Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/328 E. 2021/302 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/328 Esas
KARAR NO : 2021/302

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2017
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalının karşılıklı mutabakat ile işyerini kapattıklarını, davalı tarafa borçları olmadığı halde 40.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunu iade etmediklerini, gönderdikleri e maille 18300,01 TL ödeme yapıldığı taktirde teminat mektubunun iptal edileceğini bildirdiklerini, parayı banka yoluyla ödemelerine rağmen teminat mektubunu paraya çevirerek müvekkilini zarara uğrattığını, sözleşmede teminat mektubunun paraya çevrilmesi ve ceza işleminin tesisi için üç defa uyarı mahiyetinde tebligat yapılmasının zorunluğu olduğunun hüküm altına alındığını, davalı tarafın talep ettiği 18300,01TL’nin 5000,00 TL’sinin ceza işlemine ilişkin faturadan kaynaklı olduğunu, bakiye kısmın ise karşılıklı mutabakatla sözleşme feshi ile işyerinin kapatılmasından önceki tarihte doğmuş açık hesaptan kaynaklanan mal alım bedeline ilişkin olduğunun iddia edildiğini, o tarihte müvekkillerinin ödenmemiş borcu olmadığı gibi ceza işleminin de sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu belirterek 18300,01 TL ile paraya çevrilen 40.000,00 TL’den şimdilik 10.000,00 TL’sinin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; öncelikle harç ikmalinin gerektiğini, teminat mektubunun paraya çevrilmesi konusunda defalarca ihtarat çekildiğini, ayıplı mal iddiasının dayanağının olmadığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosya kül halinde bilirkişiye tevdi edilmiş olup tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle, taraflarca ibraz edilen ticari defterlerin lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, davacı tarafından talep edilen 18.300,31 TL’lik alacağın taraf yasal defterlerindeki kayıtlara göre davacının davalı tarafından satın almış olduğu mal bedeli borçlarına ilişkin olduğundan bu talebinin yerinde olmadığının kabulünün gerekeceği, davalı tarafından kesilen cezai şart bedelinin yerinde olup olmadığının mahkeme tarafından takdir edilmesinin gerektiğini, söz konusu faturanın taraflar arasındaki anlaşma şartlarına göre tanzim edildiği kanaatinin oluşması halinde davacı alacağının oluşmayacağı, faturanın taraflar arasındaki sözleşme şartlarına uygun olmadığı ve haksız tahsil edildiği kanaatinin oluşması halinde fatura miktarının davalı teminat mektubunun paraya çevrilmesi yolu ile 40.000 TL’si olarak tahsil edildiği nazara alındığında davacının davalı yandan 40.000,00 TL alacaklı olacağı belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen ıslah dilekçesi ile dava değeri 30.000 TL arttırılarak 40.000,00 TL’nin tahsili talep edilmiştir.
Taraflar arasında Ürün Alım Satım Sözleşmesi ve Franchise sözleşmesi yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, davacı taraf taraflar arasındaki ticari ilişkinin karşılıklı mutabakatla kapatıldığını, kendilerinden haksız yere 18300,31 TL’nin tahsil edilerek teminat mektubunun nakte çevrildiğini belirtmiş, bilirkişi raporundan sonra ibraz ettikleri ıslah dilekçesinde ise 18.300,31 TL’lik taleplerini atiye bıraktıklarını, 40.000,00 TL’nin ise tahsilini talep ettiklerini beyan etmiştir. Davalı taraf ise sözleşmeyi ihlal ettiği ve haksız durumda bulunduğunu, cezai şart bedelini ödemekle yükümlü olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir. Davacı tarafın 18.300,31 TL’ye yönelik talepleri bakımından mahkememizce alınan bilirkişi raporunda bu miktarın her iki yan ticari defterlerinde mal alımına ilişkin olarak kayıtlı olduğu, davalı tarafça ödenmesi gerekli ve ödenmiş bulunan bu miktarın iadesi talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafça ibraz edilen ıslah dilekçesinde bu kısma yönelik taleplerini atiye bıraktıklarını beyan etmişler ise de, davalı tarafın bu hususta açık muvafakatının bulunmadığı anlaşılmakla bu talep yönünden red kararı verilmiştir.
Davacı tarafın iadesini talep ettiği nakde çevrilen teminat mektubu yönünden ise, taraflar arasında tanzim olunan sözleşmeler kapsamında davalı tarafça yapılan denetimlerde 16/12/2015 tarihinde 3.kişilerden onaysız ürün alındığının, 14/07/2016 tarihli denetim ile dışarıdan et ürünleri alındığının, 17/08/2016 tarihinde onaylı tedarikçiden ürün alınmadığının, 18/10/2016 tarihinde köfte ürünleri satıldığının, 26/01/2016 tarihinde uygunsuz alım yapıldığının, 11/02/2016 tarihinde ise … marka ürünlerin satıldığının tespit edildiği, bu hususta davacıya ihtarnamelerin keşide edildiği, akabinde davacı tarafın sözleşmeyi feshettiği ve davalı tarafından 50.000 TL cezai şart faturası kesildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında tanzim olunan franchise sözleşmesinde müşterinin mağazayı şirketin yazılı onayı olmaksızın devretmesi, devretmeye çalışması, satması hallerinde belirlenen 100.000 euro cezai şart bedelini ödeyeceği, şirketin sözleşmeye uygun davranmasına rağmen feshetmek istemesi halinde de belirlenen cezai şart bedelinin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Yine sözleşmede belirlendiği üzere, müşterinin (davacının) sözleşmede yer alan cezai şartların şirketin (davalının) mesleki tecrübesi ve emeğini temsil eden markasının korunması için sözleşmeye eklendiği ve makul olduğunu kabul edeceği hüküm altına alınmıştır. Davalının gıda sektörü ile iştigal ettiği, tespit edilen ihlallerin insan sağlığına da zarar vermesi ihtimali nazara alındığında kesilen cezai şart faturasına konu bedelin sözleşme şartlarına uygun olduğu kanaatine varıldığı, davacının iadesini talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 07/05/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 07/05/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; ” Taraflar arasında Ürün Alım Satım Sözleşmesi ve Franchise sözleşmesi yapıldığı, dosyada bulunan ihtarnamelerden, davalının 30/12/2016 tarihli ihtarnamesi ile davacı tarafa, ”müvekkili … Döner ile imzalanmış olan Franchise sözleşmesine aykırı hareket edildiği, işletmede başka marka döner alındığının tesbit edildiğini, müvekkili şirket lehine hak ihlali cezai şartı olarak 75.000 USD. cezai şart ödemesi gerekmekte olduğunu, tarafınızdan sözleşme haksız olarak feshedilip faaliyetinize son verilmiş olması nedeniyle haksız fesihten kaynaklı 100.000 USD. cezai şart bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, sözleşme sona ermesine rağmen lisanssız olarak faaliyete devam etmeniz sebebiyle lisanssız faaliyet süresince isim hakkı bedelinin ödenmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL’nin bir gün içinde ödenmesi aksi halde tahsili için yasal işlem yapılacağının ihtar edilmiş olduğu, davalı tarafından, sözleşmenin 9. maddesindeki cezai şartlar ve keşide edilen ihtarnamelere istinaden cezai şart bedeli olarak 30/12/2016 tarih ve .. no.lu 50.000,00 TL’lik faturanın tanzim edildiği ve söz konusu cezai şart bedeli olarak kesilen fatura bedelinin teminat mektubunun nakde çevrilmesi sonucu tahsil edildiği anlaşılmış olmakla beraber teminat mektubunun ne zaman nakde çevrildiğine dair dosyada kayıt ve bilgi olmadığının görülmüş olduğu, Franchise sözleşmesinin 4.2.6.6 maddesinde; ”Müşteri, şirketten sağlayacağı malzeme ödemesinde olabilecek aksamalara meydan vermemem şirketin anlaşmalı olduğu bir bankadan en az 50.000 TL limitli bir hesap açarak DBS sistemine kayıt olacaktır. Şirket müşteriden aylık alım hacmine göre bu limit artırmasını talep edebilir. Söz konusu DBS hesabı bir teminat ve ödeme aracı olduğu için ürün alımları, hizmet alımları ve her türlü cezai şart bu hesaptan tahsil edilebilecektir. Başka sözleşmelerde buna dair hükümler olması halinde bu maddede yer alan sınırlar geçerlidir.” hükmünün düzenlendiği, Franchise sözleşmesinin 4.2.6.6 maddesinde; ”Müşteri, belirtilen şekilde DBS sistemine kayıt olmaz yahut DBS sisteminden çıkarsa şirkete 50.000,00 TL tutarında kesin ve süresiz teminat mektubu verecektir. Teminat Mektubu şirkete ulaştırılmadıkça şirket müşteriye ürün sağlamak zorunda değildir. Süreli teminat mektubu verilmesi halinde müşteri teminat mektubunun süresi bitmeden en az 15 gün öncesinde teminat mektubunu yenilemelidir. Yenilenmeyen veya süre uzatması yapılmayan teminat mektupları sürenin son gününde herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın şirket tarafından nakde çevrilebilecektir. Söz konusu DBS hesabı ve teminat mektubu iş bu sözleşmenin eki olan alım, satım sözleşmesinin de teminatıdır ve bu sözleşme içinde kullanılacaktır,” hükmünün düzenlendiği, Franchise sözleşmesinin 5.2.1.1 maddesinde; ”Müşteri,Şirkete olan herhangi bir borcunu vadesinde ödemediği durumda şirket alınmış olan teminatları uğrayacağı zararı tazmin hakkını kendisinde saklı tutar”hükmü düzenlenmiş olduğu, davacı delilleri arasında bulunan davalı şirket tarafından davacıya çekilen elektronik iletide de; ” Bakiyeniz olan 18.300,31 TL ödemeyi yaptığınızda teminat mektubunuz bankanızdan iptal edilerek istediğiniz borcu yoktur yazısı tarafınıza gönderilecektir” şeklinde mesaj gönderildiği, bunun üzerine davacı tarafından davalı hesabına Türkiye İş Bankası internet şubesi kanalıyla 16/11/2016 tarihinde 18.650,31 TL havale yapıldığının dosyada bulunan dekonttan anlaşılmış olduğu, ilk derece mahkemesince davalı tarafından davacıya gönderilen elektronik iletinin içeriğinin değerlendirilmediğinin ve bu delille ilgili davalı tarafın beyanının alınmadığının anlaşılmış olduğu, HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde tarafların davanın esası ile gösterdikleri delillerin toplanmadan veya deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olmasını inceleme yapılmadan kararın kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesi sebeplerinden saymış olduğu, sonuç itibariyle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, davacının delilleri değerlendirilmeden karar verildiğinden, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA ve davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE” karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 07/05/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı uyarınca yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı tarafa Bölge Adliye Mahkemesi kararı dikkate alınarak davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen elektronik ileti ve sonrasında davacı şirket tarafından yapılan havale işlemi ile ilgili beyanda bulunmak üzere verildiği, davalı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde; bahse konu mail ile cezai şartın ortadan kalkmayacağını, burada bahsedilenin şirketin cari hesap alacaklarına ilişkin olduğunu, davacı şirketin cezai şarttan sorumluluğunun devam ettiğini beyan edilmiştir.
Her ne kadar Mahkememiz ara kararı ile davalı şirket yetkilisinin isticvabına karar verilmiş ise de, dosya kapsamı dikkate alınarak isticvabı gerektirir bir husus bulunmaması nedeni ile ara karardan dönülmüştür.
Tüm dosya kapsamı tümel olarak değerlendirildiğinde, bozma ilamında belirtilen elektronik iletinin …. adında Operasyon Uzmanı tarafından gönderildiği, davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde bu şahsın davalı şirket yetkilisi olmadığı veya belirtilen nitelikte bir elektronik ileti gönderme yetkisinin bulunduğuna dair dosyada delil de bulunmadığı görülmüştür. Kaldı ki cezai şart yerine talep edilen cari hesap alacağına ilişkin bu elektronik ileti davacı tarafın, davalı tarafından haksız yere tahsil edildiği iddia olunan 18.300,31 TL’ye ilişkindir ve bu talep yönünde dava atiye bırakılmıştır. Davacı tarafından, sözleşme şartlarına uymadığı dosya kapsamı ile sabittir. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 170,78 TL peşin harç ile 512,34 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 683,12 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 623,82 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 6.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸