Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/330 E. 2020/807 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/330 Esas
KARAR NO : 2020/807

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/06/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil şirket nezdinde, … no.lu 04.04.2018-04.04.2019 vadeli Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, 08.09.2018 tarihinde seyir halinde iken davalıya ait …plakalı aracın arkasındaki malzemelerin düşmesi neticesinde hasarlandığını, yaptırılan Hasar Ekspertiz incelemesi ve aracın tamirini gerçekleştiren firma tarafından düzenlenen faturaya istinaden sigortalıya ait araçta 26.167,27 TL’lik zarar meydana geldiğinin belirlenmiş olduğunu ,bu miktarın 28.09.2018 tarihinde aracın tamiratını gerçekleştiren firmaya ödendiğini, hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına ve Ticaret Kanununun 1472.maddesi hükmüne göre şirketin sigortalısının yerine kaim olduğunu ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü hakları şirkete intikal ettiğini, davalı tarafın, …. plakalı araç sürücüsü ve maliki sıfatıyla, kazada kusurlu olması nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itiraz sebebiyle takip durduğundan huzurda iş bu dava açıldığını beyanla, davalının takibe, borca, faize ve ferilerine vaki itirazının iptaline, icranın devamına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Madde 16/2-c bendi uyarınca 900,00 TL arabuluculuk vekalet ücretinin, yargılama giderleri ve dava vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan kasko sigortası nedeniyle sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsili istemi ile yapılan takibe itirazın iptali talebine ilişkindir. Dava, davacı ile arasında sözleşme ilişkisi bulunmayan üçüncü kişilere yöneltilmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür. .
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir.
Somut olayda, davacı …, dava dışı sigortalısının halefi, davalı ise gerçek kişiler olup, rücu tazminatına konu uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olduğu da dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair tarafların yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı .26/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır