Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/27 E. 2021/585 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/27 Esas
KARAR NO : 2021/585

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2020
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının arkadaş olup aralarında uzaktan akrabalık ilişkisinin de olduğunu, her iki taraf da ayrı ayrı ticaret yapmakta ve zaman zaman birbirilerinden borç almakta ve vermekte olduğunu, yaklaşık bir-bir buçuk yıl önce müvekkilinin dijtal para olan bitcoin hesabı açarak buradan para kazanmaya başladığını, o dönem bitcoin beş bin dolarken birden on bin-on ikibin dolar seviyesine çıkınca müvekkili davacı ile devamlı görüşen ve araları çok iyi olan davalının da; “ben de bitcoin işine girmek istiyorum bana da yol göstersene” deyince müvekkilinin davalıya bir hesap açması gerektiğini söylediğini, davalının ise “ben hem anlamam hem de uğraşamam. Ben sana vereyim parayı sen kendi hesabından benim için de satın al ben beceremem o işleri. Benim bankada 200.000 TL param var hem makine alalım hem de bitcoin satın alalım” dediğini, bunun üzerine müvekkilinin hesabına şüpheli adına bitcoin dijital makinesi satın aldığını, ardından ilk birkaç ay davalının her ay yaklaşık beş altı bin TL kar ettiğini ve bu paralar müvekkili tarafından davalıya verildiğini, devamında ise davalının, müvekkiline gelerek kendi adına bu sefer bitcoin satın almasını istediğini, müvekkili de kendi hesabında davalıya 1.4 bitcoin satın aldığını, taraflar arasında hiçbir sorun yokken, davalının verdiği para ile müvekkilinin hesabına satın alınan bitcoin değeri o dönem neredeyse yarı yarıya düşünce otomatik olarak müvekkilinin davacının hesabındaki davalının parasının eridiğini, bunun üzerine davalının, kaybettiği paranın sebebi olarak müvekkilini gördüğünü ve sorunu çözmesini istediğini, müvekkili davacı ise bu düşüşte kendisinin bir payı olmadığını, sistemin bu şekilde işlediğini söyleyip içine düştüğü saçma durumdan kurtulmaya çalışsa da akraba olan tarafların aile büyükleri bir araya gelerek müvekkilinin haklı olduğunu ve bu kayıptan sorumlu olamayacağı görüş ve telkinlerinde bulunduklarını, aynı dönemde, aralarında devamlı, ticari anlamda borç alma-verme ilişkisi olan taraflardan davalı …’ın iş yaptığı bir yere müşteri çeki veya senedi vermesi gerektiğini, davacının kendisine 30.000-USD’lik bir senet vermesini, bu senedi sırf ticari ilişki içinde olduğu kişiye güven vermek için almak istediğini ve ödeme günü senedi kendisinin ödeyeceğini söylediğini, müvekkili davacının ise daha önceden mütemadiyen bu tarz ilişkiler içinde olduğu akrabası ve arkadaşı olan davalının istediği senedi imzalayıp verdiğini, müvekkilinin, davaya konu 22/01/2019 düzenleme ve 20/09/2019 ödeme tarihli 30.000 USD’lik senedi davalı lehine imzalayıp verdiği sırada; hiçbir yükümlülüğü ve mecburiyeti olmamasına rağmen, sırf davalının, bitcoindeki azalmadan kaynaklı müvekkilinin sorumlu tutmasından dolayı; işbu senet fotokopisine “senedin 1.4 bitcoin karşılığı olarak verildiğini ve senedin vade tarihi olan 20/09/2019 tarihinde davacı müvekkili adına olan bitcoin hesabında 30.000-USD karşılığının olmaması halinde eksik olan bakiyenin davalı … tarafından ödeneceğine ilişkin davalıdan senet sureti altına bir beyan yazmasını ve imzalamasını istediğini, zira davalının isteği ve ısrarı ile sırf akraba ve arkadaş oldukları için bu işe giren ve davalının para kazanmasını isteyen davacı müvekkilinin, vereceği senetle en azından davalı ile olan bitcoin ilişkisini sonlandırmak ve akraba ilişkilerini normalleştirmek istediğini, müvekkilinin davalının isteği ve talebine iyilik olsun diye karşılık veren fakat akrabalık ve arkadaşlık ilişkileri iyice zedelendiği için, bitcoin dijital paranın değerinin artması ve şüphelinin “bitcoini sat ve benim paramı ver” talebi uyarınca, 21/06/2019 tarihinde bitcoin hesabındaki dijital paraları satarak tüm bedeli davalıya teslim ettiğini, davalı; teknik açıdan hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen sırf müvekkilinin akraba çevresine rencide olmamak adına kabul ettiği sözde zararı tahsil etmesine ve hile ve desise yoluyla aldığı ve 3. kişilere kullandığından bahisle güya müvekkiline teslim edemediğini söylediği dava konusu 20/09/2019 vade tarihli 30.000 USD’lik bonoyu “ 3. kişi olmaksızın kendi adına” (alacaklısının …, borçlunun …) icra takibine konu ettiğini ve bu haliyle TCK 157 kapsamında dolandırıcılık ve senet borçlusu tarafından bedeli tamamen veya kısmen ödenmiş senedin alacaklı tarafından ödeme olgusu dikkate alınmadan hukuka aykırı bir şekilde “kullanılması” suçunu ihtiva eden TCK 156. maddeleri ihlal ettiğini, takibin teminatsız veya uygun bir teminat ile durdurulmasını, hacizlerin kaldırılmasını, müvekkili davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalının haksız ve kötüniyetli icra takibini başlatması nedeniyle, icra takibine konu alacağın%20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından dava dilekçesinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takibe konu olan senedin üçüncü kişilere güven verme amaçlı olarak verildiği ve müvekkili ile davacı yan arasında akrabalık ilişkisi olduğu yönündeki beyanların tamamen gerçek dışı olup kabulünün asla mümkün olmadığını, davacı tarafın, dava dilekçesinde müvekkili …’ın kendisine bitcoin satın almak amacıyla müracaat ettiğini, kendisinin bu tarz işleri beceremediğini belirterek, ” sana para göndereyim sen benim adıma ne gerekiyorsa yap” şeklinde beyanda bulunmak suretiyle ticari ilişkide bulunduğuna yönelik iddiaların tamamen asılsız olduğunu, bu iddiaların aksine; davacı tarafından müvekkilinin yoğun çabalar sonucu ikna edildiğini, müvekkiline ait nakit para ile davacı tarafından bitcoin satın alındığını, ayrıca; müvekkili adına hesap açılmasının zor olduğunu iddia eden davacı tarafın müvekkilini inandırarak, kendi hesabı üzerinden müvekkili adına bitcoin satın aldığını, müvekkili ile davacı taraf arasında herhangi bir akrabalık ilişkisi bulunmadığını, davacı yanın yıllardır ticaretle uğraştığı düşünüldüğünde, başkasının borcu için kendi adına senet düzenlemesi hayatın olağan akışına aykırı olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili adına 1.4 bitcoin satın alındığı ve takibe konu olan senedi de bitcoin ilişkisini sonlandırmak üzere verildiği iddia edilmişse de, ilgili konulara ilişkin beyanlar gerçeklikten uzak olup üstelik beyanlarda çelişkiye düşüldüğünü, davacı yan dava dilekçesinin ekinde, delil olarak senede karşı ispat kuralına aykırı şekilde ses kaydı, telefon görüşmeleri, ekran resimlerini koymuş olsa da, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ilgili maddesi uyarınca ”senede karşı senetle ispat” kuralı olduğundan söz konusu delillerin kanuna aykırı olduğunu, haksız ve kötü niyetli şekilde açılmış olan davanın reddine, takip konusu davacının / borçlunun haksız bir şekilde gerçekleştirmiş olduğu itirazından dolayı %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, açılan davanın kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasına ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafından takibe konulan bono nedeniyle davacı tarafın davalıya borçlu olup olmadığına ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davalı takip alacaklısı tarafından davacı takip borçlusuna karşı 30.000,00-USD asıl alacak, 116,51-USD takip öncesi faiz ve 90,00-USD komisyon alacağı olmak üzere toplam 30.206,51-USD’nin tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; müştekisi …, şüphelisi … olduğu, tehdit suçundan açılan soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın taraflara tebliğ edildiği, süresinde herhangi bir itiraz yapılmadığı anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; İ.İ.K. 72 ve devamı maddeleri gereğince menfi tespit talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, her ne kadar davacı dava konusu senedi davalı …’ın iş yaptığı bir yere müşteri çeki veya senedi vermesi gerektiğini, davacının kendisine 30.000-USD’lik bir senet vermesini, bu senedi sırf ticari ilişki içinde olduğu kişiye güven vermek için almak istediğini ve ödeme günü senedi kendisinin ödeyeceğini söylediğini, müvekkili davacının ise daha önceden mütemadiyen bu tarz ilişkiler içinde olduğu akrabası ve arkadaşı olan davalının istediği üzerine davaya konu 22/01/2019 düzenleme ve 20/09/2019 ödeme tarihli 30.000 USD’lik senedi davalı lehine imzalayıp verdiği borçlu olmadığının tespitini talep etmişse de , dava konusu senedin kambiyo seneti vasfında bulunduğu, illetten mücerret olduğu, aksine ileri sürülen iddianın aynı şekilde yazılı delil ile ıspatı gerektiği, davacının iddiasını ıspatlar herhangi bir yazılı delil sunmadığı, dava dilekçesi ve ekinde yemin deliline dayanmadığı, anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş Davalı taraf, davacı aleyhine kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de, davalı taraf aleyhine iş bu dava nedeni ile verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı, hali ile kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı görülmüştür. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Alınması gereken 59,30-TL’nin harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.001,18-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.941,88-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 20.645,15-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,

Dair, davacı asil ile taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.10/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır