Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/174 E. 2021/126 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/174 Esas
KARAR NO : 2021/126

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalının İstanbul ve Kocaeli illerinde ticari işlerinde kullanılmak üzere davalıdan araç kiralama hususunda sözlü olarak anlaşmış olduğunu ve davalının talebi üzerine 18.05.2018 tarihinde ……. Bankası’nın …… Iban Nolu hesabından davalının bildirmiş olduğu ……. Iban nolu hesabına “Araç Kiralama Avans Bedeli” şeklinde açıklama girerek 25.000,00 TL avans göndermiş olduğunu, ancak davalı tarafın müvekkili şirkete araç kiralamamış ve müvekkilinin göndermiş olduğu 25.000,00 TL avansı def’aten talep etmesine rağmen müvekkilini oyalamış ve parayı halen iade etmemiş olduğunu, bunun üzerine davalı(borçlu) aleyhinde öncelikle Dörtyol İcra Dairesi’nin ……. Esas sayılı dosyası ile takip işlemlerine başlanmış olduğunu, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine borca ve yetkiye itiraz etmiş olduğunu, yetki itirazı nedeniyle dosyanın Bakırköy ….. İcra Dairesi’ne gönderilmiş olduğunu ve Bakırköy ….. İcra Dairesi’nin …… Esas sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emrine yine davalı-borçlunun vekili tarafından itiraz edilmiş ve itiraz üzerine takibin durmasına karar verilmiş olduğunu, arabuluculuk görüşmesinde taraflar arasında anlaşma sağlanamamış olduğunu, dava konusu alacağın likit olduğunu, borçlu tarafından miktarın bilindiğini beyanla; itirazın iptaline, dava konusu 25.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir sıfatına haiz olmadığını, dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olmadığını ve davanın TTK’nın 4. maddesinde düzenlenen ticari dava niteliğinde olmadığını davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin araç kiralama işiyle uğraşmadığı gibi, tacir dahi olmadığını, esasen davacı ……. Mühendislik İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şirketi’nin dava dışı ……. isimli şahsa, aralarında yer alan hukuki ilişki sebebiyle borçlu olduğunu, bununla birlikte müvekkilinin de dava dışı ……. isimli şahıstan alacağı bulunduğunu, müvekkili ile davacı şirketten alacağı bulunan dava dışı ……. isimli şahısla aralarında imzalanan “Alacağın Devri” sözleşmesi uyarınca; dava dışı ……. isimli şahsın davacıdan olan alacağını müvekkiline devretmiş olduğunu, dava dışı ……. isimli şahsın davacıya, alacağını devrettiğine dair sözlü olarak bildirimde bulunmuş olduğunu, bunun üzerine davacı şirketçe müvekkili şirketin hesabına ödeme yapılmış olduğunu, müvekkilinin hesabına davacı şirket tarafından yapılan ödemenin dava dışı ……. isimli şahsın davacı şirkette bulunan alacağının, müvekkiline temlik etmesi üzerine yapılmış olan bir ödeme olduğunu, davacının dava dilekçesinde yer alan hiçbir iddiayı kabul etmediklerini beyanla; öncelikle görev itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, her halükarda davanın tümüyle esastan reddine, davacının % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, davacı ve davalı arasında sözlü olarak araç kiralama anlaşması yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa iddia edilen anlaşma ile davacı tarafından davalıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespitine ilişkin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize fiziki olarak gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 25.000,00 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşıldı.
Güneşli Vergi Dairesi cevabi yazısı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısı, ……. Bankası A.Ş. cevabi yazısı ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Davacı taraf, davalı ile İstanbul ve Kocaeli illerinde ticari işlerinde kullanılmak üzere araç kiralama hususunda sözlü olarak anlaşmış olduklarını ve bu amaçla verilen 25.000,00 TL avans ödemesinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptalini talep etmektedir. Taraflar arasında kira ilişkisi temelli bir hukuki ilişki bulunduğu ve davanın kira ilişkisinden kaynaklanan alacak talebine dayandığı anlaşılmaktadır. HMK.4/1-a maddesi uyarınca iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesindeki anlatım dikkate alındığında uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup, dava şartlarının ise kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususların resen dikkate alınacak hususlardan olması nedeniyle dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verileceği anlaşılmakla yapılan açıklamalar uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli Mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸