Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/410 E. 2020/714 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/410 Esas
KARAR NO : 2020/714

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2015

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ 2016/890 ESAS 2016/688 KARAR SAYILI DAVADA

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2016
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Davacı şirketin kargo taşımacılığı yaptığını ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacı yirketin alacağının takip dayanağı fatura ile sabit oludğunu bu sebeplerle haksız yapılan itirazın iptalini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının yurt içi nakliye davalının yurt dışı nakliye işlemlerini yaptığını ve cari hesap sistemi ile çalıştıklarını, davacının davalıya yanlış malları teslim ettiğini ve bunu yurt dışına çıkış işlemi gerçekleştikten sonra davalıya haber ettiğini çıkış işlemi gerçekleştiği için bu aşamada yapacak birşey olmadığını, malların Bosna Gümrük müdürlüğünde yanlış olduğunun fark edilerek 2 palet halinde iade edildiğini, davalının ticari itibarının zedelendiğini, davalının malları Bosna’ya kadar götürüp getirmiş olmasına rağmen alması gereken navlun bedellerini alamadığını, davacının yanlış yaptığı nakliye bedelini talep ettiğini bu sebeple davacının davasının ve taleplerinin tamamen haksız olduğunu, davanın reddinin gerektiğinden bahisle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA ; Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2016/890 ESAS 2016/688 KARAR SAYILI DAVADA;

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;davacının yurt içi nakliye davalının yurt dışı nakliye işlemlerini yaptığını ve cari hesap sistemi ile çalıştıklarını, davacının davalıya yanlış malları teslim ettiğini ve bunu yurt dışına çıkış işlemi gerçekleştikten sonra davalıya haber ettiğini çıkış işlemi gerçekleştiği için bu aşamada yapacak birşey olmadığını, malların Bosna Gümrük müdürlüğünde yanlış olduğunun fark edilerek 2 palet halinde iade edildiğini, davalının ticari itibarının zedelendiğini, davalının malları Bosna’ya kadar götürüp getirmiş olmasına rağmen alması gereken navlun bedellerini alamadığını davacının zarara uğradığını, aynı konuda davalı tarafından nakliye bedeline ilişktin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, sayılı dosyasında dava görüldüğünü, dosyalar arasında irtibat bulunduğunu belirterek dosyaların birleştirilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla 7.902,82 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; TTK 855.maddeye göre, bu kitap hükümlerine tabi taşımalar nedeniyle oluşan zararlar bir yılda zamanaşımına uğradığını, Bu süre (2).bente göre eşya taşımasında eşyanın gönderilene teslimi tarihinden başladığını bu nedenle dava dilekçesindeki talepler, haklı olsalar bile zamanaşımına uğradığını,birleşen davanın konusu maddi tazminat olup hesap edilerek ve müvekkilimiz şirketten ya da başka yerden istenerek tespit edilecek değerlere göre hesap edilecek bir durumu bulunmamaktadır. bu nedenle işbu maddi tazminat talepli birleşen davanın gümrük müdürlüğü ve ithalatçı firmadan celp edilecek belgelerden sonra tespit edileceği iddiası ile belirsiz alacak ya da kısmi dava olarak açılmasının usulsüz olduğunu,davalı şirketin, yurt dışına taşımak üzere teslim aldığı emtiayı kontrol ederek teslim alması gerektiğini,talep olunan sözde zarar iddiası belgelendirilmedığını, diğer taraftan sözde yanlış giden emtianın yerine doğrusunun gönderilmesi için her halukarda bir kez navlun zaten ödeneceğinden davacının bu yönden bir zararının da bulunmadığından bahisle maddi ve hukuki dayanağı olmayan birleşen dava dilekçesinin reddine, haksız dava nedeniyle %20’den az olmayacak kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesini,Esas davamızın kabulüne ve karşı tarafın Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin devamına ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini esas ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı yargılama ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl dava kargo taşımacılığı işi nedeniyle alacaklı olduğundan bahisle başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen dosyada uyuşmazlığın, dava dışı … Pompa AŞ tarafından Bosna’ya ihraç edilen malların İstanbul’dan Bosna’ya taşınması işini üstlenen birleşen dosya davacısının yanlış malların yüklenmesi işleminden kimin sorumluluğunun bulunduğu, davacının bu sebeple zarara uğrayıp uğramadığı, zarara uğramış ise miktarı ve bu zararın davalı tarafından tazmininin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Davacı şirketin yerleşim yeri itibariyle talimat yoluyla bilirkişi raporu tanzimi talep edilmiş olup, tanzim olunan bilirkişi raporunda, 14/01/2015 icra takip tarihi ve 09/12/2015 dava tarihi itibariyle davacının defter kayıtlarında davalıdan 5251,00 TL cari hesap alacağı bulunduğu, icra takibine konu asıl alacak tutarının 354,00 TL’lik kısmının 13/09/2014 tarihli faturadan kaynaklanan dava dışı … Pompa şirketinin 2 palet dava konusu malının taşıma hizmetine ait olduğu, kalan 4.897,00 TL’ik kısmın ise dava konusu taşıma işi dışında kalan cari hesap işlemlerinden kaynaklandığı, 354,00 TL’lik faturanın davalı defter kayıtlarında mevcut olmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Birleşen dosya davacısının iddialarının değerlendirilmesi bakımından dosya kül halinde taşıma bilirkişisi ve SMM bilirkişisine tevdi edilmiş olup tanzim olunan bilirkişi raporunda, birleşen dosya davacısı tarafından sunulan defterlerin sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, asıl davanın davacısının takip tarihi itibariyle 4.877,00 TL alacaklı olduğu, davalının katlandığı zararı davacı yana yansıtmakta haklı olduğu, zira parsiyel yük taşıması yapan davacının ihraç malını karıştırdığı için malın mahrece geri iade edildiği, gidiş ve dönüşte navlun kaybına yol açtığı, bunun sorumluluğunun İzmir-İstanbul taşımasında hatayı yapan davacının üstünde olduğunu, dosyada mübrez asıl dava davacısının hesap ekstresi ile karşılaştırıldığında taraflar arasındaki hesap farkının 13/09/2014 tarihindeki asıl dava davacısının faturasını davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığını, söz konusu faturanın birleşen dosyadaki taşıma işine ilişkin olduğu, bu itibarla asıl davada davacının asıl dava bakımından cari hesap bakiyesi kaynaklı olarak 4.877,00 TL alacaklı olduğunu, birleşen davada davalı birleşen dava davacısının yanlış taşıma dolayısıyla ödenmesi gereken 1750 euro karşılığı 5802,82 TL navlun bedelini davacı birleşen dosya davalısından talep edebileceği belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki taşıma ilişkisine göre, dava dışı … Pompa AŞ tarafından Bosna’ya ihraç edilen malların İstanbul’dan Bosna’ya taşınması işi birleşen dosya davacısı tarafından, aynı malların İzmir’den İstanbul’a taşınması işini ise asıl dosya davacısı üstlenmiştir. Toplam 2 palet ve 297 kg olan malların asıl davada davacı şirketin adresine 13/09/2014 tarihinde teslim edildiği, malların davacı şirket tarafından Bosna’ya taşındığı, taşınan malın yanlış mal olması sebebiyle Bosna’da gümrük girişine izin verilmeyerek mahrece iade edildiği sabittir. Davacı kendi hatası ile gerçekte ihracı yapılan malı değil, başka malı davalıya taşımış ve davalının da yanlış mal taşımasına sebebiyet vermiştir. Davalı ise malı taşıdıktan sonra geri getirmek zorunda kaldığından gerçek bir taşımadan sözetmek mümkün değildir. Taşınan malın içeriğini denetlemekle yükümlü olmayan davalı bu taşımadan kaynaklı navlun ödemekle yükümlü değildir. Davalı birleşen dosya davalısı ile yanlış eşyanın taşınması ve mahrece iadesinden kaynaklanan zararı davacı-birleşen dosya davalısına yansıtmıştır. Tanzim olunan bilirkişi raporları ile taraflar arasındaki hesap farkının 13/09/2014 tarihindeki asıl dava davacısının faturasını davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, söz konusu faturanın birleşen dosyadaki taşıma işine ilişkin olduğu, davacının bu faturadan kaynaklı bedeli talep edemeyeceği bu itibarla asıl davada davacının asıl dava bakımından cari hesap bakiyesi kaynaklı olarak 4.877,00 TL alacaklı olduğu, birleşen davada davalı birleşen dava davacısının yanlış taşıma dolayısıyla ödenmesi gereken 1750 euro karşılığı 5802,82 TL navlun bedelini davacı birleşen dosya davalısından talep edebileceği tespit edilmiştir.
Birleşen dosya davacısı ticari itibarının zedelendiğinden bahisle 1000,00 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiş ise de, bu talebe konu zararın ispatlanamadığı, tanık deliline dayanılmış ise de davanın mahiyeti gereği yazılı delil ile ispatın zorunlu olduğu ve birleşen dosya davalısının açık muvafakatı olmadığı hususları nazara alınarak tanık dinleme talebinin reddine karar verilerek birleşen dosya davacısının ispatlanamayan fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 19/03/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 04/06/2020 tarih ve … Esas …. Karar sayılı ilamı ile; “Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin, birleşen dava dilekçesine karşı verdiği cevap dilekçesinde, TTK 855 ve 889. maddelere göre zamanaşımı itirazında bulunduklarını ve zamanaşımı itirazlarının dikkate alınıp incelenmediği, nitekim taşıma nedeniyle meydana gelen zararların bir yılda zamanaşımına uğradığı, ilk derece mahkemesince zamanaşımı itirazının hiç değerlendirmeden hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Davacı-birleşen davada davalı vekili birleşen davaya karşı uyap sisteminden gönderdiği 27/02/2017 tarihli cevap dilekçesinde, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek zamanaşımı definde bulunduğu halde ilk derece mahkemesince zamanaşımı defi hakkında gerek ön inceleme duruşmasında gerekse gerekçeli kararda olumlu veya olumsuz bir karar vermediğinin görüldüğü, HMK.nun 137.maddesinde; “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez.” hükmü ile ön incelemenin kapsamının belirlenmiş olduğu, somut davada, ilk derece mahkemesince birleşen dava yönünden 29/05/2017 tarihli duruşmada ön inceleme duruşmasının yapılıp zamanaşımı defi değerlendirilmeden tahkikate geçildiğinin görülmüş olduğu, bir dava hakkında mahkemece karar verilirken öncelikle usul, daha sonra da esas yönünden inceleme yapılması gerektiği, zamanaşımı defi, bir hakkın ileri sürülmesine engel olgulardan olduğu, bu nedenle de öncelikle hadise şeklinde çözümlenmesi gerektiği, 11/01/1940 T. 15/70 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında da “Zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez,” denilmiş olduğu, HMK’daki emredici usul kuralı ve İçtihatı Birleştirme Kararı’na göre mahkemenin tahkikatten önce zamanaşımı konusunda olumlu-olumsuz bir karar vermesi zorunlu olup, esasa ilişkin kararın sonucuna göre mahkemenin zamanaşımı defisini “zimnen reddettiğini” kabul etmenin de mümkün olmadığı, Yargıtay’ın değişik dairelerinin de istikrarlı şekilde zamanaşımı konusunda karar verilmeksizin esasa ilişkin verilen kararların bozulmasına karar vermiş olduğu, HMK’ nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmadığı, HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde tarafların davanın esası ile gösterdikleri delillerin toplanmadan veya deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olmasını inceleme yapılmadan kararın kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesi sebeplerinden saymış olduğu, tarafların taleplerinin biri hakkında her hangi bir karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekeceği, sonuç itibariyle, somut olayda zamanaşımı def’i de davacı-birleşen dosya davalısı tarafından istinaf sebepleri arasında ileri sürülmüş olduğu, İstinafa konu zamanaşımı def’ine ilişkin istinafın incelenmesi için öncelikle ilk derece mahkemesi tarafından zamanaşımı konusunda fiilen verilmiş bir kararın bulunmasının zorunlu olduğu, dar istinaf kanun yolu isteminde HMK. 341, 353/1-a/6 maddesi uyarınca mahkeme yerine geçerek karar vermenin de mümkün olmadığı, açıklanan nedenlerle, Davacı-birleşen dosya davalısının istinaf başvurusunun kabulü ile, davacı-birleşen dosya davalısının zamanaşımı defi karara bağlanmadan ve deliller değerlendirilmeden karar verildiğinden, Davacı-birleşen dosya davalısının diğer istinaf sebepleri incelenmeden ve Davalı-birleşen dosya davacısının istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeden HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, istinaf incelemesine konu mahkememizden verilen kararın KALDIRILMASINA” karar verilmiştir.
Birleşen dosya davalısı tarafından verilen 27/02/2017 tarihli cevap dilekçesinde ileri sürülen zaman aşımı definin şartları oluşmadığı ve dava konusu taşıma işinin oluş şekli itibariyle genel hükümlere tabi olduğu kanaatiyle reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki taşıma ilişkisine göre, dava dışı … Pompa AŞ tarafından Bosna’ya ihraç edilen malların İstanbul’dan Bosna’ya taşınması işi birleşen dosya davacısı tarafından, aynı malların İzmir’den İstanbul’a taşınması işini ise asıl dosya davacısı üstlendiği ve toplam 2 palet ve 297 kg olan malların asıl davada davacı şirketin adresine 13/09/2014 tarihinde teslim edildiği, malların davacı şirket tarafından Bosna’ya taşındığı, taşınan malın yanlış mal olması sebebiyle Bosna’da gümrük girişine izin verilmeyerek mahrece iade edildiği sabittir. Davacı kendi hatası ile gerçekte ihracı yapılan malı değil, başka malı davalıya taşımış ve davalının da yanlış mal taşımasına sebebiyet vermiştir. Davalı ise malı taşıdıktan sonra geri getirmek zorunda kaldığından gerçek bir taşımadan sözetmek mümkün değildir. Taşınan malın içeriğini denetlemekle yükümlü olmayan davalı bu taşımadan kaynaklı navlun ödemekle yükümlü değildir. Davalı birleşen dosya davalısı ile yanlış eşyanın taşınması ve mahrece iadesinden kaynaklanan zararı davacı-birleşen dosya davalısına yansıtmıştır. Tanzim olunan bilirkişi raporları ile taraflar arasındaki hesap farkının 13/09/2014 tarihindeki asıl dava davacısının faturasını davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, söz konusu faturanın birleşen dosyadaki taşıma işine ilişkin olduğu, davacının bu faturadan kaynaklı bedeli talep edemeyeceği bu itibarla asıl davada davacının asıl dava bakımından cari hesap bakiyesi kaynaklı olarak 4.877,00 TL alacaklı olduğu, birleşen davada davalı birleşen dava davacısının yanlış taşıma dolayısıyla ödenmesi gereken 1750 euro karşılığı 5802,82 TL navlun bedelini davacı birleşen dosya davalısından talep edebileceği tespit edilmiştir.
Birleşen dosya davacısı ticari itibarının zedelendiğinden bahisle 1000,00 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiş ise de, bu talebe konu zararın ispatlanamadığı, tanık deliline dayanılmış ise de davanın mahiyeti gereği yazılı delil ile ispatın zorunlu olduğu ve birleşen dosya davalısının açık muvafakatı olmadığı hususları nazara alınarak tanık dinleme talebinin reddine karar verilerek birleşen dosya davacısının ispatlanamayan fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A)ASIL DAVADA;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
2-Küçükçekmece … İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine asıl alacak 4.877,00 TL’lik kısmı yönünden itirazın İPTALİNE, takibin 4.877,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 975,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 333,15 TL harçtan peşin alınan 63,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 269,68 TL eksik harcın davalı-birleşen dosya davacısından alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 91,17 TL’nin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına VERİLMESİNE,
6-Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yapılan 1.103,55 TL yargılama giderinin kabul oranı (%92,88) ret oranı (%7,12) dikkate alınarak hesaplanan 1.024,98 TL’nin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı-birleşen dosya davalısı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı-birleşen dosya davacısı tarafından sarf edilen 927,85 TL yargılama giderinin ret oranı (%7,12) dikkate alınarak hesaplanan 66,06 TL’sinin davacı-birleşen dosya davalısından alınarak davalı-birleşen dosya davacısına VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı-birleşen dosya davacısı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı-birleşen dosya davalısı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı-birleşen dosya davalısı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına VERİLMESİNE,
9-Davalı-birleşen dosya davacısı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı-birleşen dosya davacısı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 374,00 TL ücreti vekaletin davacı-birleşen dosya davalısından alınarak davalı-birleşen dosya davacısına VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
B)BİRLEŞEN DAVADA;
1-Birleşen … Esas sayılı davada davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE 5.802,82 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 396,39 TL harçtan peşin alınan 134,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 261,42 TL eksik harcın davalı-birleşen dosya davacısından alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 164,17TL’nin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına VERİLMESİNE,
4-Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yapılan 495,00 TL yargılama giderinin kabul oranı (%73,43) ret oranı (%26,57) dikkate alınarak hesaplanan 363,48 TL’sinin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı-birleşen dosya davalısı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı-birleşen dosya davalısı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı-birleşen dosya davalısı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya davalısına VERİLMESİNE,
6-Davalı-birleşen dosya davacısı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı-birleşen dosya davacısı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.100,00 TL ücreti vekaletin davacı-birleşen dosya davalısından alınarak davalı-birleşen dosya davacısına VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair Davalı-Birleşen dosya davacısı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸