Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/268 E. 2021/948 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/268 Esas
KARAR NO : 2021/948

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin demir çelik sektöründe kaynak işçiliği yapmakta olan ve ağırlıkla ihracat üzerine çalışan bir şirket olduğunu, …..’nin dava dışı …… şirketi ile yaptığı sözleşme doğrultusunda bir malzeme üretimi yapılmış ve bu ürünlerin nakliyesi için davalı ….. A.Ş. ile anlaşılmış olduğunu, anlaşma doğrultusunda yüklemenin taraflarınca ve düzgün şekilde yapılmış olmasına rağmen ürünlerin asıl işverene ciddi derecede hasarlı şekilde ve geç teslim edilmiş olduğunu, nihayetinde işveren şirketin taraflarına hasarlı ve geç kalan ürünler sebebi ile 16.350,34 € ceza tahakkuk ettirmiş olduğunu, taraflarınca hasarın öğrenilmesi ile birlikte davalı borçluya Ankara …. Noterliği’nin 02.09.2019 tarih, …. yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek ayıp ihbarında bulunulmuş olduğunu, davalı tarafın ise Büyükçekmece …. Noterliği’nin 11.09.2019 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kusurunu kabul etmemiş, ancak sigorta şirketi nezdinde …. sayılı dosya üzerinden hasar işlemlerini başlattığını beyan etmiş olduğunu, bu süre zarfında ticari iyi niyet çerçevesinde harici görüşmelerin devam etmiş ancak sonuç alınamaması üzerine Ankara ….. Noterliği’nin 08.10.2019 tarih, … numaralı ihtarnamesi ile ödeme talep edilmiş, ancak sonuç alınamamış olduğunu, bunun üzerine Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanmış, ancak borçlu tarafından takibe itiraz edilerek durdurulmuş olduğunu, süreç içerisinde davalı borçlunun ısrarcı şekilde zararlarının sigortadan karşılanacağını belirtmesi ancak sigorta şirketinden bu konu ile ilgili hiçbir taleplerine yanıt verilmemesi üzerine de ilgili sigorta şirketine Ankara …. Noterliği’nin 22.11.2019 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilmiş, cevap verilmemesi üzerine 03.02.2020 tarih, …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilmiş olduğunu, ancak doğa sigorta şirketinden bu ihtarnamelerinden hiçbirine cevap verilmemiş olduğunu, müvekkili şirketin davalının kusurlu eylemi sebebi ile zarara uğramış, bu zararın giderilmesi için ikame edilen icra dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiş olduğunu, davalının özensiz iş görmesi sebebi ile 2 kalemde zarara sebebiyet vermiş olduğunu, bunlardan birincisinin 10 günlük gecikme, diğerinin ise taşıma esnasında ürünlerde oluşan hasar olduğunu, 3. kişi şirket tarafından tamirat işlemleri yapılmış ceza ile birlikte taraflarına fatura edilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından yüklemenin tam ve doğru şekilde yapılmış olduğunu, ancak ürünlerin ağır çelikten imal edilmiş olmasına rağmen tır içerisinde hasar görmüş olduğunu, bu nitelikteki ürünlerin bu kadar ciddi hasarlar almasının tamamen davalı tarafın özensiz ifasından kaynaklanmakta olduğunu beyanla; itirazın iptaline, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşımanın Türkiye’den Almanya’ya yapılan uluslararası bir taşıma olduğunu, Uluslararası taşımalarda yurt içi taşımalardan farklı olarak bazı uluslararası düzenlemeler ve kurallar global ticarette yeknesaklık oluşturması amacıyla uygulama alanı bulmakta olduğunu, … Teslim Şekilleri olarak anılan bu düzenlemeler …. (Uluslarası Ticaret Odası) tarafından düzenlenen, eşyanın taşınması ile teslimi aşamalarında sorumluluklar ve maliyetlerin taraflar arasında dağılımını belirleyen kurallar olduğunu, huzurdaki davaya konu taşımada davacı tarafından Almanya’da mukim alıcı … adlı şirket muhatap kılınmak suretiyle tanzim edilen 09.08.2019 tarihli … numaralı “…. Çelik Boruları ve bağlantı malzemeleri” açıklamalı faturada teslim şekli olarak açıkça … teslim şekli belirlenmiş olduğunu, … teslim şeklinde satıcının malları gümrük işlemlerini tamamlayarak, belirlenen tarihte ve yerde ilk taşıyıcının gözetimine devrettiği anda teslim işlemlerini tamamlamış olduğunu, bu andan itibaren malla ilgili tüm masraf ve risklerin alıcıya geçtiğini, navlun ücretinin de diğer tüm giderler gibi alıcı tarafından ödendiğini, hasarın varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının, taşıma konusu emtiayı taşıyıcıya teslim ettiği andan emtianın maliki dava dışı alıcı …. adlı firma olmuş olduğunu, bu durumda davacının tek bir koşulda dava hakkı bulunur o da mal bedelini dava dışı alıcıdan tahsil edememiş olması olduğunu, ancak davacının bu durumu kanıtlayacak hiç bir bilgi veya belgeyi dosyaya sunamadığı gibi dava dilekçesinde de bu duruma ilişkin herhangi bir beyanı da bulunmadığını, bu sebeple davacının işbu taşımada zarar gören taraf olmadığı için müvekkili şirkete karşı talep ve dava hakkı da bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde dava dışı alıcının kendilerinden ceza tutarı talep ettiğini belirtmiş olduğunu, ancak davacının bu ifadesini desteklemek üzere dosyaya sunduğu delilin noter onaylı Türkçe tercümesi dosyada bulunmamakla birlikte ilgili delilin(davacı dava dilekçesinde ek-3 olarak adlandırmış) davacı tarafından “kesinti faturası” olarak adlandırılmış olduğunu, ancak ilgili delilin orijinal metninde İngilizce olarak büyük harflerle “…” yani “alacak dekontu” ifadesi yer aldığını, dosyada davacının ilgili alacak dekontunu ödediğine dair hiç bir delil bulunmadığını, eğer davacı dava dışı alıcısına meydana geldiği iddia olunan hasara ilişkin bir ceza ödemesi yapmadıysa malvarlığında herhangi bir azalma meydana gelmemiş olacak ve davacının huzurdaki davayı ikame etme hakkı da bulunmayacak olduğunu, açıklanan nedenlerle huzurdaki davanın öncelikle aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddedilmesini talep ettiklerini, araç içine yükleme ve istifin davacı tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu, davacı her ne kadar yüklemenin düzgün bir şekilde yapılmış olduğunu iddia etse de dosyaya sunmuş oldukları ekspertiz raporunun “Fotoğrafların Değerlendirmesi” başlığı altında boruların sağlam bir temel üzerine yerleştirilmediği, forklift çatallarının doğrudan boruya gelecek şekilde istiflenmesi sebebiyle boruların hasar gördüğünün belirtilmiş olduğunu, aynı şekilde ekspertiz raporunun “Yükün Emniyete Alınması” başlığı altındaki “Değerlendirmeler” bölümünde de istifin doğru yapılmadığı “En uzun boru birimi bir istif sırası üzerinden bir bağlama kayışıyla üstten bağlanarak emniyete alınmıştır, fakat kayışlar kaygan borular üzerinden geçirildiği için kolaylıkla kaymaktadır. Bitişik borular yükleme alanında emniyete alınmamıştır.” şeklinde ifade edilmiş olduğunu, söz konusu taşımanın uluslararası bir kara taşıması olduğu göz önünde bulundurulduğunda ilgili taşımayı düzenleyen kurallar bütünü de CMR Konvansiyonu hükümlerinde olacağını, hatalı istiflemeden dolayı meydana gelen herhangi bir hasardan davacının sorumlu olacağını, emtia 21.08.2019 tarihinde varış noktasına geldiğinde alıcı tarafından teslim alınmış olup hasar ve ziyaya ilişkin CMR Belgesine herhangi bir not düşülmemiş olduğunu, davacı tarafından ambalajlama usulüne uygun olarak yapılmadığı için davacının iddia ettiği hasarın oluşmuş olduğunu, davacının da dava dilekçesinde belirttiği üzere emtia müvekkili şirkete konteyner içerisinde teslim edilmiş olup, müvekkili şirketin istif ve yüklemeye nezaret etme gibi bir imkanı da söz konusu olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin …. numaralı CMR Özel Hamule Senedi’nin üzerine “aracın yüklemedeki istifleme ve ambalajdan meydana gelebilecek hasarlardan …. Uluslararası Taşımacılık Ltd. Şti. sorumlu değildir.” şeklinde şerh düşmüş olduğunu, ayrıca ilgili CMR senedinin üzerinde emtianın taşınmasını gerçekleştiren aracın plakası da bulunmakta olup davacının emtiaları taşıyan araçların plakalarının paylaşılmadığı, taşımayı gerçekleştiren aracın kaza yaptığı vesair yönündeki iddialarının da tamamen mesnetsiz olduğunu, davacının talep ettiği alacağın muayyen ve likit olmadığını, davacının dava dilekçesinde emtianın alıcısına geç teslim edildiğini belirtmişse de bunu ispatlayacak herhangi bir delili dosyaya sunmamış olduğunu, davacı tarafından talep edilen faizin de CMR Konvansiyonu hükümlerine aykırı olduğunu beyanla; davanın öncelikle husumetten reddine, bu talepleri kabul görmez ise davanın esastan reddine, davanın reddi halinde takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, taşıma hizmeti nedeniyle emtianın hasara uğramasından ve geç tesliminden kaynaklı olarak uğranılan zararın tanzimi istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş olup, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 16.350,00 Euro üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği anlaşıldı.
Dosyanın kül halinde çelik emtiası konusunda uzman bilirkişi ve taşıma sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişilere tevdii ile dava konusu taşıma ve saklamanın tabi olduğu hükümlerin tespiti,davacının yaptırmış olduğu taşıma hizmeti nedeniyle emtianın hasara uğramasından ve geç tesliminden kaynaklı olarak davalılardan alacaklı olup olmadığı, uyuşmazlığın dava konusu taşıma ve saklamanın tabi olduğu hükümlerin tespiti, hasar tazmin talebi için ihbar yapılmasının zorunlu olup olmadığı, ihbarın süresinde ve usulune uygun olarak yapılıp yapılmadığı, çelik emtiasının zarar görmesinin sebepleri, taşıma ve saklama koşullarının davalılarca bilinip bilinmediği, taşıma ve saklama koşullarına uyulup uyulmadığı,dava konusu emtianın hasarı ve geç teslimi nedeniyle oluşan zarardan davalıların sorumlu olup olmadığı, sorumlulukları bulunmakta ise gerçek zararın tespiti ile bilirkişi raporu tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, Makine Mühendisi bilirkişi …ve Taşıma Uzmanı bilirkişi … 18/11/2020 tarihli raporlarında özetle; davacının ticari defterlerinde dava dışı Alman firma ….. firmasına 16.350 EURO zararı tazmin ettiğini, dava dışı alıcının düzenlediği credit note-alacak dekontuna göre ticari defterlerinde bu miktar zarara katlandığı ya da davacının böyle bir ödeme yaptığı sabit olacak olursa; davacının sorumlulara karşı bu tazminatı yansıtmak bakımından aktif husumete ehil olabileceği hususunda nihai takdir ve değerlendirmenin mahkememize ait olduğunu, davacının veya alıcısının 21.08.2019 ve 28.08.2019 tarihli iki araçlık taşıma sonrası teslim aşamasından hasar tespit tutanağı, senede şerh, teslimde gerekli ihbar yapılarak zararın taşıma sürecinde meydana geldiğini CMR m.30 şartlarına uygun bir şekilde ihbar etmediğini, taşınan emtianın niteliğine uygun ambalaj, taşıma şartları, yükleme ve boşaltma süreçlerinin gereği gibi ifa edildiğinin söylenemeyeceğini, yükün vasıfları gözetilmeden bu faaliyetlerin yürütüldüğünün tespit edildiğini, her ne kadar davacının talepleri hasar ve gecikme şeklinde iki ayrı sebebe dayandırılmış ise de; davacının mesnet tazminat sebebi alacak dekontu ve eki zarar kalemleri dökümü gözetildiğinde; dosya kapsamında gecikme zararı ve buna bağlı davacının katlandığı tazminattan SÖZ edilemeyeceğini, tüm zarar miktarının hasar kaynaklı ileri sürüldüğünü ve bu miktar zararın tamamının taşıma sürecinde meydana geldiğinin sabit olmadığını, kaldı ki meydana gelen zararın yükleme, istifleme, boşaltma, aktarma ve sair süreçlerde ve yine ambalaj eksiği kaynaklı olduğu gözetilerek bu süreçlerin taşıma sürecinde ve davalının sorumluluğunda olduğunun sabit olmadığını, meydana gelen zararın sebepleri gözetilerek CMR taşıma senedinde düşülen kayıtla taşıyıcının sorumluluk alanı dışında kaldığını, nezaret yükümlülüğüne bağlı bir kusur dahi ileri sürülemeyeceğini, eşyanın niteliğine uygun olmayan hasar sebebi olan süreçlerden davalının sorumlu tutulamayacağını, dava konusu alacağın yargılamayı gerektiren tazminat alacağı olduğunu, alacak dekontuna dayandırılmasının likit ve muaccel taşıma zararı ve tazminat alacağı olarak değerlendirilmesini gerektirmediğini, her bir hasar zararı kaleminin ve sorumluluk sebeplerinin irdelenmesi gerektiğini, davalının tazminat ödemesine hükmedilecek olursa, takip tarihinden itibaren %5 CMR m.27 temerrüt faizi uygulanabileceğini bildirmişlerdir.
Dosyanın tarafların itirazları irdelenmek üzere ek rapor düzenlenmek üzere yeniden bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 20/04/2021 tarihli ek raporunda özetle; davacı vekilinin itirazları değerlendirildiğinde; her ne kadar dava dışı alıcının tek taraflı kestiği credit note – alacak dekontu ceza ödemesi olarak belirtilmiş ise de; esasen dava dışı alıcı taşınan maldaki hasar kaynaklı zararın giderimi için yaptığı ödemeler için alacak dekontu düzenlediği belirlenmekte olduğunu, KÖK raporda yer alan tespit ise dava dilekçesinde “..16.350,34 EURO ceza tahakkuk ettirmiştir.” İfadelerinden kaynaklanmış olduğunu, raporda davalının kusurunun tespit edildiği, yükün dağıldığı, davalının özensiz yaptığı taşıma işi sebebi ile verdiği zarardan sorumlu olduğunun belirtilmiş olduğunu, değerlendirildiğinde, esasen taşıma sürecinde hasar meydana geldiği KÖK raporda tespit edilmekte ise de bunun sebebinin yükün niteliğine uygun ambalajlanmaması, taşıma güvenliğine uygun olmayan yükleme kaynaklı olduğunun belirlenmekte olduğunu, CMR taşıma senedinde tek taraflı yazılan “sorumsuzluk kaydı”nın geçerli olmadığı, taşıyıcının taşıma sürecinde kendi kusuru ile verdiği zararı tazmin etmesi gerektiğinin belirtilmiş olduğunu, Değerlendirildiğinde, davalının kendi kusuru ile veya özensizliğinin yol açtığı zararı karşılaması gerektiği, ancak dosya kapsamında zararın davalının kusurundan kaynaklandığını sabit olmadığı, zira “taşıta koyarak, istifleyerek, bağlayarak sabitleyerek taşıma güvenliğine uygun yüklemeden” davalının değil, kural olarak gönderenin sorumlu olduğunun Kök raporda açıklanmış olduğunu, raporun D/6 bölümünde yapılan tespitte taşımanın tam ve sağlam teslimle tamamlandığı, 28.08.2019 tarihinde teslimat yapıldığı, 02.09.2019 tarihinde de Ankara …. Noterliğinden … yevmiye sayılı ihtar ile resmi bildirim yapıldığı, 4 günlük sürenin 2 gününün de hafta sonuna denk geldiği, yükün tam ve sağlam teslim edildiği gibi bir karinenin kabul edilemeyeceğinin ileri sürülmüş olduğunu, Değerlendirildiğinde, varma yerinde açık ayıplar ve hasarların derhal bildirilmemesi halinde tam ve sağlam yük teslimi karinesi oluştuğunu, ancak somut olayda bu karinenin aksi, sunulan fotoğraflar ve araç üzerinde hasar görüntülerinden anlaşılmakta olduğunu, somut olayda CMR m.30 şartlarında ihbar yapılmamış olmasına karşın hasarın yükün niteliği, ambalaj zaafı, yükleme kusurlarından meydana geldiği, bu nedenle davalının sorumluluk alanında olmadığının KÖK rapora yansımış olduğunu, taraflar arasında anlaşmanın … olmadığını, anlaşmanın yalın bir taşıma işlemi olduğu ileri sürülerek davanın kabulünün talep edilmiş olduğunu, Değerlendirildiğinde, taşıma belirtildiği gibi düz taşıma olduğunu, ancak davacının dava dışı firmaya satışı .. teslim şekliyle olmuş olduğunu, araç teslimi-araca yükleme davacı sorumluluğunda mal taşımaya verilmiş olduğunu, bu nedenle de ambalaj ve yükleme kaynaklı riskler satıcı-davacı üzerinde satış yapılmış olduğunu, alıcı credit note ile kendi zararını davacıya yansıtmış gözükmekte olduğunu, davalı vekilinin beyan ve itirazları değerlendirildiğinde; davalı vekilinin, 27.11.2020 UYAP yüklemesi itiraz dilekçesinde, taşınan emtianın niteliğine uygun ambalaj yapılmadan taşımaya verildiği, yükleme ve istifleme ve sabitlemenin gereği gibi yapılmadığı, CMR m.17/4-c) gereği davalının sorumlu tutulamayacağını belirtmiş olduğunu, Değerlendirildiğinde, Kök rapor sonuç ve kanaatlerini teyit etmekte olduğunu, CMR m.30 gereği dıştan anlaşılan hasar durumuna karşın, derhal hasar bildirimi yapılmadığı, senede şerh düşülmediği, yükün tam ve sağlam teslim edildiği karinesinin oluştuğunun beyan edilmiş olduğunu, Değerlendirildiğinde, her ne kadar CMR m.30 kapsamında bildirim yoksa da, araç üzeri fotoğraflardan hasarın taşıma sürecinde yükün niteliği ve yükleme kaynaklı kusurlardan meydana geldiği tespit edilmekte olduğunu, bu durumda da taşıyıcı sorumluluğu söz konusu olmayacağını, davacının doğrudan TTK m.1478 gereği dava dışı sigortacıdan talep edebileceği sonuç ve kanaatinin işbu davada taraf olmayan sigortacı açısından bilirkişi görev kapsamı dışında kaldığının bildirilmekte olduğunu, Değerlendirildiğinde, itiraz konusu hususun, KÖK rapor sonuçlarına yansıtılmamış olduğunu, davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinde 16.350 EURO tutarında ceza bedeli talep etmişlerse de, bu bedelin ceza değil alıcısına ayıplı ulaşan mallarda ayıbın giderilmesi için yapılan masraflar olduğu, bu masrafların da delilleri ile ortaya konulmadığı gibi, bundan sonra yeni delil sunulmasına da muvafakat edilmediğinin belirtilmekte olduğunu, Değerlendirildiğinde, davacının katlandığı ileri sürülen dekont-credit note kaynaklı zararın hesaplanması için yeni delil sunulması veya takdirinin mahkememize ait olduğunu neticeten; kök raporda yer alan görüşlerini aynen koruduklarını belirtmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilmiştir. Davacının talebi, dava dışı firmaya teslim edilmek üzere davalı tarafından yurt dışına taşınılacak emtianın zarara uğraması sebebi ile ödendiği ceza tutarının davalı taraftan tahsiline ilişkindir. Taşımanın uluslararası taşıma niteliğinde olması nedeni ile CMR hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Hükme esas alınan gerekçeli ve denetlenebilir bilirkişi raporu ve dava dışı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere yüklemede forklift çatalının darbeleri, forklifte kullanılan emtianın ambalajsız olması, ambalajların yükü yeterli korumaya almamış olması sebepleri ile zarar meydana gelmiştir. CMR taşıma senedinde açıkça bu durumlarda taşıyıcının sorumlu olmayacağının belirtildiği gibi TTK m. 862 ve 863 hükümleri uyarınca da davalının sorumluluğunda olmayan ve davacının kendisi tarafından usulüne uygun yapıldığı iddia olunan ambalaj ve yüklemeden kaynaklı hasardan davalı sorumlu olamayacaktır. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 14.947,01 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸