Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 E. 2021/390 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/421 Esas
KARAR NO : 2021/390

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Taraflarınca davalı/borçlu aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün…… Esas sayılı dosyası tahtında ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrine karşı 30.12.2019 tarihinde borçlu vekilince itiraz edildiğini, itiraz üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, işbu sebeple huzurdaki davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, müvekkil davacı şirketin ……. Temizlik ve Gıda Maizeme/eri-…… unvanlı şahıs firması ile cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki içerisinde davalı tarafından 05.09.2019 tarihinde mail order (kredi kartı numarasının sistem üzerinde girilmesi) yöntemi ile cari hesaba istinaden ödeme yapılacağı bildirildiğini, bu bağlamda …… adlı dava dışı bir şahıs adına kayıtlı kredi kartından 9.500,00 TL ve 9.626,00 TL olarak iki parça şeklinde ödeme yapıldığını, gelişen süreçte, davalı tarafça (üçüncü şahsın kredi kartı kullanılarak) yapılan ödemelere istinaden müvekkilinin firmaya ……. Bankası tarafından ulaşılmış ve söz konusu kredi kartı ödemelerinin müşterinin bilgisi dışında yapılması sebebiyle iadesinin talep edildiğini, müvekkili firmanın da söz konusu ödemeleri iade ettiğini, yapılan iade/iptal işlemi üzerine davalının cari hesap ekstresinde de söz konusu ödemeler düşüldüğünü, davalının müvekkiline 19.159,20 TL (faiz hariç) borcu bulunduğunu, bu nedenle davalarının kabulü ile borçlunun icra dosyasında vaki itirazının iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalının, üçüncü şahsa ait kredi kartı ile yapmış olduğu ödemelerin müvekkilince bankaya iadesinin gerçekleştirildiğini biliyor olmasına rağmen dava konusu itirazını icra dosyasına sunduğunu, bu durum davalının kötü niyetini ve müvekkilinin davacının alacağına kavuşma sürecini uzatmak kastı ile hareket ettiğini ortaya koyduğunu, yalnız bu nedenle dahi davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, borçlu ile dava konusu hususlara ilişkin olarak dava şartı arabuluculuğa ilişkin görüşmeler Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun ……. başvuru numarası ile başlatıldığını, davalı tarafça arabulucunun yetkisine itiraz edilmesi üzerine Bakırköy ……. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyasından “para borcundan doğan uyuşmazlıklarda bu tür borçlar götürülecek borçlardan olması hasebiyle alacaklının yerleşim yerinde bulunan mahkemeler de davaya bakmakla yetkilidir.” şeklinde hüküm tesis edilerek huzurdaki uyuşmazlık bakımından Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu hüküm altına alındığını, bu karar üzerine yürütülen arabuluculuk görüşmeleri ise uzlaşamama ile sonuçlandığını, beyanla, davanın kabulü ile borçlunun Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasında vaki itirazının iptaline, borçlu/davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı yan üzerinde bırakılmasına, karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında süregelen ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davacıdan temizlik malzemesi satın almakta olduğunu ve ücretini ödemekte olduğunu, yapılan bu alım satım ve mal tesliminin usulüne uygun olduğunu müvekkili tarafından teslim alınan mallara ilişkin ödenmeyen herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının sipariş edilen malları ……. Kargo ile göndermekte olduğunu süregelen ticari ilişkide bu kargo üzenden malzemeler müvekkili firmaya teslim edildiğini, ancak davaya konu malzemelerin …… kargo üzerinden gelmediği gibi hiçbir şekilde müvekkili firmaya teslim edilmediğini, davacı tarafından faturaya konu malların müvekkile teslim edilmeksizin bedelinin tahsil edilmeye çalışıldığını, belirli miktar temizlik malzemesi satın almak istediğinden bahisle ……Gıda yetkilisi olduğunu iddia eden şahısın müvekkili firma ile görüşme sağladığını, müvekkilinin ise elinde talep edilen miktarda temizlik malzemesi olmadığını ancak İstanbuldaki firmaya sipariş vererek temin edebileceğini ve bu şekilde satış yapabileceğini belirttiğini, yapılan bu görüşmeden sonra davacı firma ile görüşme sağlandığını ve istenilen malları sipariş ettiğini, müvekkili firmanın ……’da faaliyet gösterdiğini ancak davacı firmanın İstanbul’da faaliyet gösterdiğini ve ödeme ile teslimin İstanbul’da gerçekleştiğini, ……Gıda yetkilisinin müvekkili firmayı aradan çıkararak davacı firma ile birebir irtibat kurduğunu ve malları davacı firmadan teslim alıp ödemeyi yaptığını, yapılan bu işlemden müvekkili firmanın sonradan haberinin olduğunu, davacı firma her ne kadar müvekkili firmaya karşı böyle bir fatura kesmiş olsa dahi ……Gıda ile birebir ticari ilişki kurmuş olup , bu hususta taraf sıfatlarının olmadığını, ödeme ve malların tesliminde müvekkili firmanın adının bulunmadığını, …… Gıda’nın sipariş ettiği malları almaktan vazgeçtiği ve kendisinin de İstanbul’da bulunduğunu belirterek davacı firmadan direkt olarak temin ettiğini belirtmesi üzerine müvekkili firmanın kesmiş olduğu faturayı iptal ettiğini, davacının müvekkili firmaya kesmiş olduğu faturaya istinaden sipariş verilen malları göndereceğini, veya faturayı iptal edeceğini belirtmiş olmasına rağmen, ödemede sıkıntı yaşadığını belirterek bedeli tahsil etmek için iptal etmediğini, bu sebeple husumet itirazlarının bulunduğunu beyanla, haksız açılan iş bu davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında yer alan cari hesap ilişkisi gereği davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, taraflar arasındaki düzenlene faturalara konu borcun bulunup bulunmadığı, borcun bulunması halinde miktarın tespitine ilişkin hususlarındadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek SMMM bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, SMMM bilirkişisi …….’den alınan 08/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında taraflar arasında akdedilen yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap bakiyesini oluşturan faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 19.126,80 TL alacaklı durumda olduğu, Sayın Mahkemenizce HMK 219-222 maddeleri çerçevesinde ihtaratta bulunulmasına rağmen, davalı yan inceleme katılmamış ve defter ibrazında bulunmamış olup, bu nedenle davalı defterleri üzerinde taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisini tespit etmenin mümkün olmadığı, davacı vekili söz konusu fatura bedelinin davalı adına 3. kişi ……’ün kredi kartından 9.520,00 TL ve 9.626,00 TL olarak çekildiğini, ancak 3. Kişinin bankaya rızası dışında bu paranın çekildiğini ifade ettiğinden söz konusu tutarların iade edildiğini iddia ettiği, davalı vekili ise söz konusu faturanın muhteviyatını oluşturan ürünlerin, davacı tarafından müvekkiline teslim edilmediğini iddia ettiği, dosya kapsamında yapılan incelemede davacı tarafından davalıya düzenlenen 05.09.2019 tarihli, ……. numaralı ve 19.126,80 TL tutarındaki faturanın muhteviyatını oluşturan ürünlerin davalıya teslimine ilişkin herhangi bir veriye rastlanılmadığından bu aşamada davacının bu ürünleri teslim ettiğinin ispata muhtaç olduğu değerlendirilmiş olup, bu fatura yönünden davacının teslim edimini yerine getirip/getirmediği hususunun takdirinin ve hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, Sayın Mahkemece davacının talebinin kabulü halinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan talep edebileceği tutarın 19.126,80-TL olabileceği, aksi halde davacı talebinin mümkün olmadığı kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı dosyada alınan bilirkişi raporu hep birilikte değerlendirilmesinde; Dava, cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olup dosya kapsamında taraflar arasında akdedilen yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı anlaşılmış olup davacı taraf 05.09.2019 tarihli, ….. numaralı ve 19.126,80 TL tutarındaki faturanın muhteviyatını oluşturan ürünlerin davalıya teslimine ilişkin herhangi bir delil dosyaya sunmadığı gibi söz konusu faturanın davalıya tebliğine ilişkinde bir delil de dosyaya sunmamış olup davacının davasının ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL peşin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 231,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 172,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır