Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/222 E. 2021/463 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/222 Esas
KARAR NO : 2021/463

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı …… Yönetimi arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalanmış olduğunu ve bu sözleşmeye bağlı olarak ……. Sitesine müvekkili şirket tarafından elektrik tedarik edilmiş olduğunu, site yönetiminin elektrik borcunu ödememesi üzerine, müvekkili şirket tarafından İstanbul Anadolu …… İcra Müd.’nün ….. Esas, İstanbul Anadolu…… İcra Müd.’nün ….. Esas ve ….. Esas sayılı dosyaları ile icra takipleri başlatıldığını, kesinleşen 3 icra dosyasında müvekkili şirketin güncel alacağının 800.000,00 TL’den fazla olduğunu, bu alacağın tahsili için defalarca Büyükçekmece Adliyesi Talimat icrası vasıtasıyla ….. Mah. …. Blv. 2011 Sok. adresinde bulunan siteye hacze gidilmiş olduğunu, site yönetiminin banka hesaplarına haciz ihbarnamesi gönderilmiş ancak hiçbir sonuç alınamış olduğunu, davalı ….. Elektrik…. Ltd. Şti.’nin kendisine ait …… Bankası nezdinde bulunan POS cihazını site yönetimine kullandırmış ve tahsilatları bu şekilde kendi hesabına yaptırmış ve bu şekilde müvekkili şirketi zarara uğratmış olduğunu, davalının borçlu ……. Sitesi’nin alacaklarını tahsil ederek şahsi hesaplarına yatırması suretiyle alacaklı olan müvekkili şirketten bugüne kadar mal kaçırıp, müvekkili şirketi zarara uğratmış olduğunu beyanla; müvekkilinin iş bu davayı kazanması halinde davanın sonuçsuz kalmasını önlemek amacıyla davalının banka hesaplarına ve taşınmazlarına, davalının kötü niyetli davranışları ve müvekkili şirketin mağduriyeti dikkate alınarak takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, davalının işlediği haksız fiiller nedeniyle sorumlu tutularak, müvekkiline kesilen borcu olan …… Yönetimi adına kendi şahsi hesaplarına topladığı/aktardığı tüm paraların bilirkişi marifetiyle tespit edilmesine, şimdilik 1.000,00-TL’nin, davalının kendi şahsi hesaplarına topladığı paraların bilirkişi raporuyla tespit edilmesinden sonra açtıkları işbu belirsiz alacak davasının bedelini rapor doğrultusunda artıracaklarını beyan ederek, söz konusu haksız fiiller nedeniyle davalının sorumlu tutularak, aslında dava dışı borçlu site yönetiminin olan, ancak kendi şahsi hesaplarına yatırdıkları/topladıkları tüm paraların, yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava dilekçesinde HMK’nın 119. Maddesinin (b) fıkrasında belirlenen şekil şartlarının yerine getirilmesi gerektiğini, davacının alacağının belli olduğunu ikrar etmiş, haksız fiil nedeniyle bu alacağına kavuşamadığını iddia etmiş olduğunu, bu durumda davacının alacağı belirli olup belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakların davacı tarafça belirlenmesi gerektiğini, dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir olması ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecek olması nedeniyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirketin …… yönetimine POS cihazını kullandırmak suretiyle “haksız fiil” işlediğini, alacaklı olduğu bahse konu site yönetiminin ödeme yapmamak için müvekkili şirketin POS cihazını kullandığını, site yönetiminin yapmış olduğu tahsilatları müvekkili şirketin kendi hesabına yatırttığını ve bu şekilde zarara uğradığını iddia etmiş olduğunu, davacı tarafın tüm bu iddia ve taleplerinin gerçeğe aykırı olup hukuki mesnedi de bulunmadığını, müvekkili şirketin, 16 yıldır bu sektörde faaliyet gösteren, uzun yıllardır kendi sektörünün öncüsü olmuş, İstanbul ve Türkiye’de asansör alanında söz sahibi firmalardan olup davacının iddia ettiği gibi “alacaklıdan para kaçırma” eylemine ortak olacak yahut böyle bir fiilin içinde olacak, buna tenezzül edecek bir firma olmadığı gibi böyle bir şeye ihtiyacı da olmadığını, müvekkili şirket ile dava dışı ……. yönetimi arasında bahse konu sitede bulunan 15 adet asansörün revizyon ve bakım sözleşmelerinin 2019 yılında akdedilmiş ve müvekkili şirketin sözleşmelere konu asansörlerden 9 adedinin revizyonunu yaparak teslim etmiş olduğunu, aynı zamanda sözleşmelere konu tüm asansörlerin yasal olarak zorunlu olan bakım iş ve işlemlerini yapmış ve yapmaya devam etmekte olduğunu, dava dışı site yönetiminin, sözleşmelere konu iş bedellerinin ödemesini site sakinlerinin kredi kartı ile ödeyeceğini ve müvekkili şirkete ait bir POS cihazı olması halinde bir kısım ödemelerin bu şekilde yapılacağını bildirmesi üzerine müvekkili şirketin doğmuş olan alacaklarını tahsil etmek için POS cihazından ödeme almış olduğunu, yani müvekkili şirketin yapmış olduğu iş ve işlemler karşılığı doğan alacaklarını borçlu site yönetiminin talebi üzerine POS cihazı üzerinden tahsil etmekte olduğunu, müvekkili şirketin dava dışı site yönetiminin alacaklılarına ödeme yapmaması için böyle bir eyleme girmesinin mümkün olmadığı ve böyle bir kastının olmadığı sarih olduğu gibi böyle bir durumun olduğunu bilmesinin de imkansız olduğunu, müvekkili şirketin dava dışı site yönetiminden halen revizyon ve bakım bedeli olarak 1.066.562,69 TL alacağı bulunduğunu, bahse konu alacağın tahsili için dava dışı site yönetimi ile defalarca görüşülmüş ve bir çok mail atılmış ancak alacağın hala tahsil edilememiş olduğunu, yani müvekkili şirketin, dava dışı site yönetiminden davacının alacağından daha fazla alacaklı durumda olup yapmış olduğu alacağını tahsil etmeye çalışmakta olduğunu beyanla; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, davacının dava dışı ……. sitesi yönetiminden olan alacağı nedeniyle davalı tarafın kullanmakta olduğu pos cihazı üzerinden ödeme alınmasından kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Talimat sayılı dosyasının uyap suretleri, ……. bank cevabi yazısı, …… Bankası cevabi yazısı, …… bank cevabi yazısı, ……. Bankası cevabi yazısı, …… cevabi yazısı, ….. Bankası cevabi yazısı, İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının uyap suretleri, Büyükçekmece ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasının uyap suretleri, İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının uyap suretleri ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı taraf, dava dışı site yönetiminden olan alacağının, davalı tarafından haksız fiillerle kendi şahsi hesaplarında toplandığı iddiası ile toplanan paraların davalı taraftan tahsili talep etmektedir. Davacı taraf, haksız fiil sebebine dayanarak davasını açmış ise de, dava dilekçesindeki anlatım ve talebin mahiyeti dikkate alındığında ortada haksız fiil niteliğinde bir olgunun bulunmadığı görülmektedir. Davalı taraf, dava dışı site yönetiminden olan alacağı nedeni ile site sakinlerinden pos cihazı ile ödeme alındığı savunmasında bulunmaktadır. Davacının talebi dikkate alındığından yapılan ödemelerin dava dışı site yönetimi adına olup olmadığının tespiti mümkün olmadığı gibi, bir an için söz konusu ödemelerin dava dışı site yönetimi adına alınmış olduğu kabul edilse bile yapılan bu ödemelerin davacı tarafa iadesine karar verilebilmesi borç ilişkisinin temeline aykırılık oluşturacaktır. Alınan ödemelerin davacı tarafın kesinleşen alacağını kaçırmak amacı ile veya davalı tarafın dava dışı site yönetiminden olan alacağına karşılık alınıp alınmadığının tespiti de mümkün değildir. Her ne kadar davacı tarafın delilleri arasında yemin delilinin yer aldığı görülmüş ise de, talebin mahiyeti dikkate alındığında HMK m.225/1 gereği yemine konu edilemeyeceği kanaati ile yemin hakkı hatırlatılmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸