Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/462 E. 2022/857 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/462 Esas
KARAR NO : 2022/857

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ’NİN … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 25/07/2020
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı iş ortaklığı adına ….A.Ş Başakşehir …. Kısım … Caddesi …. …./… adresindeki … Konutları şantiyesi için geçerli olmak üzere 4 ayrı poliçe tanzim edilmiş olduğunu, 23.06.2017 tarihinde sigortalı işyerinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle zarar gören şirkete toplamda 89.653,74 TL hasar ödemesi yapılmış olduğunu, toplam hasar ödemesinin tanzim edilen 4 ayrı poliçeye eşit olarak paylaştırılmış olduğunu, 31.01.2016 – 30.06.2017 tarihlerini kapsar şekilde … no.lu poliçe kapsamında yapılan ödemenin Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile takibe konu edilmiş; davalı tarafından yapılan itiraz üzerine Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyası kapsamında itirazın iptali davası açılmış olduğunu, davanın kısmen kabul edilmiş ve hala istinaf incelemesinde olduğunu, 03.05.2016 – 03.11.2017 tarihlerini kapsar şekilde …. no.lu poliçe kapsamında yapılan ödemenin Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe konu edilmiş; davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durmuş olduğunu, işbu davanın konusunu ise iş ortaklığı adına 03.05.2016 – 03.11.2017 tarihlerini kapsar şekilde tanzim edilen ….. nolu poliçe kapsamında yapılan ödemenin oluşturduğunu, dava dışı sigortalı İş Ortaklığı’nın üstlendiği ….. Projesinde taşeron olarak çalışan şirketlerinden birisinin ….Şti olduğunu, söz konusu hırsızlık olayının taşeron şirket olan ….Şti.’nin deposunda gerçekleşmiş olduğunu, hırsızlık olayı neticesinde müvekkili (sigortacı) tarafından, 21.09.2017 tarihinde sigortalının taşeronu ….Şti.’ye poliçe kapsamında bulunan hasar kalemlerine ilişkin olarak 22.413,44 TL tutarında hasar ödemesi yapılmış olduğunu, … A.Ş. ile dava dışı iş ortaklığı … A.Ş., … A.Ş. arasında Koruma ve Güvenlik Müteahhitlik Sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, anılan sözleşme güvenlik hizmetinin verilmesine ilişkin olup tarafların hak ve yükümlülüklerini belirlemekte olduğunu, davalı güvenlik şirketinin, sözleşme hükümlerini göz ardı ederek kusurlu davranışta bulunmuş, bu yönüyle dava konusu hırsızlığın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu hale gelmiş olduğunu, davalının, niteliği itibariyle bir güvenlik şirketi olduğunu, hiç şüphesiz … Konakları şantiyesinde güvenliği temin etmenin davalı …. A.Ş.’nin yegane görevi olduğunu, hırsızlık olayının meydana geliş biçimiyle dahi sözleşmenin ihlal edildiğinin tespit edilebilmekte olduğunu, sözleşmenin 4. maddesinin k fıkrasında, araç giriş kapıları devamlı kilitli durumda olacağı, projenin tamamında saat 18.00 ile 08.00 arasında araç girişine müsaade edilmeyeceğinin kararlaştırılmış olduğunu, gece saatlerinde yapılan hırsızlığın meydana geldiği deponun, güvenlik görevlileri tarafından kamera ile izlenen, düzenli aralıklarla devriyeye çıkılan, gece aydınlatması bulunan, alarm sistemi bulunan, 3 vardiya – 5 bekçi şeklinde çalışan, 18.00 – 08.00 arasında araç girişine müsaade edilmeyen, ve güvenlik kulübesine yakın şantiye alanında bulunmakta olduğunu, ancak her nasıl olduysa, her güvenlik noktasında personel bulunmasına rağmen, hırsızlığın şantiye alanının içerisine kadar girebilen gri renkli araç ile gerçekleştirilebilmiş olduğunu, mesai saatleri dışında araç giriş kapılarının bir şekilde açılabilir olması yahut bu güvenlik tedbirinin ihlal edilebilir olmasının, davalı güvenlik şirketi tarafından göz ardı edilen güvenlik açığının olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu, sözleşmenin 4. maddesinin f fıkrasında; müteahhit – güvenlik şirketinin hizmetin yürütülmesi için seçeceği personelin hareket ve eylemlerinden, kontrolünden, disiplin ve güvenliğinden sorumlu olacağının kararlaştırılmış olduğunu, hırsızlık olayının meydana gelmesinde güvenlik personelinin zaafiyeti olduğunun aşikar olduğunu, söz konusu gece görev alan personelin, aracın şantiye alanına giriş yaptığını fark etmesine rağmen müdahalede bulunmamış olduğunu, üstelik, hırsızlık yapan aracın şantiye alanından çıkış yapmasına da müsaade etmiş olduğunu, davalı şirketin, güvenlik hizmetinin sunulması açısından basiretli bir tacir gibi davranmamış olduğunu, bu yönüyle güvenlik şirketinin, dava konusu hırsızlığa fırsat tanımış olduğunu, güvenlik şirketi, kusurlu personeline rücu hakkına sahipse de bunun, ikame edilen davanın konusunu oluşturmadığını, akdedilen sözleşmenin tarafı davalı güvenlik şirketi olduğundan, söz konusu hırsızlığın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu olduğunu, davalıya yönelik başkaca bir dava açılmış olup dosyanın istinafta olduğunu, arabuluculuğa başvuru yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; belirsiz alacak niteliğindeki alacaklarının şimdilik 100,00 TL’si üzerinden ödeme tarihi olan 21.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizili ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVA: Davalı ….A.Ş. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, dava dilekçesi ile sabit olduğu üzere davacı … şirketinin poliçeler kapsamında toplam 89.563,74-TL ödeme yaptığını; bunun poliçelere eşit olarak paylaştırıldığını ve hatta davaya konu ……. nolu poliçe kapsamında yaptığı 22.413,44-TL’lik ödeme için icra takibi dahi yaptığını beyan etmiş olduğunu, görüldüğü üzere davacının işbu davaya konu alacağın miktarını bırakın tespit edebilmeyi, bilmekte olduğunu, ki icra takibi de yapmış olduğunu, Türk Ticaret Kanunu uyarınca sigortalısına ödediğinden fazlasını halef sıfatıyla da olsa zarar sorumlusundan talep edemeyecek olana davacının olası zararının az olması ihtimaline binaen olsa gerek yasa hükmüne aykırı olarak belirsiz alacak davası açması kabul edilemez olduğundan işbu davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, davaya konu hırsızlık olayının meydana gelmesinde müvekkili şirketin herhangi bir kusuru mevcut olmadığı gibi müvekkilinin bu noktadaki muhatabının dava dışı iş ortaklığı olup, müvekkili şirketin davacının ödeme yaptığı …Şti. unvanlı firmaya taahhüt edilen bir güvenlik hizmeti söz konusu olmadığını, diğer taraftan mezkur zarardan müvekkilini sorumlu tutmanın da hukuken mümkün olmadığını, zira müvekkilinin şirkete atfı kabil bir kusur mevcut olmadığını, müvekkili şirket ile davacı sigortacı iş ortaklığı arasında güvenlik hizmeti verilmesi noktasında görüşmeler yapılırken dava dışı şirkete hizmetin verileceğinin yaklaşık 8.000 metrekarelik çok geniş alan ile ilgili risk analiz raporu düzenlenerek davacının sigortalısına gönderilmiş olduğunu, tacir olan davacının sigortalısının kendisine sunulan analiz raporuna rağmen kendi ihtiyaçlarını tespit etmiş ve tespit doğrultusunda müvekkilinden bir talepte bulunmuş, müvekkilinin de bu talebi yerine getirmiş olduğunu, daha da önemlisinin müvekkilinin hazırladığı analiz raporunda yer alan diğer önlemlerin hiçbirinin de alınmamış olduğunu, özellikle, dava dilekçesinde belirtilenin aksine şantiye bölgesinde kapalı devre kamera kontrol sistemi (cctv) kurulmamış olduğunu, halen dahi de mevcut olmadığını, diğer bir ifade ile müvekkili şirket personellerinin görev noktalarında iken 8.000 metrekarelik alanın diğer noktalarını görme imkanına sahip olmadıklarını, mahkememizce de yapılacak keşif esnasında da görüleceği üzere yaklaşık 8 dönümlük bir alan üzerinde bulunan ve neredeyse her yanı açık bulunan şantiye sahasının GECE sadece 2 güvenlik görevlisi ile korunmasının pek de olası olmadığını, ancak müvekkilinin tüm uyarılarına rağmen müşterisi yani davacının sigortalısının böyle olmasını istemiş, müvekkilinin de buna uymak durumunda kalmış olduğunu, nitekim müvekkilinin çalışanlarının görme ve müdahale etme olanağının bulunmadığı şantiyenin uzak noktasında dava konusu hırsızlığın meydana gelmiş olduğunu, bu hırsızlık olayından sonra müvekkili şirket tarafından bir risk analiz raporu daha düzenlenerek davacının sigortalısına sunulmuş ve alınması gereken önlemlerin daha ayrıntılı olarak bir kez daha sıralanmış olduğunu, bu rapor üzerine davacının sigortalısı bu kere şantiye sahasındaki personel sayısını arttırmış ve an itibariyle dört noktada 10 güvenlik personeli ile hizmet verilmekte olduğunu, ancak davacı şirketin sigortalısı tarafından başkaca önlem alınmamış, alanın çevresi kapatılmadığı gibi şantiye bölgesinde kapalı devre kamera kontrol sisteminin (cctv) yine kurulmamış olduğunu, olay sebebiyle davalının uğradığı zararın miktarının da 22.413,44 TL gibi fahiş bir rakam hiç olmadığını beyanla; öncelikle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine; bu taleplerinin kabul görmemesi durumunda esastan reddine; yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı iş ortaklığı adına…. A.Ş… A.Ş. Başakşehir …. Kısım …… Caddesi 810/1 Başakşehir/… adresindeki …… Konutları şantiyesi için geçerli olmak üzere 4 ayrı poliçe tanzim edilmiş olduğunu, 23.06.2017 tarihinde sigortalı işyerinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle zarar gören şirkete toplamda 89.653,74 TL hasar ödemesi yapılmış olduğunu, toplam hasar ödemesinin tanzim edilen 4 ayrı poliçeye eşit olarak paylaştırılmış olduğunu, 31.01.2016 – 30.06.2017 tarihlerini kapsar şekilde … no.lu poliçe kapsamında yapılan ödemenin Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile takibe konu edilmiş; davalı tarafından yapılan itiraz üzerine Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası kapsamında itirazın iptali davası açılmış olduğunu, davanın kısmen kabul edilmiş ve hala istinaf incelemesinde olduğunu, 03.05.2016 – 03.11.2017 tarihlerini kapsar şekilde … no.lu poliçe kapsamında yapılan ödemenin Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe konu edilmiş; davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durmuş olduğunu, işbu davanın konusunu ise iş ortaklığı adına 03.05.2016 – 03.11.2017 tarihlerini kapsar şekilde tanzim edilen …. poliçe kapsamında yapılan ödemenin oluşturmakta olduğunu, dava dışı sigortalı İş Ortaklığı’nın üstlendiği …. Projesinde taşeron olarak çalışan şirketlerinden birisinin …. Şti olduğunu, söz konusu hırsızlık olayının taşeron şirket olan …Şti.’nin deposunda gerçekleşmiş olduğunu, yukarıda izah edilen hırsızlık olayı neticesinde müvekkili (sigortacı) tarafından, 21.09.2017 tarihinde sigortalının taşeronu ….Şti.’ye poliçe kapsamında bulunan hasar kalemlerine ilişkin olarak 22.413,44 TL tutarında hasar ödemesi yapılmış olduğunu, iş ortaklığı ile davalı arasında danışma hizmetinin verilmesine ilişkin sözleşme akdedilmiş olduğunu, …. Şirketi ile dava dışı iş ortaklığı … A.Ş …. A.Ş. arasında Danışma Hizmetleri Sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, anılan sözleşmenin danışma hizmetinin verilmesine ilişkin olup tarafların hak ve yükümlülüklerini belirlemekte olduğunu, danışma hizmetinin verilmesine ilişkin akdedilen sözleşme hükümlerinin davalı şirket tarafından ihlal edilmiş olduğunu, davalı …. Limited Şirketi’nin, sözleşme hükümlerini göz ardı ederek kusurlu davranışta bulunmuş, bu yönüyle dava konusu hırsızlığın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu hale gelmiş olduğunu, hırsızlık olayının meydana geliş biçimiyle dahi sözleşmenin ihlal edildiğinin tespit edilebilecek olduğunu, mesai saatleri dışında araç giriş kapılarının bir şekilde açılabilir olmasının yahut bu güvenlik tedbirinin ihlal edilebilir olmasının, davalı şirket tarafından göz ardı edilen güvenlik açığının olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu, söz konusu gece görev alan personelin, aracın şantiye alanına giriş yaptığını fark etmesine rağmen müdahalede bulunmamış olduğunu, üstelik, hırsızlık yapan aracın şantiye alanından çıkış yapmasına da müsaade etmiş olduklarını, akdedilen sözleşmenin tarafı davalı güvenliğin sağlanmasında destek işi yapan şirket olduğundan, söz konusu hırsızlığın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu olduğunu, davalıya yönelik başkaca bir dava açılmış olup dosyanın istinafta olduğunu, işbu dava ikame edilmeden evvel Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … E. sayılı dosyasıyla, meydana gelen hırsızlık olayında bir diğer kusurlu-sorumlu …. A.Ş. aleyhine belirsiz alacak davası açılmış olduğunu, sözü geçen davanın halen derdest olup, işbu dava ile aralarında sıkı ilişki bulunmakta olduğunu, iş bu dava ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … E. Sayılı dosyasında görülen davanın aynı hasardan kaynaklandığını, dolayısıyla bahsolunan iki dava arasında bağlantı bulunduğunun, verilecek kararların birbirini etkileyecek nitelikte olduğunun aşikar olduğunu, bu nedenle de huzurdaki dava ile derdest bulunan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile görülen davanın birleştirilmesi talepleri bulunduğunu, arabuluculuk safhasında anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; işbu davanın daha önce ikame edilen ve halen derdest olan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasıyla birleştirme kararı verilmesine, belirsiz alacak niteliğindeki alacaklarının şimdilik 100,00 TL’si üzerinden ödeme tarihi olan 21.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizili ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: …Ltd. Şti. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, dava dilekçesi ile sabit olduğu üzere davacı … şirketinin poliçeler kapsamında toplam 89.563,74-TL ödeme yaptığını; bunun poliçelere eşit olarak paylaştırıldığını ve hatta davaya konu …. nolu poliçe kapsamında yaptığı 22.413,44-TL’lik ödeme için icra takibi dahi yaptığını beyan etmiş olduğunu, görüldüğü üzere davacının işbu davaya konu alacağın miktarını bırakın tespit edebilmeyi, bilmekte olduğunu, kaldı ki icra takibi de yapmış olduğunu, Türk Ticaret Kanunu uyarınca sigortalısına ödediğinden fazlasını halef sıfatıyla da olsa zarar sorumlusundan talep edemeyecek olan davacının, olası zararının az olması ihtimaline binaen olsa gerek yasa hükmüne aykırı olarak belirsiz alacak davası açması kabul edilemez olduğundan işbu davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, davaya konu hırsızlık olayının meydana gelmesinde müvekkili şirketin kusuru olduğundan bahisle müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, zira; müvekkilinin bir güvenlik şirketi olmadığını, müvekkili şirketin dava dışı iş ortaklığına sadece girişte danışma hizmeti vermiş olduğunu, davacı tarafından da zikredilen sözleşmenin açık olduğunu, buna göre müvekkili şirketin personeli şantiye sahasının dışında bulunan kamp alanının girişinde görevlendireceği personel ile karşılama, yönlendirme ve otopark düzenleme görevlerini ifa etmiş olduğunu, zaten başka türlüsünün de mümkün olmadığını, müvekkili şirketin bir güvenlik şirketi olmadığı gibi personelinin de yasanın aradığı şartları havi güvenlik personeli olmadığını, düzenlenen sözleşmede herhangi bir güvenlik sağlama taahhüdü sözkonusu olmadığını, sözleşmede sayılanların bir binanın, alanın kapısında bekleyen herhangi bir resepsiyon görevlisinin yapacağı işlerden ibaret olduğunu, bundan daha fazlası olmadığını, olay sebebiyle davalının uğradığı zararın miktarının da 22.413,44 TL gibi fahiş bir rakam hiç olmadığını, aksini yani zararının bu miktarda olduğunu iddia eden davalının bunu ispat etmesi gerektiğini beyanla; davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan usulden reddine; bu taleplerinin kabul görmemesi durumunda esastan reddine; yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının sigortalısına ait iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde davacının sigortalısına ödediği 22.413,44 TL hasar tazminatının davacının sigortalısına ait iş yerinin bulunduğu sitede güvenlik hizmeti veren esas dosya davalısına ve danışma hizmeti veren birleşen dosya davalısına rücu edilip edilemeyeceği, hırsızlık sonucu meydana gelen zarardan esas ve birleşen dosya davalılarının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davalıların hırsızlık olayında güvenlik hizmetinin veya danışma hizmetinin gereği gibi yerine getirmemesinin söz konusu olup olmadığı, bu anlamda kusurunun bulunup bulunmadığı, varsa kusur durumu ve sorumluluk miktarı, yapılan ödemenin kadri marufunda olup olmadığı hususlarındadır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, uyuşmazlığın davacının sigortalısına ait iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde davacının sigortalısına ödediği 22.413,44 TL hasar tazminatının davacının sigortalısına ait iş yerinin bulunduğu sitede güvenlik hizmeti veren esas dosya davalısına ve danışma hizmeti veren birleşen dosya davalısına rücu edilip edilemeyeceği, hırsızlık sonucu meydana gelen zarardan esas ve birleşen dosya davalılarının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davalıların hırsızlık olayında güvenlik hizmetinin veya danışma hizmetinin gereği gibi yerine getirmemesinin söz konusu olup olmadığı, bu anlamda kusurunun bulunup bulunmadığı, varsa kusur durumu ve sorumluluk miktarı, yapılan ödemenin kadri marufunda olup olmadığı tespiti için dosya üzerinde 31/05/2021 günü saat 11:00’da KEŞFEN bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Özel Güvenlik Uzmanı bilirkişi … ve Sigorta Uzmanı bilirkişi … 21/08/2021 tarihli raporlarında özetle; davalı- … A.Ş.’nin: 23/06/2017 tarihinde dava dışı sigortalıya ait inşaat alanında hırsızlık olayının meydana gelmesinde, sözleşme imzalamadan önce inşaat alanı ile ilgili olarak hazırlamış olduğu risk analiz raporlarında inşaat sahasındaki güvenlik personeli yetersizliğinden dolayı (9) güvenlik personeli takviyesi gerektiğini belirttiğini, ancak (6) özel güvenlik personeli ile inşaat alanında hizmet vermeye çalıştığını, 5188 sayılı yasa ve uygulama yönetmeliği kapsamında koruma ve güvenlik görevini gerektiği şekilde yerine getirmediğini, koruma ve güvenliğini üstlendiği inşaat alanında bulunan can ve mal güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak, inşaat alanı giriş-çıkış noktasındaki görevli personelin kontrol görevini eksik yapması, güvenlik personelinin görev alanındaki risklere göre eğitmemesi nedeniyle, inşaat alanında oluşan güvenlik zafiyeti nedeniyle dava dışı sigortalıya ait malzemelerin hırsızlık sonucu çalınması olayının meydana gelmesinde davalı güvenlik şirketinin %40 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmış olduğunu, Davalı- …. Şti.’nin: Koruma ve Güvenlik yetkisi bulunmadığı halde dava dışı sigortalı inşaat firması ile imzalamış olduğu Danışma Hizmetleri Sözleşmesi kapsamında inşaat alanında koruma ve güvenlik hizmetleri görüntüsü veren bir kısım hizmetleri üstlendiğini, hırsızlık olayını gerçekleştiren şahısların içinde bulunduğu aracın danışma görevlilerinin de görev yaptığı kapılardan inşaat alanına giriş ve çıkış yaptığı anlaşıldığından dolayı, dava dışı sigortalıya ait inşaat alanında meydana gelen hırsızlık olayında …. Ltd. Şti.’nin %20 oranında kusurunun bulunduğu kanaati hasıl olduğunu, Dava dışı …. A.Ş.’nin: Dava dışı sigortalı inşaat şirketinin, inşaat alanının korunması konusunda; inşaat alanı ile ilgili risk analiz raporunda da belirtilen riskleri gidermemesinin, inşaat giriş çıkışlarında engelleyici (bariyer, turnike vb.) sistemlerin bulunmaması, CCTV sisteminin (kamera ve monitör gibi) kurulmaması, mevcut kamera görüntülerinin anlık olarak güvenlik personeli tarafından 7/24 saat süreyle izlenmesi için gerekli sistemleri kurmamasının yanında, ayrıca eksik güvenlik personeli istihdam edilmesinin de etkisiyle meydana gelen güvenlik zafiyeti sonucu inşaat alanında hırsızlık olayının meydana gelmesinde, dava dışı sigortalı inşaat şirketinin de %40 oranında sorumluluğunun olduğu kanaatine varılmış olduğunu, Davacı tarafça, hırsızlık olayı sonucu ekspertiz incelemesi yapılmış olup, 21.09.2017 tarihinde 22.413,44-TL ödenerek sigortalının haklarına halef olunduğu ve tespit edilerek ödenen tutarın kadri marufunda olduğunu, davalı …. A.Ş.’nin %40 kusuruna isabet eden tazminat tutarının 8.965,376 TL den sorumlu olacağını , davalı … Ltd. Şti.’nin %20 kusuruna isabet eden 4.482,688 TL den sorumlu olacağını bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyetine elektrik elektronik mühendisi dahil edilerek davacı … şirketinin yapmış olduğu ödemenin kadri marufunda olup olmadığının tespiti ile taraf itirazları irdelenerek ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, Özel Güvenlik Uzmanı bilirkişi …, Sigorta Uzmanı bilirkişi … ve Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi …. 22/01/2022 tarihli raporlarında özetle; Davalı- 1 … A.Ş.’nin: 23/06/2017 tarihinde dava dışı sigortalıya ait inşaat alanında hırsızlık olayının meydana gelmesinde, sözleşme imzalamadan önce inşaat alanı ile ilgili olarak hazırlamış olduğu risk analiz raporlarında inşaat sahasındaki güvenlik personel yetersizliğinden dolayı (9) güvenlik personeli takviyesi gerektiğini belirttiğini, ancak (6) özel güvenlik personeli ile inşaat alanında hizmet vermeye çalıştığını, 5188 sayılı yasa ve uygulama yönetmeliği kapsamında koruma ve güvenlik görevini gerektiği şekilde yerine getirmediğini, koruma ve güvenliğini üstlendiği inşaat alanında bulunan can ve mal güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak, inşaat alanı giriş-çıkış noktasındaki görevli personelin kontrol görevini eksik yapması, güvenlik personelinin görev alanındaki risklere göre eğitmemesi nedeniyle, inşaat alanında oluşan güvenlik zafiyeti nedeniyle dava dışı sigortalıya ait malzemelerin hırsızlık sonucu çalınması olayının meydana gelmesinde davalı güvenlik şirketinin %40 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmış olduğunu, Davalı- 2 …. Şti’nin: koruma ve güvenlik yetkisi bulunmadığı halde dava dışı sigortalı inşaat firması ile imzalamış olduğu Danışma Hizmetleri Sözleşmesi kapsamında inşaat alanında koruma ve güvenlik hizmetleri görüntüsü veren bir kısım hizmetleri üstlendiğiNİ, hırsızlık olayını gerçekleştiren şahısların içinde bulunduğu aracın danışma görevlilerinin de görev yaptığı kapılardan inşaat alanına giriş ve çıkış yaptığı anlaşıldığından dolayı, dava dışı sigortalıya ait inşaat alanında meydana gelen hırsızlık olayında …. Şti.’nin %20 oranında kusurunun bulunduğu kanaati hasıl olduğunu, Dava dışı …. A.Ş.’nin: Dava dışı sigortalı inşaat şirketinin, inşaat alanının korunması konusunda; inşaat alanının korunması konusunda; inşaat alanı ile ilgili risk analiz raporunda da belirtilen riskleri gidermemesi, inşaat giriş çıkışlarında engelleyici (bariyer, turnike vb.) sistemlerin bulunmaması, CCTV sisteminin (kamera ve monitör gibi) kurulmaması, mevcut kamera görüntülerinin anlık olarak güvenlik personeli tarafından 7/24 saat süreyle izlenmesi için gerekli sistemleri kurmamasının yanında, ayrıca eksik güvenlik personeli istihdam edilmesinin de etkisiyle meydana gelen güvenlik zafiyeti sonucu inşaat alanında hırsızlık olayının meydana gelmesinde, hırsızlık olayının meydana gelmesinde, dava dışı sigortalı inşaat şirketinin de %40 oranında sorumluluğunun olduğu kanaatine varılmış olduğunu, 21/08/2021 tarihli KÖK raporda da belirtildiği gibi; olayın oluş biçimi tüm detaylarıyla birlikte irdelendiğinden, bu defa davacı ve davalıların itirazları yeniden incelenmiş ve yeniden değerlendirme yapılarak, KÖK rapordaki tarafların sorumlulukları konusunda herhangi bir değişikliğe gidilmemiş olduğunu, davacı tarafça, hırsızlık olayı sonucu ekspertiz incelemesi yapılmış olup 21.09.2017 tarihinde 22.413,44-TL ödenerek sigortalının haklarına halef olunduğunu ve tespit edilerek ödenen tutarın kadri marufunda olduğunu, davalı …. A.Ş.’nin %40 kusuruna isabet eden tazminat tutarının 8.965,376 TL den sorumlu olacağını, davalı …. Şti.’nin %20 kusuruna isabet eden 4.482,688 TL den sorumlu olacağını bildirmişlerdir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, dosyanın incelenmesinde; dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunda özetle; … A.Ş.’nin …. İnşaat – …. Malz.- Bordo Yatırım -…. İş Ortaklığı ile sözleşme imzalayarak, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ile Yasanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre özel güvenlik hizmeti verdiği ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 7.maddesinin a) fıkrasına göre; Koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini detektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme görevi olduğu ve bu hususların imzaladığı Özel Güvenlik Hizmet Alım Sözleşmesinde belirtildiği halde; emniyet ve güvenliğini sağlamayı taahhüt ettiği inşaat sorumluluk alanında, müşteki …’ın 24.06.2017 günü saat:21.35 sıralarında … Polis Merkezinde verdiği ifadesinde, sabah iş başı yaptığı vakitlerde, depolara gidip baktığında, depo kilitlerinin kırılmış olduğunu içeride bulunan malzemelerin dağıtılmış vaziyette olduğunu ve yaptığı incelemede, Polis Merkezindeki ifadesinde yer alan malzemelerin çalındığını izlediği kamera kayıtlarından siteye giren gri renkli …. marka bir aracın hırsızlık yaptığını anladığını, şantiye alanına girerek hırsızlık yapan faili meçhul şahıslardan ve şantiyede 23.04.2017 günü gecesi çalışan güvenlik personelinden de güvenlik zaafiyeti olduğundan dolayı davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği, işe başlamadan risk analizi yaparak hizmetin gereklerinin belirlendiği halde, belirtilen eksikliklerin giderilmeden, sözleşme yapılarak güvenlik hizmeti verilmeye başlandığı, ikinci risk analizi raporunun hırsızlıktan sonra 26.07.2017 tarihinde hazırlandığı, görevli ….’ın ifadesinde, “kahvaltı yapmak için yemek yediğimiz yere gitmiştim, danışmanlık noktasını yine orada puantör olarak çalışan … isimli şahsa bırakarak oradan ayrıldım.”…’ nın ifadesinde, “Yemekhaneye giderek bir çay aldım” şeklinde beyanlarda bulundukları, görevlilerin ifadelerinde geçen aracın, hafriyat şoförlerini taşıyan gri renkli … marka araç olduğu ve sivil araçların içeri giriş çıkışları yasak olduğu için, dışarı çıkarıldığı ancak hırsızlık olayı ile ilgili olarak, araç ile içeri giren ve hırsızlık yapan şahıslarla ilgili herhangi bir bilgilerinin olmadığını beyan ettikleri, bu şekilde, hırsızlık olayı ile ilgili, koruma ve güvenlik sağlama görevinin aksadığı, dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi özen yükümlülüğüne de uymayarak, görev alanı içinde kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyette koruma ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu olduğu halde, iş yerinden hırsızlık olayının meydana gelmesine engel olunamadığı anlaşıldığından, … A.Ş.’nin; meydana gelen olayda % 70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, dava dışı …. İnşaat – …. Yapı Malz.- …. – …. – … İş Ortaklığının; … A.Ş. ile inşaat alanı güvenliğinin sağlanması konusunda 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ile Yasanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre sözleşme imzaladığı, ancak sözleşmede Yüklenici özel güvenlik şirketinin sorumluluk alanı belirlenirken, güvenlik şirketi ile tam mutabakata varılmadığı ve kamp alanı çevresinin çevrili ve CCTV kameralı olduğu halde hırsızlığın meydana geldiği şantiye alanının şantiye bölgesinde çevre güvenlik sisteminin yeterli düzeyde olmadığı ve şantiye alanının CCTV kamera sisteminin olmadığı, hırsızların dosya kapsamında izah edilen değerli ve ederi yüksek malzemelerin saklandığı depo kapısının kilidini kırarak malzemeleri çaldığı bu şekilde, fiziki olarak, şantiyenin çevre güvenliğinin tam ve muhkem olarak alınmadığı anlaşıldığından, dava dışı … İnşaat – …. … Malz.- …. – …. – … İş Ortaklığının; meydana gelen olayda % 30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, çalınan emtialara ilişkin alış faturaları tek tek incelenmiş, dava konusu hasar bedeli hesap edilirken satın alma fiyatlarının baz alındığı, iskonto oranlarının uygulandığı, fatura alış tarihlerine göre eskime tenzil edilerek olay tarihi itibariyle ki toplam hasar tespitinin yapıldığının tespit edilmiş olduğu, hasar tespitinde değerlendirmeye alınan birim fiyatların kadri marufunda olduklarına, davacı … şirketinin TTK 1472 madde gereğince sigortalısının haklarına halef olduğu, dava dışı sigortalısına yaptığı 22.413,44 TL hasar tazminatının, davalı firmanın %70 kusuru oranınca 15.689,40 TL’sini davalı firmadan ödeme tarihi olan 21.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edebileceğinin bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 14/0/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebinin 13.448,064 olarak artırdığı ve harcını ikmal ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde esas ve birleşen dosyaların ayrı ayrı ele alınması gerekmektedir. Buna göre esas dosyanın hasar ödemesi nedeni ile rücuan tazmin talebine ilişkin olduğu görülmektedir. Hasar ödemesinin konusu 23.06.2017 tarihinde sigortalı iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayına ilişkindir. Aynı hasar ödemesine ilişkin dört ayrı poliçenin tanzim edildiği ve poliçelerden birinin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasına konu edildiği ve Mahkemesince verilen kararın kesinleştiği görülmüştür. Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasının aynı hırsızlık olayına ilişkin olduğu ve taraflarının işbu esas dosya tarafları ile aynı olduğu görülmektedir. Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalının (esas dosya davalısının ) % 70 oranında kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Mahkememizce yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ise davalının (esas dosya davalısının ) % 40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında, işbu dosyada birleşen dosya davalısının davalı olarak yer almadığı, kusur oranının birleşen dosya davalısının olaya etkisi düşünülmeden kusur raporu düzenlenmiş olduğu düşünülmüş ve bir an birleşen dosya davalısının kusurunun da hesaplanması gerektiği düşünülmüş ise de, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyasında dava dışı sigortalının % 30 oranında kusurlu bulunduğu, Mahkememiz iş bu dosyasında ise % 40 oranında kusurlu bulunduğu ve davacı vekilinin talebini 13.448,064 (22.413,43 TL * % 60 ) TL olarak arttırmış olduğu görülmektedir. Mevcut durum itibari ile taleple bağlılık ilkesi göz önünde bulundurularak dava dışı sigortalının % 40 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.Her ne kadar kısa kararda davacı tarafın faiz talebine ilişkin hüküm kurulmadığı görülmüş ise de, hükümde bu halde açıklık bulunacağı, 28/07/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazedete yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik kapsamındaki HMK 305/A gereğince hükmün tamamlanması yoluna gidilerek ikinci satıra “21.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte” ibaresinin eklenmesine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Birleşen dosya yönünden yapılan incelemede ise; dava dilekçesi ekinde sunulan Koruma ve Güvenlik Müteahhitlik sözleşmesinin incelenmesinde sözleşmenin taraflarının dava dışı sigortalı ve esas dosya davalısı olduğu, birleşen dosya davalının sözleşmenin tarafı olmadığı, buna göre birleşen dosya davalısının tarafı olmadığı sözleşme nedeni ile meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı kanaati ile açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
ESAS DOSYA YÖNÜNDEN AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE;
-13.448,064 TL’nin “21.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte” esas dosya davalısından tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,
1-Alınması gereken 918,64 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL peşin harç ile 228,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 282,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 636,24 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin 1/2’sine tekabül eden 680,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 108,80 TL ile tamamlama harcı 228,00 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 3.322,40 TL olmak üzere toplam 3.659,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
BİRLEŞEN DOSYA YÖNÜNDEN AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
6-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin 1/2’sine tekabül eden 680,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
8-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/10/2022
Katip ….
¸

Hakim ….
¸