Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/310 E. 2020/781 K. 21.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/310 Esas
KARAR NO : 2020/781

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2020
KARAR TARİHİ : 21/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin … plakalı …. marka aracını satmak maksadıyla … Sitesinde bulunan … OTO isimli iş yerine gittiğini, bu iş yerinin sahiplerinin davalılar … ve … olduğunu, davalı …’nın da davalı …’nın kardeşi olduğunu, aynı iş yerinde çalıştığını, müvekkilinin … Oto’da çalışmakta olan … isimli şahısa vekalet vererek söz konusu aracın satışı için anlaştıklarını, aracın 48.000,00-TL değerinde satışının yapılması konusunda anlaşılmış olmakla birlikte, 2.000,00-TL davalılar tarafından aracın vergileri için ödendiğini, geri kan 46.000,00-TL değer kadar da müvekkiline senet verildiğini, senedin vade tarihi yaklaştığında davalıların, müvekkilini arayarak “ödemekte güçlük çekeceklerini, söz konusu senedi ödemeyip taraflarına iade etmesini, onun yerine galeride bulunan çok güzel, sıfır hatasız, sorunsuz 60.000.00 TL satış fiyatı olan … plakalı … marka aracı müvekkile satabileceklerini” söylediklerini, davalıların bir anlamda müvekkilini bu aracı satın almaya mecbur ettiklerini, alacağını sağlıklı olarak alamayacağını anlayan müvekkilinin bu zorlamayı kabul ederek 46.000.00 TL’lik senedi iade ettiği gibi araç bedelinin 60.000.00 TL olarak dayatılması nedeniyle 14.000.00 TL de davalı …’nın hesabına para yatırdıklarını, söz konusu… plakalı aracı alan müvekkilinin tescil işlemleri için Notere gittiğinde aracın hacizli olduğunu anladığını, davalıların bu durumun bilgileri dışında olduğunu ve kısa süre içinde düzeltilebileceğini, kendilerine zaman vermesi gerektiğini söylediklerini, bu kez de aynı gün evinin önünden aracın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından hacizli olması sebebiyle yakalaması olduğunu söyleyen memurların aracı yeddiemin otoparkına çektiklerini, müvekkilinin bir gün sonra aracın durumu için otoparka gidince aracın davalı … tarafından otoparktan çıkarıldığını öğrendiğini, haklı şüphelerle müvekkilinin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma Numaralı dosyası ile şüpheliler hakkında şikayette bulunduğunu, müvekkilinin 46.000,00 TL olan senet bedeli,14.000,00 TL havale ettiği bedel ile vergi vs. ortaya çıkan zararı nedeniyle toplamda 63.966,50 TL için icra takibi yapıldığını beyanla davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat çıkarılmış ancak davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlularına karşı toplamda 63.999,50 TL’nin tahsiline ilişkin yürütülen takipte davalı takip borçlularının süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 46.000,00 TL otomobil bedeli ve 1.483,50 TL işlemiş faiz, 16.000,00 TL vergi vs bedeller ve 516,00 TL işlemiş faizden ibaret toplamda 63.999,50 TL üzerinden davacı tarafından davalılara karşı takip yürütüldüğü, somut uyuşmazlıkta davacı tarafından davalılara satıldığı ve bedeli alınamadığı belirtilen …plaka sayılı araç bedeli ile daha sonra davacıya alacağına karşılık verilmesi karşılığında anlaşılan ancak davacıya tescili yapılamayan … plakalı araç sebebi ile davacı tarafından ödendiği belirtilen fark 14.000,00 TL’nin tahsili için takip yapıldığı ve itiraz üzerine eldeki işbu davanın açıldığı, taraflar arasındaki somut uyuşmazlığın çözümünde Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı ve davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmıştır. (Benzer Yüksek Yargıtay 17 nci Hukuk Dairesi’nin 23/11/2012 gün ve 2012/12879 esas,2012/12971 karar ve yine Yüksek Yargıtay 23 üncü Hukuk Dairesi’nin 19/03/2013 gün ve 2013/239 esas,2013/1677 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi)
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır