Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/254 E. 2023/459 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/254 Esas
KARAR NO : 2023/459

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalılardan ….’un sürücü olarak kullandığı …. plakalı aracın 16.10.2016 tarihinde, …. caddesinden … caddesine doğru hareket ederken müvekkillerinin Çocuğu ….’ya çarparak altına almış ve çocuklarının ölümüne sebebiyet vermiş olduğunu, iş bu kazanın tamamen davalı araç sürücüsünün ağır ve tam kusuru neticesinde meydana gelmiş olduğunu, zira müvekkillerinin çocuğunun henüz 4 yaşında olup, kendisine atfedilecek hiçbir kusur bulunmadığını, ceza soruşturması neticesinde davalı sürücüye dava açılmış ve yapılan yargılama neticesinde Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas …. Karar sayılı kararı ile davalı sürücünün cezalandırılmasına karar verilmiş olduğunu, davaya sebebiyet veren …. plakalı aracın davalı …. Sigorta A.Ş’ ye Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi “Genişletilmiş Kasko” ile sigortalanmış olduğunu, poliçede manevi tazminat klozuda bulunduğundan taraflarınca davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış, başvurularının değerlendirmeye alınmış, ancak her bir müvekkili tarafından 60.000TL tazminat talebinde bulundukları halde, davalı sigorta şirketi tarafından her bir müvekkili için 10.000TL teklif edilmiş olduğunu, davalının bu teklifi taraflarınca kabul edilmediğinden iş bu davayı açma mecburiyetimiz hasıl olduğunu, kaza yapan … plakalı aracın davalılardan …. Sigorta A.Ş’ye Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası ile sigortalanmış olup, davalı sigorta şirketinin de poliçe limitleriyle sorumlu olduğunu, müvekkillerinden ….’nın ev kadını olup, çalışmasının mümkün olmadığını, ileride çocuğunun kendisine bakacak olduğunu, çocuğunu kaybettiği için maddi desteğinden mahrum kalmış, yine aynı şekilde diğer müvekkilininde işsiz olup, ileride çocuğunun desteğinden mahrum kalmış olduğunu, iş bu nedenle maddi tazminat talepleri bulunduğunu, müvekkillerinin bu kapsamda davalı sigorta şirketine başvuru yaparak 140.000TL talep ettiği halde davalı sigorta şirketi tarafından yalnızca 24.600TL ödeme yapılmış, bu miktar taraflarınca kabul edilmediğinden kismi ödeme kabul edilerek, iş bu davayı açma mecburiyetlerinin hasıl olduğunu, dava öncesi arabulucuya başvurulmuş ancak taraflar arasında anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; davalı sürücü tarafından kullanılan ve davalılardan …. Sigorta A.Ş.’nin manevi tazminat klozu içeren Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi “Genişletilmiş Kasko” ile sigortalı aracın tam ve ağır kusuru sonucunda çocuklarını kaybeden müvekkillerininin uğramış olduğu manevi zararlar dolayısıyla; sorumlu olduğundan 100.000TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan …. ve …. Sigorta A.Ş’den (sadece manevi tazminattan sorumludur) alınarak müvekkillerine verilmesine, kazaya sebebiyet veren araç davalılardan …. Sigorta A.Ş’ye Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası ile sigortalanmış olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinin maddi zararları tam olarak belirnebilir hale geldiğinde artırılmak üzere şimdilik 50.000TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan …. ve …. Sigota A.Ş‘den (sadece maddi tazminattan sorumludur) müşterek ve müteselsilsen alınarak müvekkillerine verilmesine, masraf ile ücreti vekaletinin de davalı taraflara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 16/10/2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, …. plakalı aracın, müvekkili şirkete 10/09/2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinini kişi başı 310.000 TL olduğunu, başvuruya konu kaza sebebiyle müvekkili sigorta şirketine başvurulmuş olup nezdinde açılan hasar dosyası altında aktüeryal rapor hazırlanmış olduğunu, hazırlanan rapor sonucuna göre TRH 2010 tablosuna, %1,8 teknik faiz ve sigortalı araç sürücüsünün %100 kusur oranına istinaden 20/11/2019 tarihinde 24.609,02 TL tazminat ödemesi yapılmış olduğunu, hasar aşamasından yapılan ödemenin, poliçe tanzim tarihi itibariyle amir Genel Şartlar’a uygun olarak hesaplanmış olup, bakiye tazminat söz konusu olmadığını, yapılan bu ödemeler ile müvekkili şirketin davacılara sorumluluğunnu sona ermiş olduğunu, bu nedenle de başvuru sahibinin söz konusu talebinin reddi gerektiğini, bir an için dahi kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer herhangi bir tazminat sorumlulukları doğacak ise, ödeme tarihinden itibaren faiz güncellemesi yapılarak söz konusu ödemenin tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine göre trafik sigortalarının, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapıldığını, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa, işletene düşen bir sorumluluk da bulunmadığını, kusur tespiti yapılması amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevkini talep ediyor olduklarını, bir an için dahi kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer herhangi bir tazminat sorumlulukları doğacak ise, yapılacak olan bilirkişi incelemesinin, 15.8.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış olan Aktüerler Yönetmeliği uyarınca aktüer sıfatına sahip bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek yapılması gerektiğini, müteveffanın vefatı sebebi ile işbu davada davacı olmadığı halde destekten yoksun kalan kimseler varsa mahkeme tarafından re’sen tespit edilmesi gerektiğini, bu sebeple müteveffanın kendisinin ve anne, babasının güncel nüfus kayıtları dosyaya celp edilmeli, hesaplama yapılmasına karar verilmesi halinde, hesap raporundan ilgili pay oranlarının dikkate alınması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken, tazminat talep edenlerin ölen kişi ile ilişkileri, yaşları, medeni durumları ve vefat sebebiyle destekten yoksun kalıp kalmadıkları konularının öncelikli olarak belirlenmesi gerektiğini müvekkili şirektin eğer bir tazminat sorumluluğu doğacak ise, kişinin gelirinin belirlenmesinde TRH-2010 Mortalite Tablosu dikkate alınarak vergilendirilmiş gelirinin esas alınması gerektiğini, zarar gören beyan ettiği gelirinin vergilendirildiğini belgesi ile ispat edemiyorsa tazminat hesabının yapıldığı tarihte geçerli asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, netice itibariyle, mevzuat değişikliğinden önce verilen ve mevcut halde güncelliğini yitirmiş bulunan Yargıtay kararları doğrultusunda DEĞİL; AMİR MEVZUATA GÖRE TRH 2010 Mortalite Tablosu kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, bu konu ile ilgili yüksek mahkeme kararlarının, amir mevzuat uyarınca güncellenmekte olduğunu, somut olayda müvekkili şirkete yapılan müracaat usulüne uygun gerçekleştirilmediği için müvekkili şirket temerrüde düşmemiş olup, davacının faiz isteme hakkı doğmamış olduğunu, davaya konu uyuşmazlığın tamamen “haksız fiil”den kaynaklanmakta olduğunu, haksız filden kaynaklanan taleplerde de uygulanacak ancak kanuni faiz olacağını, kaldı ki halefiyet gereği sigortalı aracın özel araç olması durumunda müvekkili şirketin, sigortalısının sorumlu olduğu yasal faizden sorumlu olacağı hususunun tartışmasız olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığından; faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağının kabulü gerektiğini beyanla; söz konusu tazminat ödenmiş olduğundan talebin reddine, dosyada kusur tespiti yapılmasına, tazminat sorumluluklarının doğması durumunda hesaplamaların Hazine Müsteşarlığına kayıtlı uzman bilirkişilerce, TRH 2010 Mortalite tablosu esas alınarak yapılmasına, aleyhlerine yargılama ücreti ve vekalet ücretine hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 16/10/2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, …. plakalı aracın, müvekkili şirkete 07/09/2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, manevi tazminat talebinin, poliçede belirtilmiş limiti aşamayacağını, ayrıca manevi tazminat talebinin hakkaniyete uygun olması gerektiğini, konu kaza sebebiyle müvekkili sigorta şirketi nezdinde … nolu hasar dosyası açılmış olup, müteveffanın anne ve babası için toplam 20.000,00-TL manevi tazminatın davacılara ödenmiş olduğunu, yapılan ödemenin, mevzuata uygun olarak hesaplanmış olup, bakiye tazminatın söz konusu olmadığını, yapılan bu ödemeler ile müvekkili şirketin sorumluluğunun sona ermiş olduğunu, mahkememiz aksi kanaattteyse kabul anlamına gelmemekle birlikte, kusur durumunun tespiti gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunnu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine göre trafik sigortalarının, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapıldığını, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa, işletene düşen bir sorumluluk da bulunmadığını, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, kusur tespitinin yapılabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini talep ediyor olduklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, talep edilen manevi tazminat talebinin hakkaniyete uygun olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, Türk Borçlar Kanunu gereği, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği tazminat miktarının adalete uygun olması gerektiğini, kazazedenin müterafik kusur durumunun araştırılması gerektiğini, bu nedenle manevi tazminat miktarı belirlenirken, adalete uygun tazminat miktarı belirlenmesi gerektiğini, davacı vekilinin hakkaniyete uygun olmayan, fahiş manevi tazminat talebi miktarının hakkaniyete uygun olarak tespit edilmesi gerektiğini, toplanan delillerle beraber davacının müterafik kusur durumunun mevcudiyeti durumunda belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, bu nedenle belirtilen hususlar doğrultusunda davacının müterafik kusurunun araştırılmasını talep ediyor olduklarını, faizin hatalı talep edilmiş olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmemiş olduğunu, talep edilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, uygulanacak faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi ve konuyu değerlendirmek için öncelikle motorlu araç işleteninin, üçüncü kişilere karşı mali sorumluluğunu yüklenen sigortacının, rizikonun gerçekleşmesi halinde ne zaman temerrüde düşeceğinin önem kazanmakta olduğunu, müvekkili şirket davacı vekiline ödeme yapmış olduğundan dolayı temerrüde düşmemiş olduğunu, dolayısıyla, faizin dava açılış tarihinden itibaren yasal faiz olarak işletilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığından; faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağının kabulü gerektiğini, bu itibarla davacının bu yöndeki taleplerinin de reddi gerektiğini beyanla; davanın reddine, yapılan ödeme nedeniyle haksız davanın reddine, mahkememizce esastan inceleme yapacak ise, kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, manevi tazminatın hakkaniyete ve adalete uygun olacak şekilde belirlenmesine, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasına, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….’a usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; tarafların kusur durumları, davalı …. Sigorta A.Ş.’ne zmss ile sigortalanmış, …. Sigorta A.Ş.’ne birleşik kasko sigortası ile kaskolanmış … plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza nedeni ile davalıların destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesinin gerekip gerekmediği, gerekmekte ise miktarı hususlarına ilişkindir.
Dosyanın ATK Trafik İhtisas Kuruluna sevki ile dava konusu kazanın meydana gelmesinde oransal kusurun tespiti istenilmesine karar verilmiş olup, ATK Trafik İhtisas Dairesi … tarih ve …. sayılı raporda özetle; 16.10.2016 günü saat 17.30 sıralarında davalı sürücü ….’un sevk ve idaresindeki …. plakalı otobüs ile istikametinden …. caddesini takiben …. caddesi istikametine seyir halinde iken olay mahalli kavşağa geldiğinde aracın sol ön köşe kısımları ile seyir istikametine göre yolun solundan sağa doğru karşıdan karşıya koşarak geçip tekrar koşarak geri dönemeye çalışan 2013 doğumlu müteveffa yaya ….’ya çarpmasıyla neticelenen dava konusu kaza meydana gelmiş olduğunu, Trafik kaza tespit tutanağında olay mahallinde yolun; iki yönlü, cadde, şerit sayısının 2, şerit genişliğinin 11m, yol platform genişliğinin 14.8m, zemin asfaltın kuru, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimli, kavşağın bulunduğu, vaktin gündüz, havanın açık, mahalin meskun, kaza yerindeki azami hız limitinin 50km/s olarak belirtilmiş olduğu, …. Hastanesi’nin 16.10.2016 tarihli laboratuvar sonuç raporunda ….’un 0.55promil ethanollü olduğunun belirtilmiş olduğu, davalı sürücü ….’un ifadesinde;”…16.10.2016 günü saat 17:30 sıralarmda servise gitmek için …. cad. üzerinde sağ şeritte rampa yukarı 20 km hızla seyir ettiğpim sırada …. sokak keşişlimine yaklaştığım esnda benim sağ şeridimde park halinde plakasını almasdığım bir tır vardı. Bende aracımı sola kırarak yoluma devam ettim. Tırın orta kasa kısnuna gelediğim esnada sağ kaldırımdan 4-5 yaşlarında bir çocuk koşarak tırın önünden önüme fırladı. Ben çocuğa çarpmamak için sola kırdım. Benim aracımın sağ ön kısımları ile çocuğa çarptı. Ben hemen hemen frene bastım. Orda bulunan vatandaşlarm geri gelmem konusuda bağrmca aracı yaklaşık 5 metre geri salarak dururup araçtan indim…”şeklinde ifade vermiş olduğu, Adli Tıp Kurumu, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından Büyükçekmece …Asliye Ceza Mahkemesine sunulmak üzere tanzim edilen 10.04.2017 tarihli müşterek raporunda kazanın oluşumunda sürücü ….’un tali derecede kusurlu olduğu, maktul yaya ….’nın yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin sonuç üzerinde asli derecede etken olduğu kanaatinin belirtilmiş olduğu, tüm dosya kapsamı, mahkememiz dosyası ve ekli gönderilen belgeler, dava ve cevap dilekçeleri, kaza tespit tutanağı ve kaza yeri krokileri, tüm beyanlar, olay yeri inceleme raporu ve olay yeri krokisi,, …. Hastanesi’nin 16.10.2016 tarihli laboratuvar sonuç raporu, kaza sonrası olay mahallinde çekilen fotoğrafların bulunduğu CD’lerin içeriği, iddianame, Adli Tıp Kurumu, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından Büyükçekmece ….Asliye Ceza Mahkemesine sunulmak üzere tanzim edilen 10.04.2017 tarihli müşterek raporu, kaza anına ilişkin kamera görüntüsünün bulunduğu CD içeriği, Büyükçekmece ….Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2017 tarihli gerekçeli kararı, 26.05.2017 tarihli kesinleşme şerhi, dosya tümüyle incelendiğinde kazanın yukarda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiğinin anlaşılmış olduğu, mevcut verilere göre; davalı sürücü ….’un sevk ve idaresindeki otobüs ile meskun mahalde kontrollü ve tedbir alabilecek vaziyette müteyakkız seyretmesi, koşarak yolun solundan sağına geçiş yapıp tekrar geri koşarak dönmeye çalışan müteveffa yayayı dikkate alarak zamanında etkin fren ve direksiyon tedbirine başvurması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, 2013 doğumlu müteveffa yaya ….’nın geçiş yapmadan evvel seyir halinde olan araçların seyir durumlarını yeterince kontrol etmediği, koşarak karşıdan karşıya geçip tekrar kontrolsüzce koşarak geri dönmeye çalışarak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, seyir halinde olan vasıtaya karşı korunma tedbirine başvurmadığı olayda yaşı nedeniyle belirtilen davranış faktörleri sonuç üzerinde etken olduğu SONUÇ OLARAK; olayda davalı sürücü ….’un %40 (yüzde kırk)oranında kusurlu olduğu, 2013 doğumlu müteveffa yaya ….’nın yaşı nedeniyle belirtilen davranış faktörleri sonuç üzerinde %60 (yüzde altmış)oranında etken olduğu bildirilmiştir.
Dosyanın aktüer bilirkişiye tevdii ile tazminat hesabı konusunda bilirkişi raporu tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, Fizik Yüksek Mühendisi Tazminat Hesap Uzmanı bilirkişi …. 03/10/2022 tarihli raporunda özetle; Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 14.01.2021 T. … E. … K. sayılı kararı dikkate alınarak; müteveffanın ve davacıların muhtemel bakiye ömrünün TRH-2010 yaşam tablosu ile belirlenecek; ancak; davacıların maddi zararının %10 artış, %10 iskontolu progressive rant yöntemine göre hesaplanacak olduğunu, müteveffanın yaşı ve muhtemel bakiye ömür süresi: 08.02.2013 doğumlu olan müteveffa çocuk 16.10.2016 kaza ve vefat tarihi itibariyle (3) yıl (8) ay (8) günlük olup, (4) yaşında kabul edilerek, TRH-2010 Erkek yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün (70) yıl ve bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi muhtemelen (74) yaşına kadar yaşayacak olduğunu, kaza/vefat tarihinde (4) yaşında ve okul çağında olan müteveffa çocuk bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi, ilk, orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra (18) yaşından itibaren, ya bir işverene ait işyerinde hizmet akdi ile çalışmaya ve kazanç sağlamaya başlayacağı kabul edilerek buna göre değerlendirme yapılacak olduğunu, Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre aktif çalışma yaşı sonunun (60) olarak kabul edilmekte olduğunu, buna göre müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek (18) yaşından itibaren (60) yaşına kadar zarar gördüğü aktif hayat süresinin (42) yıl olduğunu, hak sahibi davacı anne ….’nın 01.05.1983 doğumlu ve kaza tarihi itibariyle (33) yaşında olduğunu, müteveffa kızının kaza tarihinden itibaren kendisine destek olmaya başlayacağı (14) yıl sonra ulaşacağı (47) yaşından itibaren TRH-2010 Kadın yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (33) yıl ve (6) aylık askerlik dönemi tenzili ile destek süresinin (32,5) yıl olduğunu, hak sahibi davacı baba ….’nın 15.03.1979 doğumlu ve kaza tarihi itibariyle (38) yaşında olduğunu, müteveffa kızının kaza tarihinden itibaren kendisine destek olmaya başlayacağı (14) yıl sonra ulaşacağı (52) yaşından itibaren TRH-2010 Erkek yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün (24) yıl ve (6) aylık askerlik dönemi tenzili ile destek süresinin (23,5) yıl olduğunu, TÜİK 2015 verilerine göre erkek çocuklarının ilk evlenme yaşının Türkiye genelinde (27) yaş olduğunu, müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi, ömrünün sonuna kadar bekar kalmayacak ve muhtemelen (27) yaşına geldiğinde evleneceği kabul edilecek olduğunu, bununla birlikte; evlendikten 2 yıl sonra 1. çocuğu, yine 2 yıl sonra ise 2. çocuğunun olacağı varsayılarak; gelirinin büyük bir kısmını kendi ihtiyacı ile muhtemel eşi ve çocuklarına; artanını da hak sahipleri davacı anne ve babasına ayıracağının kabul edilecek olduğunu, …. HD’ nin … E. … K. 13/12/2016 T. kararında, özetle; “Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak….” denilerek hüküm kurulmuş olduğunu, müteveffa çocuk bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi, ilk, orta ve lise öğrenimini tamamladıktan sonra, muhtemelen (18) yaşından itibaren ya bir işverene ait işyerinde hizmet akdi ile ve işçi olarak ya da diğer değişik işlerde çalışmaya ve kazanç sağlamaya başlayacak; elde edeceği ücret ve kazançları da yasal asgari ücretlerin altında olmayacağını, müteveffanın bilinmeyen dönem kazançlarının Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar dikkate alınarak işbu raporun tanzim tarihi itibariyle uygulanan 5.500,35 TL net aylık yasal asgari ücret hesaba esas alınacak olduğunu, İşleyecek Aktif Devre Kazançların Tespitinin; Yargıtay 4.,9.,10.11.ve 21. Hukuk Dairelerinin bu konudaki Yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da dikkate alınarak ortalama yıllık kazanç esasına göre değil, her yıl için ayrı ayrı %10 Artış ve yine her yıl için ayrı ayrı % 10 iskontolama esasına göre değerlendirme ve hesaplama yapılacak olduğunu, işleyecek aktif devre başında net yıllık kazancının: 5.500,35TL x12 Ay = 66.004,20 TL olduğunu, 32,5 Yıllık İşleyecek Aktif Devrenin Peşin Değerinin; Metin yönünden (23,5) yıllık işleyecek aktif devrede kazançlarının peşin değerinin:1.551.098,70 TL olduğunu, …. yönünden (32,5) yıllık işleyecek aktif devrede kazançlarının peşin değerinin: 2.145.136,50 TL olduğunu, işleyecek aktif devrenin 3. yılında sadece (6) aylık kazanç tahakkuk ettirilmiş olup böylece (6) aylık askerlik süresi tenzili yapılmış olduğunu, davacı ….’nın (32,5) yıllık maddi zararı toplamının: 433.349,00 TL olduğunu, davacı ….’nın (23,5) yıllık maddi zarar toplamının: 284.839,55 TL olduğunu, müteveffa çocuk için yapılması gerekli ve zorunlu yetiştirme giderler: davacı ailenin Yasal asgari ücretlere göre (14) yıllık gelirleri belirlenecek ve belirlenen bu gelirden müteveffa çocuk için yapılması gereli ve zorunlu olan bakım ve yetiştirme gideri tespit edilecek olduğunu, (6) yıllık işlemiş aktif devredeki asgari ücretlerin: 172.675,09 TL olduğunu, işleyecek dönem başında asgari ücretin 1 yıllık net tutarının: 5.500,35 TL x 12 ay = 66.004,20 TL olduğunu, yasal asgari ücretinin (8) yıllık peşin değer tutarının: 528.033,60 TL olduğunu, (6) yıllık işlemiş ve (8) yıllık işleyecek olmak üzere toplam (14) yıllık asgari ücretin net tutarı toplamının= 172.675,09 TL + 528.033,60 TL = 700.708,69 TL olduğunu, her bir hak sahibi yönünden (14) yıllık asgari ücretin %5 i olan yetiştirme gideri tutarının: 700.708,69 TL x %5 = 35.035,44 TL olduğunu, indirim gerektiren hususların değerlendirilmesi: davacı annenin çalışmadığına ilişkin belge olmadığından hem davacı baba hem de davacı annenin hesaplanan maddi zarar tutarından yetiştirme gideri tenzil edilecek olduğunu, olayın meydana gelmesinde müteveffa %60 oranında kusurlu olduğundan %80 oranında kusur tenzili yapılacak olduğunu, hasar dosyası kapsamından 20.11.2019 tarihinde davacı … için 15.520,37 TL ve davacı …. için 9.088,45 TL ödeme yapıldığının görülmüş olduğunu, davacılara yapılan ödemelerin ödeme tarihinden iş bu rapor tarihine kadar işlemiş faiziyle güncellenerek hesaplanan maddi zarar tutarından tenzil edilecek olduğunu, ….’nın nihai ve gerçek maddi zararının: 139.794,25 TL olduğunu, ….’nın nihai ve gerçek maddi zararının: 88.484,55 TL olduğunu, davalı …. Sigorta A.Ş. Tarafından 20.11.2019 tarihinde davacı …. için 15.520,37 TL ve davacı … için 9.088,45 TL ödeme yapıldığının görülmüş olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 20.11.2019 tarihinde ödeme yapıldığına göre, anılan tarih itibariyle geçerli olan verilere göre davacıların maddi zararının hesabı ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin maddi zararları karşılayıp-karşılamadığı tespiti: kazalının ödeme tarihindeki işleyecek aktif devre hesabına esas net ücretinin: 2.020,90 TL olduğunu, ödeme tarihindeki verilere göre hesaba esas kazançların: 27,5 yıllık işleyecek aktif devredeki kazançların: 2.020,90 TL x 12 x 23,5 yıl x 1,1000 x = 0,9090 = 569.893,80 TL, 38,5 yıllık işleyecek aktif devredeki kazançların: 2.020,90 TL x 12 x 32,5 yıl x 1,1000 x= 0,9090 = 788.151,00 TL olduğunu, ….’nın ödeme tarihindeki verilere göre maddi zararının = 159.218,05 TL olduğunu, ….’nın ödeme tarihindeki verilere göre maddi zararının = 104.653,75 TL olduğunu, (3) yıllık işlemiş aktif devredeki asgari ücretlerin: 59.670,99 TL olduğunu, 11 yıllık işleyecek dönemdeki asgari ücretin peşin değerinin: 2.059,28 TL x 12 x 12 yıl x 1,1000 x= 0,909090=271.824,96 TL olduğunu, (3) yıllık işlemi ve (11) yıllık işleyecek olmak üzere toplam (14) yıllık asgari ücretin net tutarı toplamının = 59.670,99 TL + 271.824,96 TL = 331.495,95 TL olduğunu, her bir hak sahibi yönünden (14) yıllık yasal asgari ücretin %5 i olan yetiştirme gideri tutarının: 331.495,95 TL x %5 = 16.574,80 TL olduğunu, ….’nın ödeme tarihindeki nihai ve gerçek maddi zararının: 57.057,30 TL olduğunu, ….’nın ödeme tarihindeki nihai ve gerçek maddi zararının: 35.231,58 TL olduğunu, ödeme tarihindeki verilere göre davacı ….’ya 41.536,80 TL, davacı ….’ya 26.143,06 TL eksik ödeme yapılmış olduğunu, …. plakalı aracın kaza tarihinde geçerli ZMSS (Trafik) poliçesi ile davalı …. Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış olduğunu, kaza tarihi itibarı ile Hazine Müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMSS poliçesi teminat limitinin ölüm halinde 310.000,00 TL olduğunu, davacılara yapılan 24.608,82 TL ödeme neticesinde bakiye teminat limitinin 285.391,18 TL olduğunu, davacı hak sahiplerinin nihai ve gerçek maddi zararları toplamı 228.278,80 TL olup, ZMSS poliçesi bakiye teminat limiti olan 285.391,18 TL’nin altında kaldığını, … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli Kasko (İMM) poliçesi ile davalı …. Sigorta Şirketi tarafından sigortalanmış olduğunu, poliçedeki cismani zarar teminat limiti maddi manevi ayrımsız kombine tek limitin 100.000,00 TL olarak belirlenmiş olduğunu, sigortalı aracın ZMSS teminat limiti tamamen tüketilmediğinden maddi tazminat yönünden İMM teminatının işlerlik kazanmamış olduğunu, bununla birlikte mahkememizce manevi tazminat yönünden hüküm kurulması halinde 100.000,00 TL ile sınırlı olarak davalı …. Sigorta Şirketi’nin sorumluluğuna gidilebileceği kanaatine varılmış olduğunu, Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “…MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren (8) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” denmekte olduğunu, davalı …. Sigorta A.Ş.’ye ihtarname ve gerekli belgelerle birlikte dava öncesinde ihtarnamenin 21.08.2019 tarihinde tebliğ edildiğinin görülmüş olduğunu, buna göre; davalı …. Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt başlangıcının 21.08.2019 tarihinin 8 iş günü sonrası olan 05.09.2019 tarihi olduğunun kanaatine varılmış olduğunu, davalı …. Sigorta Şirketine ihtar edildiğine dair belge görülemediğinden davalı …. Sigorta Şirketi yönünden temerrüt başlangıcının dava tarihi olduğu kanaatine varılmış olduğunu, davalı sürücü yönünden ise temerrüt başlangıcının haksız fiilin başlangıcı olan 16.10.2016 kaza tarihi olduğunu, sigortalı aracın tescil kayıtlarında kullanım amacının ticari olduğunun belirtilmekte olduğunu, buna göre faiz nev’inin avans faizi olduğu kanaatine varılmış olduğunu SONUÇ OLARAK; Ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede davacılara yapılan ödemelerin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, davacı ….’nın nihai ve gerçek maddi zararının: 139.794,25 TL olduğunu, davacı ….’nın nihai ve gerçek maddi zararının: 88.484,55 TL olduğunu, temerrüt başlangıcının davalı …. Sigorta A.Ş. yönünden 05.09.2019 tarihi; davalı …. Sigorta Şirketi yönünden dava tarihi; davalı sürücü yönünden 16.10.2016 kaza tarihi ve faiz nev’inin avans faizi olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekilinin 10/01/2023 tarihli duruşmada alınan beyanı uyarınca maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığı, maddi tazminat yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, manevi tazminat yönünden taleplerinin devam ettiğini bildirdiği, yine davalı …. Sigorta şirketi vekilinin 12.01.2023 tarihli beyan dilekçesi uyarınca vekalet ücreti ve yargılama giderleri hususunda hiçbir talepleri bulunmadığının belirtildiği, taraflar arasında düzenlenen ve Mahkememiz dosyasının açıkça belirtildiği ibraname protokolünün sunulduğu, belirtilen beyanlar uyarınca maddi tazminat yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacı tarafından manevi tazminat isteminde bulunulmuş olup, olayın oluş şekli, tarafların kusur oranları, yaralanmanın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak, açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 45.000,00 TL manevi tazminatın davalı …. yönünden 16.10.2016 tarihinden itibaren, davalı …. Sigorta A.Ş. Yönünden, dava öncesi yapılan 20.000,00 TL dikkate alınmak ve tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydı ile 06.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Maddi tazminat talebi yönünden;
Dava konusuz kaldığından maddi tazminat yönünden davanın REDDİNE,
B-Manevi tazminat talebi yönünden;
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE 45.000,00 TL manevi tazminatın davalı …. yönünden 16.10.2016 tarihinden itibaren, davalı …. Sigorta A.Ş. Yönünden, dava öncesi yapılan 20.000,00 TL dikkate alınmak ve tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydı ile 06.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
1-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir KAYDINA,
2-Davacı taraflarca sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 234,30 TL’nin davalılar …. ve …. Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalı …. Sigorta A.Ş. ile davacılar arasında yapılan protokol ile vekalet ücreti hususunda da protokol yapıldığı anlaşılmakla, vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
4-Alınması gereken 3.073,95 TL harçtan peşin alınan ve maddi tazminat hesaplamasında mahsup edilip bakiye kalan 503,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.570,75 TL eksik harcın davalılar …. ve …. Sigorta Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacılar tarafından yatırılan peşin harçtan manevi tazminat yönünden alınması gereken harçtan mahsup edilen kısım olan 503,20-TL harcın davalılar …. ve …. Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davacılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılar …. ve …. Sigorta Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı …. Sigorta Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
YARGILAMA GİDERİ YÖNÜNDEN;
8-Davacı taraflarca sarf edilen ATK masrafı, bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 2.936,25 TL yargılama giderinden kabul oranı (%72,50) ret oranı dikkate alınarak hesaplanan 2.128,78-TL’nin davalılar …., …. Sigorta A.Ş. ve …. Sigorta Şirketi’nden alınarak davacıya VERİLMESİNE, ( davalı ….’un tamamından, davalı …. Sigorta A.Ş.’nin 1.468,22-TL, davalı …. Sigorta Şirketi’nin 660,56 TL ile sınırlı sorumluluklarına )
9-Davacılarca sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 683,10-TL peşin harç ile 54,40-TL başvurma harcı toplamı olan 737,50-TL’nin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE, ( davalı ….’un tamamından, davalı …. Sigorta A.Ş.’nin 234,30-TL, davalı …. Sigorta Şirketi’nin 557,60-TL ile sınırlı sorumluluklarına )
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden kabul oranı ret oranı dikkate alınarak hesaplanan 363,00 TL’sinin davacılardan, 957,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir KAYDINA, ( davalı ….’un tamamından, davalı …. Sigorta A.Ş.’nin 660,04-TL, davalı …. Sigorta Şirketi’nin 296,96-TL ile sınırlı sorumluluklarına )
11-Davacılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
Dair davacı vekilinin e-duruşma ortamında yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip ….
¸

Hakim …
¸