Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/400 E. 2023/98 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/400 Esas
KARAR NO : 2023/98

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili … hakkında, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibin dayanağının müvekkili eczacı tarafından tanzim edilen … Bankası (…) … Şubesi … seri numaralı 17.01.2020 tarihli ve 35.894,00 TL bedelli çek olduğunu, müvekkilinin işi gereği ilaç depolarından eczanesi için ilaç ve ıtriyat ürünleri temin ettiğini, ilaç depolarından dava dışı …Kooperatifi ile ticari ilişkisi çerçevesinde kooperatifin … Şubesi’nden düzenli ve ciddi miktarlarda ilaç ve ıtriyat ürünleri satın aldığını, müvekkilinin ilaç deposu …. Kooperatifi ile müvekkilin anlaşması gereği ilaç ve ıtriyat alımı karşılığında ilaç deposu lehine çek, bono gibi kıymetli evraklar tanzim ettiğini, müvekkilinin almış olduğu ürünler nedeniyle oluşan borçlarına karşılık kooperatif lehine … Bankası (…). … Şubesi … seri numaralı 17.01.2020 tarihli ve 35.894,00 TL bedelli nama yazılı çek keşide ederek ilaç deposunun Malatya’daki …. Şubesi’ne teslim ettiğini, dolayısıyla çekin yetkili hamili ilaç deposu olan … Kooperatifi olduğunu, müvekkili ile lehdar kooperatif arasındaki ticari ilişkinin tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinden görüleceğini, takibin dayanağını teşkil eden … Bankası (…) … Şubesi … seri numaralı 17.01.2020 tarihli ve 35.894,00 TL bedelli çekin kooperatif merkezine ulaştırılmak üzere 04.12.2019 tarihinde kargo firmasına teslim edildiğini, ancak kargo yoluyla gönderilen çekin ilaç deposunun merkezine ulaşmadığını ve taşıma sırasında kaybolduğunu, taşıma aşamasında çalınmış çeklerin kimin elinde olduğunun da bilinmemesi nedeniyle … Kooperatifi tarafından Bakırköy (…) Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla Çek Zıyai ve İptali davası açıldığını, bu davada bankaca takip konusu çeke 26/12/2020 tarihinde ödeme yasağı konulduğunu, yargılama sürecinde gerek müvekkilinin gerekse dava dışı hamil … Kooperatifi tarafından kayıp çekin bulunması için gerekli ilan ve araştırmalar yapıldığını, fakat ödeme emri müvekkiline tebliğ edilene kadar çekin kimin elinde olduğunun öğrenilemediğini, çalınan çeke dayanılarak müvekkili ve diğer cirantalar aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … Değişik İş sayılı dosyasından teminat mukabilinde, menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, müvekkilinden sonra çekin ilk olarak lehdar … Kooperatifi’nce cirolanmış olduğunu, ancak cirodaki imzanın sahte olduğunu, … Kooperatifi yetkililerine ait olmadığını, normal şartlarda çek şirket yetkililerinden ikisinin imzası ile cirolanmakta olduğunu, çek fotokopisinden görüleceği üzere ciroda tek imza olduğunu, bu imzanın da sahte olduğunu, özetle müvekkilinin keşide ettiği çekin, ele geçirenlerin sırasıyla kaşe ve imzalarla önce … Kooperatif, …. Sanayi A.Ş., en son … San. Ltd. Şti nin cirosuyla el değiştirdiğini, sahte kaşe ve imzalar ile ciro edilen çekin son olarak davalı …ne ciro edildiğini, dava dışı … Kooperatifi tarafından konu hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … E. sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmanın halen devam ettiğini, gelinen nokta itibariyle müvekkilinin hiçbir şekilde takip alacaklısına borçlu olmadığının sabit olduğunu, kötü niyetli silsileye ödeme yapılması halinde istirdadının mümkün olmayacağını, neticeten Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına dayanak olan çekteki ilk cironun lehtara ait olmaması nedeniyle davacı keşideci tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce soruşturma dosyası, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, deliller toplanarak dosya arasına alınmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davalı takip alacaklısı … tarafından davalı … ve dava dışı ….Sanayi Anonim Şirketi, … Sanayi Limited Şirketi, …. Kooperatifi aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının 17.01.2020 keşide tarihli, 35.894,00 TL bedelli ve …. seri numaralı çek olduğu görülmüştür.
Takibe ve davaya dayanak olan olan 17.01.2020 keşide tarihli, 35.894,00 TL bedelli ve …. seri numaralı çekin incelenmesinde, çekin keşidecisinin davacı …, lehtarın dava dışı … Kooperatifi olduğu, senedin arka yüzünde ciro zincirinin eksiksiz olduğu görülmüştür.
Davacı tarafın dava dilekçesindeki iddiası çek lehtarı … Kooperatifi tarafından yapılan ilk cirodaki imzaların sahte olduğu ve bu nedenle senedin son hamili ve takip alacaklısı olan davalı şirkete borcu bulunmadığı hususuna dayanmaktadır.
Buna göre taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davaya ve takibe konu çekteki lehtar imzasının sahte olması halinde ciro yolu ile hamil davalının yetkili hamil olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre keşideci davacının hamile karşı sorumluluktan kurtulup kurtulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (6102 TTK’ nın 778, eTTK. 690, 730).
6102 sayılı TTK’nın 818. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. maddesinde ”..bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez” düzenlemesine yer verilmiştir.
İmzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz.
İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, “imzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, 6102 sayılı TTK’nun 677. maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Çekteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Çekin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir. (Reha Poroy/ Ünal Tekinalp; Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 17. Baskı, İstanbul 2006, s. 141-142; Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2.Bası, Ankara 1997, s. 414 vd; Hüseyin Ülgen / Mehmet Helvacı / Abuzer Kendigelen/ Arslan Kaya; Kıymetli Evrak Hukuku Ders Kitabı, İstanbul 2004, s. 126 vd; Naci Kınacıoğlu; Kıymetli Evrak Hukuku, 5.Baskı, Ankara 1999, s. 122 vd; Gönen Eriş; Türk Ticaret Kanunu, Kıymetli Evrak ve Taşıma, Ankara 1988, s. 174 vd- s.286; Yargıtay 11.HD.3.11.1987 tarih, 347/5865 Esas ve Karar sayılı kararı; Oğuz İmregün; Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 1998, s.58 vd; İsmail Doğanay; Türk Ticaret Kanunu Şerhi, c.II , 3. Baskı, Ankara 1990 s.1611 vd.).
Yine 6102 sayılı TTK’nun Kanunun 710/3. Maddesinde; “Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça poliçeyi vadesinde ödeyen kişi borcundan kurtulur. Ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir teselsülün bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesinde; dava konusu çekte, davacı keşideci durumunda olup, davalı senede ciro yoluyla hamil olmuştur. Görünüşe göre ilk ciro, çekin lehtarı durumundaki …. Kooperatifi’nin imzası ile yapılmıştır. Davacı keşideci, kendi imzasını inkar etmemektedir. Çek metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmamaktadır.
Her ne kadar davacı keşideci, lehtarın imzasının sahte olduğu ve çekin kargo şirketinde iken çalınmak suretiyle sahte ciro ile tedavüle sürüldüğünü iddia etmiş ise de keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def’ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin senedi iktisabında kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekir.
Davacının dava dilekçesinde iddia ettiği çekin diğer cirantaları iflas halinde olan bir çekin davalı tarafça ciro yoluyla devralınması da davalının ağır kusuruna ispata yeterli değildir. Bunun yanında davacı tarafın dava dışı lehtar tarafından yapılan suç duyurusuna ilişkin soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesinden vazgeçilmesini talep ettiği dosyada mevcut beyanlar ile sabittir.
Bu durumda takibe ve eldeki davaya konu dosya kapsamından, taraflar arasındaki maddi ve hukuki olguların gerçekleşme biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; çek lehtarının ilk cirosunun sahte olduğu iddiası ile keşidecinin çek bedeli kadar lehtara borçlu olmadığı yönündeki iddiası davalı hamile karşı ileri sürülemeyeceği gibi lehtarın ilk cirosunun sahte olduğunu bilmesinin de beklenemeyeceği dolayısıyla çekte lehtar imzasının sahteliğine ilişkin mutlak defi ve/veya bedelsizliğe ilişkin şahsi def’iyi davacı keşidecinin, çek hamili davalıya karşı ileri sürerek, borçtan kurtulamayacağı Mahkememizce kabul edilmiş, bu doğrultuda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 677.63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 497,73 TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e-duruşma ortamında yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2023
Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır