Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/463 E. 2022/115 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/463 Esas
KARAR NO : 2022/115

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/07/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … arasında 12.04.2019 – 12.04.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. no.lu poliçe ile Genişletilmiş Maksimum Kasko Poliçesi tanzim edildiğini, sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı sigortalı aracın … Caddesi üzerinden … Köyü mevkine doğru seyir halinde iken hiçbir tedbir almadan, mevzuata aykırı olarak yolun üzerinde(sağ şeritte) park eden… plaka sayılı araca çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili şirketin, sigortalının hasara uğrayan aracına ilişkin yapılan sovtaj bedelinin tenzilatı ile 34.400,00-TL’lik ödemesini müteakip, TTK 1472/1 halefiyet kuralı uyarınca, zarar sorumlusuna karşı yasal takip yürütme hakkı doğduğunu, akabinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası çerçevesinde yasal takip başlatıldığını, başlatılan yasal takibin, …. Yapı İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin ödeme emrine karşı haksız ve hukuka aykırı yaptığı itirazı ile durmuş bulunduğunu, davalı şirket meydana gelen trafik kazasında kusurludur ve sorumlu olduğunu, davalı şirkete ait …. plaka sayılı aracın sürücüsü trafik kuralına riayet etmeyerek kusuruyla hasara sebebiyet verdiğini, gece vakti aydınlatması olmayan taşıt yolunun üzerine hiçbir tedbir almadan park ettiği hususu kaza tespit tutanağında sabit olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, davalının, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini,
talebin kabul görmemesi halinde terditli olarak davanın alacak davası olarak devam edilerek 34.400,00-TL alacağın, ödeme tarihi olan 29.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini,

yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, sigorta şirketi tarafından davalı hakkında rücuen tazminat istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir.
Somut olayda davacı sigorta şirketi kasko poliçesi sigortasına dayalı olarak dava dışı sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi davalıdan talep etmektedir. Dava dışı sigortalı ile davalı gerçek kişi arasında ilişki haksız fiile dayanmaktadır. Görevli Mahkemenin tayininde dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin nazara alınması gerekmektedir. Davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme, dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere kasko sigortasına dayandığından dava konusu olayda ZMMS hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiile dayanılması sebebi ile genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisi olduğu, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olduğu, dava şartlarının ise kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olması sebebiyle dava şartı yokluğundan HMK’nun115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/02/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır