Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/38 E. 2021/873 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/38 Esas
KARAR NO : 2021/873

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ve müvekkili arasında tamamlanmış olan satım ilişkisi neticesinde davalı yan tarafından tanzim edilmiş 15.03.2019 tarihli fatura bulunduğunu bu faturanın kur farkı mal hizmeti olarak tasvir edildiğini, davalı taraf ve müvekkilinin dolar karşılığı belirtilmiş olan ancak TL cinsinden tanzim edilmiş olan faturaların ödenmesi hususunda 31.10.2018 tarihinde 39.528,50 TL bedelinde çek düzenlendiğini, iki tarafından çekin fiili tanzim tarihinde mutabık olduğunu çek bedelini kabul ettiğini, çekin tanzimi ile birlikte ifa yerine yapılan edim neticesinde tarafların birbirinden herhangi bir nam ve sair altında hak ve alacağının kalmadığını, müvekkilinin icra tehdidi altında borçlu olmadığı halde ödeme yaptığını, ödemiş olduğu 9.135,50 TL’nin istirdatı yönünde karar verilmesini talep ettiğini beyanla açılan davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Davacının istirdat iddiasının kötü niyetli ve yersiz olduğunu, borcun gerçek bir borç olduğunu, müvekkilinin davacı ile ticari münasebetinden kaynaklandığını, müvekkili ile davacı şirket arasında ticari münasebetin söz konusu olduğunu, müvekkili tarafından davacıya gönderilen mal ve hizmetlerin karşılığı olarak müvekkili şirketin davacıdan 7.447,25 TL alacaklı olduğunu, işbu tutarın ödenmediği için davalı ile irtibata geçilerek borcun ödenmesinin istenildiğini, akabinde ödeme yapılmayınca davacı aleyhine takip başlatıldığını, bunun akabinde davacının borcunu kayıtsız ve şartsız ödediğini, müvekkili tarafından fatura düzenlenerek davacıya gönderildiğini, davacı tarafından gerek fatura içeriğine gerekse de faturaya herhangi bir itirazda bulunulmadığını, işbu nedenlere faturanın kesinleştiğini, davacının bu aşamadan sonra yapmış olduğu itirazların haksız ve yersiz bulunduğunu, faturanın kesinleştiğini davacının da kabul ettiğini beyanla açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir..
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava İstirdat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının icra takibine konu kur farkı faturası nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğu, davalının savunmasına göre kur farkına neden olan satış faturası bedelinin TL bedelli çekle ödenmesi nedeniyle kur farkı talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamı üzerinde yapılan incelemede davacı tarafın antetlisinin bulunduğu 16.05.2018 tarihli Mamul Kumaş Sipariş Formu’nun bulunduğu görülmüş olduğunu, söz konusu sözleşmenin altında tarafların kaşe ve imzalarının mevcut olmadığını, sadece siparişi hazırlayanın adı soyadı ve üzerinde bir parafın mevcut olduğunu, bununla birlikte ilgili sipariş formunda kur farkına ilişkin herhangi bir maddenin bulunmadığını, davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K ve V.U.K hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davacının 31.12.2019 tarihi itibarıyla davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K ve V.U.K hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davalının 31.12.2019 tarihi itibarıyla davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasındaki çekişmenin davalı tarafından davacıya düzenlenen 15.03.2019 tarihli … numaralı ve 6.856,86 TL tutarlı kur farkı faturasının düzenlenip düzenlenemeyeceği hususunun oluşturulduğunu, yapılan tespit ve değerlendirmeler ışığında, davalı şirket tarafından ticari ilişki çerçevesinde çek ödemesinden önce 2 adette toplam 39.528,50 TL tutarında faturanın düzenlenmiş olduğunu, bunun akabinde davacı tarafından davalıya 09.07.2018 tarihinde 31.10.2018 vadeli ve 39.528,00 TL tutarlı çek ödemesinin yapıldığı, Yargıtay içtihatları doğrultusunda kur farkı hesaplamalarında çek bedelleri yönünden kur farkı talep edilemeyeceği yönündeki kararlarının davacı lehine yorumlanması halinde davacının bu aşamada istirdat talebinin mümkün olduğunu, düzenlenen kur farkı faturasının 6.856,86 TL olduğu ancak davacının iddiasının takip baskısı ile 9.135,50 TL olarak ödendiğinin iddia edildiği, icra takip dosyasına yapılan ödemeye ilişkin olarak dosya kapsamında herhangi bir ödeme belgesine rastlanmadığı, davalı tarafından bu durumun ispatı halinde davacının istirdadını talep edeceği tutarın 9.135,50 TL olabileceği, aksi halde fatura tutarı 6.856,86 TL’sını talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Dosya ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının asıl alacak talebi yönünden yapılan tespit ve değerlendirmeler;
Davacı tarafından sunulan ticari defterlere göre davacının takibe konu etmiş olduğu asıl alacak tutarı olan 7.447,25 TL’nin aşağıdaki hususlardan kaynaklandığının tespit edildiği,
ALACAK TÜRÜ TUTAR
2018 Yılı Faturalardan Kalan Bakiye 168,13
02.01.2019 tarihli … Nolu fatura Örme Kumaş 109,06
05.03.2019 tarihli … Nolu fatura Kur Farkı 6.856,86
09.04.2019 tarihli … Nolu fatura Örme Kumaş 194,40
09.04.2019 tarihli …. Nolu fatura Örme Kumaş 118,80
Takip Tarihi 11.06.2019 İtibariyle Bakiye 7.447,25
İcra dosyasının aslı dosyada mevcut olmadığından, kök rapor hazırlanırken asıl alacağın tamamı kur farkı faturası olarak düzenlendiği düşünüldüğünü, Ancak tekrardan bakıldığında söz konusu alacağın 6.856,86 TL tutarındaki kısmının kur farkı, kalan bakiye kısmı (7.447,25 TL – 6.856,86 TL=) 590,39 TL’lik kısmının ise mal alım faturalarından kaynaklandığının anlaşıldığını İcra dosyasının gelmesi ile birlikte incelenen defterlerde tarafların mal alım faturası yönünden defterlerinin örtüştüğü tespit edildiğinden davalının 509,39 TL.lik kısmını takibe konu etmesinin mümkün olduğu değerlendirildiğini,Mal alım faturaları sonucunda oluşan bakiyenin dışında kalan 6.856,86 TL tutarındaki kur farkı yönünden kök rapordaki kanaatlerinde herhangi bir değişikliğe gidilmediğini, Mahkememizce davacının kur farkı yönünden itirazlarının kabulü halinde davalının kapak hesabı süresinde istirdadını talep edebileceği tutar aşağıdaki gibi hesaplandığını,Davalı tarafından düzenlenen kur farkı faturasına ilişkin talebinin Mahkememizce mümkün olmadığı yönünden karar verilmesi halinde davacının istirdadını talep edebileceği asıl alacak tutarı yukarıda da belirtildiği üzere 6.856,86 TL olarak hesaplandığını, Davalı tarafından kur farkı faturasına ilişkin talebinin Sayın Mahkemece mümkün olmadığı yönünden karar verilmesi halinde davacının istirdadını talep edebileceği harç tutanı (6.856,86 TL x 9,10 / 100=) 623,97 TL olarak hesaplandığını, Davalı tarafından düzenlenen kur farkı faturasına ilişkin talebinin Mahkememizce mümkün olmadığı yönünden karar verilmesi halinde davacının istirdadını talep edebileceği vekalet ücreti tutarı (6.856,86 TL x 12 / 100=) 822,82 TL olarak hesaplandığını, Davalı tarafından düzenlenen kur farkı faturasına ilişkin talebinin Sayın Mahkemece mümkün olmadığı yönünden karar verilmesi halinde davacının istirdadını talep edebileceği faiz tutarı aşağıdaki tabloda belirtildiği üzere 54,95 TL olarak hesaplandığını,
Asıl Alacak Tutarı Takip Tarihi Kapak Hesabı Tarihi Gün Faiz Oranı Tutar
6.856,86 11.06.2019 27.06.2019 15 19,5 54,95

Yukarıda yapılan hesaplamalar sonucunda davalı tarafından düzenlenen kur farkı faturasına ilişkin talebinin Mahkememizce mümkün olmadığı yönünden karar verilmesi halinde davacının istirdadını talep edebileceği tutar 620,95 TL olarak hesaplandığını,
Asıl Alacak : 6.856,86 TL
Tahsil Harcı : 623,97 TL
Vekalet Ücreti : 822,82 TL
Faiz Tutarı : 54,95 TL
TOPLAM : 8.358,60 TL
Davacı yan asıl alacak yanında istirdadı talep edilecek tutarın ödeme gününden yasal faizi ile iadesini talep ettiğini, kur farkı faturası olduğundan aşağıda terditli olarak faiz hesaplaması yapıldığını,
Asıl Alacak Tutarı Ödeme Tarihi Dava Tarihi Gün Faiz Oranı Tutar
8.358,60 28.06.2019 14.01.2020 200 9,004 412,20
Ek rapor içerisinde açıklanan nedenlerle;
Dosya kapsamı üzerinde yapılan incelemede davacı tarafın antetlisinin bulunduğu 16.05.2018 tarihli Mamul Kumaş Sipariş Formu’nun bulunduğu görülmüş olup, söz konusu sözleşmenin altında tarafların kaşe ve imzaların mevcut olmadığı, sadece siparişi hazırlayanın adı soyadı ve üzerinde bir parafın mevcut olduğu, bununla birlikte ilgili sipariş formunda kur farkına ilişkin herhangi bir maddenin bulunmadığı, Davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davacının 31.12.2019 tarihi itibarıyla davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı, Davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davalının 31.12.2019 tarihi itibarıyla davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, Taraflar arasındaki çekişmenin davalı tarafından davacıya düzenlenen 15.03.2019 tarihli … numaralı ve 6.856,86 TL tutarlı kur farkı faturasının düzenlenip / düzenlenemeyeceği hususunun oluşturduğu, Yapılan tespit ve değerlendirmeler ışığında, davalı şirket tarafından ticari ilişki çerçevesinde çek ödemesinden önce 2 adette toplam 39.528,50 TL tutarında faturanın düzenlenmiş olduğu, bunun akabinde davacı tarafından davalıya 09.07.2018 tarihinde 31.10.2018 vadeli ve 39.528,00 TL tutarlı çek ödemesinin yapıldığı, Yargıtay içtihatları doğrultusunda kur farkı hesaplamalarında çek bedelleri yönünden kur farkı talep edilemeyeceği yönündeki kararlarının Sayın Mahkemece davacı lehine yorumlanması halinde davacının rapor içerisinde yapılan hesaplama sonucunda istirdadını talep edebileceği tutarın 8.358,60 TL asıl alacak 412,20 TL faiz olmak üzere toplam 8.770,80 TL olabileceği, aksi yönde davacı talebinin mümkün olmadığı, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde ; Davaya konu Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında davalı tarafından davacı aleyhine 7.447,25 TL alacağa ilişkin takip yapıldığı takibe ilişkin olarakda davacı tarafça icra dosyasına 28/06/2019 tarihinde toplam 9.135,50 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Takibe konu miktarın 6.856,86 TL sinin kur farkından kaynaklandığı , kalan bakiye 590,39 TL kısmın mal alım faturasından kaynaklandığı anlaşılmıştır .Davaya koınu 590,39 TL lik miktar taraf defterlerinde yeraldığı bilirkişi raporunda tespit edilmiş olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafından davacıya düzenlenen 15.03.2019 tarihli … numaralı ve 6.856,86 TL tutarlı kur farkı faturasından kaynaklı olduğu davalı şirket tarafından ticari ilişki çerçevesinde tarafların sunmuş olduğu ticari defterlere göre davalı tarafından düzenlenen 06.06.2018 tarih ve 105482 numaralı 16.562,16 TL ve 21.06.2018 tarih 105530 numaralı 22.966,34 TL tutarlı toplam 39.528,50 TL tutarında faturanın düzenlenmiş olduğu, bunun akabinde davacı tarafından davalıya 09.07.2018 tarihinde 31.10.2018 vadeli ve 39.528,00 TL tutarlı çek ödemesinin yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen faturanın TL cinsinden olduğu davalının çekle ödemede bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmış olup, çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesinin mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabileceği, buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra Yargıtay içtihatları doğrultusunda kur farkı isteyemeyeceği anlaşılmakla dosyada hükme esaas alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacının fazla yatırdığı 8.770,80 TL’ nin istirdatını davalıdan talep edebileceği anlaşılmakla Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 8.770,80 TL’nin dava tarihi olan 14.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilide hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
8.770,80 TL’nin dava tarihi olan 14.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gereken 599,13 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 156,02 TL’ nin mahsubu ile eksik kalan 443,11 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama gideri olarak 156,02 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 76,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.086,42 TL’den kabul-red oranına göre(%96,00 kabul, %4 red) hesaplanan 1.042,96 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 364,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden kabul-red oranına göre (%96,00 kabul, %4 red) hesaplanan 1.267,20 TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 52,80 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır