Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/157 E. 2022/500 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/157
KARAR NO : 2022/500

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 18/02/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 08/06/2022

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun ….. dosyası ile arabuluculuk anlaşma tutanağı imzaladıklarını, belirtilen vadelerde ödeme yapılmaması üzerine Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan icra edilebilirlik şerhi gereğince Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas ve Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaları ile ilamlı icra takibi başlattıklarını, takipten doğan borçların ödenmediğini, belirterek davalının İİK m.177/4 gereğince iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, İİK m.177/4 maddesi hükmüne göre açılan doğrudan doğruya iflas istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın ilama müstenit alacağın icra emriyle istendiği halde ödenip ödenmediği, doğrudan iflas koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 01/06/2022 tarihli dilekçesi ile ekinde Protokol bulunan Sulh Sözleşmesini sunmuş olup ödemelerin yapıldığı tarihe kadar duruşmanın talikini talep etmiştir.
Sulhun etkisi HMK’nun 315/1.maddesinde “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir” şeklinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de “… mahkeme içi sulhün, mahkemece bir hüküm verilmesine gerek kalmaksızın davayı sona erdireceği düzenlenmiştir.” denilerek bu durum açıkça belirtilmiştir.
Taraflar, bir hukuki ilişkinin sonuç doğurmasını veya ortadan kalkmasını gelecekte gerçekleşmesi şüpheli bir olaya bağlamışlarsa şarta bağlı bir hukuki ilişki sözkonusudur. Sulhün, feragat ve kabulden farklı olarak şarta bağlı olarak yapılması mümkün olup, bu husus HMK’nun 314/4 maddesinde “Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir” şeklinde düzenlenmiştir. HMK’nun 315/1 maddesi 2.cümlesi gereğince taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, mahkeme bu doğrultuda karar verir. Bununla birlikte mahkemenin şarta bağlı hüküm vermesi mümkün değildir. Zira, HMK’nun 297/2 maddesinde hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Öğretide, doğrudan iflâsa başvurmayı gerektiren durumlarda, borçlunun borcunu ödemek istemediği veya ödemesinin de zaten mümkün olamayacağına yönelik bir karine vardır. Bu sebeplerle bu hallerde birincil amaç, borcun ödenmesi değil iflasın açılması olduğundan, İİK’nun 177.maddesi gereğince açılan iflas davalarında uygulanması gereken usulü belirleyen 181. maddesinde, 158. maddeye atıf yapılmadığından davalıya depo emri tebliğine gerek bulunmamaktadır. Doğrudan doğruya iflas yargılaması devam etmekte iken, taraflarca borcun vadeler halinde ödenmesine dair anlaşma yapılması halinde davadan feragat mümkündür. Bununla birlikte yapılan anlaşma ile borcun vadeler halinde ödenmesi, ödenmesi halinde davadan feragat edileceğinin kararlaştırılması ve borcun tamamen ifası süreci tamamlanana kadar yargılamanın devamı ise mümkün değildir. Davalının ileri tarihte ödeme taahhüdünün davacı tarafından kabul edilmesiyle, davanın konusuz kaldığı kabul edilmelidir. Davacının, taraflar arasındaki sulh sözleşmesi hükümlerine göre belirlenen son vadeye kadar yargılamanın devamı iflas davasını amacından uzaklaştıracaktır. Vadelerin 1-2 ay gibi makul sürede tamamlanması halinde mahkemenin takdiren bu süreyi vermesinde usul ekonomisi yönünden bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak, örneğin 1 seneyi bulan vade sürecini bekleyerek iflas yargılama sürecini devam ettirmek mümkün değildir. Bu halde, tarafların beyanları alınarak taraf iradelerini doğru şekilde tespit ederek davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ya da şartları oluşmuş ise davalının iflasına karar vermek gerekecektir.
Somut olayda, davanın İİK m.177/4 maddesi gereğince açılan doğrudan iflas talepli olarak dava açıldığı, İİK’nun 177.maddesi gereğince açılan iflas davalarında uygulanması gereken usulü belirleyen 181. maddesinde, 158. maddeye atıf yapılmadığından davalıya depo emri tebliğine gerek bulunmamasına rağmen tarafların talebiyle kapak hesabı alınarak depo emrinin davalıya tebliğ edildiği, mahkememizin 23/09/2020 tarihli celsesinden itibaren davacı vekilinin talebi üzerine davalının ödeme yapması için süre verildiği, taraflar arasında imzalanmış sulh sözleşmesi bulunmakla, bu aşamadan sonra ödemelerin tamamlanmasının beklenmesinin iflas davasının amacı ve mahiyetine uygun düşmeyeceği anlaşılmakla taraflar arasındaki sulh sözleşmesi nazara alınarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Taraflar arasında Sulh Sözleşmesi yapılmış olduğu anlaşılmakla mahkememizce KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
1-Alınması gereken 80,70 TL’nin davacı tarafça yatırılan 54,40 TL’den tenzili sonucu eksik bakiye harcı 26,30 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan ilk harç gideri 108,80 TL ve davetiye, müzekkere ve ilan masrafı 1.280,48 TL olmak üzere toplam 1.389,28 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının ve iflas avansının hüküm kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün -içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. . 08/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır