Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/1002 E. 2023/360 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/1002
KARAR NO : 2023/360

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında müvekkili şirketin İstanbul ili, … ilçesi, …. Mah. … Ada …. Parselde Mevcut …. Projesi kapsamında çatı işleri yapımında sözleşme yapıldığı, ancak davalının işbu sözleşmede belirlenen çatı işlerini hatalı imal ettiği, bir kısmını da yapmadığı, hatalı yapılan işler ve yapılmayan işlerden dolayı müvekkili şirketin zarara uğradığı, işbu nedenle eser sözleşmesinden kaynaklanan zararların tazmini talepli huzurdaki davayı açma zarureti doğduğu, dava konusu olayda müvekkili şirketin de tacir, davalının da tacir olduğu, taraflar arasında ticari iş niteliğinde olan eser sözleşmesi imzalandığı, ancak işbu sözleşmeye davalı tacirin uymadığı, huzurdaki dosyada uyuşmazlık konusu işin, müvekkili ve davalı tacirin her ikisinin ticari işletmesiyle ilgili olduğu, neticede eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmeye aykırı olarak ayıplı imal edilen eserden dolayı oluşan zararların tazminine ilişkin görevli mahkemeye başvurulduğu, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarının da bu yönde olduğu davacının …. Projesindeki Çatı işlerindeki ayıplı imalatların tamirat bedellerine veya söküm – yeniden yapım bedellerine ilişkin …. İnşaat & … Yapıdan teklif ve yapılması gereken işlerin listesinin alındığı, davalı tarafın ayıplı işlerinden dolayı, müvekkili şirketin büyük mağduriyetler yaşadığı ve geçici çözüm olarak kendi işçilerine çatının bir kısmını yaptırdığı, bir kısmı için ise dışarıdan bir firma ile anlaşmak zorunda kaldığı, buna rağmen çatıdaki ayıplı işlerin tamamının halen giderilmediği, müvekkili şirketin kendi işçilerini çalıştırdığı için faturalandırma yapmadığı, ancak dışarıdan anlaştığı firmadan yapılan masraflara, tadilatlara ilişkin fatura aldığı, toplam 10.328,54 TL değerindeki faturaları ek olarak sunduğu, işbu faturaların çatı tamiratının çok ufak bir kısmını karşıladığı, neticede, davalı …’ın hatalı işlerinden dolayı çatıdan su aktığı, daire içlerine su damladığı, müvekkili şirketin büyük oranda zarara uğradığı, bilirkişilerce; ayıplı imalatların tamirat bedelinin, bu tamirat mümkün değilse söküm ve yeniden yapım bedelinin hesaplanmasını talep ettiği, müvekkilinin, davalı ile yaptığı görüşmelerde davalıdan hatalı yapılan işlerin tamamlanmasını aksi halde zararın giderilmesini defalarca talep ettiğini ancak davalının olumlu dönüş sağlamadığını akabinde arabuluculuk yoluna başvurulduğu ancak olumlu sonuç alınamadığı, işbu nedenle müvekkilinin uğradığı zararların tahsili için mahkemeye başvurma zaruretinin hasıl olduğu, bu nedenlerle davanın kabulü ile, ayıplı imalatların tamiratı için harcanan 10.328,54 TL bedelinin, eksik işlerin tamamlanması mümkün değilse, çatının sökülüp yeniden yapım bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davalının sözleşme ile yüklendiği edimini sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirip getirmediği, bu kapsamda davalı tarafından yapılan işlerin eksik ve ayıplı olup olmadığı, eksik ve ayıbın giderim bedelinin ne kadar olduğu, davacının ihbar yükümlülüğünün usulüne uygun bir şekilde yerine getirip getirmediği, bu kapsamda davacının davalıdan alacak talep edip edemeyeceği, zararlarını tazmin edip edemeyeceği, edebilecekse sonuç olarak davacının belirtilen sebeplere göre davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğu hususlarına ilişkindir.
13/10/2022 tarihli celsede davacı tanığı … beyanında; Ben 2015 yılından beri davacı şirkette inşaat ustası olarak çalışmaktayım, davaya konu çatının yapımının 2018 sonlarına doğru bitirildiğini biliyorum, sözleşme kapsamında neler yapılacağını bilmiyorum, ancak bu yere bir bilirkişi geldi, bilirkişinin gelme sebebi çatının su almasından dolayıydı, bilirkişiye göre eksik yapılan mebran adı verilen su yalıtım sisteminin konulmadığının görülmüş, bunun üzerine ben bu yerde firmanın çalışanı olarak çatıyı söktüm, yeniden yaptık, çatıyı sökerken çıta vardı, mebran yoktu, cam yünü vardı, birde şilte ismini verdiğimiz malzeme vardı, çatı eğimli olduğu için dairelerin çeşitli yerlerinden su akarken gördüm, buda bilirkişilerce tespit edilmişti, bu su akma işi çatının yapımı bittikten sonra başlamıştı, bu çatının üzerinde herhangi bir işlem yapılmadı, bu çatı işlemlerinde mebranın olması şarttır, mebran olmazsa olmaz, mebranın buradaki görevi su geçirmemesini sağlamaktır, ben taraflar arasında yapılan sözleşmenin içeriği hakkında bilgim yoktur, bizim şefimiz vardır, bu su akıntıları ve sorunlar yaşanmaya başlandığında şefimizin aradığını biliyorum, şefimiz davalı tarafı arıyordu, aramaya istinaden davalı firmadan …. burayı tamir için geliyordu, bir kaç kere geldiler gittiler sorunu çözemediler, bir kısım şeffaf olan bölgeye silikon sıkıyorlardı, çatı kısmına bir müdahale olup olmadığını görmedim, ben hatalı işlemleri bilirkişinin tespitinin akabinde hemen tamir etmeye başladım, bu tamir sırasında kiremit olan kısma mebran yaptık, metre karesini tam hatırlamıyorum, ne kadar para ödendiği konusunda da bir bilgim yoktur, mebran ve ayrıca kiremitler fire verdi kiremit olduk ve çıta biçtirdik, ayrıca çam yünü verdiğimiz malzemeden aldık, bunların dışında başkaca bir işlem yapılmadı, çatılarda ahşap kısım olur, bu bölgeye mebran serilir, ondilin adı verilen oluklar konur, ondilin yerine kiremitte konulabilir, tercihe bağlı birşeydir, davalı taraf bu çalışılan bölgeye belki çok gelmiştir, ama benim gördüğüm kadarıyla bir kaç kez gördüm dedi.
13/10/2022 tarihli celsede davacı tanığı … beyanında; Ben …. Yönetiminde site yöneticisi olarak çalışmaktayım, davacı firma yöneticisi olduğum sitesinin müteahhit firmasıdır, ben 2020 yılı Haziran’dan beri site yöneticisiyim, taraflar arasında yapılan sözleşme hakkında sadece 5 yıl garantisi olduğuna dair bir bilgim vardır, 13 tane kat maliki vardır, bu kat malikleri bize gelerek çatılarının aktığını söylediler, mobilyalarının, eşyalarının zarar gördüğünü söylediler, bende yönetici olarak bunları fotoğrafladık ve müteahhit firmaya ilettik, onunda bize cevabı biz çatı firması ile anlaştık firma yaptı 5 yıl garantisi vardır, mesuliyet tamamen onlara aittir, davalı … tamir için buraya gelmiş, buralarda çatlaklar olduğunu gördüm, tamir etmeye çalışmışlar, ancak sorun çözülmedi, ancak halen daha devam etmekte, bu yerde bir kısmı çatı şeklindedir, bir kısmıda saydam cam şeklindedir, ahşap ve çatının olduğu kısımlar kiremitli olan yerler daire sahiplerine aittir, ortak alana denk gelen saydam olan kısımlarda da kullanım söz konusudur, zemin kaygan olduğu için mağduriyetler yaşanmaktadır, su akan bölgelere usta … izolasyon çalışması yaptılar, komple yaptılar, ancak şeffaf alan tam olarak sorunu çözülememiştir, bu binada yaklaşık 3 kış geçirilmiştir, insanlar çok mağdurdur, burada neler yapıldığı ve ne kadar miktar masraf yapıldığı hususunda bilgim yoktur, ancak buraya bir bilirkişi geldi, profesyonel olan çatı firmalarından teklifler alındı, en uygun teklif veren 350.000 TL civarındaydı, ne kadar masraf yapıldığı konusunu bilmiyorum, dava konusu yerdeki kiremitli bölümdeki sorun bundan 1 ay öncesine kadar çözüldüğünü biliyorum, çünkü bunu deneyerek gördüm, ancak cam bölmede su biriktiği için kiremitli bölüme zarar vereceği söylendi, mutlaka bu bölümünde tamir edilmesi gerektiği söylendi, bizim mimarımız … Bey’den duyduğum kadarıyla projeye kesinlikle uymadığını söyledi, ne ses izolasyonu, ne su izolasyonu burada yoktur, ben çatı bölgesinin 540 metre olduğunu duydum, ancak bunun ne kadar metre kare cam olduğunu bilmiyorum dedi.
19/01/2023 tarihli celsede davacı tanığı … beyanında; Ben inşaat mühendisiyim ve burada inşaat mühendisi olarak çalıştım, dava konusu yerin … çatı işlerini yapmak için almıştı, …. hem şeffaf olan çatı bölümünü hem kiremit olan çatı bölümünü yaptı, ayrıca çatının üzerine gelecek olan suların tahliyesi için kurulan dere ismi verilen dikdörtgen bir kutuyla suyun borularla akmasını sağlayan kısmın izolasyonunu yaptı, bunların kaynak işini de yaptı, tam yıllarını hatırlamakla 2018 yılları içindeydi, …. işi teslim edeceğini söyledi, biz de bazı yerlerden su geldiğini, özellikle şeffaf olan bölümlerden su geldi, bunu bildirdik, tamam yapalım dedi, bazı işlemler yaptı, silikonu tekrar sıkıp yaptı, şeffaf kısma ilişkin bir daha şeffaf kısım koydu, ancak ben ….’a şeffaf bölümü kaldır, eskisi üzerine değil yenisini koy dedim, eskisinin üzerine yenisini koydu, silikonları çekti, ancak silikon sıktığı kısımlarda sıcak soğuk dengesizliğinden açılmalar meydana geldi, bizim göremeyeceğimiz yerlerden sanırım delikler oluştu ve oralardan su damladı, bu sorunu yine çözmesini istedik, benim yapacağım bu dedi, biz de eksik iş olduğu için teslim almadık, sonrasında kiremit olan kısımlardan da su gelmeye başladı, bu işlerin takiplerini ben yaptım ancak …. ile bu işlerin yapılması konusunda bazen ben bazen adını … olarak bildiğim … ustanın da bu durumu bildirdiğini biliyorum, burada çok insan mağdur olmuştur, çatı katında 11 adet daire vardır, her biri ayrı ayrı şekilde sorunlardan dolayı bize gelmiştir, ben sorun çözülmedi diye biliyorum, ben şuan başka bir yerde çalışmaktayım, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur, dedi.
Mahkememizce alınan 26/10/2021 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Davacı tarafından sunulan 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturaların ve ödeme belgelerinin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında 24/04/2018 tarihinde akdedilmiş yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğu, davacının ticari defterlerine göre; davacı … incelenen ticari defterlerinde, davalı … 30.12.2020 dava tarihi itibariyle … No-lu satıcılar alt hesapta cari hesap alacak veya borcunun bulunmadığı cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu tespit edilmiştir. Davalı firma sözleşmeye göre edimlerini eksiksiz olarak yerine getiremediği, eksik ve ayıplı olarak teslim edildiği, cari hesap bakiyesinin sıfır tespitinden dolayı eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere tarafımızdan 109.050,00 TL bedel olabileceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce alınan 23/12/2021 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; Davacı tarafından sunulan 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturaların ve ödeme belgelerinin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında 24/04/2018 tarihinde akdedilmiş yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğu, davacının ticari defterlerine göre; davacı … incelenen ticari defterlerinde, davalı … 30.12.2020 dava tarihi itibariyle …. No.lu satıcılar alt hesapta cari hesap alacak veya borcunun bulunmadığı cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu tespit edilmiştir. Kök raporda da belirtildiği gibi davalı firma sözleşmeye göre edimlerini eksiksiz olarak yerine getiremediği, eksik ve ayıplı olarak teslim edildiği, cari hesap bakiyesinin sıfır tespitinden dolayı eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelinin takdirinin mahkemeye ait olmak üzere tarafımızdan kök rapor tarihi itibariyle 109.050,00 TL bedel olabileceği, ek rapor tarihi itibariyle bedelin takdirinin mahkemeye ait olmak üzere 141.765,00 TL bedel olabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde ;
6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi, “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunu düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıplar varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, TBK’nın 477/son maddesi uyarınca, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılmadığının defi olarak ileri sürülmesi halinde, bu vakıadan lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını, HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 474-478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’ınn 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.
Eksik iş ise sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek yoktur.. Eksik işler yönünden TBK’nın 474 ve 477. maddesindeki hükümler uygulanmaz.
Yerleşik içtihat ve uygulamalarda, iş bedelinin tamamının yüklenici tarafından taşerona veya iş sahibi tarafından yükleniciye ödenmesi halinde eksik ve kusurların giderim bedeli hüküm altına alınabilir.
Taraflar arasında, davanın dayanağını oluşturan ve yüklenicinin imzasını taşıyan İstanbul ili, …. ilçesi, … Mah. … Ada … Parselde Mevcut …. Projesi kapsamında çatı işleri yapımında 24/04/2018 tarihinde akdedilmiş yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğu davacı tarafın incelemeye sunulan 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerin sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmadığı , takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturaların ve ödeme belgelerinin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı … 30.12.2020 dava tarihi itibariyle … No-lu satıcılar alt hesapta cari hesap alacak veya borcunun bulunmadığı cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu , davalı tarafı yapılan ihtaratlı tebliğe rağmen defter ve belgelerini sunmadığı, buna göre HMK m.222/5 hükmü gereği davacı tarafın defterlerinde yer alan kayıtların kabul edilmesi gerektirdiği, dosyada dinlenen tanık anlatımları ve alınan teknik bilirkişi raporuna göre de davalı firma sözleşmeye göre edimlerini eksiksiz olarak yerine getiremediği, eksik ve ayıplı olarak teslim edildiği, cari hesap bakiyesinin sıfır tespitinden dolayı eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelinin109.050,00 TL olduğu tespit edilmiş olup davacı tarafın davalı taraftan 109.050,00 TL eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelini talep edebileceği anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile; 109.050,00 TL’nin dava tarihi olan 30/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ,karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile;
1-109.050,00 TL’nin dava tarihi olan 30/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 7.449,20 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 193,47 TL peşin harç ile 1.670,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.863,47 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.585,73 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan dava ilk açılış harç gideri olan 1.925,67 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak toplam 2.540,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 17.357,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır