Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/301 E. 2020/414 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/301
KARAR NO : 2020/414

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/07/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2020

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine Bakırköy … Tüketici Mahkemesinde açılan ve verilen görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi olunan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılardan …. arasında yapılan 24/11/2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacı …. ili, …. ilçesi, …. mah. …. ada, …. parsel …. Etapta bulunan …. numaralı bağımsız bölümü satın aldığını ve bedelini ödediğini, sözleşmeye göre yerine getirilmesi gereken tapu tescilinin sağlanmadığını, bu nedenle tapuda mevcut kaydın iptali ile davacı adına tesciline, aksi halde taşınmaz rayiç değerinden az olmamak üzere davacının ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenmiş değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dayandığı adi yazılı şekilde yapılmış satış vaadi sözleşmesine taraf olmadığını, sözleşmenin resmî şekilde yapılmaması nedeniyle kesin hükümsüzlük ile mâlul olması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacının …. ile yaptığı sözleşmenin 3-XVI. maddesinde, her türlü tereddüdü ortadan kaldırmak ve alıcıyı bilgilendirmek amacıyla; alıcının tek muhatabının …. olduğunu ve …’ın bu sözleşmeye taraf olmadığı, alıcının yani davacının ….’a karşı ileri sürebileceği hiçbir talep hakkının bulunmadığının açıkça kabul edildiği, … ile davacı arasında hiçbir hukukî ilişki bulunmadığı, … ile …. arasında bir adi ortalık değil, karşılıklı iki tarafa borç yükleyen bir akdin mevcut olduğunu,taraflar arasında hiçbir adi ortaklık, ortaklık, iş birliği vs. olmadığını, Tarafların karşılıklı edimleri yerine getirmemesi halinde, bu kadar ağır cezai şart ve fesih imkanlarına yer veren bir sözleşmenin, bir adi ortaklık olarak nitelendirilmesi hukuken mümkün olmadığını, …’ın sözleşme akdettiği yegâne kişi olan diğer davalı ….. dahi müvekkilimizden tescili talep etme hak ve yetkisine sahip olmadığından bahisle . haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosya Bakırköy ….Tüketici Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı 11/11/2019 tarihli kararı ile; ” Taraflardan davacının şirket olması, davalıların da şirket olması, davacının tacir vasfında olduğu ve bu nedenle 6502 sayılı yasada yapılan tanım gereğince tüketici sayılmayacağı anlaşılmakla, taraflardan birinin tüketici olmadığı, işlemlerde yasada tanımlanan tüketici işleminden de söz edilemez.6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın ya da tüm tarafların ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış; maddenin (a) bendinde, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Taraflar arasındaki ilişkinin tüketici ilişkisi olmadığı ve uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre ticari dava niteliğinde olduğundan davanın, ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup, HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiği kanaatiyle Mahkememizin iş bu davaya bakmakla görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK 114/Cmaddesi gereğince mahkememizin görevsizliğine, Karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,” karar verilerek mahkememize gelerek mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
Dava, tapu iptali ve tescil, terditli olarak da ödenen bedelin iadesi talebine yöneliktir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
4077 sayılı Kanunun 3.maddesinin ilk şeklinde “mal” kavramı “ticaret konusu taşınır eşya” olarak tanımlanmışken 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bu tanım genişletilmiş; diğer unsurlar yanında ” alış-verişe konu olan konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da mal kavramına dahil edilerek, bunlar da tüketici hukukunun kapsam ve koruması altına alınmıştır.
Eş söyleyişle, 4822 sayılı Kanunla, tüketicinin korunacağı alanlar genişletilerek; konut ve tatil amaçlı taşınmazlar da bu Kanun uygulamasında mal olarak kabul edilmiştir.
Kanunun uygulanabilmesi için bu taşınmazların satıcısının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunuyor olması ve alıcının da bunları konut amacıyla satın alması gerekli ve yeterlidir. Kanunda konutun tamamlanmış olup olmadığı yönünden bir ayırıma gidilmemiş; konut amaçlı taşınmaz mal ifadesiyle kullanım amacının konut olması yeterli bulunmuştur.
O halde, 4822 sayılı Kanunla konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/c maddesinin kapsamına alındığından, tüketici hukuku hükümleri kapsamında ve onun koruması altında olduğu kabul edilmelidir.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı olması gerekir.
Somut olayda; sözleşmeye konu taşınmazın konut olduğu, davacının da dava dilekçesinde taşınmazı ticari ya da mesleki amaçla satın almadıklarını, konut amacıyla satın aldıklarını belirttiği, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşılmaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 7.Hukuk Dairesi, 04/06/2020 tarih, 2020/356 Esas, 2020/633 karar, 20/02/2020 tarih, 2020/183 Esas, 2020/269 karar sayılı ilamları) Bu durumda davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olup davanın görev dava şartı yokluğundan reddine, görevli mahkemenin Bakırköy ….Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE, görevli mahkemenin Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin olduğuna,
2-Dosya Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş olmakla kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın re’sen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2.maddesi gözetilerek davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair,dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 10/07/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır