Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/1010 E. 2021/5 K. 05.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/1010 Esas
KARAR NO : 2021/5

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ : 05/01/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; dava dışı … ile davalı şirketin 30.04.2018 tarihinde … İli … İlçesi … Mahallesi … Blok 20. kat 389(395) de bulunan bağımsız bölümün …’a satışı konusunda anlaştığını, akabinde iş bu sözleşmenin 19.11.2018 tarihinde … Tapu Devri İçin Talimatname Ve Taahhütname Noter Senedi ile müvekkiline devrolunduğunu, ilgili sözleşme gereğince müvekkilinin …. İli … İlçesi … Mahallesi … Blok 20. kat 389(395) de bulunan bağımsız bölümün bedelini peşin olarak ödediğini, bağımsız bölümde adi satış sözleşmesinin akdedilmesinden sonraki bir tarihte davalının borcu sebebiyle ipotekler konulduğunu iddia ederek 30.04.2018 tarihinde … ile davalı arasında akdedilen adi satış sözleşmesi ve 19.11.2018 tarihinde … ile müvekkili arasında akdedilen …. Tapu Devri İçin Talimatname Ve Taahhütname Noter Senedi gereği İstanbul İli … İlçesi … Mahallesi … Blok 20. kat 389(395) de bulunan bağımsız bölümün tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tesciline, taşınmazın müvekkiline satışından sonra davalının borçları sebebiyle taşınmaz üzerine konulan ipotek ve hacizlerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tesciline ve davacıya satışından sonra davalının borçları sebebiyle taşınmaz üzerine konulan ipotek ve hacizlerin fekkine ilişkindir.
Bakırköy 7. Tüketici Mahkemesi 20/10/2020 tarih ve … Esas… Karar sayılı kararı ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verdiği, bunun üzerine dosyanın Mahkememize tevzi edildiği anlaşıldı.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile/ değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k. maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l. bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Kanunun 83/2. maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1. maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.

Somut olayda dava konusu bağımsız bölümün davalı tarafından dava dışı …’a satışına ilişkin “… Yatırım Amaçlı Konut Satım Sözleşmesi” imzalandığı, Bakırköy …. Noterliğinin …. yevmiye numaralı noter senedi ile dava dışı … tarafından dava konusu bağımsız bölümün davacıya verilmesinin kabul edildiği anlaşılmış olup buna göre dava konusu bağımsız bölümün konut (mesken) niteliğinde olduğu, davacı gerçek kişinin tüketici olduğu, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanması sebebiyle sırf … Yatırım Amaçlı Konut Satım Sözleşmesinin başlığında “yatırım amaçlı” yazılmasının tek başına dava ve talebe ticari nitelik kazandıramayacağı, sadece 1 adet bağımsız bölüm alınmış olması ve bu yerin de konut(mesken) niteliğinde olması dikkate alındığında bu durumun uyuşmazlığın ticari olduğunu kabule engel olduğu, davacı tarafça bağımsız bölümün ticari amaçla alındığının iddia ve ispat da edilmediği nazara alınarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanması sebebiyle uyuşmazlığın çözümünde Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığı, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesini gerektirir nitelikte ticari bir dava da olmadığı, uyuşmazlığın görevli mahkeme olan Tüketici Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/.1.(c).b,115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu tespitine, mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının istinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın HMK’nun 115/2 , HMK’nun 114/1-c maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
1-Davaya bakmaya görevli mahkemenin Bakırköy … Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının istinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
4-HMK nun 331/2.maddesi gözetilerek davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır