Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/136 E. 2022/556 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/136 Esas
KARAR NO : 2022/556

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; taraflarınca dava konusu ihtilafa ilişkin olarak; dava şartı olan arabuluculuk uyuşmazlık çözüm yoluna başvurulmuş, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamayarak arabuluculuk görüşmesinin sonlandırılmış olduğunu, müvekkilince, dava dışı sigortalı …. Nakliyat Lojistik Hizmetleri A.Ş.’nin (“Sigortalı”) üstlendiği taşıma işleri sırasında oluşabilecek rizikoların …. numaralı Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi ile teminat altına alınmış olduğunu, …. Holding AŞ tarafından plastik hammaddesi cinsi emtiaların, … Pvc ve Alüminyum Yapı Elemanları San. ve Tic. AŞ firmasına satılmış olduğunu, söz konusu plastik ham maddesi cinsi emtianın nakliye işini müvekkili şirket sigortalısı (…) üstlenmiş, ancak nakliye işini sigortalı şirketin bizzat gerçekleştirmemiş ve davalı şirketin yetki belgesi sahibi olduğu araç ile yapılması üzere davalıya devretmiş olduğunu, … tarafından konu emtianın Aliağa, İzmir’deki tesislerinden, alıcı …. PVC ve Alüminyum Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş.’nin Şehitkamil, Gaziantep’teki tesislerine taşıması işinin Sigortalı … Lojistik Tic. Ltd. Şti’ye verilmiş, ancak sigortalının bu nakliye işini, davalıya devretmiş olduğunu, 11.09.2018 tarihinde, 15 palet plastik hammaddesinin davalının sorumluluğunda bulunan … – …. plakalı araca yüklenmiş olduğunu, söz konusu taşıma işine ilişkin olarak sevk ve taşıma irsaliyeleri düzenlenmiş olduğunu, yükleme sonrasında Gaziantep’e hareket eden araç sürücüsü …’ın, beklenen süre içerisinde emtiayı alıcısına teslim etmemiş olduğunu, emtiaların teslim edilmemesi üzerine, sigortalı firma yetkilisi ….ın, …. Polis Merkezi’ne giderek araç sürücüsü … ve ruhsat sahibi …. hakkında şikayetçi olduğunu, olu rar sonrası müvekkiline başvurulmuş, ekspertiz incelemesi yapılmış ve müvekkilince sigortalının zararının karşılanmış olduğunu, böylelikle müvekkilinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca sigortalısının haklarına kanuni halef olduğunu, davalının dava konusu hasara konu nakliyenin gerçekleştirildiği araca ait yetki belgesine ve taşıt kartına sahip olduğunu, davalının, Türk Ticaret Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Karayolu Taşıma Kanunu ve Karayolları Taşıma Yönetmeliği uyarınca dava konusu zarardan sorumlu olduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu/davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulünce tebligat yapıldığı, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız eylemden kaynaklanan itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık; dava dışı sigortalı un-ka.. ile davalı arasında yer alan taşıma ilişkisi nedeni ile meydana gelen zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı ve davacının rücu şartlarının oluşup olmadığıan ilişkin olduğu hususlarındadır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, dava dışı sigortalı un-ka.. ile davalı arasında yer alan taşıma ilişkisi nedeni ile meydana gelen zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı ve davacının rücu şartlarının oluşup olmadığının tespiti için dosya üzerinde 19/04/2021 günü, saat 15.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, sigorta uzmanı bilirkişi …09/08/2021 tarihli raporunda özetle; yükleme sonrası Gaziantep’e hareket eden araç sürücüsü …’ın beklenen süre içerisinde, konu emtiayı alıcısına teslim etmediğini, alıcı … Pvc ve Alüminyum Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş. tarafından bu konuda Sevk İrsaliyesi üzerine, “…. NOLU İRSALİYE AİT MALZEME TARAFIMIZA ULAŞMAYIP TESLİM ALINMAMIŞTIR.” şeklinde not konulduğunu, araç sürücüsüne ve ruhsat sahibine telefonla ulaşılamayınca, sigortalı firma tarafından emtianın emniyeti suiistimal yoluyla çalındığına kanaat getirildiğini, 12.09.2018 tarihinde, sigortalı firma ilgilisi Sn. ….’in (…) bu konuda … Polis Merkezi Amirliğine giderek, araç sürücüsü (….), araç ruhsat sahibi (…) ve muhasebecisinden (…) şikayetçi olunduğunu, 07.10.2018 tarihinde, satıcı … A.Ş. tarafından çalınan emtianın bedelinin, …. nolu ekli fatura ile sigortalı …. NAKLİYAT LOJİSTİK HİZMETLERİ TİC. LTD. ŞTİ.’ den talep edildiğini, hasar hesaplamasının bu faturaya ve poliçeye istinaden … miktarı 25.200 KG, fiyatı 5.98170, talep tutarı 150.738,84 TL kabul tutarı 150.000,00 TL poliçe muafiyeti -500,00 TL tazminat tutarı 149.500,00 TL olarak yapıldığını, TTK’nun 875. Maddesi ve ve 888. Maddesine göre Hasardan Taşıyıcı ve Fiili taşıyıcı sorumlu olup, davacı sigorta şirketinin meydana gelen rizikoyu 22.11.20218 tarihinde 142,627,00 TL dava dışı sigortalı … Nakliyat Lojistik Hiz. Ltd. Şti’ne ödendiği ve TTK. 1472. Maddesine göre sigortalının haklarına halef olduğunu SONUÇ OLARAK; sigortalıya ödemede bulunan sigorta şirketinin sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar, halefiyet prensibi gereği, zarar sorumlusuna karşı rücu hakkı olduğunu, davacının dosyada banka ödeme dekontuna göre dava dışı sigortalıya … Nakliyat Lojistik Hiz. Ldt. Şti’ye 22.11.2018 tarihinde 142,627,00 TL ödediğini, davacı sigorta şirketinin, ödediği tazminat tutarı kadar sigortalı yerine geçerek 3. şahıslardan zararının giderilmesini isteyebilme hakkı bulunduğundan sigortalıya ödemiş bulunduğu 142.627,00 TL’yi davalıya rücu edebileceğini bildirmiştir.
Bilirkişi heyetine bir taşıma uzmanı ve bir kimya mühendisi dahil edilerek meydana gelen olaydan dava dışı sigortalının ve davalının kusur durumlarının ve davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin kadri maarufunda olup olmadığı ve davacı vekili tarafından beyan edilen prim ödemesinin davalı taraftan talep edilebilip edilemeyeceği hususlarında ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, Taşıma uzmanı bilirkişi …, Kimya Mühendisi bilirkişi … ve Sigorta uzmanı bilirkişi …. 23/02/2022 tarihli raporlarında özetle; taşınan emtianın, 25.200 kg … emtiası olup, …. tanımlı olduğunu, bu emtianın … tarafından petrol türevi ürün olarak ara madde şeklinde dava dışı …. firmasına gönderilmesi sürecinde TAM ZAYİ olduğunu, sevk ve taşıma evrakı ile satış faturasına göre 25.200 kg …. EMTİASININ BİRİM KG FİYATININ 2018 yılında KDV dahil 6,25-6,75 TL ARALIĞINDA olduğunun tespit edildiğini, en ucuz fiyatlarla bile 25.200 kg x 6,25 TL en alt fiyatlarla bir 157.500 TL zarar hesaplanmakta olduğunu, dosyada mevcut bilgilere göre, sevk irsaliyesi ve mal satış faturasına göre hazırlanan sigorta ekspertiz raporunda açıkça, 177.871,83 TL tazminat talebinin sabit olduğunu, ancak sigorta poliçesi gereği araç başına-olay başına sigortacı sorumluluk tavanının 150.000 TL olduğu için, yine 500,00 TL muafiyet düşülerek, zararın 149.500 TL kısmının sigortacı tarafından tazmin edilebileceğinin hesaplanmış olduğunu, Kaldı ki, TTK m.880 gereği henüz satılmış – satışa konu edilmiş mallarda satış faturasına itibar edilerek zarar hesaplanabileceğini, bu durumda somut olayda emtia birim satış fiyatının KDV hariç 5.981,70 TL/ton hesabı ile 177.871,83 TL bedelle 07.10.2018 tarihli satış faturasına konu olduğunu, bunun da GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA KAYNAKLI TAM ZAYİ sebebi ile vaki zararın 177.871,83 TL olduğuna işaret etmekte olduğunu, tanımlı mal ve miktarı gözetildiğinde kadri marufunda zarar miktarının da bu fatura bedeli olduğunu, dosya kapsamında davacının gerçekleşen zarar olan 177.871,83 TL tutarının altında olan katlandığı tüm tazminatın sorumlulara yansıtabileceğinin tespit edilmekte olduğunu, esasen yük ilgilisi zararın 177.871,83 TL olup; davacının katlandığı miktarın sigorta poliçesinde belirlenen 150.000 TL sorumluluk limiti dahilinde 500 TL muafiyet düşülerek yapılmış olduğunu, her ne kadar davacının ödemesi banka ödeme dekontunda 142.627,00 TL tutarında ise de; davacının 149.500 TL – 142.627 TL = 6.873 TL tutarında sigortalısından olan alacağı TAKAS etmiş olduğunu, bunun da davacının ödemesi hükmünde olduğunu, bu nedenle, davacının ödemesinden ziyada ödeme ve takas ile katlandığı 149.500,00 TL tazminatın tamamını davalı yana yansıtması hakkının yerinde olacağını, davalının sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanunu veya Karayolu Taşıma Yönetmeliği hükümlerine göre değil, esasen 6102 sayılı TTK 4.Kitap hükümlerine tabi olduğunu, ancak davalının taşıt kartı ve yetki belgesinin kullanılmış olmasının da davalının TTK m.875/1 gereği akdi taşıyan sıfatını haiz olması bakımından önemli olduğunu, davalı vekilinin kök rapora vaki itirazlarında da davalının taşıyıcı sıfatını ortadan kaldıracak bir iddia ve delil ortaya konulmadığını SONUÇ OLARAK; meydana gelen olayın, davalının üstlendiği fiili taşıma sürecinde şoför katılımı ile güveni kötüye kullanma-bilerek zarar verme şeklinde meydana geldiğinin değerlendirildiğini, şoför tarafından taşımaya alınan emtianın alıcısına HİÇ TESLİM EDİLMEDİĞİ ve tam zayi olduğunu, davalının TTK m.888 ve m.879 gereği meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, meydana gelen 177.871,83 TL tutarında gerçekleştiğini, bu tutarın kadri marufundan zarar miktarına işaret ettiğini, davacının alacağını sayıştırarak tahsil etmesi gereken pirim yerine takas hakkı kullanmasının da rücu edilebilecek tazminat içinde kaldığının değerlendirildiğini, davacının TTK m.881 gereği halef olduğu sigortalısı bakımından ödeme ve takas şeklinde katlandığı zararın 149.500 TL olarak kabul edilmekle bu miktarı rücu edebileceğini, zira temlik hükümleri havi tazminat makbuzunda bu miktarın teyit edildiğini, davacının takibe konu ettiği 149.500 TL toplam asıl alacak bakımından işlemiş faiz talebi bulunmadığı gözetilerek, tamamının rücu konusu edilebileceğinin değerlendirildiğini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde ;
6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir.
Sigortacı; ancak sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır
Davacı sigorta şirketinin TTK 1472. Maddesinde düzenlenen sigortalının haklarına halef olarak rücu edebilmenin yasal koşulları oluşmuştur.
6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.
Alınan bilirkişi raporu, ödeme belgeleri doğrultusunda meydana gelen olayın, davalının üstlendiği fiili taşıma sürecinde şoför katılımı ile bilerek zarar verme şeklinde meydana geldiği, şoför tarafından taşımaya alınan emtianın alıcısına hiç teslim edilmediği ve tam zayi olduğu, davalının TTK m.888 ve m.879 gereği meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, meydana gelen 177.871,83 TL tutarında gerçekleştiği davacının alacağını rücu edilebilecek tazminat içinde kaldığı davacının TTK m.881 gereği halef olduğu sigortalısı bakımından ödeme ve takas şeklinde katlandığı zararın 149.500 TL olarak kabul edilmekle bu miktarı rücu edebileceği, temlik hükümleri havi tazminat makbuzunda bu miktarın teyit edildiği, davacının takibe konu ettiği 149.500 TL toplam asıl alacağın kadri maruf olduğu, dava dışı sigortalının kusurunun bulunmadığı ,haksız fiil niteliğindeki olayın davalının kusurundan kaynaklandığı ve sigortalısına ödeme yapan davacı sigorta şirketin halefiyet ilkesi gereği davalıya rücu hakkının oluştuğu anlaşılmakla itirazın iptali isteminin kabulü ile asıl alacak yargılamayı gerektirdiğinden likit olmadığından koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE;
1-Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına davalının İTİRAZININ İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 10.212,35 TL harçtan peşin alınan 1.805,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.406,76 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 1.859,99 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 2.582,50 TL olmak üzere toplam 4.442,49 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 18.152,50 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (e-duruşma ortamında) kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip …
¸

Hakim ….
¸