememize gönderildikten sonra dosyanın bilirkişiye tevdi ile davalının ticari defter ve kayıtlarının tetkiki ile davacının iddiasına konu hususların tetkiki ile bu hususların şirketin feshine ilişkin olarak haklı sebep teşkil edip etmediği, haklı sebep bulunması halinde şirketin feshi yerine alternatif çözümlere, davacı pay sahibinin şirketten çıkarılmasına karar verilip verilemeyeceği hususları değerlendirilerek rapor alınmasına karar verilmiştir.
YMMM … ile hukuk bilirkişisi Prof. Dr. …. tarafından düzenlenen kök raporda, davalının 2018, 2019 ve 2020 yılı yasal defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının, satışlar nedeniyle iddia ettiği kayıt dışı nakit girişlerine, satışların gerçekleştiği tarihlerden önceki ve sonraki aylara ilişkin gerek kasa hesabı gerekse ortaklar cari hesabında şüpheli herhangi bir işleme rastlanmadığı, davalı şirketin haklı sebeple feshini gerektirecek nesnel bir sebebe rastlanmadığı için TTK md 531 hükmü uyarınca davacının ortaklık payının ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilemeyeceği, davalının 2018, 2019 ve 2020 yılı yasal defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının, satışlar nedeniyle iddia ettiği kayıt dışı nakit girişlerine, satışların gerçekleştiği tarihlerden önceki ve sonraki aylara ilişkin gerek kasa hesabı gerekse ortaklar cari hesabında şüpheli herhangi bir işleme rastlanmadığı, davalı şirketin haklı sebeple feshini gerektirecek nesnel bir sebebe rastlanmadığı için TTK md 531 hükmü uyarınca davacının ortaklık payının ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilemeyeceği, dava dışı ortaklar ile davacı arasında anlaşılmak suretiyle davacının payını devrederek şirketten ayrılmasının önünde ise bir engel bulunmadığı belirtilmiştir.
Rapora itiraz sonucu aynı heyetten ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ek raporda, kök rapora taraflarca yapılan itiraz ve beyanlar doğrultusunda, dosyanın heyetçe tekrar incelenmesi sonucunda; davalının 2018, 2019 ve 2020 yılı yasal defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının lehine delil vasfı taşıdığı, davacının, satışlar nedeniyle iddia ettiği kayıt dışı nakit girişlerine, satışların gerçekleştiği tarihlerden önceki ve sonraki aylara ilişkin gerek kasa hesabı gerekse ortaklar cari hesabında şüpheli herhangi bir işleme rastlanmadığı, davalı şirketin haklı sebeple feshini gerektirecek nesnel bir sebebe rastlanmadığı için TTK md. 531 hükmü uyarınca davacının ortaklık payının ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilemeyeceği, dava dışı ortaklar ile davacı arasında anlaşılmak suretiyle davacının payını devrederek şirketten ayrılmasının önünde ise bir engel bulunmadığı belirtilmiştir.
Davanın TTK’nun 531. maddesi gereğince açılan anonim şirketin feshi olmadığı taktirde şirketin bölünmesi ve terditli olarak payın gerçek değeri ödenerek ortaklıktan ayrılma istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davacının şirketin feshini talep etmesi için gerekli pay sahipliği oranına sahip olup olmadığı, anonim şirketin feshini gerektirir haklı sebebin bulunup bulunmadığı, şirketin feshi yerine alternatif çözümlere ya da davacı pay sahibinin şirketten çıkarılmasına gerek olup olmadığı, davacının çıkarılmasına karar verilmesi halinde pay değerinin tespiti hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf, Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dava dosyasında, davacının davalı şirketteki hisselerine ilişkin olarak kardeşi ve annesi tarafından tapu iptal ve tenkis davası açıldığı, yargılamanın hisse oranlarını değiştirebilecek olması nedeniyle işbu davanın neticesini etkileyeceğini ve bekletici mesele yapılması gerektiği yönünde beyanda bulunmuş ise de, Bakırköy .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası celbedilmekle tetkikinde, mahkemenin ….. esas sayılı dosyasından tefrik edilmek suretiyle oluşturulduğu, davacı ….’in davadan feragat ettiği, davacının şirketteki pay oranı 16,66 olup, feragat beyanı da nazara alındığında işbu dosyanın bekletici mesele yapılmasının gerekmediği anlaşılmakla bu yöndeki talebin reddi ile yargılamaya devam olunmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 531. maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, anılan hüküm uyarınca sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir.
Haklı nedenler kanunla tanımlanmadığı için her somut olayın özelliğine göre mahkemelerce takdir edilecektir. Pay sahibinin hakkını sürekli ve ciddi şekilde ihlal eden durumlar, şirketin ortak amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı haller haklı sebep olarak kabul edilmelidir…Haklı nedenlerle fesih davasının açılabilmesi için, haklı nedenlerin ortaya çıkmasında davacı ortakların kendi eylem ve işlemlerinin katkısının bulunmaması, diğer bir anlatımla feshe dayanak gösterilen haklı nedenlerin diğer ortaklardan kaynaklandığının kanıtlanması gerekir. Hiç kimsenin kendi eylem ve işlemlerine dayanarak kendisi lehine sonuç çıkaramayacağı ilkesi de bunu gerektirmektedir ( Bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/3460 Esas, 2019/2407 Karar sayılı kararı)
Pay sahipleri arasında mevcut veya sürekli tekrar eden uyuşmazlıklar şirketin sona erdirilmesini haklı kılmazlar. Haklı sebeple fesih, ancak çoğunluğun sistematik olarak şirketin veya azlığın haklı çıkarlarını ihlal etmesi halinde uygulanacak son çözüm olup, azlık haklı sebeple fesih yoluna ancak diğer hukuki yollardan yararlanmışsa veya yararlanması halinde dahi sonuca ulaşamamışsa başvurulacak bir yoldur. Ortaklığın devamının, bir pay sahibi bakımından öznel olarak çekilmez hale gelmesi, bir sermaye şirketi olan anonim şirketin haklı sebeple feshi için yeterli değildir.
Somut olayda, davacının haklı sebep olarak ileri sürdüğü hususlarda genel kurul kararının iptali, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti, yönetim kurulu üyesinin hukuki sorumluluğu, bilgi edinme hakkının kullanımı yoluna gidilmesi imkanı bulunmakta iken, haklı sebeple şirketin feshi davası açılması mümkün değildir. Davacı tarafça ileri sürülen hususların şirketin feshi için haklı sebep oluşturmadığı gibi yapılan bilirkişi incelemesinde davacının satışlar nedeniyle iddia ettiği kayıt dışı girişlere, satışların gerçekleştiği tarihlerden önceki ve sonraki aylara ilişkin gerek kasa hesabı, gerekse ortaklar cari hesabında şüpheli herhangi bir işleme rastlanmadığı da tespit edilmiştir Haklı sebep bulunmadığından şirketin feshine karar verilemeyeceği gibi, maddede öngörülen duruma uygun çözümlerden birisine de karar verilemeyeceği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 -TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL’den tenzili sonucu eksik bakiye 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 29/12/2021

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır