Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/166 E. 2021/502 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/166
KARAR NO : 2021/502

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2014
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 28/05/2021

DAVA; Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan ( mahkememizin bozma öncesi 05/04/2017 tarih … E- … Karar ) iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 08/10/2010 tarihinden itibaren … İnşaat Dış Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi’nin % 50 hisseye sahip ortağı olduğunu, % 50 hissesinin ise diğer Ortak …’e ait olduğunu, …’ün 27/12/2011 tarihli sicil gazetesinde yayınlanan karara göre şirket müdürü olarak atandığını, 07/06/2013 tarihli genel kurulda ise …. ile …’un 5 yıl süre ile şirket müdürü olarak atandıklarını, şirketin 2011,2012 ve 2013 yıllarına ait genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirket müdürünün çağrı yapmadığını, bu sebeple Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasının açıldığını, … ve ….’de önemli başarılara imza atan şirketin müdürü olarak atanan kişilerin atandığı genel kurulda müvekkili adına atılan imzanın müvekkiline ait olmadığını, 07/08/2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağındaki kaşe ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, alınan genel kurulla kendilerini müdür tayin etmeleri ve aynı konuda faaliyet gösterecek başka bir şirket kurarak haksız fiilde bulunmaları nedeniyle azillerine ilişkin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasının açıldığını ve halen derdest olduğunu, % 50 hisse sahibi ve münferiden yetkili müdür …’ün muvazalı işlemlerini şirketin 57.000.000,00-TL nakit parasını 6 ay içerisinde yurt dışında kurduğu şirkete aktardığını, dava dışı şirketin esas sermayesinin % 50 sine sahip olmasına karşın müvekkiline bilgi verilmediği, yasal bilgi edinme amacıyla Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığını, dava dışı şirketin haklı nedeniyle feshine ilişkin açmış oldukları davanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esasında devam ettiğini, şirketin 57.000.000,00-TL nakit parasının davalı …’ün % 100’üne sahip olduğu … adalarında kurulmuş … … Şirketine aktardığını, …’ün hem müvekkilinin ortak olduğu ….’in müdürü hemde … adalarında kurulan şirketin yasal temsilcisi olduğunu, şirkette işlem yapma diğer bir deyişle temsilcinin kendi kendisi ile işlem yapma yasağına aykırı hareket ettiğini, TTK’nın 395. Maddesindeki yasaklara aykırı hareketi söz konusu olduğunu, bu hali ile yapılan işlemin geçersiz olduğunu, …’ün genel kurul izni olmadan bu şekilde para nakli yapmasının batıl bir işlem olduğunu ve her zaman ileri sürülebileceğini, 57.000.000,00-TL aktarıldığını, 01/12/2014 tarihli kayyım raporu ile tespit edildiğini, maddi zararın miktarı tam olarak bilinmediğini, bu nedenle belirsiz alacak davası açarak 10.000,00-TL nin tahsilini talep ettiklerini, bu paranın aktarılmasında muhasebe hileleri yapıldığını, faaliyeti sona ermiş şirketi 7 ay içerisinde kendilerine borçlu hale getirdiklerini, şirket müdürü olan davalıların TTK’nın 395. Maddesindeki şirkette işlem yapma ve şirket temsil yasağını ihlal etmeleri nedeniyle TTK’nın 553 maddesi gereğince pay sahiplerine ve şirkete karşı sorumlu olduklarını, davalıların özen ve bağlılık yükümlüğünü ihlal etmiş olduklarını, rekabet yasağını ihlal etmeleri sebebiyle vermiş oldukları zarardan sorumlu olduklarını belirterek davalılar … İnternational Şirketi’ne vermiş oldukları zararın tespiti ile TTK’nın 553. Maddesi gereğince tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zarar kalemlerinin dava dilekçesinde belirtilmesi nedeniyle davanın belirsiz dava olarak açılamayacağını, bunun usule aykırı olduğunu, şirket müdürlerine karşı açılan bu davanın kötü niyetle açıldığını, iddiaların doğru olmadığını, şirket müdürlerinin yönetimden kaynaklı kusurlarının bulunmadığını, zira davacının … ile ….. Arasındaki ilişkiyi iyi bildiğini, ileri sürülen sahtecilik suçu ile ilgili savcılıkça yapılan incelemede imzanın davacı elinin ürünü olduğunun tespit edildiği, ihtiyati tedbir talebinin de haksız olduğunu ileri sürerek tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Talep üzerine dava … İnternational’a ihbar edilmiş, ihbar olunan 05/12/2014 tarihli yazılı beyanı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nın 553. Maddesi gereğince şirket yöneticilerinin sorumluluğu kapsamında şirkete vermiş oldukları zararın tespiti ve şirkete ödetilmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizin 05/04/2017 tarih … E- … Karar sayılı kararı İstanbul BAM … Hukuk Dairesinin 15/03/2018 tarih ve … Esas- … Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf kararını temyiz etmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 07/01/2020 tarih ve … Esas- … Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyanın bir mali müşavir, bir finans uzmanı ve bir hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdii ile rapor alınmasına karar verilmiştir.
SMMM …, SMMM … ve Hukuk bilirkişi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen kök raporda, davacının ileri sürdüğü zarar kalemlerinden dava dışı ….’nin dava dışı …’e kestiği 33.704.177,33 TL’lik (15.151.837,40 USD) faturalara ilişkin olarak; faturaların içerik olarak taraflarından doğruluk kontrolü fiilen imkansız olmakla birlikte, bu faturaların içeriklerinin doğru olduğu ile ilgili; gerek vergi tekniği raporunda faturaların içerik olarak doğru olduğunun tespitinin yapılması, gerekse davacı …’nün faturaların içeriğinin ….’daki belgesiz, harcamalar olduğu kabulü karşısında, söz konusu faturaların dava dışı …’in ….daki şantiyelerine ait belgesiz harcamalar olduğu kabulünün mahkemenin takdirlerinde olduğu, davacının fatura içeriklerinin ….’da yapılan belgesiz harcamalara ait olduğunu kabul etmekle birlikte, faturaların dayanağı harcamalar için …’den para gelmediği, … … ’den para çeldiği, dolayısıyla …’nin kestiği faturalar ile gerçek olmayacak şekilde 33.704.177,33 TL alacaklandığı iddialarına ilişkin olarak, öncelikli olarak; … Bankacılık sisteminde, şirketler arası para havaleleri haricinde, şirketlere elden nakden bir bedel ödenmediği, …. Şubesine paraların gönderme şeklinin; yurtdışı mukimi değişik firmalardan (… Ltd. …. Ltd. …) banka transferine konu edilmek üzere. … ve …’ye faturalar düzenlendiği. … ve… den işbu yurtdışı mukimi firmalara faturalar karşılığı … Bankası …. aracılığıyla ödeme yapıldığı, akabinde yurtdışı mukimi firmaların ortakları tarafından … İnşaat … ofisine elden nakit olarak paraların verildiği, bu paraların … Ofis Günlük Kasa … çeşitli açıklamalar ile (İstanbul ofisten havale, dolar bozdurma, iş avansı iadesi …, … Ltd. İstanbuldan gelen, İstanbul kasadan nakit alınan, …dan gelen, … iş avansı iade, …. nakit alımı, ….., banka hesaplan gönderilen, …. dan gelen, … emanet alınan) giriş yapıldığının tespit edildiği, … tarafından faturaların kesilmesine dayanak olarak … Şube’ye … ve … …’den gönderilen bedellere ilişkin sunulan liste ile … imzasını taşıyan … kasa föylerinin karşılaştırılmasında, gerçekten … Şube kasa föylerinde bu bedellerin girişinin olduğu, ancak davacı iddialarında olduğu gibi, … Şubeye giden paraların … banka hesaplarından çıkışına veya … Kayıtlarında … Şube kasasının takip edildiği … hesaba çıkış kaydına rastlanmadığı, Yine, … Şube kasası için … tarafından düzenlenen/istenen ödeme talep formlarının sondajlama yöntemi uygulanarak kasa Pöyleri ile eşleştirilmesinde, kasa girişlerinin ödeme talep formları ile örtüştüğü, ödeme talep formlarında davacı …’nün imzasının olduğu, kasa föylerinde “… ‘dan Gelen veya Isı Alınan Swift vb ” yazan tutarlara ait Ödeme talep formlarında, firma adlarının çeşitli şekilde “…., …, ….,” yazıldığı bu talep formlarında masraf açıklaması olarak “Şantiye ve Ofis Masrafları için … Ofis Maaş vb.. ” yazdığının görüldüğü, Netice olarak; dava dışı … tarafından kesilen faturanın 13.742.836,00 USD’lik kısmının, … ve … …’den … Şube kasasına gönderilen bedellerden kaynaklandığı, yapılan incelemelerde … kasasına gerçekten bu bedellerinin giriş yapıldığının gözüktüğü, ancak bir kısım kasa föylerinde “….’dan gelen” açıklaması yazmakta ise de, … banka hesaplarından bu bedellerin çıkışına rastlanmadığı, dolayısıyla 13.742.836.00 USD’nin … ve … …’den … Şube kasasına gönderildiğinin düşünüldüğü, yine … israfından … Şube çalışanlarına maaş – vize vs. açıklaması ile 1.409.725,00 USD ödeme yapıldığının gözüktüğü, sunulan Ödeme evraklarının … kasa föyleri ile karşılaştırılmasında mükerrerlik tespit edilemediği, dolayısıyla …. ve … …’den … Şubeye gönderilen ve personele ödenen bedellerin toplamının 15.152,561,00 USD olduğunun gözüktüğü, tüm bu tespitler neticesinde, davacının …’nin kestiği …’da yapılan belgesiz harcamalara ilişkin faturalara konu harcamalar için …’den para gönderildiği iddialarının ispata muhtaç olduğu, bu /araç kaleminin varlığı ispat edilemediğinden davalıların sorumluluğundan bahsedilmeyeceği, diğer zarar iddialarına konu; …’da gerçekleştirilen 3 projenin Makine vc İnşaat malzemelerinin … tarafından satın alınarak, …’e karlı bir şekilde satılıp, …’in zarara uğratıldığına ilişkin olarak; Makine ve İnşaat malzemeleri bakımından şirket bir zarara uğramış olsa dahi davalı bakımından şirketle işlem yasağı ve rekabet yasağının icazetle kaldırıldığı, icazet verilmesi özen vc bağlılık yükümlülüğüne aykırılığı ortadan kaldırdığından davalı …’ün sorumluluğuna gidilemeyeceği, şirket ortakların rızası ile gerçekleşen bu zarardan diğer davalı Müdür …’un da sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir.
Dosyanın taraf itirazlarının irdelenmesi, Yargıtay ilamında işaret edildiği üzere davacının dava konusu işlemlere katılıp katılmadığı hususu ile hangi dayanak belge altında imzalarının bulunduğu hususlarında ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aynı heyetten alınan ek raporda, rapor içeriğinde davacı vekilinin itirazlarının tek tek cevaplanmış olup, kök raporda varılan sorumluluğun şartlarının oluşmadığına ilişkin kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin … İnşaat. Ltd. Şti’nin % 50 hissesine sahip ortağı olduğunu, diğer %50 hisse ile ortak davalı …’ün 27.12.2011 tarihli sicil gazetesinde yayınlanan karara göre şirket müdürü olarak atandığını, 07.06.2013 tarihli genel kurulda davalılar … ile …’un 5 yıl süre ile şirket müdürü olarak seçildiklerini, dava dışı şirketin esas sermayesinin % 50’sine sahip olmasına karşın müvekkiline bilgi verilmediğini, yasal bilgi edinme haklarının kullanılması için açılan davanın derdest olduğunu, haklı nedenle feshe ilişkin davada alınan kayyım raporuna göre, şirketin 57.000.000.- TL nakit parasının davalı …’ün % 100’üne sahip olduğu … adalarında kurulmuş, bir posta şirketi mahiyetindeki … .’e aktarıldığını, temsilcinin kendi kendisi ile işlem yapma yasağına aykırı hareket ettiğini, maddi zararın miktarının tam olarak bilinmediğini, bu nedenle belirsiz alacak davası açarak 10.000 TL’nin tahsilini talep ettiklerini, bu paranın aktarılmasında muhasebe hileleri yapıldığını, davalıların, faaliyeti sona ermiş şirketi 7 ay içerisinde kendilerine borçlu hale getirdiklerini, davalı …’ün rekabet yasağına aykırı davrandığını ileri sürerek davalılarca … International Ltd. Şti.’ne verilen zararın tespiti ile şimdilik 10.000.- TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 31.03.2017 tarihli dilekçesi ile davalı …’ün TTK’nın 616. maddesine aykırı olarak 2014 ve 2015 yılları için aldığı 188.800.- TL ve davalı …’un 2014 yılı için aldığı 29.321,68 TL toplamı olan 218.121,68 TL’nin avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalılar vekili, … İnşaat. Ltd. Şti. ile …. Arasında tamamı gerçeğe uygun ve kayıtlı bir ticari ilişkinin bulunduğunu, ilişkinin kökeninde … İnşaat. Ltd. Şti’nin sermaye yetersizliği sebebiyle ortaya çıkmış mal ve hizmetlerin vadeli temini ve finansman ihtiyacının olduğunu, bu ticari ilişkinin … tarafının da bizzat davacı tarafından yürütüldüğünü, … İnşaat. Ltd. Şti.’nin üstlendiği projelerin başından sonuna kadar … ‘dan inşaat malzemesi, iş makinesi, inşaat taşeronluğu vs. mal ve hizmet aldığını, ortada mesnetsiz bir para aktarımı değil, satın alınan mal ve hizmet bedelinin ödenmesinin söz konusu olduğunu, dolayısıyla müdürlerin şirketi zarara uğratmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı yan zarar iddialarını, dava dışı …’in kendi finansman kaynakları ile alabileceği inşaat malzemeleri ve makinaların … tarafından satın alınarak, üzerine % 100 kar konularak …’a satış yapılması ile …’in zarara uğratıldığı ve dava dışı …’in 3 projesi tamamlandıktan sonra dava dışı …’in gerçek olmayan 33.704.177,33 TL’lik fatura keserek, …’in bu miktarda parasının …’a aktarılması olmak üzere iki kaleme dayandırmıştır.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı doyasına istinaden dava dışı …’in 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin olarak 31/10/2018 tarihli vergi tekniği raporu düzenlenmiş olup, raporun incelenmesinde dava dışı …’in …’da bulunan inşaatlarda kullanılacak olan bir kısım makine teçhizat ve inşaat malzemelerini, doğrudan kendisi satın almak yerine …’ün % 100 ortağı olduğu … şirketinin satın aldığı, genellikle aynı gün veya en geç 2 gün içerisinde alış fiyatının üstünde olan bir fiyattan fatura ettiği, …’in makine teçhizat ve inşaat malzemelerini kendisi alması halinde 12.375.586,95 TL maliyeti olacakken ‘dan alınması neticesinde 24.978.935,60 TL maliyete katlanıldığı, yine vergi tekniği raporunda …’in Folkeston’dan yaptığı alımların tespit edildiği, 15.151.837,40 USD bedelli faturalara ilişkin olarak davacının beyanının alındığı görülmüştür.
Davacı yan, söz konusu projeler için …’dan yapılan makine ve teçhizat alımlarını yapıldığı tarihte hem … şubesi hem da …’un yetkilisi olup alınan malzemelerin hangi bedelle fatura edildiğini bilmemesinin mümkün olmadığı kabul edilmiştir. Vergi Tekniği raporunun hazırlanması aşamasında kamu idaresine verdiği beyanlar da bu hususu doğrulamaktadır.
Rekabet yasağına aykırı davrandığı ileri sürülen davalı …’ün ortağı ve temsilcisi olduğu şirket, davacı ile kurulan şirketten daha önceki tarihte kurulmuş olup, davacı tarafından da bu durum bilinmektedir. Davalının benzer ticari faaliyet yürüten şirketin ortağı ve temsilcisi olduğu dava dışı … şirketi kurulurken bilinmiş olması nedeniyle rekabet yasağının örtülü olarak kaldırıldığı kabul edilmelidir. Diğer davalı …’un … şirketinde idare ve temsil yetkisi bulunmadığından davalının rekabet yasağına aykırı davrandığından da sözedilemez.
TTK’nun 553.maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri taktirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine, hem de alacaklılarına verdikleri zarardan sorumludur. Somut uyuşmazlıkta, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme ile zarar kalemlerinden ilki olan 33.704.177,33 TL’lik faturalara ilişkin olarak vergi tekniği raporundan hareketle fatura içeriklerinin doğru olduğu tespiti yapıldığı, bununla birlikte fatura dayanaklarının ve içeriklerinin belgesiz harcamalar karşılığında düzenlendiği hususunun davacının kabulünde olduğu, … ve … …’den gelen bedellerin her biri yönünden, … ‘nin banka hesaplarının kontrol edildiği, şubeye gönderilen bedeller ve …’nin banka hareketleri ile listedeki bedeller arasında mükerrerlik tespit edilemediği, bir diğer ifadeyle bu tutarların davacının iddiasının aksine … tarafından gönderildiğinin tespit edilemediği, bu zarar kaleminin varlığı ispat edilemediğinden davalıların sorumluluğundan sözedilemeyeceği, ödeme talep formları ve kasa föylerinde davacının imzasının bulunduğu, davacının hem … Şubesi’nde hem de dava dışı … hem de … şirketinin tek yetkilisi olduğu, makine ve inşaat malzemelerine ilişkin fatura kesimlerinin şubeden gerçekleştiği, davacının bu duruma itiraz etmediği gibi verdiği beyanlarda da bu hususu doğruladığı, davacının rızası ve bilgisi dahilinde gerçekleşen olaylar nedeniyle davalıların sorumluluğundan bahsedilemeyeceği değerlendirilmekle açılan davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, 31.03.2017 havale tarihli bedel arttırım dilekçesinde fazlaya dair hakları saklı tutarak talebini müdürlerin aldığı ücretler toplamı olan 218.121,68 TL’ye çıkarmış, dava açılırken 10.000.- TL üzerinden yatırdığı harcı mahsup edip 208.121,68 TL üzerinden harcı ikmal etmiştir. HMK’nın 107. maddesi uyarınca açılan belirsiz alacak davalarında, dava dilekçesinde ileri sürülmeyen taleplerin bedel arttırım dilekçesine konu edilerek istenmesi mümkün değildir. Bu sebeple müdürlere verilen ücretlere ilişkin talebe ilişkin usulüne uygun bir dava bulunmadığından reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın subut bulmadığından REDDİNE,
Davacı tarafın müdürlere verilen ücretlere ilişkin talebi yönünden usulüne uygun dava bulunmadığından REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL’nin yatırılan peşin harç 170,78 TL ve tamamlama harcı 3.555,00TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 3.666,48 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan 120,00 TL gider avansının davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 26/05/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı