Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/324 E. 2020/297 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/324 Esas
KARAR NO : 2020/297

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …. İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den bedelini tamamen ödeyerek müvekkil tarafından satın alınan …. İli, … İlçesi, …. Mahallesi, …. Ada, … Parsel, … cilt no, … sayfa no.da yer alan … Blok, kat:… , … no.lu bağımsız bölümde yer alan taşınmazın tapu kaydında diğer davalı …. kuruluşları …bank A. Ş ve … Kiralama A.Ş tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu ipoteklerin tapudan tüm ferileri ile birlikte terkin edilerek (fek edilerek) ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu Müdürlüğü’ne bildirilmesini ve dava konusu olan taşınmazın üzerine davalılar …ve …tarafından konulan ve tapu kaydında mevcut tüm ipoteklerin ve varsa diğer takyidatlar ile haciz kayıtlarının paraya çevrilmesine yönelik yapılacak her türlü yasal takibin ve icra işlemlerinin dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, takyidatlardan ari tapu iptali ve tescilin düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dosyanın Mahkememize Bakırköy … Tüketici Mahkemesi’nin 04/02/2020 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Dava, menfi tespit ve tapu kaydındaki takyidatların kaldırılması istemine ilişkindir.
Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin 04/02/2020 tarih …. E- …. Karar sayılı görevsizlik kararında; “Tüketici; 4077 Sayılı Kanun’un 3/f maddesinde ” bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın olarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek ve tüzel kişi “, 6502 sayılı Kanun’un 3. Md de ” ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi ” olarak tanımlanmıştır. Yargıtay 19.H.D nin 16/01/2017 tarih, 2016/6413 E.-2017/133 K.sayılı kararın ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafından, davalı şirketten satın alınan taşınmaz (… İli, …. İlçesi, …. Mahallesi, …. Ada, … Parsel, … cilt no, …. sayfa no.da yer alan … Blok, kat:… , … no.lu bağımsız bölüm) üzerinde davalı banka lehinde ipotek bulunduğunu, davalı şirkete satımdan dolayı herhangi bir ödemesinin bulunmamasına rağmen ipoteğin kaldırılmadığını iddia ederek ipotekten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasının talep edildiği, somut olayda, uyuşmazlığın esasen, ipoteğin fekki istemi olduğu, dosya içeriğinde yer alan dava konusu ipoteğin, davalı şirketin doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği, bu durumda ipotek lehtarı ve teminat altına alınan borçlu arasında imzalanan sözleşmenin ticari nitelikte olup, davacının taşınmazın kayden maliki olmasının durumu değiştirmeyeceğinden söz konusu uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, bu nedenle davaya bakma görevinin mahkemelerine ait olmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, davacının aldığı taşınmazdaki ipotek fekki talebinin, davalılar arasındaki ticari kredi ilişkisi nedeniyle istendiği gerekçisi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, dava konusu taşınmazın konut niteliğinde taşınmaz olduğu, davacısının tüketici olduğu, ipotek fekki talep edenin tüketici sıfatının bulunduğu, davalılar arasındaki ilişkinin ticari olmasının tek başına dava konusu talebe ticari nitelik kazandıramayacağı, davacıdan bağımsız olarak dava konusu talebin düşünülmesinin mümkün olmadığı, dava konusu olayda 6502 sayılı yasa düzenlemeleri uygulanamaz ise, davacı tüketici yönünden yetki, harç ve arabuluculuk gibi tüketici lehine düzenleme sağlayan hükümlerin de uygulama alanı bulmayacağı, asıl talep sahibinin tüketici olduğu dikkate alındığında ve temeldeki ilişki dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici işlemi olup bu davalara bakma görevi Tüketici Mahkemeleri’ne ait olmaktadır. HMK’nın 1, 114/1-c, 115/1-2 maddeleri uyarınca mahkeme görevsiz olduğu durumlarda görevsizlik kararı vermesi gerektiği, görev kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerektiğinden resen görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Dava hakkında daha önceden Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy …. Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Dava hakkında daha önceden Bakırköy … Tüketici Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; mahkememizce verilen karar İstinaf yasa yoluna başvurmaksızın kesinleştiği takdirde, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için merci tayini (Yargı yeri belirlenmesi) açısından re’sen dosyanın İstanbul Bölge Adliye Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
5-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
6-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/06/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸