Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/384 E. 2021/61 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/384 Esas
KARAR NO : 2021/61

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2020
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı borçlu arasında 22/09/2018 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince iş avansı olarak davalı şirkete keşide yeri …., keşide tarihi 10/11/2018, 50.000,00- TL bedelli, keşidecisi … Yapı İnşaat Yapı Malzemeleri San. Ve Tic. LTD. ŞTİ. Lehtarı …. İnş. Enerji Taahhüt Müh. Tic. LTD. ŞTİ. Olan çek verildiğini, özellikleri belirtilen çekin davalı şirket tarafından kullanılmak suretiyle tahsil edildiğini, davalı şirket tarafından sözleşme konusu işler yapılmadığından avans olarak verilen 50.000,00- TL olan çek bedelinin müvekkiline iadesi gerekirken, davalı şirket tarafından bu hususun gerçekleştirilmediğini, davalı şirket nezdinde bu alacaklarının tahsili için davalı borçlu aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ilamsız takip başlatılmışsa da borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, ticari davalarda dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun …. sayılı dosyası ile arabuluculuk süreci davalı tarafın toplantıya katılmaması sebebiyle görüşme yapılamadan anlaşmazlıkla sonuçlandığını beyanla davalının itirazının iptal edilerek Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibin devamına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Karşı taraf her ne kadar …. sayılı dosyası ile arabuluculuk işlemlerinin gerçekleştirildiğini ve anlaşmama tutanağının düzenlendiğini beyan etmiş olsa da müvekkili şirkete yahut şirket yetkilisine arabuluculuk görüşmeleri ile ilgili ne davet mektubu ne de başkaca bir evrak ya da talep gelmediğini, hal böyle iken arabuluculuk görüşmesinin hukuka aykırı olduğunu bu duruma itiraz ettiklerini, taraflar arasında akdedilen Taşeron Sözleşmesi incelendiğinde vakit uyuşmazlık olaması halinde yetkili yer olarak İstanbul adliyeleri kararlaştırıldığından dolayı Mahkememizin yetkisiz olduğunu yetki itirazında bulunduklarını, davacı tarafın herhangi bir hak ve alacağının olmaması ile birlikte zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafın sözleşmenin feshini sağlamadan tek taraflı olarak müvekkilinden talep ettiği 50.000,00- TL ‘nin iadesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın tacir olup basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü olduğundan dolayı yaptığı ve yapacağı işlerde muhataplarının da menfi ve müspet zararlarını düşünmek zorunda olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, uzun zaman sonrasında davacı tarafın haksız ve mesnetten yoksun talepleriyle karşılaştığını, sözleşmenin imza tarihinin 22/09/2018 olduğunu bu sürenin üzerinden yaklaşık 1 yıl geçtikten sonra ihtar ve talepte bulunmalarının, sonrasında icra takibi yapmalarının kabul edilemeyeceği gibi sözleşme feshedilmeden ve müvekkiline karşı sorumlulukları yerine getirmeden yapılan işlemlerin abesle iştigal olduğunu, beyanla, davanın usulden gerekse esastan reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK’nun 17’nci maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Yetki sözleşmesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme ile belirlenen mahkeme veya mahkemelerin münhasır yetkili olduğu kabul edilmiştir. Taraflar şayet kanunla yetkili kılınan genel ve özel mahkemelerin yetkisinin de devam etmesini istiyorlarsa bu hususu ayrıca sözleşmede kararlaştırmaları gerekmektedir.
Yetki sözleşmesinin geçerlilik koşullarının düzenleyen HMK 18. maddesinde (1)tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamayacağı ,(2)yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması ,uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme ve mahkemelerin gösterilmesinin şart olduğu düzenlenmiştir.
Taraflar arasında aktedilen sözleşmenin 18. Maddesinde sözleşmeden ve uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda, davanın tarafları tacir olup, taraflar arasında aktedilen sözleşmeye hüküm koymak suretiyle yetki sözleşmesi yapmışlardır.Yetki sözleşmesinin yazılı olması geçerlilik koşuludur. Davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olması karşısında HMK.’nun 17.maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna ,karar kesinleştiğinde dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı dava da mahkememizin dosyasına sunulan protokolde açıkça yetki sözleşmesinin yer aldığı tespit olunarak yetkili olmadığı anlaşılmakla açılan davanın HMK 115/2. Maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(ç) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine,
2-Yetkili Mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararı kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. Maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
Dair, tarafların yüzlerine karşı yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 21/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır