Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/150 E. 2021/600 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/150
KARAR NO : 2021/600

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 17/06/2021

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile … Ambalaj Sanayi ve Ticaret AŞ arasında ticari kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların kredi sözleşmesinden müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, kredi borçlusu ve kefillere Gebze .. Noterliği’nden keşide edilen 27/12/2018 tarih, 53322 sayılı hesap kat ihtarnamesi ile borcun ödenmesi ihtar edilmiş ise de, ihtarın sonuçsuz kaldığını, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek itiraz ettiklerini, Kredi Garanti Fonu ile müvekkili arasında düzenlenen kredi garanti fonu …… Bankası AŞ arasında düzenlenen kefalet protokolü bulunduğunu, davalıların … teminatlı kredisinin bulunduğunu, işbu krediye istinaden …. tarafından henüz tazminin gerçekleşmediğini, takip işlemlerini yürütmenin bankanın sorumluluğunda olduğunu, takip tarihinden sonra davanın açılışından önce ödenen 1.175,10 TL’nin İİK m.100’e uygun olarak öncelikle faiz ve masraflardan mahsubunun gerektiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar adına yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalıların davacı banka ile dava dışı … Ambalaj Sanayi ve Ticaret AŞ arasında aktedilen genel kredi sözleşmesine müşterek, müteselsil kefil oldukları, uyuşmazlığın kredi sözleşmesi nedeniyle davacının davalılardan tahsilini talep edebileceği alacak bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla dosyanın bankacı bilirkişiye tevdi ile rapor alınmasına alınmasına karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişisi … tarafından düzenlenen kök raporda, davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu/kredi lehtarı (asıl borçlu) … AMBALAJ SAN. VE TİC. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefilinde “ mütesesil kefil “ sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı Kefilin/lerin Sorumluğu: Davalı/Kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limiti tutarının 5.000.000,00 TL ile 7.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 865.003,13 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun), kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de dava dışı şirketin (asıl borçlu) temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı, borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (Lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m/’nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği, takip tarihinden sonra kısmi tahsilat sağlandığı için, hem takip ve hem de dava tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonuçları ; Davacı Bankanın Takip Tarihi İtibariyle Alacaklar ; Nakdi Krediler Yönünden; Ticari Nitelikli Krediler Bakımından, toplam talep edilen 502.402,49 TL hesaplanan 482.989,39 TL, talep edilmesi gereken 482.989,39 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 19.413.10 TL (502.402.49 -482.989.39 =) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 467.604,20 TL astl alacak tutan tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %40,50 oranında sözleşmesel temerrüt taizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, …. Kredi Kartı bakımından; toplam talep edilen 421.113,71 TL , hesaplanan 409.059,60 TL , talep edilmesi gereken 409.059,60 T L olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 12.054.11 TL (421.113.71 -409.059.60 =) reddi durumunda. takip tarihinden itibaren 397.398,93 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %33 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, Gayrinakdi çek taahhüt bedeli DEPO talebi yönünden, Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (46) adet çek yaprağından dolayı toplam 76.850,00 TL faiz getirmeyen bir hesapta davalı kefiller tarafından müteselsilen DEPO etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı (Sözleşmenin 9/21 ve 10.9 maddesinin yanı sıra 5941 s.Çek Y. 2.ve 3 m, uyarınca), Davacı Bankanın Dava tarihi itibariyle alacakları, Ticari Nitelikli kredi yönünden, toplam 675.259,24 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde, dava tarihinden itibaren 467.717,78 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %40,50 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, … Kredi Kartı Yönünden, takip Tarihinden sonra business kredi kartı hesabına herhangi bir tahsilat yapılmadığı İçin, haliyle bu kredi hesabı yönünden dava tarihi itibariyle bir hesaplama yapılamadığı, A.Ş. Kefaleten Tazmin ettiği bedel yönünden; Kredi garanti fonunun kefaletiyle kullandırılan kredi borcuna karşılık anılan kurum (… A.Ş.) tarafından davacı bankaya dava tarihinden sonra olmak üzere toplam 342.639,21 TL tutarında tazminat ödemesi yapıldığı, davacı banka kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalılardan tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı banka tazmin edilen bedal bakımından takibe devam etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bir başka dev isle sanki hlc tahsilat yapılmamış gibi davacı bankanın takibe avnen devam etme yükümlülüğü bulunmakta olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın bilirkişiye tevdi ile itiraz dilekçesine konu hususlarda inceleme yapılarak ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aynı bilirkişiden alınan ek raporda, davacı vekilinin beyan ve itirazları yukarıda etraflıca irdelenip değerlendirilmiştir. Ancak kök raporda mevcut delil durumuna göre herhangi bir revizyon yapılamadığı belirtilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu … Ambalaj San ve Tic AŞ arasında genel kredi sözleşmesi aktedildiği, davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmede gösterilen kefalet tutarları 7.000.000 TL ve 5.000.000 TL olup asıl borç toplamının kefalet limitinden düşük olduğu, kefaletlerin geçerli olduğu ve davalı kefillerin borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m. 67/1). Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri dışında, itirazın iptali davasında başka itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi hâlinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkâr tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Hukuk Genel Kurulunun 09.02.2011 tarih ve 2011/13-29 E., 2011/56 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararları). Bu doğrultuda, icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 19.10.2011 tarih ve 2011/19-532 E., 2011/640 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Yargıtayın bu konuda koymuş olduğu kurallar çerçevesinde, alacağın kat tarihi itibariyle kayıtlardan tespit edilmesi, kat tarihinde bulunan alacağa temerrüt tarihine (kat ihtarının borçluya tebliği ile verilen sürenin sonu) kadar akti faiz ve ferîleri uygulanmalı, temerrüt tarihi itibariyle bulunan akti faiz ve ferîleri kapitalize edilerek temerrüt tarihinde borçlunun sorumlu olacağı asıl alacak tespit edilmelidir. Bu safhadan sonra temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar, daha önce belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferîleri uygulanmalı ve takip tarihinde talep edilebilecek asıl alacak ile birlikte temerrüt faizi miktarı ve ferîleri ayrı ayrı tespit edilmelidir. Bulunacak bu rakam alacaklı bankanın borçludan takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarıdır. Şayet kat tarihi, temerrüt tarihi ve takip tarihi itibariyle hesaplanan bu miktarlar alacaklının taleplerinden fazla ise talep dikkate alınarak miktarlar belirlenmelidir. Ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asıl alacak, temerrüt faizi ve ferîleri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacaktır. Bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferîleri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarı bulunmalıdır. Bu uygulama her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorundadır. Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferîleri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmelidir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile ticari nitelikli kredi yönünden takip tarihinden sonraki ödemeler mahsup edilerek davacının dava tarihinde alacaklı olduğu tutar tespit edilmiş, business kredi kartı bakımından ise takip tarihinden sonra yapılmış ödeme bulunmadığından takip tarihinde alacaklı olduğu tutar tespit edilerek, davalıların ticari nitelikli kredi yönünden(Takip tarihinden sonra yapılan ödemeler nazara alınarak dava tarihi olan 17/02/2020 tarihi itibariyle) asıl alacak 467.717,78 TL, işlemiş faiz 197.658,53 TL, BSMV 9.882,93 TL olmak üzere toplam 675.259,24 TL’lik kısım yönünden İTİRAZININ İPTALİNE, takibin ) asıl alacak 467.717,78 TL, işlemiş faiz 197.658,53 TL, BSMV 9.882,93 TL üzerinden devamına, asıl alacak tutarına % 40,50 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve % 5 gider vergisi işletilmesine, business kredi kartı yönünden takip tarihi itibariyle asıl alacak 397.398,93 TL, işlemiş faiz 11.105,40 TL, BSMV 555,27 TL’lik kısım yönünden İTİRAZIN İPTALİNE, takibin asıl alacak 397.398,93 TL, işlemiş faiz 11.105,40 TL, BSMV 555,27 TL üzerinden DEVAMINA, , asıl alacak tutarına % 33 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve % 5 gider vergisi işletilmesine karar verilmiştir.
Kredi garanti fonunun kefaletiyle kullandırılan kredi borcuna karşılık … AŞ tarafından davacı bankaya dava tarihinden sonra olmak üzere toplam 342.639,21 TL tutarında tazminat ödemesi yapılmıştır. 4749 Sayılı Kamu Finansmanı Kanunu’nun Geçici 20.maddesinde … alacakları kamu alacağı olarak tanımlanmış ve uygulanacak esasların düzenlenmesi yönünde Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiştir. … ile yapılan sözleşme ve “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki ” 2009/15197, 2015/73317, 2016/9538 ve 2017/9969 Sayılı Bakanlar Kurulu kararlarında, özellikle 31/10/2016 tarih ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 6/4 maddesine göre “Kanuni takibe ilişkin işlemler kredi veren tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilatlar, tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaştırılır” hükmü bulunmaktadır. Neticeten … AŞ adına, davacı bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğu anlaşılmakla bu tahsilatlar davalı borcundan mahsup edilmemiştir.
Davacı bankanın asıl borçluya verilen çeklerle ilgili hamiline ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri yönünden kefilden depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kefilin sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerekmekte olup, sözleşmenin 9.21, 10.9 maddeleri ile 5941 Sayılı Yasanın 2 ve 3.maddeleri uyarınca davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarları talep edilmeyen 46 adet çek yaprağından dolayı toplam 76.850,00 TL’nin depo edilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1- Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalıların ticari nitelikli kredi yönünden(Takip tarihinden sonra yapılan ödemeler nazara alınarak dava tarihi olan 17/02/2020 tarihi itibariyle) asıl alacak 467.717,78 TL, işlemiş faiz 197.658,53 TL, BSMV 9.882,93 TL olmak üzere toplam 675.259,24 TL’lik kısım yönünden İTİRAZININ İPTALİNE, takibin asıl alacak 467.717,78 TL, işlemiş faiz 197.658,53 TL, BSMV 9.882,93 TL üzerinden DEVAMINA, asıl alacak tutarına % 40,50 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve % 5 gider vergisi işletilmesine,
2-… kredi kartı yönünden takip tarihi itibariyle asıl alacak 397.398,93 TL, işlemiş faiz 11.105,40 TL, BSMV 555,27 TL’lik kısım yönünden İTİRAZIN İPTALİNE, takibin asıl alacak 397.398,93 TL, işlemiş faiz 11.105,40 TL, BSMV 555,27 TL üzerinden DEVAMINA, , asıl alacak tutarına % 33 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve % 5 gider vergisi işletilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine
3-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 178.409,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-46 adet çek yaprağı tutarı 76.850,00 TL’nin davalılar tarafından davacı banka nezdinde açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine,
5-Alınması gereken 60.935,86 TL karar harcından peşin alınan 14.144,98 TL’nin tenzili sonucu eksik bakiye 46.790,88 TL’nin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 14.199,38 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri 1.866,00 TL’nin kabul- red oranına göre hesaplanan 1.665,91 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 61.652,45 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılar arabuluculuk toplantısına katılmadığından davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.. 16/06/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı