Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/217 E. 2021/969 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/217 Esas
KARAR NO : 2021/969

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 22/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketteki hisselerini Bakırköy …. Noterliği’nin 27.02.2014 tarihli … yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi ile aktif ve pasifiyle …’e devrettiğini, müvekkilinin davalı … ile birçok kez görüştüğünü ve devrin gerçekleştiğini bu nedenle İstanbul Ticaret Siciline bu hususun tescil ve ilan edilmesini talep etmesine rağmen taleplerinin sonuçsuz kaldığını, müvekkilinin davalı şirketteki hisselerini 27.02.2014 tarihinde devrederek ortaklık sıfatını kaybettiğini, noterden hisse devri yapılmış olmasına rağmen halen şirkette ortak olarak gözükmesi sebebiyle müvekkilinin kamu kurumlarına ve üçüncü kişilere karşı sorumluluğunun doğduğunu, davalı tarafın tescil ve ilan yaptırmaması nedeniyle müvekkilinin mağduriyetinin arttığını beyanla davalarının kabulü ile müvekkilinin şirket hisselerini 27.02.2014 tarihi itibariyle devrettiğinin tespitine, hisse devrinin pay defterine işlenmesine, devrin ticaret sicilinde tescil ve ilanına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Bakırköy …. Noterliği’nin 27.02.2014 tarihli … yevmiye numaralı Limited Şirketi Hisse Devri Sözleşmesinin yapılması ile birlikte davacının şirket üzerindeki sorumluluğunun sona erdiği iddia edilmiş olsa bile söz konusu devrin müvekkilinin ısrarlı telkinlerine rağmen TTK’da devre ilişkin prosedürün yerine getirilmediğini, müvekkilinin her ne kadar noterden yapılmış olan hisse devri sözleşmesi ile hisseleri devralmış gibi görünse de prosedör yerine getirilmemiş olduğundan ilgili dönemde şirketin hiçbir zaman fiilen kontrolü altında olmadığını, bu açıdan değerlendirildiği zaman geçerli bir devir sözleşmesinin söz konusu değil iken yani müvekkilinin ilgili işletmede söz hakkı bulunmadığı bir dönemde sorumluluğunun müvekkiline yüklenilmesinin hukuka aykırı, yargılamayı yanıltmayı amaçlayan bir iddia olduğunu, hisse devir işlemi usulüne uygun yapılmadığından geçersiz olduğunu, beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının, davalı şirketteki hisselerini diğer davalıya devretmesi sebebiyle ortaklığının devam edip etmediği hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir.
Davalı şirketin …. Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi unvanıyla 18/09/1996 tarihinde tescil edilerek kurulduğu, davalı şirketin unvanının daha sonra 12/02/2004 tarihinde yapılan tescil işlemi ile … haline geldiği, şirketin kurucu ve ortaklarının davalı … ile …. olduğu, daha sonra Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 31/07/2012 tarih ve 8123 sayılı nüshasına göre davalı …’in şirketteki mevcut hissesini Bakırköy … Noterliğinin 27/06/2012 tarih ve … sayılı Hisse Devir ve Temlik Sözleşmesi ile davacı …’a devrettiği, bu devirden sonra şirketin ortaklarının davacı ile …. haline geldiği, celbedilen Bakırköy …. Noterliğinin 27/02/2014 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi ile davacının hisselerinin tamamını davalı …’e devrettiği, yapılan bu devir işleminden sonra halihazırda dava tarihi itibariyle de şirket ortaklarının halen davacı ile … olarak göründüğü anlaşılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi incelemesi yönünde ara karar oluşturulmuş ise de mevcut delil durumu ve dosya kapsamı itibari ile söz konusu değerlendirmenin mahkememizce de yapılabileceği dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ara karardan dönülmesine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 595. maddesine göre limited şirketlerde esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onaylanması ile şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse esas sermaye payının devri için ortaklar genel kurulunun onayının şart olduğu ve devrin bu onayla geçerli olacağının şartına bağlandığı, Bakırköy …. Noterliğinin 27/02/2014 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi ile davacının hisselerinin tamamını davalı …’e devrettiği, buna göre pay devrinin TTK 595/1 maddesi uyarınca usulüne uygun olarak yapıldığı, davalı şirketin iki ortaklı olması ve ortakların hisse devri konusunda Noterde yapılan sözleşme ile anlaşması sebebiyle artık Noter evrakının ortaklar genel kurul kararı olarak kabulü gerektiği, bu noktada artık payın devri için ortaklar genel kurulunun onayı şartının aranmayacağı (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/14676 Esas 2015/409 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/9143 Esas 2014/14323 Karar sayılı ilamları), davalı vekilinin pay devri işleminin usulüne uygun olarak yapılmadığından geçersiz olduğuna yönelik savunması dışında yapılan devir işleminden vazgeçildiğine ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği ve bu durumun ispatına ilişkin Noter evrakı ile aynı mahiyette eşdeğer bir belgenin de sunulmadığı dikkate alındığında davalı vekilinin bu savunmasına yapılan açıklamalar da nazara alınarak Mahkememizce itibar edilmediğinden davacının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı …’nde 27/02/2014 tarihi itibariyle pay sahibi olmadığının tespitine, davacının pay sahibi olmadığının tespitine dair Mahkememizce verilen hüküm ile tescil işlemi yerine getirilebileceğinden devrin ticaret sicilinde tescil ve ilanına ilişkin talebin ise reddine, netice olarak ise Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile,
Davacının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı …’nde 27/02/2014 tarihi itibariyle PAY SAHİBİ OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
1-Alınması gereken 59.30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan 54.40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç ile 171,10 TL davetiye ve müzekkere masrafından oluşan toplam 279,90 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır