Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/158 E. 2021/353 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/158 Esas
KARAR NO : 2021/353

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 18/02/2020
KARAR TARİHİ : 02/04/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketten ticari amaçla kullanılmak üzere …… plaka nolu, …… marka ….. tip 2016 model Ml sınıfında olan aracı 14.04.2016 tarihinde 144.920,00 TL ödeyerek satın aldığını, aracın tavanında satış tarihinden birkaç yıl sonra boya dökülmelerinin meydana geldiğini, kullanıcı hatası olamayacak düzeyde olan gizli ayıp meydana geldiğini, davalı şirkete 24 08.2019 tarihinde mail ile bilgilendirme yapıldığını, davalı şirketin de araçlarını ikinci el olarak çok daha düşük fiyata, mağduriyetlerini daha da arttıracak bir fiyata alabileceklerini belirttiğini, taraflarınca vekaleten 26.08.2019 tarihli yazıda yenisi ile değiştirme seçimlik haklarını kullandıklarının ayrıntılı olarak izah edilerek davalı tarafa iletildiğini, bu aşamadan sonra davalı tarafça taleplerinin dikkate alınmadığını, 2 davalı ile ayrı ayrı arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını fakat uzlaşmanın sağlanamadığını beyanla sonuç olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere bedelin belirlenebildiği anda artırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL olarak ikame edilen davada, terditli olarak ayıplı olarak satılan aracın geri alınarak yenisi ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde kasko bedelinin tazminine veyahut araçtaki değer kaybının tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …… Akaryakıt Tic. AŞ. vekili tarafından sunulan 19.03.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; üretimden kaynaklandığı iddia olunan bir ayıba karşı müvekkili şirketin sorumlu olmasının söz konusu olmadığını, bu nedenle husumet ve ayrıca zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, üretimden kaynaklandığı iddia olunan bir ayıba karşı müvekkili şirketin sorumlu olmasının söz konusu olmadığını, bu nedenle husumet ve ayrıca zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, dava konusu aracın davacı tarafından 14.04.2016 tarihinde satın alındığını, tam ve eksiksiz teslim edildiğini, dava konusu aracın tavanında boya atması olduğu şikayeti ile müşteri hizmetlerinin yönlendirmesiyle 14.10.2019 tarihinde müvekkili şirketin servisine geldiğini, ancak müşterinin isteği üzerine işlem yaptırılmadığını, servis formunun iptal edildiğini, dava konusu aracın 122.000 km’de 4 yıla yakın kullanıldıktan sonra ayıplı olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, herhangi bir işlem yapılmadığından kullanıcı kaynaklı bir husus olup olmadığının da belli olmadığını beyanla davanın usulden ve esastan reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… İmal ve Satış AŞ. vekili tarafından sunulan 23.06.2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresi itibariyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davaya konu aracın üreticisi ve satıcısının müvekkilinin olmadığını, davacının aytp ihbar yükümlülüğünü yasal süresi içerisinde yerine getirmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının TTK’ya göre faturaya süresi içinde itiraz etmediğini ve faturaları ihtirazi kayıtsız ödediğini, faturayı ödedikten sonra dava açılmasının samimi olmadığını, davacı taraf davayı her ne kadar belirsiz alacak davası olarak ikame etmiş ise de bunun mümkün olmadığını, zira davacının davaya konu aracı satın alma bedelinin davacı tarafça bizatihi ibraz edilen fatura ile sabit halde olduğunu, huzurdaki davanın sırf bu sebeple hukuki yarar yokluğundan ve ayrıca terditli taleple açılan davanın usulden reddi gerektiğini, satıcı tarafından davacıya araç teslim edilirken, davacı tarafın aracı muayene ettiğini, aracı eksiksiz ve hasarsız olarak teslim aldığını, dava konusu aracın kazalı olduğunu, araçta varlığı iddia edilen arızaların bu kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması gerektiğini, ayrıca kazalı bir aracın misliyle değişiminin mümkün olmadığını, aracın boyasının üretimden ayıplı olmadığını, aracın tramer kaydının celbedilerek yapılacak bilirkişi incelemesinde aracın tramer kaydına girmemiş bir kazasının bulunup bulunmadığının ayrıca araştırılması gerektiğini, dava konusu araçta araç değişimini gerektirecek, sürekli kullanıma engel önemli bir ayıp bulunmadığını, aracın halen davacı tarafça sorunsuz olarak kullanıldığını, hak talep edebilmek için maldaki eksikliğin (ayıbın) önemli olması gerektiğini, davacının iddia ettiği boya sorununun aracın davacıya teslimi sırasında mevcut olduğunun ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, aracın teslimi sırasındaki boya kalınlık değerlerinin üretici fabrika tolerans değerlerine uygun olduğunu, araçta varlığı iddia edilen boya sorununun dış etkiler nedeniyle oluştuğunu ve garanti kapsamı dışında olduğunu, dava konusu aracın 1 kazası dışında başka kaza ve hasarlarının bulunup bulunmadığının bilinmediğini beyanla usule, yasaya ve hukuka aykırı davanın reddi ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, gizli ayıplı olduğu iddia edilen aracın geri alınarak yenisi ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı taktirde kasko bedelinin tazmini yahut araçtaki değer kaybının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlık noktaları aracın ayıplı olup olmadığı, ayıp bulunmakta ise gizli mi açık ayıp mı olduğu, araçta bu anlamda üretimden kaynaklı bir ayıp, hata bulunup bulunmadığı, ayıbın ortaya çıktığının tespit edilebildiği tarih itibariyle yasal ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, ayıbın niteliğine göre davacın taleplerinde haklı olup olmadığı, bu anlamda davalılardan aracın geri alınarak yenisi ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı taktirde kasko bedelinin tazmini yahut araçtaki değer kaybının tahsilini talep edip edemeyeceği, davalıların sorumluluğunun olup olmadığı noktalarında toplandığına ilişkindir.
Dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 21/01/2021 tarihli raporda özetle; araç üzerinde yapılan incelemeye göre izlenen ve belirli bölgelerde astar görünecek şekilde boya atmasının meydana geldiğini, bu kusurun aracın imalat sonrası boyama sırasında meydana gelen etkenler nedeniyle ancak daha sonra bölgesel olarak ortaya çıktığı ve zamanla da artacağı kanısına varıldığını, bu kusurun gizli ayıp olarak nitelendirilebilecek bir kusur çeşidi olduğunu, bu sebeple aracın 2. el değer kaybının 25.000 TL civarında olabileceği kanaatine varıldığını, ayıbın niteliğine göre bu ayıbın aracın özgülendiği amaca uygun şekilde kullanılmasına engel teşkil edecek nitelikte bir ayıp olmadığını, aracın yenisi ile değiştirilmesi, aracın geri alınarak satım bedelinin yada mümkün olmadığı takdirde kasko bedelinin ödenmesinin talep edilemeyeceğini, davacının talebinin araçtaki ayıp nedeniyle uğranılan değer kaybı zararının tazmini talebi niteliğinde olduğu kanaatinde olduklarını, davacının talebi genel hükümlere göre tazminat talebinin TBK. md. 146’da düzenlenmiş olan 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olduğunu, bu nedenle dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı kanaatine varıldığını, davacının bu davadaki talebi genel hükümlere dayanan tazminat talebi niteliğinde olduğundan ve TBK 112 ve devamı maddelerinde tazminat talebine hak kazanmak için yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğü getirilmemiş olduğundan davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünün bulunmadığını, davalı … Akaryakıt Tic. AŞ.’nin satıcı, davalı …… Araçlar İmal ve Satış AŞ.’nin ise distribütör olması sebebiyle her iki davalının da yasal şartların bulunması halinde sorumluluğunun bulunduğunu, davalıların aracın imalatçısı olmaması sebebiyle aracın ayıplı olarak satılmasında kusurlarının bulunmadığını, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını, davalı ……. Araçlar İmal ve Satış AŞ. araç için garanti vermiş olsa da ayıbın ortaya çıktığı tarihte garanti süresi dolmuş olduğundan garanti veren sıfatıyla da sorumluluğunun bulunmadığını bildirmişlerdir.
Davalıların her ikisinin de cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, “Ticari satış ve mal değişimi” başlıklı TTK. 23. maddesinde bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağının belirtildiği, buna göre “Zamanaşımı” başlıklı TBK. 231. maddesinde satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü davanın satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkının, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmayacağı, satıcının, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağının düzenlendiği, somut olayda davacının dava konusu aracı satın aldığı 14/04/2016 tarihinden itibaren yaklaşık 4 sene geçtikten sonra 18/02/2020 tarihinde işbu davanın açılmış olduğu, aracın davacı tarafından satın ve teslim alınmasından itibaren TBK. 231 maddesinde belirtilen dava açılması için öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalı……. Araçlar İmal ve Satış AŞ. araç için garanti vermiş olsa da davanın, aracın davacı tarafından satın ve teslim alınmasından itibaren garanti süresi de dolduktan sonra açılmış olduğu, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi ayıp sebebiyle davalı şirkete 24 08.2019 tarihinde mail ile bilgilendirme yapıldığının kabulü halinde dahi bunun zamanaşımı ve garanti sürelerinden sonra gerçekleştiği, aracın davacıya satışı ile davanın açılması tarihi arasında zamanaşımının kesilmesine ilişkin bir sebebin gerçekleşmemiş olduğu, TBK. 231/2 maddesi uyarınca davalı satıcının, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu olduğunun da davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla zamanaşımı süresi içerisinde açılmayan davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Zamanaşımı süresi içerisinde açılmayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL peşin harç ve 256,16 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye kalan 367,64 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalıların her biri kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair huzurda bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır