Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/300 E. 2021/603 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/300
KARAR NO : 2021/603

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/02/2018
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 18/06/2021
DAVA; Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan ( mahkememizin bozma öncesi 18/04/2018 tarih … E- … Karar )iş bu davanın dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin 07/12/2017 tarihli 2016 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında şirketin esas sözleşmesinin 6.maddesinin değiştirilmesine ve şirketin sermayesinin 2.500.000,00-TL den 7.000.000,00-TL ye yükseltilmesine karar verildiğini, alınan kararın TTK’nın 456.maddesine aykırı olduğunu ve azınlıkta olan pay sahiplerinin haklarını ortadan kaldırma amacı taşıdığını, şirketin hakim hissedarı …’ın 1.412.659,32-TL sermaye koyma taahhütünü yerine getirmeden sermaye artırım kararı alındığını, bunun TTK’nın 456.maddesine aykırı olduğunu, Bakırköy … ATM’nin … Esas sayılı dosyasında özel denetçi atandığını ve özel denetçi raporunda …’ın sermaye koyma borcunu yerine getirmediğinin tespit edildiğini, hakim hissedarların sermaye artırımı ile amaçlanan müvekkilinin hissesinin azaltılması olduğunu, davalı şirketin bu amaç ile daha öncede karar aldığını, bununla ilgili Bakırköy … ATM’nin … Esas sayılı dosyasında davanın görüldüğünü ve 08/02/2018 tarihinde sermaye artırım kararının iptaline karar verildiğini, sermaye artırım kararının HMK’nın 2.maddesine de aykırı olduğunu, iyi niyete dayanmadığını, davalı şirketin hakim hissedarları hakkında usulsüz işlemleri nedeniyle Bakırköy …. ASCM’nin .. Esas sayılı dosyasında açılmış ceza davasının bulunduğunu, … ve diğer yönetim kurulu üyelerinin şirketi zarara uğrattıklarını, davalı şirketin 2008 yılından bu tarafa zarar açıkladığını, şirketin feshine ilişkin Bakırköy … ATM’nin … Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, daha önce alınan sermaye artırım kararlarında da müvekkilleri hakkında iskat prosödürünün uygulandığını, aynı amacın bu genel kurulda da gerçekleştirme amacı taşıdığını belirterek genel kurulun sermaye artırımına ilişkin 8. maddesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kurulda alınan kararların esas sözleşmeye, yasaya ve hukuka uygun olarak alındığını, anonim şirketlerde hakim olan ilkenin çoğunluk ilkesi olduğunu, çoğunluğun usulüne uygun olarak almış olduğu karara mahkemenin müdahale etmesinin düşünülemeyeceğini, davalı şirketin sermaye takviyesi olmadan faaliyetlerini sürdürmesinin olanaksız olduğunu, iptali istenen genel kurulun karar almasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, davacıların dava dilekçesinde birçok davadan söz ettiğini, bu ihtilafların davacılar tarafından bilinçli olarak çıkartıldığını, bu dava ile ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Anonim şirketin genel kurulunda alınan sermaye artırım kararının iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizin 18/04/2018 tarih…. E- … Karar sayılı kararı İstanbul BAM … Hukuk Dairesinin 03/04/2020 tarih ve … Esas- .. Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyanın üç kişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdii ile davalı şirketin sermaye artırım kararı verdiği sırada taahhüt edilen ödenmemiş sermayesinin bulunup bulunmadığı, sermaye artırımının zorunlu olup olmadığı, sermayenin artırıldığı dönemi itibariyle bu sermaye artırımının kendi iç kaynaklarından yeniden değerlendirme yapılarak mı yapıldığı, yoksa dış kaynaklardan karşılanmak zorunda olup olmadığı, artırım şeklinin ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı hususlarının tespiti ve bu tespite göre dış kaynaklardan artırım kararı alınmasının sırf davacı ortağın kâr, tasfiye payını ve oy oranları küçültme amacına ve dolayısıyla azınlık pay sahiplerinin zarara uğratılması amacıyla şirketin amaç ve önemli çıkarı gerektirmeksizin dürüstlük kuralına aykırı şekilde objektif iyi niyet kurallarına aykırılık olup olmadığı hususunda inceleme yapılara bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
SMMM …., ticaret hukuk bilirkişisi Prof. Dr. … ve İç Denetçi Dr. … tarafından düzenlenen raporda, davalı şirket merkezinde gerçekleştirilen yerinde inceleme ve sonrasında şirket mali müşaviri ve yetkililerince Ortaklara Borçlar hesap kayıtlan ve bu kayıtlara ilişkin belgeler -kanuni saklama süresinin dolduğu gerekçesiyle – Heyetimize ibraz edilmediğinden, davalı şirket ortaklarından …’m şirkete koymayı taahhüt ettiği l.756.056.23 TL’lik sermaye borcunun 1.412.659,32 TL’sırun “Ortaklara Borçlar“ hesabından ödendiğinin davalı şirketçe ispatlanamadığı, dava konusu sermaye artırımı kararının TTK m. 456/1 hükmündeki “iç kaynaklardan yapılan artırım hariç, payların nakdi bedelleri tamamen ödenmediği sürece sermayenin arttnlamayacağr şartını ihlal ettiği, dolayısıyla artırım kararının kanuna aykın olduğu ve bu sebeple iptal edilebilir olduğu, dava konusu sermaye artırımı kararının TTK m 462/3 hükmündeki “bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermayenin arttnlamayacağı şartını ihlal ettiği, dolayısıyla artırım kararının kanuna aykırı olduğu ve bu sebeple de iptal edilebilir olduğu, dava konusu sermaye artırımı kararının dürüstlük kuralına ve özellikle “hakların sakınılarak kullanılması ılkesi”ne aykırı olduğu ve bu sebeple de iptal edilebilir olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyanın tevdii edildiği bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede, davalı şirketin incelenen bilançolarından özkaynaklarının borcu karşılamaya yeterli olduğu, borca batık durumda olmadığı, şirketin likidite sıkıntısı içerisinde olmadığı, dışarıdan sağlanacak kaynaklar ile sermaye arttırımına ihtiyacının olmadığı, bununla birlikte sermaye arttırımı açısından TTK m.462 hükmü uyarınca öncelikle kar yedekleri hesabında yer alan 6.055.111,30 TL’nin sermayesine ilave edilmesi gerektiği, neticeten davalı şirketin sermaye arttırım kararının zorunlu olmadığı tespit edilmiştir.
TTK’nun 456/1 maddesi “İç kaynaklardan yapılan arttırım hariç, payların nakdi bedelleri tamamen ödenmediği sürece sermaye artırılamaz” hükmünü amirdir. Davalı şirketin 21/04/2008 tarihinde yapılan gelen kurulda sermayesinin 150.000 TL’den 2.500.000,00 TL’ye arttırıldığı, arttırılan sermayenin 1.765.056,23 TL’sinin “ortaklara borç” hesabından, kalanın nakit olarak karşılanacağına karar verildiği, davalı şirketin “ortaklara borç” hesaplarında oluşan 2007 bakiyesinin 1.412.569,32 TL olarak sermaye yedekleri hesabına virman yapıldığı, bununla birlikte davalı şirketin bakiyeyi doğrulayacak yeterli kanıt sunmamış olması nedeniyle ortak …’ın sermaye taahhüdü olarak sayılabilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla TTK m.456/1 hükmündeki şartı ihlal etmesi nedeniyle kararın iptal edilebilir olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
TTK’nun 462/3 maddesi “Bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması halinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye arttırılamaz” hükmünü amirdir. Davalı şirketin sermaye arttırım kararı aldığı 2016 yılı genel kuruluna ibraz edilen 31/12/2016 tarihli bilançosunda “yasal yedekler” hesaplarında ve takip eden “olağanüstü yedekler” hesabında yer alan 6.055.111,30 TL’nin TTK’nun 462/3 maddesi gereğince öncelikle sermayeye dönüştürülmesi gereken fonlardan biri olduğu, davalı şirketin 2017 ve sonrasında öncelikle olağanüstü fonlar hesabında yer alan 6.055.111,30 TL’yi sermayeye dönüştürmesi gerektiği, aynı zamanda “ortaklara borç” hesabında yer alan 330.310,27 TL’nin de sermayeye ilave edilebilir kaynak olduğu sonucuna varıldığı, dolayısıyla sermaye arttırım kararının TTK’nun m.462/3 maddesi hükmündeki şartı ihlal etmesi nedeniyle kararın iptal edilebilir olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
“Hakların sakınılarak kullanılması ilkesi” uyarınca bir şirket genel kurulunun ulaşmak istediği amaca azınlık pay sahiplerine zarar vermeden veya en az zarar verecek şekilde kullanılması mümkün ise bu yol tercih edilmelidir. Aksi taktirde söz konusu genel kurul kararının dürüstlük kuralına aykırı olduğu sonucuna ulaşılacaktır. “Hakların sakınılarak kullanılması ilkesi” özellikle sermayenin arttırılması, rüçhan hakkının sınırlandırılması kararlarında dikkate alınmalıdır. Ortaklığın esas sermayesinin çok üstünde artırılması suretiyle azınlık veya iktisaden zayıf pay sahiplerinin yeni paylardan mevcut payları oranında alabilmelerinin önlenmesi ve sonuç olarak ortaklıktaki pay oranlarının düşürülmek istenmesi “hakların sakınılarak kullanılması ilkesi” ne ve dürüstlük kuralına aykırıdır.
Dava konusu genel kurul kararının TTK’nun 456/1, 462/3 maddesi ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve bu sebeple iptal edilebilir nitelikte olduğu tespit edilmiş olmakla açılan davanın kabulü ile davalı şirketin 07/12/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı 8 nolu gündem maddesinin iptaline karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalı şirketin 07/12/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı 8 nolu gündem maddesinin iptaline,
2-Alınması gereken 59,30 TL’nin peşin yatırılan 35,90 TL’den tenzili sonucu eksik bakiye 23,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 71,80-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen tebligat, müzekkere ve bilirkişi gideri ücreti olan 7.754,75-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 16/06/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı