Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/424 E. 2020/401 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/424
KARAR NO : 2020/401

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
DAVA TARİHİ : 23/01/2019
KARAR TARİHİ : 08/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2020

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine Bakırköy …. Asliye Hukuk mahkemesinde açılan ve verilen görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilen iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile müvekkili … arasında Küçükçekmece …. Aile Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında; maddi, manevi tazminat ile nafaka ve mal paylaşımı konulu bir boşanma davası görüldüğünü, davalı … aleyhine boşanma davasının 28/11/2018 tarihinde açıldığını, Küçükçekmece …. Aile Mahkemesi tarafından aynı gün tensip ile davalı … adına kayıtlı evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazlara ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, bunun üzerine davalı …’in boşanma ve mal paylaşımı davası sonunda müvekkilin hak kazanacağı tazminat, nafaka ve evlilik birliğinde edinilen aile konutundan alacağı katkı payı alacağının önüne geçmek amacıyla ihtiyati tedbir konulan taşınmazları cebri icra yoluyla satmak için muvazaalı olarak davalılardan …’a 450.000,00-TL tutarlı seneti imzalayarak verdiğini, senede eski tarih atılarak sözde eskiye dayalı bir borç alacak ilişkisi izlenimi yaratılmaya çalışıldığını, bu senedin borç alacak izlenimini artırmak amacıyla davalılardan …’e ciro edildiğini, bunun üzerine davalılardan …, 07.12.2018 tarihinde Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinden senede dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, mahkemenin … D. İş sayılı dosyası gereğince de, … adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallara ihtiyati haciz konulduğunu, daha sonra Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında icra takibi yapılarak Asliye Ticaret Mahkemesinin ihtiyati haciz kararı gereğince müvekkilinin evlilik birliği içerisinde edinmiş olduğu taşınmaza haciz tesis edildiğini, davalılardan …’in sigortalı olarak bir şirkette işçi vasfında çalışan, düşük gelirli bir kişi olduğunu, kendisinin 450.000,00-TL’lik bir borç altına girmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yapılan muvazaalı işlemin temel sebebinin müvekkilin açmış olduğu boşanma ve mal paylaşımı davası nedeniyle edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince aile konutundan hak kazanacağı katkı payı alacağının önüne geçerek müvekkilinin hiç bir hak alamamasını sağlamak olduğunu, nitekim davalıların birlikte organize ettiği ihtiyati haciz talebiyle açılan dava, boşanma davasının açılmasından sadece 9 gün sonra gerçekleştiğini beyan ederek Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı İcra takibi ile takibe konu senedin iptal edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar adına usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiştir.
Davalı … vekili 21/02/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı …’in, bono borçlusu …’i tanımadığını, müvekkili …’in iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, bonoyu lehtar …’tan ciro ile devraldığını, devralmasının sebebinin, lehtar ….’a 2017 yılında satımı olduğu Küçükçekmece …. … parsel …. numaralı lüx daireden müvekkilinin alacağı olduğunu, alacağını keşideci … ve lehtar …’den henüz alamadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili 09/04/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın, davacı … ile davalı … arasında danışıklı olarak açıldığını, davalı …’in dolandırıcılık/hırsızlık ile suçlayan işvereni tarafından elindeki taşınmazları almasın diye açıldığını, davacı ile davalı …’in boşanmaya çalışıyor gibi gösterip …. adına kayıtlı olan malların haciz olmasını ve satılmasını engellemeye çalıştıklarını, davacının eşi …’in arkadaşı olduğunu ve ….de ortak bir tarla alacağını belirterek kendisinden kullanmak üzere 450.000,00-TL aldığını, ancak geri ödele yapmayınca garanti olsun diyerek dava konusu 30/06/2017 vadeli 450.000,00-TL’lik bonuyu verdiğini, ancak borcunu ödemediğini,….’in işyerinden hırsızlık suçlamasıyla atıldığını, hakkında savcılık soruşturması açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı … herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış, ancak 21/11/2019 tarihli duruşmadaki beyanında, davalılar … ve …’i tanımadığını, … isimli şahsın işyerinde çelik kapı montaj işinde çalışırken eşinin boşanma davası açması üzerine patronunun, eşinden mal varlıklarını, evini ve arsasını kurtaracağını söyleyerek 450.000,00-TL senet düzenleyip kendisine imza attırtığını, ancak senedin imzaladıktan bir süre sonra kendisini işten çıkardığını, daha sonra da senedi icraya koyduğunu, patronu ile görüşmeye gittiğinde işyerinde 2.500.000,00-TL’lik kapısının kayıp olduğunu ve davalıdan şüphelendiğini, elinde delil olmadığı için uyanmasın diye senet imzalattığını söylediğini, daha sonra da davalıdan şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekili, davalılardan … ile müvekkili arasında devam eden boşanma davası nedeniyle davalının mallarına tedbir konduğunu, davalının mallarının cebri icra yoluyla satılmasını önlemek amacıyla muvazaalı olarak davalılardan …a 450.000 TL tutarlı senet imzalayarak verdiğini, senedin davalılardan …’e ciro yolu ile devredildiğini, …’in bu senede istinaden Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını belirterek icra takibine konu senedin iptali ile takibin durdurulmasını talep etmiş olup dava mahiyeti itibariyle muvazaa nedeniyle sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir,
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
İİK’nın 142/1. maddesinde “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 04.06.2013 tarih ve 3440 E., 3763 K; 15.09.2014 tarih ve 2019 E., 5643 K; 15.10.2014 tarih ve 1764 E., 6313 K; 09.11.2015 tarih ve 2014/8014 E., 2015/7134 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın) HMK’nın 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:738)
Somut olayda, muvazaa iddiasına konu belge kambiyo senedi ise de, davacı ile davalılar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın davalılardan … ile diğer davalı Muhammed Bektaş arasında düzenlenen bononun muvazaalı olup olmadığı iddiası noktasında toplandığı, davanın mahiyeti itibariyle sıra cetveline muvazaa nedeniyle itiraz niteliğinde olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi, 14/06/2016 tarih, 2015/5462 Esas. 2016/3651 karar sayılı ilamı ) gözetilerek mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu tespitine, mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının istinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın HMK’nun 115/2 , HMK’nun 114/1-c maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
1-Davaya bakmaya görevli mahkemenin Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının istinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
4-HMK nun 331/2.maddesi gözetilerek davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan yargılama inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 09/07/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır